TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yılmaz Tunç

haberingundemi.com.tr - Yılmaz Tunç haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yılmaz Tunç haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Otel yangınını yaşatanlar hesabını yargı huzurunda verecek Haber

Otel yangınını yaşatanlar hesabını yargı huzurunda verecek

AK Parti TBMM Grup Toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gazetecilerin gözaltına alınmasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Gazetecilik faaliyeti ile kimsenin gözaltına alınmadığını belirten Tunç, "Hepiniz gazetecisiniz, ülkemizde basın hürdür, düşünce, ifade hürriyeti alabildiğine geniştir, gazeteciler de dokunulmaz değildir. Bir suç işlendiğinde savcılık devreye girer." dedi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın gazeteciler hakkında başlattığı bir soruşturma olduğunu, gazetecinin bilirkişi ile yaptığı iddia edilen telefon görüşmesini onun rızası olmadan yayınladığını anımsatan Tunç, "Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 132 ve 133. maddeleri, haberleşmenin gizliliğini ihlaldir. Bir kişiyle görüşme yaptığınızda o görüşmeyi karşı tarafın rızası olmadan yayınlarsanız, TCK, bunu suç olarak tanımlamıştır. Dolayısıyla da bu iddia nedeniyle başlatılan bir soruşturma." diye konuştu. TCK'nın 277. maddesi kapsamında "Bilirkişiyi etkileme" suçunu içeren bir iddia olduğunu aktaran Tunç, soruşturmanın sonucunu bekleyeceklerini belirtti. Özgür Özel'e "acının üzerinden polemik" eleştirisi CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Kartalkaya'daki otelde çıkan yangın sonrası yaptığı açıklamaları esefle karşıladığının altını çizen Tunç,"Kartalkaya'da 78 canımızı kaybettik. Büyük bir facia. Milletçe derinden sarsıldık. Bu acının üzerine polemik yapmak, gerçekten çok çirkin. 'Burada sorumlular kimse, bu faciaya neden olanlar kimse, ucu nereye dokunursa dokunsun, yargı önünde hesap verecek' diyoruz. Onlar ise 'ucu bize dokunmasın' diyor. Arada böyle bir fark var." ifadelerine yer verdi. Tunç, olaya ilişkin, İstanbul Teknik Üniversitesi'nden (İTÜ) 7 akademisyen ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nden bir idare hukuku profesörünün görevlendirildiğini dile getirerek, yönetmelik, mevzuat ve kanunların belli olduğunu, olayda kimin ihmali varsa yargının değerlendireceğini söyledi. Türkiye'nin bu konudaki en yetkin akademisyenlerinin, İTÜ Afet Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık, İnşaat, Elektrik ve Elektronik, Kimya Mühendisliği Fakültesindeki uzmanların yerinde incelemelerini tamamladığını anlatan Tunç, şunları kaydetti: "Bilgi, belgeler, bütün dijital materyaller kendilerine takdim edildi. Savcılık makamına raporlarını ulaştırdıklarında tüm gerçek ortaya çıkacaktır. Burada makamı ne olursa olsun, hangi kurum olursa olsun, burada gerek sivil, gerek kamu görevlisi bu konuda soruşturma izni talepleri de savcılık tarafından gerçekleştiriliyor, soruşturma genişletilerek devam ediliyor. Burada 78 canımızı kaybettik, acısı yüreğimizde yanıyor. Ailelerin acısı çok taze. Dayanılır gibi değil. Hep beraber Bolu'ya gittik. O acıyı birlikte yaşadık. Dolayısıyla bu acıyı milletimize yaşatanlar, kimse, hangi makamdaysa, hesabını yargı huzurunda verecek." Bakan Tunç, bundan hiç kimsenin şüphe duymaması gerektiğini vurgulayarak, konunun takipçisi olacaklarını belirtti. Rapor üzerine yaptığı açıklamaları farklı şekilde değerlendirenlerin olduğunun altını çizen Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Savcılık makamına ibraz edilmemiş, imzasız bir metnin hukuki bir değeri olmaz. O yüzden 'korsan' ifadesini kullandım. Onun eline onu kim tutuşturmuşsa, savcılığa vereceğine, gidip oraya vermişse onun hukuki bir değeri olmaz. Konunun uzmanları, teknik detayları en ince ayrıntısına kadar inceleyecekler. Burada kimler sorumluysa hep beraber göreceğiz. Yargı, şeffaf şekilde işleyecek. Zaten rapor ortaya çıktığında kimin hangi yönetmelik, mevzuat gereğince hangi fiillerde ihmali olduğu tüm detayıyla kamuoyuyla paylaşılmış olacak." İmamoğlu'nun yargı mensuplarına söylediği sözler kabul edilemez İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na da tepki gösteren Tunç, İmamoğlu'nun sürekli polemikten beslendiğini belirtti. İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanına, yargı mensuplarına yakışıksız üsluplarda bulunduğunu dile getiren Tunç, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu, devlet adabından nasip almamaktır, millet iradesine saygısızlıktır. Herkes, kendi işine odaklanacak. 16 milyon İstanbullunun sorumluluğunu kaldıramayan bir şahıs var. Yapmış olduğu açıklamalarla; özellikle şahsımıza yönelik bazı ifadeleri de oldu. Bu tür polemiklerden sürekli beslenmeye çalışan, hadsiz sözler kullanan, bize ve sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik sözler kullanan bu şahıs benim muhatabım olamaz. Kendi görevini yapsın, İstanbullu tarafından verilen sorumlulukları yerine getirmeye çalışsın. Sürekli yargıya ve yargı mensuplarına söylediği yakışıksız sözler, kabul edilebilecek sözler değil. Yargının gerçekleştirmiş olduğu soruşturma, kovuşturmalar, istinaf, temyiz, itiraz gibi süreçleri gitsin kendi yargılandığı, soruşturma geçirdiği makamlarda söylesin."

Hiç kimse hukuk karşısında layüsel değildir Haber

Hiç kimse hukuk karşısında layüsel değildir

Bakan Tunç, TBMM'de AK Parti Grup Toplantısı öncesinde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. DEM Parti heyetinin, teröristbaşı Abdullah Öcalan'la ikinci kez görüşüp görüşmeyeceğinin sorulması üzerine Tunç, ikinci görüşmeyle ilgili bir talepte bulunulmadığını belirtti. Talepte bulunulduğunda bunun değerlendirileceğini ifade eden Tunç, terörsüz Türkiye için büyük çaba verildiğini dile getirdi. Tunç, PKK'nın tamamen lağvedilmesi, milli birliğin ve kardeşliğin güçlendirilerek Türkiye'nin, Türkiye Yüzyılı'nda daha güçlü olması için de büyük çaba gösterildiğini vurgulayarak, "Bu çabaya hep beraber destek veriyoruz. Yeni görüşme talebi olursa bu değerlendirilir." diye konuştu. İstanbul'da Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat'ın da gözaltına alındığı soruşturmaya ilişkin Tunç, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 47 kişi hakkında soruşturma yürüttüğünü aktardı. "Hep beraber soruşturmanın sürecini beklemek lazım" Tunç, soruşturmanın ardından yargıya yönelik haksız tepkiler verildiğine işaret ederek, şöyle devam etti: "Burada soruşturma gizli. Henüz gözaltı süreci devam ediyor, ifadeler alınıyor. Dosyadaki delilleri, suçlamaları bilmeden, tanıkları bilmeden yargıya yönelik yapılan yakışıksız ifadeleri kabul etmek mümkün değil, bu doğru değil. Hep beraber soruşturmanın sürecini beklemek lazım. Hep birlikte takip ediyoruz. Hiç kimse yargı, hukuk karşısında layüsel değildir. Yapmış oldukları yanlışlıkların, eğer suç unsuru varsa bunun hesabını soracak olan yargıdır. Dolayısıyla dosyanın içeriğini bilmeden, yargıya yönelik birtakım tehditkar ifadeler kullanmak hiç kimseye yakışmaz. Özellikle sorumluluk sahibi olan yöneticilerin, siyasetçilerin bu konuda dikkatli olması lazım." Hukuk ve yargı karşısında herkesin yaptığının hesabını vereceğinin altını çizen Tunç, bunu ortaya çıkaracak olanın da tarafsız ve bağımsız yargı olduğunu söyledi. Beşiktaş Belediye Başkanı yerine görevlendirme yapılıp yapılmayacağının sorulması üzerine Tunç, dosya kapsamına savcıların hakim olduğunu, soruşturma sürecini beklemek gerektiğini ifade etti. Oyuncu Serenay Sarıkaya'nın ifadeye çağrıldığının hatırlatılması üzerine de Tunç, soruşturma aşamasının gizli olduğunu, yorum yapmanın doğru olmayacağını, soruşturmanın sonucunu beklemek gerektiğini kaydetti. Tunç, İstanbul Barosu'yla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü bir davaname açılmasının söz konusu olduğunu hatırlattı. Bu işlemin, İstanbul Barosunun açıklaması nedeniyle başlatıldığını belirten Tunç, şu ifadeleri kullandı: "2 terör örgütü sanığı, ülkemizde yargılanırken, hem davası hem de soruşturması devam ederken Suriye'ye kaçan 2 sanıkla ilgili güvenlik güçleriyle gerçekleşen bir çatışmada etkisiz hale getirilmesi sonrasında, bunların gazetecilik faaliyeti nedeniyle etkisiz hale getirildiği yönünde İstanbul Barosunun bir açıklaması söz konusu oldu. Baro açıklamasında da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Cenevre Sözleşmesi'ni, Roma Statüsü'nü, insancıl hukuku ihlal ettiği ve bunun savaş suçu teşkil ettiği yönünde maalesef talihsiz açıklamaları oldu. Bu açıklamalar, baroların amacı dışında yapılan faaliyet kapsamında değerlendirildiği için Avukatlık Kanunu'nun 77'nci maddesinin 5'inci fıkrası gereğince İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan bir soruşturma söz konusu oldu. Bu soruşturmada da İstanbul Barosu Başkan ve yönetiminin, Avukatlık Kanunu'nun 77'nci maddesi gereğince görevlerine son verilmesiyle ilgili bir davaname açıldı. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bu davaname görülecek ve hep beraber süreci takip edeceğiz."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.