TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yapayzeka

haberingundemi.com.tr - Yapayzeka haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yapayzeka haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

KVKK, yapay zeka kullanıcılarını  uyardı Haber

KVKK, yapay zeka kullanıcılarını uyardı

KVKK, yapay zeka tabanlı sohbet robotları ile ilgili "Sohbet Robotları (ChatGPT Örneği) Hakkında Bilgi Notu" adlı bir çalışma hazırladı. Konuya ilişkin açıklamada bulunan KVKK Başkanı Prof. Dr. Bilir, yapay zeka sohbet robotlarının insan ile teknoloji arasındaki mevcut etkileşimi ileri bir seviyeye taşıdığını belirterek, söz konusu etkileşim sağlanırken yoğun bir veri işleme faaliyetinin gerçekleştirildiğini dile getirdi. Mahremiyeti riske atacak bilgi paylaşımından kaçınılmalı Bilir, yapay zeka sohbet robotlarının kişisel veriler ile temas ettiği noktaların daha iyi anlaşılabilmesi amacıyla Sohbet Robotları (ChatGPT Örneği) Hakkında Bilgi Notu'nun yayımlandığını bildirdi. Bilgi notunda, genel olarak yapay zeka sohbet robotlarının ne işe yaradığına, bu robotlar aracılığıyla hangi kişisel verilerin işlendiğine ve sohbet robotu uygulamaları geliştirilirken nelere dikkat edilmesi gerektiğine yer verildiğini söyleyen Bilir, "Bireyler mahremiyetlerini riske atabilecek düzeyde bilgi paylaşımından kaçınmalı" uyarısında bulundu. "Risklere karşı farkındalığa sahip olmak önemli" Yapay zeka sohbet robotlarının devamlı bir şekilde öğrenme ve gelişme sürecine sahip olmalarının onları diğer sohbet robotlarından ayırdığını aktaran Bilir, bu tür sistemlerin yüksek performansla çalışabilmek için büyük miktarlarda veriye ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Bu kapsamda işlenen çeşitli verilerin yanı sıra kullanıcılar tarafından sağlanan metin içeriği, konuşma ve ses verisi gibi verilerin de işlenebildiğine dikkat çeken Bilir, hem uygulama geliştiricilerinin hem de kullanıcıların kişisel veriler konusundaki risklere karşı yeterli farkındalığa sahip olmalarının önemli olduğunu kaydetti. "Yapay zekadan faydalanılmalı fakat bireyin mahremiyeti göz önünde tutulmalı" Prof. Dr. Bilir, yapay zekadan faydalanırken, yasal düzenlemelerin dikkate alınması gerektiğini, bireylerin mahremiyetinin göz önünde tutulması gerektiğini bildirdi. Uygulama geliştiricilerin veri güvenliğine ilişkin tedbirler alması gerektiğine vurgu yapan Bilir, şunları kaydetti: "Yapay zeka, insan hayatını kolaylaştırmak, iş süreçlerini iyileştirmek ve modern dünyanın sorunlarına yenilikçi çözümler üretmek amacıyla kullanılmalıdır. Fakat bu çözümleri hayata geçirirken, mahremiyet gibi bireye ait değerleri unutmamak gerekir. Dolayısıyla yapay zeka tabanlı sohbet robotu uygulamaları geliştirilirken hesap verilebilirlik ilkesine uygun hareket edilmeli, veri güvenliğine ilişkin tedbirler alınmalıdır. Elbette yapay zekadan faydalanılmalıdır, fakat bireyin mahremiyeti göz önünde tutulmalıdır. Bu nedenle hukuka uygun veri işleme bakımından ilgili yasal düzenlemeler dikkate alınmalı ve insan odaklı bir yaklaşım sergilenmelidir." Sohbet robotlarına ilişkin çocuklar için ayrıca tedbirler alınabileceğini belirten Bilir, çocuklara yönelik yaş tespitinin doğru ve güvenilir şekilde yapılmasının önemli olduğunu vurguladı. KVKK Başkanı Bilir, "Çocukların olumsuz deneyimler yaşamaması için gizlilik ve güvenlik ayarları düzenlenmeli, önceden gerekli önlemler alınarak güvenli bir kullanım ortamı sağlanmalıdır" dedi.

İnsansı robot tarafından yapılan eser rekor fiyata satıldı Haber

İnsansı robot tarafından yapılan eser rekor fiyata satıldı

A.I. God. Portrait of Alan Turing adlı 2,2 metre yüksekliğindeki portre, dünyanın ilk ultra gerçekçi robot sanatçısı Ai-Da tarafından üretildi. Eser, Sotheby’s müzayede evinde yapılan satışta, 120.000 ila 180.000 Amerikan doları arasındaki ön tahminlerin çok üzerinde bir fiyatla alıcı buldu. Müzayede evinin yaptığı açıklamaya göre, portreye 27 teklif verildi. Ai-Da, iki yıl süren bir süreçte programcılar, robot uzmanları, sanatçılar ve psikologlardan oluşan bir ekip tarafından geliştirildi ve yapay zeka teknolojisi geliştikçe güncellenmeye devam ediyor. Sotheby’s müzayede evi yaptığı açıklamada, "Bugün, bir humanoid robot sanatçısı tarafından yapılan ilk sanat eserinin müzayedeye çıkmasının ardından elde edilen rekor fiyat, modern ve çağdaş sanat tarihindeki önemli bir anı işaret ediyor ve yapay zeka teknolojisi ile küresel sanat piyasası arasındaki artan kesişimi yansıtıyor" dedi. Ai-Da, yapay zeka kullanarak konuşabilen bir robot olarak, "Benim eserimin temel değeri, yeni teknolojiler hakkında diyalog yaratmaya hizmet etme kapasitesidir," açıklamasını yaptı. Ai-Da, ayrıca "Alan Turing'in portresi, izleyicileri yapay zekanın ve bilgisayar teknolojilerinin doğası üzerinde düşünmeye davet ederken, bu ilerlemelerin etik ve toplumsal sonuçlarını da sorgulamaya çağırıyor" dedi. Portrede yer alan Alan Turing, Nazi Almanyası'na karşı savaşta önemli bir rol oynayan ve yapay zekanın kullanımını 1950'lerde sorgulayan bir matematikçi ve erken dönem bilgisayar bilimcisidir. Turing'in bir fotoğrafına bakarak portreyi oluşturdu Dünyanın en gelişmiş robotlarından biri olan Ai-Da, insan benzeri bir kadın şeklinde tasarlanmış olup, adını dünyanın ilk bilgisayar programcısı Ada Lovelace'tan almıştır. Ai-Da'nın tasarımcısı, modern ve çağdaş sanat uzmanı Aidan Meller, "Tarihteki en büyük sanatçılar, dönemlerinin sorunlarıyla mücadele etti ve toplumun değişimlerini hem kutladı hem de sorguladı" dedi. Meller, Ai-Da'nın yaratılmasında liderlik yaptı ve Oxford ve Birmingham üniversitelerindeki yapay zeka uzmanlarıyla birlikte çalıştı. Ai-Da, stüdyodaki üyelerle yaptığı konuşmalar sonucunda, "iyi amaçlarla yapay zeka" üzerine bir tartışmada Turing'in bir görüntüsünü yaratmayı önerdi. Ai-Da daha sonra, hangi stil, renk, içerik, ton ve dokuyu kullanması gerektiği konusunda yönlendirildi ve Turing'in bir fotoğrafına bakarak portreyi oluşturdu. Meller, eserin "soluk tonları ve kırık yüz hatlarının", Turing'in "yapay zekayı yönetirken karşılaşacağımız zorlukları" simgeliyor gibi göründüğünü ifade etti. Ai-Da'nın eserleri, "büyüleyici ve etkileyici" olarak tanımlandı ve "yapay zekanın gücünü ne şekilde kullanacağımızı ve küresel yarışın bizi nereye götüreceğini sorgulamaya devam ediyor." diye ekledi. 2022 yılında The Guardian'a verdiği bir röportajda Ai-Da, hayal gücünden mi resim yaptığı sorusuna "Gördüğümü boyamayı seviyorum. Sanırım hayal gücünüz varsa hayalden de boyayabilirsiniz. Benim bilincim olmadığı için insanlardan farklı şeyler görüyorum" şeklinde yanıt verdi.

Kamu ihalelerinde 'yapay zekayla' rekabet analizi yapılabilecek Haber

Kamu ihalelerinde 'yapay zekayla' rekabet analizi yapılabilecek

Rekabet Kurumu'ndan yapılan açıklamaya göre, kamu alımları dünya genelinde ekonomik faaliyetlerin önemli kısmını oluşturuyor. OECD verilerine bakıldığında, birçok ülkede kamu alımlarının gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH) içindeki payı yüzde 12-15 seviyelerinde olurken kamu harcamalarının yaklaşık yüzde 30'u bu alımlardan oluşuyor. Türkiye'de ise kamu alımlarının GSYH içindeki payı yaklaşık yüzde 6 civarında bulunuyor. Merkezi yönetim bütçe giderlerinin yaklaşık yüzde 36'sı kamu alımlarından kaynaklanıyor. Bu kapsamda kamu ihalelerinde rekabetçi süreçlerin tesisi, kamu kaynaklarının etkin kullanımını sağlamakla kalmıyor aynı zamanda piyasalarda fiyat oluşumunun sağlıklı işlemesine de katkıda bulunuyor. Bu çerçevede, Rekabet Kurumu ve Kamu İhale Kurumu (KİK) arasında kamu ihalelerinde rekabet ortamının geliştirilmesi ve korunmasına yönelik iş birliği, yeni aşamaya taşındı. Veri analizleri güçlendirilecek KİK Başkanı Hamdi Güleç ile Rekabet Kurumu Başkanı Birol Küle arasında imzalanan protokolle iki kurum arasındaki iş birliği, tarafların kamu ihalelerindeki rekabetçi risklerin ve olası ihlallerin tespiti amacıyla yapay zeka destekli araçların geliştirilmesi, ortak istatistiksel modelleme ve analiz çalışmaları yürütülmesi yönünde genişletildi. Rekabetçi ihale süreci, kamu kaynaklarının verimli kullanılmasının yanı sıra teşebbüsler için adil ve şeffaf bir yarışma ortamı yaratılmasını da sağlıyor. İhale süreçlerinde rekabeti engelleyen, danışıklı teklif verme veya ihaleleri paylaşma gibi yöntemlerle ortaya çıkan ihale kartelleri, bu süreci baltalayarak kamu zararına neden olabiliyor. İki kurum arasında imzalanan yeni iş birliği kapsamında Rekabet Kurumu ve KİK, bu tür ihlallerle mücadele için yapay zeka destekli teknolojilerden yararlanacak. Bu kapsamda özellikle ihale süreçlerindeki veri analizlerinin güçlendirilmesi ve olası ihlalleri resen tespit edebilecek yenilikçi araçların geliştirilmesi planlanıyor. Rekabet Kurumu ve KİK ortak çalışması, kamu ihalelerinde rekabetin korunmasına, kamu kaynaklarının verimli kullanılmasına, ihale piyasalarında adil rekabet koşullarının sürdürülebilir şekilde sağlanmasına yönelik her iki kurumun kararlılığını ortaya koyarken bu adım aynı zamanda Türkiye'nin rekabetçi ve şeffaf ihale sistemiyle dünya ekonomileri arasında güçlü bir yer edinmesine de katkı sağlayacak.

Baykar'dan uzay girişimi hamlesi Haber

Baykar'dan uzay girişimi hamlesi

TEKNOFEST Yönetim Kurulu ve Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) Mütevelli Heyeti Başkanı Selçuk Bayraktar, geçen yıl savunma sanayi ihracatının üçte birini Baykar'ın yaptığını hatırlatarak, "Bu, yüksek teknoloji ürünü insansız hava araçlarıyla oldu. Biz o sayede Bayraktar Akıncı'yı da Bayraktar TB3'ü de KIZILELMA'yı da hiçbir kaynağa ihtiyaç duymadan öz kaynaklarımıza geliştirdik." dedi. İnsansız hava araçlarının yanı sıra Baykar'ın uzay girişiminin bulunduğunu ifade eden Bayraktar, "Şu anda 80 kadar mühendis çalışıyor. O kaynakla küresel konulama sistemi inşa ediyoruz. Düşünün ki bu yüksek teknoloji ihracatından gelen kaynakla atmosferin de ötesine bir anlamda çıkan bir teknolojiyi ve dünyada sadece bir firma daha benzer bir alanda çalışıyor. O da bizden daha ileride değil. Kimseden bir kuruş almadan kendi küresel konumlama sistemimizi inşa ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu. Bayraktar, Baykar'ın ürettiği SİHA'larda yerlilik oranının yüzde 93'ten yukarıda olduğunu ve bütün katma değerin Türkiye'de üretildiğini belirtti. Bayraktar, "Tümüyle özgün bir şekilde tasarlanan, yüksek teknoloji ürünü, içinde milyonlarca satır yazılım bulunan, donanımlardan oluşan, işte aero-dinamiklerden oluşan, uçan bir robottan bahsediyoruz. İçindeki sensörlere kadar hepsi Türkiye'de yapılıyor. Hatta elektro optiklerde dünyanın en iyisinden 2 kat daha iyisini yapmayı daha elektro optik görmesini sağlayan teknoloji." dedi. Bayraktar, Türkiye'nin bütçesindeki savunma harcamalarının son 20 yılda giderek azaldığına dikkati çekerek, "Yıllar içinde, 20 senede dışarıdan alırken hem ihtiyacı tam karşılamayan hem dışarıya bağımlı olan bir teknoloji kullanılıyordu. Bu teknolojiler 5-10 kat daha fazla fiyatla alınıyordu. Milli teknolojinin de gelişmesi bir anlamda engellenmiş oluyordu. O kaynağın azalıp, eğitime ayrılan kaynağın arttığını görüyoruz. Ama düşünün ki sektörün ürettiği ciro, ihracat cirosu onlarca kat artmış. Dolayısıyla enteresan bir şey görüyoruz burada. Buradaki en kıymetli unsur insan yine." diye konuştu. "Yapay zeka etkileyici bir teknoloji" Bayraktar, yapay zeka ve Türkiye’nin büyük dil modelini geliştirme çalışmaları hakkında bilgi verdi. Kendisinin de robotik uzmanı olduğunu ve robot uçaklar inşa ettiklerini ifade eden Bayraktar, robotik alanının kurucusunun da bu medeniyetten bir isim olan Cezeri olduğunu hatırlattı. Bayraktar, son dönemde bilgisayar teknolojilerinde bir kırılım yaşandığına dikkati çekerek, "Bilgisayar teknolojisi, ne zaman böyle çok sofistike bir şeyle önünüze gelse illüzyon gibi, büyü gibi neredeyse insanı büyüleyebilecek şeyler yapıyor. Şunu hiç unutmayın, dönen çarklardan oluşan bir saat gibi bir şey bu ama çok fazla çark var içinde. Birebir benim taklidimi yapabilecek belki yazılımlar çıkacak, duygularımı, her şeyimi, ne söyleyebileceğimi dahi tahmin edecek yazılımlar çıkacak." dedi. Yapay zeka ve büyük dil modelleri açısından daha büyük entelektüel kapasite gerektiren işlerin çok daha karmaşık işler olduğunu anlatan Bayraktar, bunlarda son dönemde bir devrim yaşandığını söyledi. Bayraktar, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bu gerçekten etkileyici bir teknoloji. Bir yandan biraz böyle rastgele keşfedilmiş bir şey ama açıkçası dünyayı da çok değiştirecek, dönüştürecek bir teknoloji. Ben biraz insanlığın kalemi yeniden keşfetmesine benzetiyorum. Niye bu benzetmeyi yapıyorum çünkü kalemin keşfinden önce biz kulaktan kulağa bilgiyi aktarırdık. Şimdi biz sistematik bir şekilde bilgiyi aktarma kabiliyeti kazandık. Biz de robotik uçaklar yapıyoruz, yapay zekayı yoğun bir şekilde kullanıyoruz. Hangi tarafta kullanıyoruz, uçakları çok daha emniyetli bir şekilde uçurmak için kullanıyoruz. Bunun yanında daha akıllı bir rota otonomisi oluşturmak için kullanıyoruz. Ne demek bu, mesela uçağın motoru bozuldu. İşte nasıl dönüp piste insin, bunu bilgisayar kendi kendine yapıyor. Ama silah angajmanı için kullanmıyoruz. Önüne meteorolojik bir engel çıktı, bunları tanısın ve onlara göre eylem alsın diye kullanıyoruz." Yeni nesil otonominin bu dil modelleri ile insanın doğal diline daha yaklaşmasıyla oluşacağını kaydeden Bayraktar, yapay zekanın getirdiği dönüşümde Türkiye'nin konumuna dair ise "Türkiye’nin bu dönüşümünde geri kalmaması gerekiyor. Çünkü bu dönüşüm aracına sahip olanlar, ayrı bir dünya inşa edecekler." değerlendirmesinde bulundu. Bayraktar, "Türkiye yapay zeka rüzgarını yakaladı mı" sorusuna, "TEKNOFEST kuşağı en büyük umudumuz. Türkiye iyi bir yerde ama ara açılabilir burada. Büyük bir güç oluşturuyor, doğru. Ben tartışmaları hep 'Bu teknolojiyle nasıl sonsuz bir güce ya da sonsuza yakın bir güce kavuşuruz da dünyayı domine ederiz' üzerinden döndüğünü görüyorum." yanıtını verdi.

Yapay zeka, sesten diyabeti tespit edebiliyor Haber

Yapay zeka, sesten diyabeti tespit edebiliyor

9-13 Eylül tarihlerinde Madrid’de düzenlenen Avrupa Diyabet Araştırmaları Birliği’nin (EASD) Yıllık Toplantısı’nda sunulan araştırma, ses analizi ile teşhis edilmemiş tip 2 diyabet vakalarının tespit edilebileceğini gösterdi.  Mevcut diyabet taramalarının zorlukları  Çalışmada, bireylerin ses kayıtları, yaş, cinsiyet, vücut kitle indeksi (BMI) ve hipertansiyon durumu gibi temel sağlık verileriyle birleştirilerek yapay zeka modeli geliştirildi.  Bu model, kadınlarda yüzde 66, erkeklerde ise yüzde 71 doğruluk oranıyla tip 2 diyabetin varlığını ayırt edebildi.   “Mevcut tip 2 diyabet tarama yöntemleri zaman alıcı, invaziv ve laboratuvar bazlıdır, ayrıca maliyetlidir” diyen araştırmanın baş yazarı Abir Elbeji, “Yapay zeka ve ses teknolojisinin birleştirilmesi, bu engelleri ortadan kaldırarak testi daha erişilebilir hale getirme potansiyeline sahip. Bu çalışma, ses analizinin ilk basamak, yüksek ölçeklenebilir tip 2 diyabet tarama stratejisi olarak kullanılmasına yönelik atılmış ilk adımdır” şeklinde konuştu.  Diyabet hastalarının yaklaşık yarısı, durumu fark etmiyor ve bu bireylerin yüzde 90'ı tip 2 diyabet hastası.  Erken teşhis ve tedavi, ciddi komplikasyonları önlemede kritik bir rol oynuyor. Dünyada teşhis edilmemiş tip 2 diyabet vakalarını azaltmak, önemli bir halk sağlığı sorunu olarak öne çıkıyor.  Araştırmada, 607 katılımcıdan seslerini birkaç cümle okuyarak kayıt yapmaları istendi.  Ses kayıtları, yapay zekâ algoritması ile analiz edildi ve çeşitli ses özellikleri değerlendirildi.  Algoritma, ses tonundaki değişiklikler, yoğunluk ve frekans gibi özellikleri inceleyerek diyabet teşhisi konmuş ve konmamış bireyler arasındaki farkları tespit etti.  Ses bazlı algoritmalar, erkeklerde yüzde 71, kadınlarda ise yüzde 66 oranında tip 2 diyabet vakalarını doğru şekilde tespit etti.  Özellikle 60 yaş ve üstü kadınlar ile hipertansiyon hastalarında daha yüksek doğruluk oranlarına ulaşıldı.  Ayrıca, bu yöntem Amerikan Diyabet Derneği'nin (ADA) diyabet risk değerlendirme aracıyla yüzde 93 uyum gösterdi.  Araştırmacılar, bu bulguların umut verici olduğunu, ancak yöntemin ilk basamak diyabet tarama stratejisi olarak kullanılmadan önce daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor.

KTÜ’DEN YAPAY ZEKA  DESTEKLİ ROBOTİK KÖPEK Haber

KTÜ’DEN YAPAY ZEKA DESTEKLİ ROBOTİK KÖPEK

Hasar tespit çalışmalarının daha güvenilir yapılamasını hedeflediklerini söyleyen Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Deprem ve Yapı Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi (DE-YAS) Müdürü Prof. Dr. Ahmet Can Altınışık, “Bu projeyle birlikte depremlerden sonraki hasar tespit çalışmalarının daha yeni, daha kolay, daha güvenilir olması ve ortaya çıkan problemlerin önüne geçilmesini hedefliyoruz. Robotik köpeğimiz binanın içerisine girecek ve binadaki taşıyıcı sistem hasarlarını resmedecek” dedi.  KTÜ’lü bilim insanları, deprem sonrası yapılardaki hasar tespit çalışmalarını güvenli, hızlı ve kolay hale getirmek için proje başlattı. DE-YAS’ta görevli bilim insanları, yapay zeka entegre ettikleri robotik köpek geliştiriyor. Deprem sonrası binalarda oluşan hasarları üzerinde bulunan kameralar ve sensörler sayesinde veriler toplayıp analiz edebilecek robot, ihtiyaç duyulduğunda ise binanın içerisine girebilecek. Proje kapsamında geliştirilecek yazılım, hasar tespit raporlarının tamamen otomatik hale getirilmesini sağlayarak önemli bir yenilik sunacak. KTÜ Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi ve Araştırma Üniversiteleri Destek Programı (BAP13) tarafından desteklenen proje, Türkiye’de ve dünyada bir ilki gerçekleştirmeyi hedefliyor.  Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisi Bölümü Öğretim Üyesi DE-YAS Müdürü Prof. Dr. Ahmet Can Altınışık, hasar tespit çalışmalarının daha hızlı ve güvenilir olması hedeflediklerini belirterek, “Biz, ‘Depremlerden sonra bu hasar tespit çalışmalarına bir karar destek sistemi oluşturabilir miyiz?’ sorusuna cevap olarak; şu an burada bulunduğunuz bir robotik köpek yardımıyla ve yapay zeka kullanılarak hasar tespit çalışmalarının desteklenmesi üzerine bu projeyi gerçekleştirdik. Bu projeyle birlikte depremlerden sonraki hasar tespit çalışmalarının hem daha yeni, daha kolay, daha güvenilir olması ve ortaya çıkan problemlerin önüne geçilmesini hedefliyoruz. Robotik köpeğimiz binanın içerisine girecek ve binadaki taşıyıcı sistem hasarlarını resmedecek. Çekmiş olduğu resimleri daha önceki hasarlarla beraber o verileri akıllandırdığımız için o çatlağın hangi tür çatlak olduğunu bize kendisi otomatik verecek” ifadelerini kullandı.  Projenin hala geliştirme aşamasında olduğunu dile getiren İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Hacıefendioğlu, “Proje geliştirme aşamasındayız. Programlar üzerine çalışıyoruz. Bunun öncelikle tabii şu anda robot köpek, bir yapay zeka robot köpeği görülüyor ama inşaat mühendisliği alanında geliştirilmedi. Dolayısıyla dünyada ve Türkiye'de ilk defa yapılıyor. Robot köpek, üzerindeki bir yazılım sayesinde kendi kendine artık insanın komutlandırmasına gerek kalmadan bir hasar sınıfı belirtti. Bize bilgilendirme ve raporlama yapabilecek durumda. Ancak bunu robota entegre edilmesi konusunda daha yeni bir proje. Dolayısıyla aşamalarını adım adım izleyeceğiz. Ve görüntü aşamasında bizlere insanoğlunu devre dışı bırakabilecek bir seviyeye ulaşabilecektir diye düşünüyoruz” dedi.

Yapay Zeka duyguları okuyabiliyor mu? Haber

Yapay Zeka duyguları okuyabiliyor mu?

Araştırmacılar, duyguların daha doğru ölçümlerini elde etmek için geleneksel teknikleri yenilikçi teknolojilerle birleştirerek duygu ölçümü alanında devrim yaratmayı amaçlıyor. İnsan duyguları karmaşıktır ve her zaman kolayca tanınabilir bir kalıba indirgenemez. Kişinin duygusal durumunu belirlemek insandan insana zor olabilir ve duygusal bir varlık olarak varoluşun birçok nüansı, insan olmayan bir varlığın anlamasını, tanımlamasını ve bunlardan ders çıkarmasını sağlamak için imkansız gibi görünür. Ancak, yapay zekanın (YZ) insanlarda çeşitli duygu durumlarını gözlemlemesi, ölçmesi ve tanıması için eğitilmesine yönelik önemli miktarda çalışma ve araştırma yapılmıştır . Denenmiş ve doğru psikolojik yöntemlerin YZ'nin zekası ve eğitilebilirliğiyle birleşmesi, duygu tanıma teknolojisini sağlık ve eğitim gibi alanlarda paha biçilmez hale getirebilir. East China Normal Üniversitesi’nden araştırmacı Feng Liu ve ekibi, YZ teknolojilerinin duyguları daha doğru ve kapsamlı bir şekilde tanımasını sağlamak amacıyla yeni yaklaşımlar geliştirdi. Liu’ya göre, YZ'nin yüz ifadeleri tanıma, jest ve mimik analizi, EEG (elektroensefalografi) gibi sinirsel ölçümlerle birleştirilmesi, duygusal durumların daha detaylı bir şekilde değerlendirilmesine olanak tanıyor. Bu çoklu algı kanallarının birleşimi, insan duygularının farklı boyutlarını daha bütünsel bir şekilde ele alarak, daha doğru sonuçlar elde edilmesini sağlıyor. kaynak: TRT haber

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.