TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Teknoloji

haberingundemi.com.tr - Teknoloji haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Teknoloji haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bilim insanları hamamböceklerini siber böceklere dönüştürdü Haber

Bilim insanları hamamböceklerini siber böceklere dönüştürdü

Osaka Üniversitesi ve Diponegoro Üniversitesi’nden araştırmacılar, hamamböceklerinin doğal hareket kabiliyetlerinden faydalanarak onları elektronik sistemlerle donattı. Bu sistem, böceklerin antenlerine ve vücutlarına yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla hareketlerini yönlendirmeyi sağlıyor. Mekanik mühendisi Mochammad Ariyanto, "Küçük ölçekli robot üretimi oldukça zorlu bir süreç. Biz bu engeli aşmak için doğal bir organizmaya elektronik cihazlar eklemeyi tercih ettik" dedi. Zorlu arazilerde test edildi Bilim insanları, Madagaskar tıslayan hamamböcekleri üzerinde gerçekleştirdikleri deneylerde, bu siber böceklerin kum, taş ve ahşap engellerle dolu arazilerde başarıyla hareket ettiğini gözlemledi. Geliştirilen 'biyohibrit davranış temelli navigasyon (BIOBBN) sistemi' sayesinde böcekler, belirlenen hedefe ulaşırken engelleri aşabiliyor. Araştırmacılar, bu sistemin iki farklı navigasyon algoritması içerdiğini belirtiyor. Basit ortamlarda kullanılan sistem daha büyük bir elektronik sırt çantası gerektirirken, karmaşık arazilerde kullanılan sistem daha hafif bir donanımla çalışıyor. Arama-kurtarma ve keşif amaçlı kullanılabilir Siber böcekler, deprem ve savaş gibi felaketlerde enkaz altında kalanları tespit etmek için kullanılabilir. Dar tüneller, boru hatları ve insan erişiminin zor olduğu alanlarda keşif yapma potansiyeline sahip olan bu teknoloji, aynı zamanda çevresel izleme ve kültürel miras alanlarının korunması için de değerlendirilebilir. Osaka Üniversitesi'nden Keisuke Morishima, "Bu biyohibrit navigasyon sistemi, düşme gibi mekanik robotların karşılaştığı temel sorunları aşmamıza yardımcı olabilir. Gerçek dünya koşullarında kullanıma uygun bir çözüm sunuyor" ifadelerini kullandı. Ancak araştırma ekibi, böceklerin bu duruma nasıl tepki verdiği konusunda daha fazla çalışma yapılması gerektiğini belirtiyor. Bu araştırma Soft Robotics dergisinde yayımlandı.

MAVİ VATAN YERLİ VE MİLLİ  NAVTEX SİSTEMİNE EMANET Haber

MAVİ VATAN YERLİ VE MİLLİ NAVTEX SİSTEMİNE EMANET

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Deniz Haberleşme Sistemlerinin Modernizasyonu Projesi kapsamında ASELSAN tarafından yerli ve milli olarak geliştirilen NAVTEX'i devreye aldıklarını bildirdi. Sistemin, denizcilik alanında güvenlik, seyir ve hava durumuyla ilgili kritik bilgilerin denizcilere iletilmesini sağlayan otomatik bir mesajlaşma olanağı sunduğunu vurgulayan Uraloğlu, projenin ASELSAN ile imzalanan sözleşme doğrultusunda iki faz olarak gerçekleştirildiği bilgisini verdi. Uraoğlu, projenin ilk fazı olan Operasyon Merkezi ve NAVTEX istasyonlarının kurulumunun Mayıs 2023'te başladığını anımsatarak, "2024 yılı sonunda ise projenin geçici kabul testleri başarıyla tamamlandı ve 2025 yılı itibarıyla yerli ve milli yeni sistem üzerinden NAVTEX mesajları yayınlanmaya başladı. Proje, deniz haberleşmesinin güvenliğini ve verimliliğini artırmayı hedeflerken denizcilik sektörü için de önemli bir adım oldu." değerlendirmesinde bulundu. Bakan Uraloğlu, 2025'in sonunda tamamlanacak ikinci fazda ise üç istasyonun modernizasyonunun gerçekleştirileceğini ifade etti. Tehlikeli ve acil durumlarda hayati önemde NAVTEX'in, Uluslararası Telekomünikasyon Birliği tarafından belirlenen standartlara uygun olarak uluslararası 518 kHz ve ulusal 490 kHz frekans bandında metin mesajları gönderebildiğini aktaran Uraloğlu, sistemin denizcilerin güvenli seyir yapabilmesi için önemli bilgilere erişim sağladığını bildirdi. Uraloğlu, duyuruların Türkiye'deki 4 NAVTEX istasyonundan yayınlandığını belirterek, şunları kaydetti: "Sistem denizcilere kurtarma operasyonları veya tehlikeli durumlar için acil durum mesajları, fırtına ve benzeri durumlar için meteorolojik uyarılar, sahil güvenlik ve kanal durumu gibi seyir uyarıları, denizcilik ve güvenlikle ilgili bilgilendirmeler yapmaktadır. NAVTEX mesajları, otomatik alıcı cihazları ile deniz araçlarında alınıyor ve alıcılar, önceden belirlenen bölgelerdeki tüm önemli mesajları almak için sürekli olarak bu verileri dinliyor. Proje kapsamında yapılan güncellemelerle yeni altyapıyla daha güvenli, verimli ve hızlı bir NAVTEX hizmeti sağlanıyor."

Mars'ta yaşamın izlerinin aranacağı yer netleşti Haber

Mars'ta yaşamın izlerinin aranacağı yer netleşti

Mars’ta metan gazının varlığı yıllardır bilim insanlarını şaşırtıyor. Yüzeydeki gezgin araçlar, metan seviyelerinde mevsimsel dalgalanmalar tespit ederken, yörüngedeki uydular bu moleküle dair güçlü bir iz bulamadı. Bu durum, yaşamın belirli koşullarda var olabileceğine dair kanıtlanmamış ama heyecan verici bir ipucu sunuyor. Ancak Mars genel anlamda yaşanabilir bir yer değil. Yüzey sıcaklıkları genellikle sıfırın çok altında, atmosfer neredeyse yok denecek kadar ince ve gezegen sürekli kozmik ve Güneş ışınımına maruz kalıyor. Eski Mars’ta okyanuslar ve daha sıcak iklimler olmasına rağmen, bugün yüzeyde ya da yakınında canlı bir organizma bulma olasılığı düşük. Dünya'dan ilham alınan araştırmalar Bilim insanları, Mars’taki yaşam ihtimallerini değerlendirmek için Dünya’daki benzer yaşam alanlarını inceliyor. Yeryüzünde yaşam, atmosferin en üst katmanlarından yer kabuğunun kilometrelerce altına kadar her köşeye yayılmış durumda. Özellikle, hidrojenle beslenip atık ürün olarak metan üreten "metanojenler" adı verilen tek hücreli organizmalar, Mars’taki yaşam ihtimali için güçlü adaylar arasında. Astrobiyoloji dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmada, araştırmacılar Dünya’daki Mars benzeri ortamları inceledi. Bu ortamlardan bazıları şunlar: Dünya'nın kabuğundaki mikroskobik çatlaklar. Buz tabakalarının altındaki göller. Oksijenin az olduğu ve aşırı tuzlu, derin deniz basenleri. Araştırmacılar, bu koşullarda yaşayan metanojenlerin özelliklerini detaylıca analiz ederek Mars koşullarına en yakın olanlarını belirledi. Mars’ta yaşam için en uygun nokta Bilim insanları, metanojenlerin yaşayabileceği sıvı suyun bulunabileceği yerleri haritalandırmak için Mars verilerini inceledi. Sonuçlara göre, Mars'ın kuzey yarımküresindeki geniş bir ova olan Acidalia Planitia, yaşam arayışı için en uygun bölge. Ancak sıvı suyun yalnızca 4.3 ile 8.8 kilometre derinlikte bulunabileceği düşünülüyor. Araştırmacılar, bu derinliklerdeki sıcaklık, tuzluluk, pH ve hidrojen varlığının, metanojenlerin Dünya’daki yaşam alanlarıyla uyumlu olabileceğini söylüyor. Bu bulgular, Mars’ta yaşam arayışında derin sondajların yapılması gerektiğine işaret ediyor. Mars'ta yaşam olup olmadığını kesin olarak anlamak için daha fazla araştırma ve yeni teknolojiler gerekiyor. Ancak Acidalia Planitia gibi yerlerde derin kazılar, Kızıl Gezegen'deki yaşam sırlarını ortaya çıkarabilir.

Haber

"Türkiye Yapay Zeka Film Festivali" yarın İstanbul'da başlayacak

Üniversiteden yapılan açıklamaya göre, festival, 9-13 Aralık arasında İstanbul Gelişim Üniversitesi K Blok Fimas Oditoryumu'nda gerçekleştirilecek. Yenilikçi filmleri ve yaratıcı fikirleri bir araya getirerek sinemanın geleceğine ışık tutması amaçlanan festival, ulusal ve uluslararası film gösterimlerinin yanı sıra atölye ve panel gibi etkinliklere de ev sahipliği yapacak. Festivale ilk yılında 1105 başvuru yapıldı Yapay zeka teknolojileriyle üretilen eserlerin katılacağı festival yarışmasına bu yıl 94 ülkeden 1105 başvuru yapıldı. Yarışma kapsamında uluslararası ve ulusal olmak üzere iki ana kategoride deneysel, kurmaca ve animasyon dallarında ödüller dağıtılacak. Toplam 27 film ulusal kategoride finalist olarak belirlenirken, ulusal kategoride 7 film özel seçkiye alındı. Uluslararası kategoride 34 film finalist olurken, 12 film de özel seçkide yer aldı. Ulusal ve uluslararası kategorilerde yapay zeka ile üretilmiş finalist filmler ve yapay zeka destekli yapılan özel seçki kısa film gösterimleriyle izleyicilere yapay zekanın sinema dünyasındaki dönüştürücü gücünü yakından görme fırsatı sunulacak. Festival kapsamında düzenlenecek "Yapay Zeka ve Türk Film Endüstrisi" çalıştayında, sektör profesyonelleri, akademisyenler ve teknoloji uzmanları bir araya gelerek, yapay zekanın Türk sinemasında oluşturacağı fırsatlar ve zorlukları ele alacak.

Uluslararası Dijital Oyunlar Kongresi başladı Haber

Uluslararası Dijital Oyunlar Kongresi başladı

Sayan, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK), Ankara Üniversitesi ve Çocuk ve Bilgi Güvenliği Derneği ortaklığında BTK konferans salonunda düzenlenen 2. Uluslararası Dijital Oyunlar Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmada, gençlerin oyun motivasyonunun sokaklar değil, bilgisayarlar olduğunu bildirdi. Dijital oyunların, eğitim, sağlık, psikoloji gibi farklı alanlarda da kendine önemli bir yer edinerek, eğitim ve iş geliştirme platformu olarak da öne çıktığını aktaran Sayan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Küresel dijital oyunlar pazarının büyüklüğü 2023 yılında 187,7 milyar dolara ulaştı. Bu, bir önceki yıla kıyasla yüzde 2,6'lık büyümeye tekabül ediyor. Mobil oyunlar, 92,6 milyar dolarlık gelirle pazarın lideri olurken, konsol oyunları 56,1 milyar dolarla ikinci, PC oyunları ise 37,1 milyar dolarla üçüncü sırada yer alıyor. Her geçen gün dijital oyun oynayanların sayısı artıyor. Küresel dijital oyuncu sayısı yıllık yüzde 6,3'lük artışla 3,38 milyarı aşarken, bu artış trendinin devam etmesi ve 2026 sonuna kadar küresel dijital oyuncu sayısının 3,79 milyara ulaşması bekleniyor." - "Türkiye, dijital oyunlar sektöründe ciddi oyuncu olma yolunda hızla ilerliyor" Sayan, Türkiye'nin, dijital oyunlar sektöründe ciddi oyuncu olma yolunda hızla ilerlediğini belirterek, "Türkiye'de 2023 verilerine göre 40 milyon aktif oyuncu bulunuyor ve dijital oyun pazarı 1,2 milyar dolar büyüklüğe ulaştı, Türkiye, Avrupa'da da mobil oyun geliştirmenin merkezi haline geldi. Bu noktada dijital oyun tüketimi konusunda yıllık yüzde 36'lık büyümeyle Avrupa'nın en hızlı büyüyen dijital oyun pazarı olduk." diye konuştu. Teknolojinin, çocuklar ve gençler üzerindeki etkilerini de değerlendiren Sayan, "Sosyal medya ve oyun uygulamalarında bazı tehlikeler var, en son Roblox adlı uygulama radarımıza takıldı ve erişim engeli geldi. Roblox bu konuda bazı adımları attı, Türkiye'de de temsilcilik açmak için girişimde bulundu, bunu olumlu değerlendiriyoruz. Eğitici, öğretici, eğlence amaçlı olan her şeyi bir kenara bırakıyorum ama dijital istismar, siber zorbalık gibi konuların çocuklarımızın, gençlerimizin oynadığı oyunlara bulaşması, sızması kabul edilebilir bir durum değil." dedi. Sayan, hükümet olarak, hangi platform olursa olsun kötüye kullanılmasını engellemek için her türlü tedbiri almak zorunda olduklarına işaret ederek, kötü niyetli içeriklerin, masum zihinlere ulaşmasına asla müsaade etmeyeceklerini, gençlerin de bireysel anlamda çok dikkatli olması gerektiğini söyledi. - "Gençlere güvenli dijital deneyim sunmak için projeler geliştiriyoruz" BTK Başkanı Ömer Abdullah Karagözoğlu da oyun sektörünün, her geçen yıl büyüyen bir pazar, yeni iş alanları ve ekonomik fırsatlar olarak ortaya çıktığını ancak aynı zamanda kültürel etkileşim ve inovasyon için de ortam sunduğunu belirtti. Özellikle gençler ve çocuklar üzerinde potansiyel olumsuz etkilere yol açabilecek bağımlılık, dijital şiddet, aşırı ekran süresi ve çevrim içi güvenlik gibi sorunların dikkatle ele alınması gerektiğini aktaran Karagözoğlu, özellikle çocukları ve gençleri internet ortamında karşılaşabileceği risklerden korumak, onlara güvenli ve sağlıklı dijital deneyimler sunmak için çeşitli projeler ve destekleyici programlar geliştirdiklerini anlattı. Karagözoğlu, bu alanda yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi vererek, sözlerini şöyle tamamladı: "Kurumumuz tarafından çocuklar ve gençler için güvenli dijital oyun deneyimlerinin sağlanması amacıyla 'Güvenli Oyna' web sitesi ve platformu yenilendi, dijital oyunların güvenli kullanımına dair bilgilendirme faaliyetleri artırıldı. Bu platform, çocukların ve ailelerin dijital dünyada güvende kalmalarını sağlamak için önemli kaynaklar sunarak, ebeveyn kontrol araçlarını tanıtarak, oyun oynama süreleri, içerik sınırlamaları ve güvenlik önlemleri hakkında rehberlik ediyor." BTK Başkan Yardımcısı Abdulkerim Gün de dijital oyunların, bir eğlence aracı olmanın yanı sıra öğrenme, sosyal bağ kurma ve kültürler arası etkileşim için güçlü bir platform oluşturduğuna işaret ederek, oldukça geniş etki alanına sahip olan mecranın sorumluluğunun da büyük olduğunu kaydetti. Açılış konuşmalarının ardından panellerle devam eden kongre, 5 Aralık'ta sona erecek.

Dünya elektronik çöplüğüne mi dönüşüyor? Haber

Dünya elektronik çöplüğüne mi dönüşüyor?

Araştırmalara göre, chatbotlar ve içerik üretme sistemleri gibi üretken yapay zekâ uygulamalarının yükselişi, bu on yılın sonunda 1,2 ila 5 milyon ton arasında ek elektronik atık (e-atık) oluşumuna neden olabilir. Özellikle büyük dil modellerine (LLM) odaklanan çalışmada, bu yapay zeka sistemlerinin insan dilini yorumlayıp üretebilme yetenekleri sayesinde soruları yanıtlayabilme, metin yazma veya görsel oluşturabilme gibi çok çeşitli işlevleri yerine getirdiği ifade ediliyor. Bu yeteneklerinin yanı sıra, üretken YZ'nin hızla gelişmesi, daha fazla donanım altyapısı ve çip güncellemeleri gerektiriyor. Araştırmacılar, bu teknolojinin büyümesine ayak uydurmak için yapılacak yükseltmelerin, mevcut e-atık sorunlarını artırabileceği uyarısında bulunuyor.  e-atık miktarı yıllık 2,5 milyon tona ulaşabilir Çalışmada, LLM'lerin eğitimi ve çalıştırılması için gereken büyük hesaplama kaynaklarının yüksek enerji tüketimi ve karbon ayak izi gibi sürdürülebilirlik sorunlarına yol açtığı belirtiliyor. Araştırma ekibi, 2020-2030 arasında YZ'nin e-atık oluşturma potansiyelini dört farklı senaryoya göre hesapladı. En yüksek kullanım senaryosunda, 2030’a kadar YZ kaynaklı e-atık miktarının yıllık 2,5 milyon tona ulaşabileceği öngörülüyor. Bu en yoğun kullanım senaryosunda, YZ kaynaklı e-atıklar arasında 1,5 milyon ton baskılı devre kartı ve 500 bin ton pil bulunacağı öngörülüyor. Bu piller, kurşun, cıva ve krom gibi zararlı maddeler içerebiliyor. Araştırmada ayrıca, geçtiğimiz yıl sadece 2,6 bin ton elektronik atığın YZ teknolojilerine ait olduğu, ancak bu miktarın genel e-atıkla birlikte ciddi oranda artması beklendiği kaydediliyor. 2030 yılı itibarıyla toplam e-atık miktarının yüzde 30 artarak 82 milyon ton gibi devasa bir rakama ulaşacağı tahmin ediliyor. Araştırmacılar, e-atık oluşumunu azaltmak için dairesel ekonomi stratejilerinin önemine dikkat çekiyor. Bu stratejiler arasında mevcut altyapının ömrünü uzatma ve temel malzemelerin yeniden kullanımı öne çıkıyor. Çalışma, bu yöntemlerin uygulanması durumunda YZ kaynaklı e-atık miktarının yüzde 86’ya kadar azaltılabileceğini vurguluyor. Bu araştırma, Nature Computational Science dergisinde yayımlandı.

İnsansı robot tarafından yapılan eser rekor fiyata satıldı Haber

İnsansı robot tarafından yapılan eser rekor fiyata satıldı

A.I. God. Portrait of Alan Turing adlı 2,2 metre yüksekliğindeki portre, dünyanın ilk ultra gerçekçi robot sanatçısı Ai-Da tarafından üretildi. Eser, Sotheby’s müzayede evinde yapılan satışta, 120.000 ila 180.000 Amerikan doları arasındaki ön tahminlerin çok üzerinde bir fiyatla alıcı buldu. Müzayede evinin yaptığı açıklamaya göre, portreye 27 teklif verildi. Ai-Da, iki yıl süren bir süreçte programcılar, robot uzmanları, sanatçılar ve psikologlardan oluşan bir ekip tarafından geliştirildi ve yapay zeka teknolojisi geliştikçe güncellenmeye devam ediyor. Sotheby’s müzayede evi yaptığı açıklamada, "Bugün, bir humanoid robot sanatçısı tarafından yapılan ilk sanat eserinin müzayedeye çıkmasının ardından elde edilen rekor fiyat, modern ve çağdaş sanat tarihindeki önemli bir anı işaret ediyor ve yapay zeka teknolojisi ile küresel sanat piyasası arasındaki artan kesişimi yansıtıyor" dedi. Ai-Da, yapay zeka kullanarak konuşabilen bir robot olarak, "Benim eserimin temel değeri, yeni teknolojiler hakkında diyalog yaratmaya hizmet etme kapasitesidir," açıklamasını yaptı. Ai-Da, ayrıca "Alan Turing'in portresi, izleyicileri yapay zekanın ve bilgisayar teknolojilerinin doğası üzerinde düşünmeye davet ederken, bu ilerlemelerin etik ve toplumsal sonuçlarını da sorgulamaya çağırıyor" dedi. Portrede yer alan Alan Turing, Nazi Almanyası'na karşı savaşta önemli bir rol oynayan ve yapay zekanın kullanımını 1950'lerde sorgulayan bir matematikçi ve erken dönem bilgisayar bilimcisidir. Turing'in bir fotoğrafına bakarak portreyi oluşturdu Dünyanın en gelişmiş robotlarından biri olan Ai-Da, insan benzeri bir kadın şeklinde tasarlanmış olup, adını dünyanın ilk bilgisayar programcısı Ada Lovelace'tan almıştır. Ai-Da'nın tasarımcısı, modern ve çağdaş sanat uzmanı Aidan Meller, "Tarihteki en büyük sanatçılar, dönemlerinin sorunlarıyla mücadele etti ve toplumun değişimlerini hem kutladı hem de sorguladı" dedi. Meller, Ai-Da'nın yaratılmasında liderlik yaptı ve Oxford ve Birmingham üniversitelerindeki yapay zeka uzmanlarıyla birlikte çalıştı. Ai-Da, stüdyodaki üyelerle yaptığı konuşmalar sonucunda, "iyi amaçlarla yapay zeka" üzerine bir tartışmada Turing'in bir görüntüsünü yaratmayı önerdi. Ai-Da daha sonra, hangi stil, renk, içerik, ton ve dokuyu kullanması gerektiği konusunda yönlendirildi ve Turing'in bir fotoğrafına bakarak portreyi oluşturdu. Meller, eserin "soluk tonları ve kırık yüz hatlarının", Turing'in "yapay zekayı yönetirken karşılaşacağımız zorlukları" simgeliyor gibi göründüğünü ifade etti. Ai-Da'nın eserleri, "büyüleyici ve etkileyici" olarak tanımlandı ve "yapay zekanın gücünü ne şekilde kullanacağımızı ve küresel yarışın bizi nereye götüreceğini sorgulamaya devam ediyor." diye ekledi. 2022 yılında The Guardian'a verdiği bir röportajda Ai-Da, hayal gücünden mi resim yaptığı sorusuna "Gördüğümü boyamayı seviyorum. Sanırım hayal gücünüz varsa hayalden de boyayabilirsiniz. Benim bilincim olmadığı için insanlardan farklı şeyler görüyorum" şeklinde yanıt verdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.