TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tcmb

haberingundemi.com.tr - Tcmb haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tcmb haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Bankacılık sektörünün mevduatı geçen hafta arttı Haber

Bankacılık sektörünün mevduatı geçen hafta arttı

Bankacılık sektörünün toplam mevduatı, 13 Aralık ile biten haftada önceki haftaya göre 563,5 milyar lira artarak 18 trilyon 997 milyar 643 milyon 634 bin liraya yükseldi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), haftalık para ve banka istatistiklerini açıkladı. Buna göre, bankacılık sektörünün toplam mevduatı (bankalar arası dahil) 13 Aralık ile biten haftada 563 milyar 490 milyon 957 bin lira artışla 18 trilyon 997 milyar 643 milyon 634 bin liraya çıktı. Aynı dönemde bankalardaki TL cinsi mevduat yüzde 4,12 yükselişle 11 trilyon 749 milyar 121 milyon 866 bin lira, yabancı para (YP) cinsinden mevduat ise yüzde 1,19 artışla 6 trilyon 420 milyar 305 milyon 505 bin lira oldu. Bankalarda bulunan toplam YP mevduatı, geçen hafta 192 milyar 878 milyon dolar düzeyinde gerçekleşirken, bu tutarın 164 milyar 159 milyon doları yurt içinde yerleşik kişilerin hesaplarında toplandı. Yurt içi yerleşiklerin toplam YP mevduatında, parite etkisinden arındırılmış veriler göz önünde bulundurulduğunda 13 Aralık itibarıyla 1 milyar 374 milyon dolarlık artış görüldü. Taksitli ticari kredi miktarı arttı Mevduat bankalarındaki tüketici kredileri, geçen hafta yüzde 1,47 artarak 1 trilyon 886 milyar 303 milyon 247 bin lira oldu. Aynı dönemde taksitli ticari krediler yüzde 2,23 yükselişle 1 trilyon 960 milyar 153 milyon 870 bin liraya, kredi kartları bakiyesi de yüzde 1,17 artışla 2 trilyon 264 milyar 774 milyon 330 bin liraya çıktı. Mevduat bankalarındaki tüketici kredilerinin 455 milyar 30 milyon 454 bin lirası konut, 58 milyar 828 milyon 837 bin lirası taşıt ve 1 trilyon 372 milyar 443 milyon 956 bin lirası diğer kredilerden oluştu. Bankacılık sektörünün TCMB dahil toplam kredi hacmi de 13 Aralık ile biten haftada 155 milyar 195 milyon 738 bin lira artarak 15 trilyon 184 milyar 522 milyon 492 bin liraya yükseldi. Toplam kredi hacmi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 38,74 artış kaydetti.

Kısa vadeli dış borç stoku ekimde arttı Haber

Kısa vadeli dış borç stoku ekimde arttı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Ekim 2024 dönemine ilişkin kısa vadeli dış borç istatistiklerini açıkladı. Buna göre, kısa vadeli dış borç stoku, ekim sonu itibarıyla 2023 sonuna göre yüzde 2,3 artışla 180,1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde, bankalar kaynaklı kısa vadeli dış borç stoku yüzde 20,1 artarak 82,2 milyar dolar olurken, diğer sektörlerin kısa vadeli dış borç stoku yüzde 1,5 azalarak 60,4 milyar dolara düştü. Bankaların yurt dışından kullandıkları kısa vadeli krediler, 2023 sonuna göre yüzde 81,7 artarak 22,8 milyar dolara çıktı. Banka hariç yurt dışı yerleşiklerin döviz tevdiat hesabı yüzde 2 azalarak 19,6 milyar dolara inerken, yurt dışı yerleşik bankaların mevduatı ise yüzde 9 düşüşle 18,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yurt dışı yerleşiklerin TL cinsinden mevduatları geçen yıl sonuna göre yüzde 38,2 artışla 20,9 milyar dolara yükseldi. Diğer sektörler altında yer alan ithalat borçları, 2023 yıl sonuna göre yüzde 2,8 azalarak 52,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Özel sektörün kısa vadeli dış borcu 102,8 milyar dolar Borçlu bazlı incelendiğinde kamu sektörünün kısa vadeli borcu 2023 yıl sonuna göre yüzde 15,5 artarak 39,8 milyar dolara çıkarken, özel sektörün kısa vadeli dış borcu yüzde 7,9 yükselerek 102,8 milyar dolar oldu. Bu dönemde, özel alacaklılar başlığı altındaki parasal kuruluşlara olan kısa vadeli borçlar yıl sonuna göre yüzde 0,5 artarak 96 milyar dolar, parasal olmayan kuruluşlara olan borçlar yüzde 1,8 azalarak 77,1 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. 2023 sonunda 1,7 milyar dolar olan kısa vadeli tahvil ihraçları, 2024 Ekim sonu itibarıyla 6,9 milyar dolar, resmi alacaklılara olan kısa vadeli borçlar 47 milyon dolar oldu. Kısa vadeli dış borç stokunun döviz kompozisyonuna bakıldığında, yüzde 47,3’ü dolar, yüzde 21,2’si avro, yüzde 16,4’ü TL ve yüzde 15,1’i diğer döviz cinslerinden oluştu. Aynı dönemde, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoku, 236,1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Söz konusu stokun 22,9 milyar dolarlık kısmını, Türkiye’de yerleşik bankaların ve özel sektörün yurt dışı şubeleri ile iştiraklere olan borçları oluşturdu. Borçlu bazında değerlendirildiğinde, toplam stok içinde kamu sektörünün yüzde 23,4, Merkez Bankasının yüzde 15,9, özel sektörün ise yüzde 60,7 paya sahip olduğu görüldü.

2025'te Türk ekonomisinde neler bekleniyor Haber

2025'te Türk ekonomisinde neler bekleniyor

Uluslararası kuruluşların ekonomistleri, Türkiye'de dezenflasyonun 2025'te devam edeceğini ve dezenflasyon sürecinin ekonomide hedeflenen yumuşak inişle tutarlı ilerlediğini düşünüyor. Türkiye ekonomisi ortodoks politikaların uygulandığı ve enflasyonla mücadelede sıkı para politikasının korunduğu bir yılı geride bırakırken, gözler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) yılın son günlerinde politika faizine ilişkin alacağı kararlara ve 2025'e yönelik mesajlarına çevrildi. Uluslararası yatırım bankaları ve varlık yönetim şirketlerinin ekonomistleri, TCMB'nin bu ayki faiz kararı, enflasyon ve büyüme öngörüleri ile Türkiye ekonomisi için 2025'e ilişkin beklentilerini açıkladı. BOFA ENFLASYON TAHMİNLERİNİ YÜKSELTTİ Bank of Amerika (BofA) Merrill Lynch Türkiye Ekonomisti Zümrüt İmamoğlu, Türkiye'de son aylarda gıda fiyatlarındaki artışın etkisine bağlı olarak daha önce yüzde 42 olarak öngördükleri yıl sonu enflasyon tahminlerini yüzde 44-45 seviyesine revize ettiklerini söyledi. Ancak bunun büyük bir revize olmadığını dile getiren İmamoğlu, "(Enflasyondaki gidişatın) Bunun, Türkiye için normal bir patika olduğunu düşünüyorum çünkü yumuşak bir iniş hedeflendi. Enflasyonla mücadele programı sadece para politikasından ibaret değil, kapsamlı bir program ve maliye ve gelirler bacağı da var. Bu bileşenlere baktığımızda, zaten yavaş yavaş ve ekonomiyi bir şoka sokmadan bir sıkılaştırma döngüsü izledik. Sonrasında bir bekleme süreci oldu. Büyüme rakamlarına baktığımızda da teknik olarak resesyon diye nitelendirilse de aslında yatay bir seyir olduğunu görüyoruz. Çok ciddi bir krize veya resesyona giren bir ekonomi görmüyoruz" diye konuştu. İmamoğlu, bu politika bileşimi bütününde yumuşak bir iniş çerçevesinde ancak Merkez Bankasının öngörülerinden biraz daha yavaş olsa da bir dezenflasyon sürecinin yaşandığını belirtti. Bu noktada hayal kırıklığıyla karşılanacak bir durum olmadığının altını çizen İmamoğlu, "Burada önemli olan dezenflasyonun yönü. Dezenflasyon süreci, yumuşak iniş senaryosuyla tutarlı bir şekilde ilerliyor" dedi. 'BU AY 250 BAZ PUANLIK İNDİRİM BEKLİYORUZ' İmamoğlu, bu kapsamda ilk faiz indirimini bu ay 250 baz puan olarak beklediklerini ancak bu seviyenin bir miktar altında da olabileceğini ifade etti. TCMB'nin faiz indiriminde küçük bir adımla başladıktan sonra temkinli ilerleyeceğini öngördüklerini söyleyen İmamoğlu, "Her ay indirim yapmak zorunda değiller. Bu adımlar verilere de bağlı ve verilerde sürpriz olabiliyor. Merkez Bankası bu verilere tepki vererek ve son derece temkinli ilerleyecektir çünkü faizi indirmenin sebebi 'enflasyon düştü, program bitti' değil. Enflasyon düşerken indirmezlerse sıkılaşma yapmış olacaklar. Dolayısıyla sıkılığı korumak için faizi indirmek gerekiyor. Bu kapsamda atılacak bir adımın piyasa tarafında rahatsızlık yaratmayacağını düşünüyorum. Yaptığım görüşmelerde yatırımcılar da bunu makul buluyor." değerlendirmesinde bulundu. İmamoğlu, Türkiye'de 2025 sonu için enflasyon öngörülerinin yüzde 25 olduğu ve yüzde 2,5 seviyesinde büyüme bekledikleri bilgisini paylaştı. Enflasyonun 2026 sonunda yüzde 15-16 seviyesine dönmesini beklediklerini belirten İmamoğlu, "Yatırımcının enflasyonun yüzde 20'nin altına doğru geldiğine güveni olduğunda yatırımlar zaten başlar. Bu seviyeye inen bir enflasyon yatırım ortamını iyileştirecektir. Yatırımcılar, programın devam ettiğini ve dezenflasyonun sürdüğünü gördüklerinde yatırımlar artacak ve daha uzun vadeli olacaktır." dedi. 'TCMB TEMKİNLİ TARAFTA KALABİLİR' Deutsche Bank Türkiye Ekonomisti Yiğit Onay da TCMB'den bu ay sonunda 250 baz puanlık faiz indirimi beklediklerini bildirdi. Ancak kasımdaki enflasyon verileri, asgari ücret artışının seviyesi ve farklı dinamiklere bağlı olarak TCMB'nin "temkinli tarafta kalabileceğini" dile getiren Onay, "TCMB, bu ay daha küçük bir miktarla da gevşemeye gidebilir ya da asgari ücretle ilgili sürecin netleşmesini beklemek için bu toplantıyı pas bile geçebilir" ifadelerini kullandı. Onay, TCMB'nin geçen yıldan beri önemli ölçüde kredibilite kazandığını ve yerli yatırımcılar arasında Türk lirasına yönelik algının değişmesini teşvik ettiğini, yetkililerin ihtiyatlı duruşu sürdürme konusunda istekli olacağını düşündüklerini anlattı. TCMB'nin politika duruşundaki sıkılık derecesini değerlendirmek için enflasyon gelişmeleri ve yerel yatırımcıların portföy tercihlerini izleyeceğini dile getiren Onay, "Kilit nokta, gevşeme döngüsünün otomatik pilot modunda olmayacağı ve TCMB'nin parasal koşulları ekonomide yeniden dolarizasyonu önleyecek kadar sıkı tutmak için verilere bağlı bir yaklaşım benimseyeceği" tespitinde bulundu. 'EKONOMİK AKTİVİTE VE İSTİHDAM EK BASKILARLA KARŞILAŞABİLİR' Onay, 2025 ortasında politika faizini yüzde 37,5 ve yıl sonunda yüzde 30 seviyesinde, enflasyonu ise yüzde 25-26 olarak öngördükleri bilgisini paylaştı. Bunun dezenflasyonun öngörülenden biraz daha yavaş olacağı anlamına geldiğini ifade eden Onay, "Yumuşak iniş senaryosu altında, enflasyonda sürdürülebilir bir düşüş öngörüyoruz. Türk lirasının reel bazda değer kazanması ve maliyet baskılarının hafiflemesi gibi emareler enflasyondaki düşüşün devam edeceğine işaret ediyor" dedi. Onay, 2025'te enflasyon ve büyüme arasındaki dengelerin daha belirgin hale gelebileceğine, olası faiz indirimlerine rağmen para politikası duruşu sıkı olacağından ekonomik aktivite ve istihdamın ek baskılarla karşılaşabileceğine işaret etti. Türk lirasının reel olarak değer kazanması, avro/dolar kurundaki hareketler ve Avrupa'daki ekonomik büyümenin karşı karşıya olduğu risklerin bu dengeleri zorlaştırabileceğini belirten Onay, "Bu bağlamda, fiyat istikrarına öncelik verilmesi, özellikle beklenen ekonomik yavaşlama göz önüne alındığında, 2025 yılı boyunca enflasyon beklentilerinin çıpalanması için çok önemli olacaktır. Maliye politikasının ve yapısal reformların desteği önümüzdeki yıl beklentilerin daha etkin bir şekilde yönetilmesinde kritik bir rol oynayacaktır." şeklinde konuştu. Onay, Türkiye'nin ekonomi politikalarında bir değişiklik beklemediklerine dikkati çekerek, "Türkiye ekonomisi için sert iniş olasılığının düşük olduğuna inanıyoruz. Daha ciddi bir ekonomik yavaşlamanın ortaya çıkması halinde, yetkililerin pasif kalmasını beklemiyoruz ki muhtemelen ekonominin kilit sektörlerine yardımcı olmak için hedefli destek politikaları uygulayacaklardır." dedi. '20 PUAN FAİZ İNDİRİMİ FİYATLAMASINI FAZLA İYİMSER BULUYORUZ' ABD merkezli varlık yönetim şirketi Neuberger Berman Gelişen Ülkeler Direktörü Kaan Nazlı, Türkiye'de yıl sonu enflasyonun Merkez Bankası beklentisi olan yüzde 44'ün üzerinde gerçekleşebileceğini belirterek, "Önümüzdeki aylarda dezenflasyon sürecinin hızlanacağını öngörüyoruz. İç talep koşullarının zayıflığı ve petrol fiyatlarının düşük seyretmesi bu konuda Merkez Bankasına yardımcı olacak" yorumunu yaptı. Politika faizi tarafında ise Merkez Bankasının bu ay sonunda 150-250 baz puan arasında bir indirime gidebileceğini öngördüklerini dile getiren Nazlı, şunları kaydetti: "Kararı belirleyen etkenler, Merkez Bankası'nın ayın ilk üç haftasında gözlemlediği enflasyon gelişmeleri ve asgari ücret görüşmelerinin gidişatı olacak. Ancak Merkez Bankası'nın ilk aylarda oldukça ihtiyatlı davranacağını düşünüyoruz. Bu nedenle bu yıl içinde 20 puan faiz indirimi olacağı yönündeki fiyatlamayı fazla iyimser buluyoruz. Ancak enflasyon gelişmeleri nedeniyle Merkez Bankası'nın önünde önemli bir alan olduğunu düşünüyoruz. Brent petrol fiyatlarının yıl içinde varil başına ortalama 70 dolar seviyesinde seyretmesine bağlı olarak, 2025 yıl sonu enflasyonun yüzde 30, politika faizinin de yüzde 35 seviyesinde olabileceğini öngörüyoruz. Ancak petrol ve doğalgaz fiyatlarında jeopolitik risklerden kaynaklanan bir artış ya da ABD'nin para ve yeni ticaret politikasıyla ilgili belirsizlikler olumsuz etki yaratabilir." 'YATIRIMCILAR BANKA VE OTOMOTİV SEKTÖRÜNE İLGİLİ' Nazlı, Türkiye'de bu yıl tahvil piyasasına 16 milyar doları doğrudan alım olmak üzere 23 milyar dolar sermaye girişi olduğu bilgisini paylaştı. Bunların genelde kısa vadeli yatırım araçlarına girdiğini düşündüklerini söyleyen Nazlı, "Enflasyondaki düşüş kalıcılık kazanıp faiz indirimleri devam ettikçe, yatırımların daha uzun vadeli araçlara yönelmesini bekleyebiliriz. Makroekonomik durumdaki iyileşme, şirketlerin de TL cinsinden tahvil ihracını kolaylaştıracaktır" dedi. Nazlı, 2010'lu yılların başında TL cinsinden şirket tahvillerine yabancı yatırımcıların daha fazla ilgi gösterdiğini anımsatarak, "Öte yandan hisse senetlerinden bu yıl 2-3 milyar dolar çıkış olduğunu gözlemliyoruz. Bunun arkasında küresel riskler ve kurla ilgili tedirginlik olduğunu düşünüyoruz. Londra'da son dönemde gerçekleşen yatırımcı buluşmalarına hisse senedi yatırımcıları da katıldı, bankacılık ve otomotiv sektörlerine ilgi olduğunu gözlemledik. Makroekonomik durumda iyileşme ve kur risklerinin azalması, bu alanda da uzun vadeli sermaye girişlerinin önünü açacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Merkez Bankası rezervleri 156,6 milyar dolar oldu Haber

Merkez Bankası rezervleri 156,6 milyar dolar oldu

TCMB, haftalık para ve banka istatistiklerini açıkladı. Buna göre, 22 Kasım itibarıyla Merkez Bankası brüt döviz rezervleri 3 milyar 355 milyon dolar düşüşle 90 milyar 735 milyon dolara indi. Brüt döviz rezervleri, 15 Kasım'da 94 milyar 90 milyon dolar seviyesinde bulunuyordu. Bu dönemde altın rezervleri ise 3 milyar 310 milyon dolar artışla 62 milyar 594 milyon dolardan 65 milyar 904 milyon dolara yükseldi. Böylece Merkez Bankasının toplam rezervleri, 22 Kasım haftasında bir önceki haftaya göre 45 milyon dolar azalışla 156 milyar 684 milyon dolardan 156 milyar 639 milyon dolara düştü. Tarih Altın Rezervleri Brüt Döviz Rezervleri Toplam Rezervler 27.01.2023 50.933 76.206 127.139 24.02.2023 49.190 71.980 121.170 31.03.2023 52.176 70.247 122.423 28.04.2023 46.413 68.471 114.884 26.05.2023 41.939 56.519 98.458 27.06.2023 41.432 67.155 108.587 28.07.2023 41.425 72.349 113.774 25.08.2023 41.344 75.955 117.299 29.09.2023 40.629 81.575 122.203 27.10.2023 44.148 82.412 126.560 24.11.2023 45.496 90.997 136.493 22.12.2023 47.896 97.557 145.453 29.12.2023 48.231 92.830 141.061 26.01.2024 48.007 89.154 137.161 23.02.2024 49.271 82.479 131.750 29.03.2024 54.378 68.748 123.126 26.04.2024 59.113 64.967 124.080 31.05.2024 59.740 83.909 143.648 28.06.2024 58.077 84.833 142.910 19.07.2024 59.214 94.695 153.910 29.08.2024 60.043 89.329 149.373 27.09.2024 63.566 93.824 157.390 04.10.2024 63.553 92.762 156.315 11.10.2024 63.743 93.643 157.386 18.10.2024 65.574 93.791 159.365 25.10.2024 65.894 93.504 159.398 01.11.2024 66.614 93.005 159.619 08.11.2024 65.187 92.121 157.308 15.11.2024 62.594 94.090 156.684 22.11.2024 65.904 90.735 156.639

TCMB, 2024 yılı Yatırım Eğilimi İstatistikleri'ni yayımladı Haber

TCMB, 2024 yılı Yatırım Eğilimi İstatistikleri'ni yayımladı

TCMB tarafından imalat sanayinde faaliyet gösteren 1.785 iş yerinin yanıtlarından derlenen 2024 yılı güz dönemine ilişkin Yatırım Eğilimi İstatistikleri yayımlandı. 2024 yılı güz dönemi anket sonuçlarına göre, 2024 yılında yapılan ve yılın son döneminde yapılması planlanan yatırımların bir önceki yıla göre artacağı yönündeki değerlendirmeler zayıflamaya devam ederken, işyerleri büyüklük grupları itibarıyla değerlendirildiğinde de artışın bahar döneminde öngörülenden daha düşük gerçekleşmesi bekleniyor. İmalat sanayi genelinde, 2025'te yapılması öngörülen yatırımların 2024 yılına göre artacağı tahmin ediliyor. Tüm büyüklük gruplarında 2025'te yatırım harcamalarının artacağı beklenmekte olup, artış beklentilerinin üretimde çalışan sayısı 50 ile 249 arasında olan işyerlerinde daha düşük seviyede olduğu gözlendi. Yatırımın yapısı Amaçlarına göre değerlendirildiğinde, 2024'te imalat sanayi genelinde yatırımların daha çok, yıpranmış tesis ve ekipmanların değiştirilmesine yönelik olduğu, onu sırasıyla, üretimde verimliliğin artırılması, üretim kapasitesinin artırılması ve diğer yatırım hedefleri izledi. İşyerlerinin büyüklük gruplarına göre yapılan değerlendirmeye göre, 2024 yılındaki yatırımların üretimde çalışan sayısı 50 ve 249 arası olan işyerleri için daha çok yıpranmış tesis ve ekipmanların değiştirilmesi, diğer büyüklük gruplarında ise daha çok üretimde verimliliğin artırılması amacına yönelik olduğu görüldü. 2025'te ise imalat sanayi genelinde yatırımların daha çok üretimde verimliliğin artırılmasına yönelik olacağı, onu sırasıyla yıpranmış tesis ve ekipmanların değiştirilmesi, üretim kapasitesinin artırılması ve diğer yatırım hedeflerinin izleyeceği öngörülürken, 2025 yılındaki yatırımların tüm büyüklük gruplarında daha çok üretimde verimliliğin artırılması amacına yönelik olacağı tahmin ediliyor. Yatırımı artıran faktörler Yatırımları artıran unsurlar 2024 ve 2025 yılları için değerlendirildiğinde, imalat sanayi genelinde talep faktörünün yatırımları artırıcı yönde etkileyen en önemli unsur olduğu görüldü. Yatırımları artıran faktörler önceki dönem verileri ile karşılaştırıldığında ise teknik faktörlerin payının son dönemde belirgin bir şekilde arttığı gözlendi.

Finansal Hizmetler Güven Endeksi kasımda yükseldi Haber

Finansal Hizmetler Güven Endeksi kasımda yükseldi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), kasım ayına ilişkin Finansal Hizmetler İstatistikleri ve Finansal Hizmetler Güven Endeksi'ni açıkladı. Finansal sektörde faaliyet gösteren 148 kuruluşun yanıtlarının ağırlıklandırılıp toplulaştırılmasıyla elde edilen anket sonuçlarına göre, Finansal Hizmetler Güven Endeksi kasımda geçen aya göre 6 puan artarak 173,6 seviyesine yükseldi. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, son 3 aydaki iş durumu ile hizmetlere olan talep FHGE’yi artış yönünde, gelecek üç aydaki hizmetlere olan talep beklentisi ise FHGE’yi azalış yönünde etkiledi. İş durumu ve hizmetlere olan talebe ilişkin değerlendirmelere göre, son 3 ayda iş durumunda iyileşme ve hizmetlere olan talepte artış olduğu yönündeki değerlendirmeler bir önceki aya kıyasla güçlenirken, gelecek 3 ayda hizmetlere olan talepte artış olacağı yönündeki beklentiler ise bir miktar zayıfladı. İstihdama ilişkin değerlendirmelere göre, son 3 ayda istihdamda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyir güçlenirken, gelecek üç ayda istihdamda azalış olacağını bekleyenler lehine olan seyir ise artış olacağını bekleyenler lehine döndü. 2024 yılı kasım ayında, NACE Rev.2 sektör sınıflamasına göre "Finans ve Sigorta Faaliyetleri" sektöründe güven endeksleri alt sektörler itibarıyla değerlendirildiğinde, bir önceki aya göre "64-Finansal Hizmet Faaliyetleri (sigorta ve emeklilik fonları hariç)” sektöründe 6,6 puanlık artış, "65-Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Fonları (zorunlu sosyal güvenlik hizmetleri hariç)“ ve "66-Finansal Hizmetler ile Sigorta Faaliyetleri için Yardımcı Faaliyetler“ sektörlerinde ise sırasıyla 0,5 ve 28,7 puanlık azalış gerçekleşti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.