TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Silah

haberingundemi.com.tr - Silah haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Silah haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TRUMP İSRAİL'E SİLAH  DESTEĞİNİ KESMELİ Haber

TRUMP İSRAİL'E SİLAH DESTEĞİNİ KESMELİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kırgızistan ve Macaristan ziyaretlerinin ardından yurda dönüşünde uçakta gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.  Erdoğan, açıklamalarında şunları kaydetti: Kırgızistan ve Macaristan ziyaretlerimizi başarıyla tamamlamış bulunuyoruz. Ziyaretimizin ilk bölümünde Kırgızistan’da Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 6. Toplantısı’nı düzenledik. Bu toplantıda Kırgız Cumhuriyeti’yle ilişkilerimizi stratejik ortaklıktan kapsamlı stratejik ortaklık seviyesine yükselttik. Konsey toplantımızda güvenlik, enerji, kültür gibi alanlarda ortak bildiri dahil toplam 19 anlaşmaya imza attık. Kırgızistan’daki en yüksek seviyeli devlet nişanı olan Manas Nişanı’nın kardeşim Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov tarafından şahsıma tevcih edilmesinden bahtiyarlık duydum. Manas Üniversitemizde toplam 110 tesis, eser, proje ve hizmetin resmi açılış törenini icra ettik. 1995 yılında faaliyete geçen üniversitemiz, 7 bine yaklaşan öğrenci sayısı, 13 bini aşan mezunuyla çok önemli hizmetler yapıyor. Üniversitemizin dünyanın ilk 1000 yükseköğretim kurumu arasına girmesi bizim açımızdan oldukça anlamlıydı. "Kırgız kardeşlerimize her türlü desteği vermenin çabasındayız" TİKA’nın katkısıyla inşa edilen Türk-Kırgız Dostluk Hastanesi’nin açılışını da ziyaretimiz vesilesiyle yaptık. Toplam 150 yataklı Dostluk Hastanemize şahsımın isminin verilmesinden büyük bir onur duydum. Hastanenin iki ülke arasındaki kardeşliğin ve dayanışmanın sembollerinden biri olacağına inanıyorum. Cumhurbaşkanı Sayın Caparov’un dirayetli liderliğinde Kırgızistan’ın büyük bir atılım içinde olduğunu görüyoruz. Türkiye olarak bu süreçte biz de Kırgız kardeşlerimize her türlü desteği vermenin çabasındayız. Gelecekte müşterek gayretlerimizle çok daha iyi yerlerde olacağımızdan şüphe duymuyorum. "Ortak Türk alfabesi üzerinde de titizlikle çalışıyoruz" Ziyaretimizin ikinci gününde Türk Devletleri Teşkilatı 11. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi’ne iştirak ettik. Merhum Gaspıralı İsmail Bey’in “dilde, fikirde, işte birlik” şiarı doğrultusunda, Türk Dünyası olarak bağlarımızı güçlendiriyoruz. 175 milyona ulaşan genç ve dinamik bir nüfusa, 1,2 trilyon doları bulan ticaret hacmine sahibiz. Ekonomi başta olmak üzere bilim, enerji, ulaştırma, savunma ve güvenlik gibi alanlarda potansiyelimizi ortaya çıkarmakta kararlıyız. Zirvemizde Gazze ve işgal altındaki Filistin topraklarında süren İsrail soykırımına karşı atılacak ortak adımların yanı sıra, Güney Kafkasya ve Ukrayna’daki durumu da görüştük. Ayrıca zirvemiz sırasında teşkilatımız bünyesinde toplam 8 belgeye imza atıldı. Ortak Türk alfabesi üzerinde de titizlikle çalışıyoruz. Ortak alfabeye geçebilirsek tarihi bir eşiği daha aşacak, böylece büyük bir kucaklaşmayı sağlamış olacağız. Zirvede diğer konularla birlikte özellikle bu meseleyle ilgili hassasiyetlerimizi de vurguladım. Zirve vesilesiyle Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in yanı sıra katılımcı diğer devlet ve hükümet başkanlarıyla da temaslarımız oldu. "Ukrayna'da barış demokrasiye alan açılmasıyla mümkün olabilir" Bugün Macaristan’da Avrupa Siyasi Topluluğu 5. Zirvesine iştirak ettik. Burada göç ve ekonomik güvenlik konuları dahil karşı karşıya olduğumuz sınamaları ele aldık. Malumunuz topluluğun 2022 yılında Prag’da gerçekleştirilen ilk zirvesine de katılmıştık. Zirveye hitabımda savunma ve güvenlik başta olmak üzere enerji, ulaştırma, gıda güvenliği, göç yönetimi gibi alanlarda ülkemizle iş birliğinin önemini dile getirdim. Avrupa Birliği’ne üyelik sürecimizin bazı kesimlerin kısır siyasi hesapları nedeniyle engellenmesinin stratejik akıl ve hakkaniyetle bağdaşmadığının altını çizdim. Gazze’deki İsrail soykırımı ve Lübnan’da yaşanan vahşetin durdurulması için Avrupa’nın üzerine düşen ahlaki ve vicdani sorumluluğunu bir kez daha hatırlattım. Ukrayna’da adil ve kalıcı barışın ancak tüm tarafların diplomasiye alan açmasıyla mümkün olabileceğini ifade ettim. Zirve marjında ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Emmanuel Macron, Hollanda Başbakanı Sayın Dick Schoof, Danimarka Başbakanı Sayın Mette Frederiksen, NATO Genel Sekreteri Sayın Mark Rutte, Avrupa Birliği Komisyon Başkanı Sayın Ursula von der Leyen ile ikili görüşmeler gerçekleştirdik. Bunlara ilaveten Kosova, Polonya, Ermenistan, Ukrayna, İsviçre, Arnavutluk, İtalya, Avusturya, Yunanistan, Bulgaristan, Bosna Hersek ve Sırbistan liderleriyle temaslarımız oldu. Toplantı, görüşme ve temaslarımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. "Trump inanmıştı ve neticeyi de başarılı bir şekilde aldı" (ABD Başkanlık seçimi) Öncelikle bu seçimin Amerika Birleşik Devletleri’ne, bölgemize ve dünyamıza hayırlı olmasını diliyorum. Sayın Donald Trump seçim sürecinde suikast girişimi dahil birçok güçlükle gerçekten büyük bir mücadele örneği verdi. Malum, kendisini vurmaya yeltendiler, mermi kulağını sıyırdı. Elleri kelepçeli halde karakollara götürdüler. Bütün bu olaylar cereyan ederken o, seçim kampanyasını gerçekten çok çok güçlü bir şekilde yılmadan, usanmadan, direnerek devam ettirdi. Bu, her siyasetçinin rahat rahat başaracağı bir uğraş değildir. Trump bunu başardı. Seçimin ilk dönemlerine girerken hep söylenen şuydu; “Kamala Harris açık ara bu seçimi alır.” Hep bunu söylediler. Trump’a da doğrusu şans vermiyorlardı. Fakat son dönemece girildiğinde fark sürekli açılmaya başladı. Trump inanmıştı ve neticeyi de başarılı bir şekilde aldı. Bu süreçte yanında sadece Elon Musk vardı. Elon Musk onunla el ele, baş başa verdi. Bütün bu yargı süreci de dahil olmak üzere bu kadar yüklenmelerine rağmen Trump, bence çok çok başarılı bir sınavı yılmadan, usanmadan atlattı. "ABD ile aramızda F-35 konusu bulunuyor" Neticede seçimi aldı. Sayın Trump ile samimi bir görüşme yaptık. O esnada aile yemeğindeydiler. Elon Musk ve Musk’ın çocuğu yanındaydı ve kendileriyle görüşmemizi bu şekilde yaptık. Seçim sürecini ve Türkiye - Amerika Birleşik Devletleri arasındaki iş birliğini ele aldık. Bundan sonraki sürece yönelik Türkiye ile ilgili de güzel ifadeleri oldu. Kendisini ülkemize davet ettik. Temenni ederim ki davetimize de icabet eder ve böylece Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri arasındaki iş birliğini geçmiş dönemden farklı bir şekilde güçlendiririz. Çünkü ABD ile aramızda F-35 konusu bulunuyor. S-400 ile ilgili bir süreç var. F-35 konusu ile ilgili Trump’ın başkanlığı döneminde Türkiye’den bahsederken “Parayı verdiler buna rağmen siz hala uçakları vermiyorsunuz?” beyanları bulunuyor. Yeni dönemde bu meseleleri bakalım nasıl bir zemine oturtacağız ve yolumuza nasıl devam edeceğiz? "Trump’la daha önceki başkanlık döneminde de beraber çalıştık" Bizim, Türkiye olarak müttefikimiz Amerika Birleşik Devletleri’nden beklentilerimiz biliniyor. Başta Filistin meselesi ve Rusya-Ukrayna krizi olmak üzere pek çok sınama ile karşı karşıyayız. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri iş birliği ile bunların üstesinden gelmek mümkün. Trump’ın başkanlığıyla birlikte bölgesel ve küresel çapta yaşanan savaşların ve krizlerin son bulmasını ümit ediyorum. Sayın Trump’la daha önceki başkanlık döneminde de beraber çalıştık. Zaman zaman fikir ayrılıkları yaşansa da Türkiye ve ABD’nin model ortaklığı tartışılmaz. "Trump ile iletişim kurmakta hiçbir zorluk yaşamadık" Yeni dönemde Donald Trump ile görüşmelerimizi devam ettirerek Ortadoğu’daki gelişmeleri nasıl şekillendireceğimizi, bundan önce olduğu gibi telefon diplomasisiyle gelişmelere göre ele alacağız. Örneğin Suriye’den Amerika Birleşik Devletleri askerlerinin çekilmesi konusunu değerlendireceğiz. PKK/PYD/YPG terör örgütüne verdikleri desteği sonlandırmalarını nasıl olacak? Bunları bizzat telefonla kendisiyle de irtibat kurmak suretiyle görüşerek, konuşarak, belli bir zemine oturtacağımıza inanıyorum. Zira bundan önceki dönemde bizim Sayın Trump ile iletişim kurmakta hiçbir zorluk yaşamadık. 24 saatte irtibatımızı kuruyor ve buna göre de telefon diplomasisiyle netice almaya gayret ediyorduk. Bu dönemde ben bu yönde herhangi bir sıkıntımızın olacağına ihtimal vermiyorum. "Biden dönemindeki politikaların devamı bölgede çatışmayı yayar" Trump’ın İsrail tarafından başlatılan bu çatışmaları sonlandırma vaatleri var biliyorsunuz. Biz o vaadin yerine getirilmesini ve İsrail’e “dur” denilmesini isteriz. Temenni ederiz, Sayın Trump’ın ikinci döneminde bölgede kalıcı barışın ve huzurun sağlandığı bir dönem inşa edilir. Biz barıştan ve huzurdan yanayız. İsrail-Filistin meselesinde kalıcı çözümün ortaya konmaması şiddet sarmalını doğuruyor ve o döngüden bölgemiz kurtulamıyor. Biden dönemindeki politikaların devam ettirilmesi bölgede çözümsüzlüğü derinleştirir ve çatışmayı yayar. Bunu asla istemeyiz. Filistin ve Lübnan topraklarındaki İsrail saldırganlığını durdurmak için Sayın Trump’ın İsrail’e sağlanan silah desteğini kesmesinin iyi bir başlangıç olabileceğini söyleyebilirim. İsrail’in yayılmacı hedeflerini destekleyecek her adım, bölgedeki gerilimi artırabilir ve çatışma alanlarını genişletebilir. Bölge dışındaki ülkelerin tüm bu risklerin göz önünde bulundurularak Orta Doğu politikalarını şekillendirmesinde fayda var. Trump’ın ABD başkanlığı, Orta Doğu’daki siyasi ve askeri dengeleri ciddi biçimde etkileyecektir. Herkesin bölgede barışı ve istikrarı hedefleyen adımlar atması küresel barışın inşasına fayda sağlayacaktır. Aksi durumda çatışmaların yayılması, katliamların devamı herkese kaybettirir. "NATO içinde asker noktasında bir sıkıntı yok" Trump açık sözlü biri. Geçmişte Merkel’e “Ben NATO’ya şu kadar para veriyorum, sen Almanya olarak ne veriyorsun?” demişti. Merkel’den orada bir çıt dahi çıkmadı. NATO’ya Amerika’dan sonra en yüksek seviyede para veren ülkelerden birisi de biziz. Bu noktada NATO içinde en fazla savunma harcaması yapan ülkelerden bir tanesi Türkiye. Bu dönemde de biz Amerika Birleşik Devletleri karşısında onun rakamını yakalamayabiliriz ama ideal seviyede olan ülkelerden bir tanesi olarak yolumuza devam ederiz. NATO içinde asker noktasında bir sıkıntı yok. Asker sayısı itibarıyla zaten iyiyiz. Amerika Birleşik Devletleri öncülüğünde bazı Batı ülkelerinin Ukrayna’daki savaşın bitirilmesi için çaba sarf etmesi, orada çözümü hızlandırır. "Daha fazla çatışma bu savaşı bitirmez" Biz, en başından beri hem Ukrayna’nın haklılığını ortaya koyduk hem bu savaşta barışın yanında yer almayı tercih ettik. Savaşın tarafı olmamız konusundaki yönlendirmelere kulak asmadık ve her iki tarafla da teması sürdürdük. Sorunların diplomasi yoluyla çözülebileceğine yönelik inancımızın Batı tarafından yeterince paylaşılmadığını gördük. Trump döneminde meseleye çözüm perspektifinden yaklaşan bir ABD yönetimi görürsek biz bu savaşı kolaylıkla bitirilebiliriz. Daha fazla silah, daha fazla bomba, daha fazla kaos ve çatışma bu savaşı bitirmez. Daha çok diyalog, daha çok diplomasi, daha çok mutabakat barışın kapısını aralar. Biz her iki tarafı da aynı masa etrafında buluşturmayı başarmış bir ülkeyiz. Bunu defalarca yaptık ve yine yapabiliriz. Bu savaş artık bitmelidir. Biz gayretlerimizi barış için yoğunlaştırdık ve buna devam edeceğiz. Umarız yeni dönemde yeni başlangıçlar yapar ve tüm çatışmaların ve savaşların sona erdiği bir dünyaya kavuşuruz. "Türkiye’nin potansiyelinin herkes farkında" Gerek Dışişleri Bakanlığımız gerek Avrupa Birliği ile ilgili arkadaşlarımız muhatapları ile temaslarını sıklaştıracak. Biz de liderlerle görüşmelerimizde bu konuyu ele almayı sürdürecek ve inşallah hayırlı bir netice için gayret edeceğiz. Türkiye’nin potansiyelinin herkes farkında. Son dönemde Avrupa’nın Türkiye ile iş birliği konusundaki gayretleri de bunun göstergesi. Biz Avrupa Birliği’ne üyelik konusunda tam üyelik hedefimize bağlıyız ve bununla ilgili adımlarımızı attık, atıyoruz. Avrupa Birliği ile siyasi bariyerlere takılmadan, eşit koşullarda ve göz hizasında bir ilişki biçiminden yanayız. Biz Avrupa Birliği’nden kaybedilmiş zamanı telafi edecek hızda vizyoner bir yaklaşım bekliyoruz. Bunu Avrupalı muhataplarımıza her fırsatta söylüyoruz. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi konusunda adım atılması iyi bir başlangıç olacaktır. Bize verilen sözlerin tutulması Avrupa Birliği’nin de samimiyetini ortaya koyması açısından bir fırsattır. Çünkü biz verdiğimiz tüm sözleri tutarak o sınavdan zaten çoktan geçtik. "Dayanışma temelli adımlar teşkilatların gücüne güç katar" İleride ortak bir ordu kurma gibi bir çalışma, bir gayret şu anda Türk devletleri arasında bulunmuyor. Sivil Koruma Mekanizması Anlaşması, bölgedeki güvenlik iş birliğini artırma adına önemli bir adım. Afet ve acil durum müdahalelerinde koordinasyon sağlamak, devletlerimiz arasındaki derin iş birliklerini güçlendirecektir. Bu anlaşmanın temel amacı afet ve acil durumlarda Türk Devletleri Teşkilatı üyelerinin dayanışmasını artırmaktır. Bu dayanışma bizleri afetlere ve afet sonrası süreçlere daha hazırlıklı ve dayanıklı kılacak. Biliyorsunuz bunun fikri temelini asrın felaketi sonrası ülkemizde düzenlediğimiz olağanüstü zirvede atmıştık. Bu anlaşma Türk Devletleri Teşkilatı’nın birlik ruhunu biraz daha kuvvetlendirecektir. Afet ve acil durumlarda dost ve kardeşlerimizle dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu yaşayarak bir kez daha öğrendik. Ülkelerimiz arasında eğitim, tatbikat ve teknoloji transferi gibi konular gündemimizde ve bu konuda atılan adımlar var. Tüm bu gelişmeler, güvenlik alanında daha derin bağların kurulmasına yardımcı olabilir. Bu süreçler zaman alır ve çeşitli siyasi, ekonomik ve toplumsal dinamiklerden etkilenir. Çağımızda ittifakların, birliklerin ve uluslararası teşkilatların önemi birkaç kat artmıştır. Bu tip dayanışma temelli adımlar teşkilatların gücüne güç katar. "Kırgızistan FETÖ'nün hedefindeki ülkelerden biri" (Kırgızistan'da FETÖ okullarının Maarif Vakfı'na devredilmesi) Her şeyden önce bu konu Türkiye'yi adeta huzurlu kılan bir adım olmuştur. Kırgızistan FETÖ’nün tutunmaya çalıştığı, örgütün hedefindeki ülkelerden biri. Son zamanlarda bu sinsi örgütle mücadele konusunda etkin adımlar atılıyor. Manas Üniversitesi’nde öğrencilere hitabımda “aklınızı kiralamaya, şahsiyetinizi gasp etmeye çalışanlara prim vermeyin” uyarısında bulundum. Çünkü FETÖ ve benzeri tüm terör örgütleri insanları mankurtlaştırıp kullanmak ister. Bu anlamda terör örgütlerinin birbirlerinden farkları yok. Hepsi iradesiz, bilinçsiz, şahsiyetsiz kullanışlı robotlar ister ve onları hedeflerine saldırmakta kullanır. FETÖ’nün faaliyet gösterdiği bütün ülkelere örgütün gerçek yüzünü anlatıyor, onların ve nesillerinin güvenliği için bu kanserli hücreyi kesip atmaları, onlarla mücadele etmeleri tavsiyesinde bulunuyoruz. FETÖ’nün taktığı maskelerin ne kadar çeşitli olabileceğini, örgütün hipnoz yöntemlerini, onlarla mücadelenin bir güvenlik meselesi olduğunu örnekleri ile izah ediyoruz. "Terörle mücadelenin her şeklinden bir milim bile geri adım atmayız" Bizi anlayanlar, tehlikeyi fark edenler Kırgızistan örneğinde olduğu gibi harekete geçiyor. Örgütün oluşturduğu tehlikenin farkında olanların sayısı artıyor. Bu artışı sağlamak için biz de gayretlerimizi hiç sonlandırmayacağız. Bu aynı zamanda bir terörle mücadele faaliyetidir. Terörle mücadelenin her şeklinden bir milim bile geri adım atmayız. FETÖ ile mücadelenin uluslararası boyutu oldukça önemli. Bu örgütün yurtdışındaki yapılanmalarına karşı kapsamlı mücadelemiz her alanda sürüyor. Özellikle eğitim alanında alınacak tedbirlerin öneminin anlaşılmasından ve bu örgütün elindeki eğitim tesislerinin Maarif Vakfımıza devri konusunda adımlar atılmasından memnuniyet duyuyoruz. FETÖ’nün elinde tuttuğu okulların kontrolünü ve yönetimini Maarif Vakfının eğitim anlayışıyla uyumlu hale getirmeyi sürdürüyoruz. Kırgızistan’da da Maarif Vakfımızın etkinliğini yakında çok daha güçlü şekilde hissedeceğiz. Biz FETÖ ve diğer tüm terör örgütleri ile mücadelemizde kararlıyız ve mesafe almaya devam ediyoruz. "İnsanlık adına utanç verici günlerden geçiyoruz" Ne yazık ki adı sanı duyulmayan veyahut da şöyle kasaya, tartıya çıkarsan gramı, kilosu beş para etmeyen bazı kimseler İsrail'le ilişkiler konusunda bize garip garip iftiralar atıyorlar. Maalesef bazı partiler hala oralardan bir şeyler beklemeye çalışıyorlar. Şu an itibarıyla biz İsrail’le ticari ilişkileri kestik. Bundan sonraki süreçte de mümkün olduğunca biz, İsrail ile ilişkilerimizi kesmiş olarak yolumuza devam edeceğiz. Bunların elinde herhangi bir güç yok, atacakları veya attıkları adım yok ama iftiraya gelince iftira diz boyu. Biz aynı kararlılıkta yolumuza devam edeceğiz. Mısırla dayanışma halinde, buralarla ilgili adımlarımızı kararlı bir şekilde sürdürecek ve İsrail'e bu noktada prim vermeyeceğiz. "Netanyahu ve çetesi yaptıklarının hesabını verecek" İsrail Filistin’i onlarca yıldır işgal ediyor. İnsanlar yıllardır açık hava hapishanelerinde yaşam mücadelesi veriyor. Bugün Gazze’de yaşananlar kelimenin tam anlamıyla soykırım. Çoğu çocuk ve kadın masum insanlar vahşice katlediliyor. Bir avuç toprak parçasına hapsedilen 2 milyondan fazla kişinin üzerine bomba yağdırılıyor. Maalesef insanlık adına utanç verici günlerden geçiyoruz. Bizim Gazze’deki mezalimi anlatma mesaimiz bitmeyecek. Her fırsatta İsrail’in zulmünü, insan hakları ve uluslararası hukuk ihlallerini dile getireceğiz. Herkes Gazze’deki katliamları, bebeklerin, annelerin çığlıklarını unutsa bile biz unutmayacak ve unutturmayacağız. Netanyahu ve çetesi yaptıklarının hesabını mutlaka verecek. Onların peşindeyiz ve cinayetlerinin hesabını vermeden bırakmayacağız. Türkiye olarak elimizden ne geliyorsa, ne kadar imkânımız varsa Gazzeli kardeşlerimiz için seferber etmeye çalıştık. Bugüne kadar 85 bin tonun üzerinde insani yardım malzemesini Mısırlı yetkililerin de desteğiyle Gazze’deki kardeşlerimize ulaştırdık. Bu rakamlara bakarak Gazze'ye en fazla yardım ulaştıran ülke olduğumuzu söyleyebiliriz. “Türkiye, kendini korumak için gereken önlemleri almaktan asla çekinmeyecek” Terörle mücadelemizde değişen bir şey olmayacak. Kararlılığımızı aynı şekilde devam ettireceğiz. Bu 30-40 kilometrelik derinlik meselesi aynen devam edecek. Şu an itibariyle Suriye ve Irak’taki derinliklere girme, oradaki teröristleri takip etme ve terörü kaynağında kurutma mücadelemiz tavizsiz devam ediyor. Sınırlarımızın ötesinde bir teröristan kurulmasına müsaade etmeyeceğimizi sözle ifade ettiğimiz gibi, fiilen de ortaya koyuyoruz. Bu mücadeleden geri adım atma, mücadeleyi gevşetme asla söz konusu değildir, bu olmayacaktır. Terörist unsurlara bırakılabilecek en küçük boşluğun ulusal güvenliğimize yönelik büyük bir tehdit olduğunun bilincindeyiz ve boşluk bırakmadan terörle mücadelemizi sürdürüyoruz. Türkiye, kendini korumak için gereken önlemleri almaktan asla çekinmeyecek. Sınır güvenliğimize yönelik attığımız her adım, teröristlerin geçiş yollarını kapatmayı hedefliyor ve gelişmiş teknoloji ve personel yığınakları ile sınır güvenliğimizi artırıyoruz. Biz terörle kesintisiz bir mücadele halindeyiz ve bu ancak son terörist etkisiz hale getirilince ülkemize yönelik bu tehdit ortadan kaldırılınca biter. “Makamını suistimal eden bedelini öder” ‘Kayyum atanan belediyeler) Bu konuda Kandil’in baskısı olur veya olmaz bu önemli değil. Seçim kampanyasında bir şey söylemiştik. Dedik ki; ‘kesinlikle hak eden makama oturur ama hak etmeyen, makamını suiistimal eden, kesinlikle bedelini öder. Yargı, başsavcı ve savcılar bu konuda çok ciddi bir dirayet ortaya koyuyorlar. Ben bu dirayetleri sebebiyle yargıyı tebrik ediyorum. Bu süreç içerisinde attıkları adımlarla aldıkları mesafeyle ben inanıyorum ki halkımın güvenini de kazanıyorlar. Çünkü yargı eğer dik durursa halkımın da yargıya olan güveni artarak devam eder. Terörle demokrasinin, terörle sivil siyasetin aynı koltukta taşınmayacağını her zaman söyledik, söylüyoruz. Seçilmiş olmak, kimseye terörle kol kola, yan yana yürüme hakkı vermez. Siyasetçinin görevi halkına, şehrine, ilçesine hizmettir; bölücü elebaşlarına hizmetçilik yapmak değildir.  Milletin imkanlarının, Kandil’deki ve Avrupa’daki terör baronlarına veya bölücü örgütün şehir yapılanmasına peşkeş çekilmesine göz yummayız. Adı geçen şahıslarla ilgili yargı kararları, deliller, iddialar, bilgi ve belgeler ile yürütülen soruşturmaları hep beraber takip ediyoruz. Yargıdan, artık ayyuka çıkan bu vahim iddiaları ve suçu görmezden gelmesini bekleyemeyiz. Muhalefet yargıyı görevini yaptığı için baskı altına almaya kalkmamalıdır. Hele hele savcıları tehdit etmek, hukuk insanlarını hedef göstermek ve onlara hakaret etmek tam anlamıyla eşkıyalıktır. Biz bu baskılara, bu hakaretlere boyun eğmeyiz. Siyasi nezaketimizi sonuna kadar koruruz, ama tehdit siyasetine eyvallah etmeyiz. “Kamuya borçlarını ödemeyen belediyeler milyonluk eğlenceler tertip ediyor” (CHP’li belediyenin Ankara'da 69 milyon liralık konser organizasyonu) CHP’nin seçim mantalitesi, mantığı her zaman böyle çalışmıştır. Bu süreci en hayırlı şekilde yargı işletiyor. Üzerine üzerine gidecekler. Çünkü eğer biz bu pislikleri temizleyemezsek, şunu bilelim ki ülkemizin geleceği de pek hayra alamet olmaz. Şu anda ben yargının çok sağlam yere bastığını görüyorum. Açıklanan rakamlar basit rakamlar, ufak rakamlar değil. Bu rakamlarla ilgili belgeler ortaya çıktığında bunlar ne diyecekler? Bunun hesabını vermeleri lazım. Millete hizmete dönüşmesi gereken kaynakların nasıl har vurup harman savurma anlayışı ile sağa sola saçıldığının somut bir göstergesidir bu durum. Kamuya borçlarını ödemeyen belediyeler milyonluk eğlenceler tertip ediyor. Millet adına borçlar istendiğinde “bizi çalıştırmıyorlar” feryatları koparan bir zihniyetle karşı karşıyayız.  CHP’li belediyeler her zaman için sorumsuz bir yönetim anlayışı ve kamu kaynaklarının heba edilmesinin net bir göstergesi olmuştur. Özellikle işçi grevlerinin yaşandığı, temel belediyecilik hizmetlerinin verilmediği bir ortamda, belediyelerin önceliklerini sorgulamak gerekiyor. Ancak CHP’li belediyelerde sorumluluk bilinci yok. CHP’nin yönettiği şehirlerden bir bir çöp dolu sokaklar, çamurlu çukurlu yollara ilişkin haberler geliyor. Biz zaten her fırsatta CHP’nin çöp, çamur, çukur olduğunu anlatıyoruz. Maalesef milletimiz acı bir şekilde bu sözlerimizin ne kadar haklı olduğunu görüyor. CHP’li belediyeler, kamunun kaynaklarını hoyratça harcarken, halkın temel ihtiyaçlarını karşılayamıyorsa bunların hesabının sorulması gerekir. Bu hesabı milletimiz adına sormaktan çekinmeyiz. CHP’de her zaman olduğu gibi bugün de siyasi sorumluluk ve mali disiplin konusunda ciddi bir eksiklik söz konusu. “Enflasyon artık sürekli olarak inişte olacaktır” Enflasyon artık sürekli olarak inişte olacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Son 2 ay içerisinde enflasyonda bu inişleri hep beraber göreceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Şu an itibariyle bu iniş emaresi kendini göstermektedir. Hiç tereddüte mahal bırakmadan inşallah enflasyondaki bu düşüşü göreceğiz. Benim yaklaşım tarzımı biliyorsunuz. İnşallah faizle birlikte enflasyon da düşecek. Bundan hiç endişeniz olmasın. Benim ekonomideki mantığım bu. Bir ekonomist olarak aldığım, öğrendiğim bilgi bu. Hatırlayın Mehmet Bey'in yine Maliye Bakanı olduğu dönemlerde faiz 4 küsür seviyesindeydi. Enflasyon da 5,6'ya kadar düşmüştü. Şimdi bunu yeniden inşallah ülkemizin gündemine getireceğiz. İstikrarlı bir mali politika ve yapısal reformların uygulanmasıyla bu olumlu trend devam edecektir.  Ayrıca, dış ekonomik koşullar ve küresel piyasalardaki gelişmeler de Türkiye'nin ekonomik durumunu etkileyecektir. Her türlü riski göz önünde bulundurularak attığımız ekonomik adımlarımızı aynı kararlılıkla ve disiplinle sürdüreceğiz. İnanıyorum ki önümüzdeki yıl enflasyonu gündemimizden çıkartacak, yeni ve büyük yatırımlara odaklanacağız. Küresel krizlere, dalgalanmalara karşı ekonomik savunmamızı güçlendiriyor, ekonomik bağımsızlığımızı koruyacak adımları atıyoruz.  

Ruhsatsız silah taşıma ve çakar kullanımında cezalar artıyor Haber

Ruhsatsız silah taşıma ve çakar kullanımında cezalar artıyor

Teklife göre, Anayasa Mahkemesinin iptal kararı doğrultusunda kaymakam adaylarının eğitim şartlarına ilişkin Dahiliye Memurları Kanunu'nda düzenleme yapılacak. Kaymakam aday adaylarının, yurt içindeki üniversitelerin veya diploma denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından onaylanmış olmak kaydıyla yabancı üniversitelerin en az 4 yıllık lisans eğitimi veren fakültelerinin uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, kamu yönetimi, iktisat, işletme, maliye, finans, ekonometri, çalışma ekonomisi ve endüstri ilişkileri bölümlerinden veya bu bölümlerden herhangi birinin müfredatında yer alan derslerin en az yüzde 80'ine sahip olan diğer bölümlerden ya da hukuk fakültelerinden mezun olmaları veya üniversitelerin mühendislik fakülteleri ile tarih, sosyoloji, halkla ilişkiler ve tanıtım, psikoloji bölümlerinden veya bu bölümlerden herhangi birinin müfredatında yer alan derslerin en az yüzde 80'ine sahip olan diğer bölümlerden en az 4 yıllık lisans eğitimi yapmış ve uluslararası ilişkiler, siyaset bilimi, kamu yönetimi, hukuk, maliye ve iktisat alanlarında tezli lisansüstü eğitimini tamamlamış olmaları gerekecek. Kaymakam adaylarının mesleğe alınma ve yetiştirilmesi ile ilgili hükümlerinin uygulama usul ve esasları İçişleri Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenecek. En az üç yıl kaymakamlık yapmış olanlardan Cumhurbaşkanınca üst kademe kamu yöneticisi kadrolarına atananlar ile ilgili mevzuatına göre Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi kadrolarına, İçişleri Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının daire başkanı veya dengi veya daha üst yönetici kadrolarına atananlar ve belediye başkanlığı, belediye başkan yardımcılığı, büyükşehir belediyesi teşkilatında genel sekreterlik, büyükşehir belediyesi bağlı kuruluşlarında genel müdürlük kadrolarına seçilen veya atananların bu görevlerdeki hizmet süreleri Mülki İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfında geçmiş sayılacak. Mülkiye müfettişlerine ilişkin düzenlemeler Mülkiye Teftiş Kurulunda görev yapacak mülkiye müfettişleri, kaymakam ünvanını kazandıktan sonra Mülki İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfında fiilen en az 6 yıl çalışmış olanlar arasından atanacak. Vali-mülkiye başmüfettişi ünvanlı kadrolara atanmaya ilişkin hükümler saklı olacak. Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığının teftiş, denetim, inceleme, araştırma ve soruşturma görevleri mülkiye müfettişleri tarafından yürütülecek. Denetime tabi kamu kurum ve kuruluşları ile özel kanunlarla veya Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle kurulmuş kurum ve kuruluşlar ile bunlara bağlı veya bunların kurdukları birlik, işletme, müessese ve teşebbüsler, müfettişin talep etmesi halinde; her türlü gizlilik derecesini haiz olanlar dahil, bütün belge, defter ve bilgileri ibraz etmek, para ve para hükmündeki evrakı ve ayniyatı, kasa, depo ve ambarları göstermek, sayılmasına ve incelemesine yardımcı olmak mecburiyetinde olacak. Müfettişler kasa, depo, ambar, oda, dolap ve benzeri yerleri ve eşyayı mühürleyerek muhafaza altına alabilecek. Müfettişler, diğer kurum ve kuruluşlar ile kamuya yararlı dernekler, gerçek ve tüzel kişilerden de gerekli yardım, bilgi, evrak, kayıt ve belgeleri istemeye yetkili olacak. Kanunlarda aksine açık bir hüküm olmadıkça, söz konusu isteğin yerine getirilmesi mecburi olacak. Müfettişler, kurum ve kuruluşlarda, bunların görev ve hizmetlerine tahsis edilmiş bilgisayarları, bilgisayar programlarını ve kütüklerini ve diğer dijital materyaller ile kamuya açık alanlardaki sistemlerini ve kurum ve kuruluşlara ait bina ve tesislerdeki kamera kayıtlarını muhafaza altına alacak; bunlar üzerinde inceleme ve kopyalama yapabilecek. Müfettişler, kurum ve kuruluşların elektronik belge yönetim sistemlerine erişebilecek, inceleme ve kopyalama yapabilecek. Müfettişlerin gerek görmesi halinde, kendilerine ilgili birim tarafından kurumsal ve hizmet veri tabanına erişim için yetki ve şifre verilecek. Müfettişler, görevleri ile ilgili konularda uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde kamu kurum ve kuruluşlarından yeterli sayıda personel görevlendirilmesini talep edebilecek. Bu talep, vali ve kaymakamlar ile ilgili kurum ve kuruluş yetkilileri tarafından gecikmeksizin yerine getirilecek. Müfettişlerin, görevleriyle ilgili konularda kamu kurum ve kuruluşları bünyesindeki teknik ve kriminal laboratuvarlarından istedikleri inceleme ve tespit işlemleri öncelikle yerine getirilecek. Bu talepler İçişleri Bakanlığına ve bağlı kuruluşlarına ait laboratuvarlarca ücretsiz olarak yerine getirilecek. Birinci sınıf mülki idare amirlerinin tespiti amacıyla yapılacak inceleme ve değerlendirmeler, her yıl en fazla iki defa İçişleri Bakanlığı tarafından yapılacak. Birinci sınıf mülki idare amirliği statüsüne yükseltilmeyenler karar tarihinden sonra yapılacak ilk değerlendirmede tekrar birinci sınıf incelemesine tabi tutulabilecek. İl valilerinden veya il valiliği yapmış olanlardan İçişleri Bakanlığı merkez teşkilatı ile bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarında genel müdür kadrosunun dengi kadrolara atananların mali hakları, atandıkları kadrolarda bulunmaları kaydıyla, filli çalışmaya bağlı ödemeler hariç olmak üzere il valisine ait ödeme unsurları esas alınarak verilmeye devam edilecek. Polis Bakım ve Yardım Sandığı ile ilgili düzenlemeler Emniyet Teşkilatı Kanunu'nda Polis Bakım ve Yardım Sandığına ilişkin düzenlemeler yapılacak. Buna göre de sandık üyeleri, Emniyet Teşkilatı mensupları ile üyelikleri devam etmekte iken emekli olup katılım payını sandıkta bırakanlardan oluşacak. Sandık, üyeleri ile arasındaki ilişkilerde kamu hukuku, diğer tüm iş ve işlemlerinde özel hukuk hükümlerine tabi olup mali ve idari bakımdan özerk ve tüzel kişiliği haiz bir teşekkül olacak. Sandığın gelirleri; üyelik aidatları, katılım payı, bu aidat ve katılım paylarının nemalandırılması için yapılan her türlü yatırım ve faaliyetten elde edilen gelirler ile bağış ve yardımlardan oluşacak. Üyelik aidatı, emeklilik keseneğine esas aylık tutarının veya prime esas kazanç tutarının yüzde 9'u olacak. Sandık Genel Kurulu bu oranı 5 puana kadar artırmaya veya azaltmaya yetkili olacak. 28 Aralık 2018'den önce Emniyet Teşkilatı kadrosunda göreve başlayanlardan Teşkilattaki görevi devam edenler Sandığa üye olabilecek. Bu üyelerin Sandığa girişlerinden itibaren 3 yıl geçtikten sonra nemalar dahil aidatlarını alarak ayrılabilmeleri mümkün olacak. Ancak üyelikten çıkanlar bir daha Sandık üyeliğine kabul edilmeyecek. Sandığın, Emniyet Teşkilatı mensubu olan üyelerine veya ölümleri halinde mirasçılarına emeklilik yardımı, maluliyet yardımı ve ölüm yardımı; emekli olan üyelerine ise katılım payı kar payı ve ölüm yardımı yapılacak. Sandığın organları, kurul üyelerinin ne suretle ve hangi esaslar dairesinde tespit edileceği, seçimler, görevleri, üyeliğe giriş, aidat, katılım payı, ortaklıktan ayrılma ve ortaklığın dondurulması, yapılacak kesintiler, yardımlar ve katılım payı kar payı, Sandığın gelirleri ve mevcutlarının işletilmesi ve yapılacak sosyal hizmetler, denetim ve soruşturma, hesap yılı, bütçe, safi karın dağılımı ve yapacağı hizmetlere ilişkin diğer usul ve esaslar Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenecek. Ateşli silahların parçaları da kanun kapsamına dahil edilecek Ateşli silahlara ait namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaların da ülkeye sokulması, yapılması, satılması, satın alınması, taşınması veya bulundurulması Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun hükümleri kapsamına alınacak. Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunu hükümlerine göre armağan edilen silahlar için kişilere bulundurma veya taşıma izni veren kayıt ve belgelerde süre kaydı aranmayacak. Aynı kanun hükümlerine göre armağan edilen silahlar için kişilere bulundurma veya taşıma izni veren kayıt ve belgeler her türlü vergi, resim ve harçtan muaf tutulacak. Silahını çaldıran ve kaybedenlere yeniden ruhsat verilmesi Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun'daki değişiklikle, ikinci kez silahı çalınan veya silahını ikinci kez kaybedenlere, yeni silah müracaatlarında tek bir silah için taşıma veya bulundurma izni verilecek. Bu silahın devri halinde yeniden taşıma veya bulundurma izni verilebilecek. Ruhsat sahiplerinin kayıp veya çalıntı olmayan silahlarına ait ruhsatlarının yenilenmesi bu hükümler kapsamında değerlendirilmeyecek. Üçüncü kez silahı çalınan veya silahını üçüncü kez kaybedenlerin silah vesikası geri alınacak ve bu kişilere fiil tarihinden itibaren 5 yıl geçmedikçe silah bulundurma ve taşıma izni verilmeyecek. Fiil tarihinden 5 yıl geçtikten sonra bu kişilerin yeni silah müracaatlarında tek bir silah için taşıma veya bulundurma izni verilecek. Ateşli silahların namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaları da ülkeye sokanlara, ülkeye sokulmasına aracılık edenlere, Kanun hükümleri dışında yapanlara, bir yerden bir yere taşıyanlara, satanlara 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası ve 500 günden 5 bin güne kadar adli para cezası verilecek. Kurusıkı tabir edilen ses veya gaz fişeği ya da benzerlerini atabilen silahı, teknik özelliklerinde değişiklik yaparak Kanun hükümlerine tabi silah haline dönüştürme eylemi, Harp Araç ve Gereçleri ile Silah, Mühimmat ve Patlayıcı Madde Üreten Sanayi Kuruluşlarının Denetimi Hakkında Kanun hükümleri dışında yapılmış üretim olarak kabul edilecek ve cezalandırılacak. Dönüştürülen silahın sayı ve nitelik bakımından vahim olmaması halinde verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar indirilecek. Ruhsatsız silah taşıyan, satın alan ve bulunduranlara verilen hapis cezasının 1 yıl olan alt sınırı 2 yıla, 3 yıl olan üst sınırı da 4 yıla çıkarılacak. Böylece, ruhsatsız silah taşıyan, satın alan ve bulunduranlar 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacak. Silah parçalarını bulundurana da ceza Ateşli silahların namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaları ya da ses veya gaz fişeği atabilen silah iken Kanun hükümlerine tabi silah vasfına dönüştürülen silahları da satın alan, taşıyan veya bulunduranlara da 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası verilecek. Ateşli silahın, mermilerin veya namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaların sayı veya nitelik bakımından vahim olması halinde 5 yıldan 8 yıla kadar hapis ve 500 günden 5 bin güne kadar adli para cezasına hükmedilecek. Ayrıca ateşli silahın bir adet olması ve mutat sayıdaki mermilerinin veya namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaların ev veya iş yerinde bulundurulması halinde 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 100 günden 500 güne kadar adli para cezası verilecek. Ateşli silahlara ait mermilerin veya bunlara ait namlu, sürgü, gövde, çerçeve, silindir, mekanizma başı, çıkarıcı, tırnak, ateşleme iğnesinden oluşan ana veya balistik önemi haiz parçaların pek az sayıda bulundurulmasının veya taşınmasının mahkemece vahim olarak takdir edilmemesi durumunda 6 aya kadar hapis ve 30 günden 500 güne kadar adli para cezasına hükmedilecek. Bulundurma ve taşıma fiilinin; vefat, sağlık durumu, mahkumiyet, müsadere, satın alma veya devir nedeniyle yapılan ruhsatlandırma ya da ruhsat yenileme işlemlerinde Kanun'da düzenlenen yükümlülüklere aykırı davranılarak işlenmesi halinde 10 bin liradan 25 bin liraya kadar idari para cezası verilecek. Nakil izin belgesi almaksızın, bulundurma izni verilen silahını mesken veya iş yeri değişikliği nedeniyle nakledenler hakkında 10 bin liradan 25 bin liraya kadar idari para cezası kesilecek. İdari para cezası vermeye mülki idare amiri yetkili olacak. Noterlik Kanunu'ndaki değişiklikle Türkiye'de usulüne uygun olarak yapılan ve yabancı bir memlekette kullanılacak olan işlemin altındaki noterin imza ve mührünü, herhangi bir il veya ilçenin en büyük mülki amiri onaylayacak. Araç kiralama şirketleri işlemleri anlık olarak bildirecek Kimlik Bildirme Kanunu'ndaki düzenlemelere göre de araç, gemi/deniz aracı kiralama faaliyeti yürüten gerçek ve tüzel kişilere ait işletmenin sorumlu işletmecileri ve yöneticileri, kiralanan araç bilgileri ile aracı, gemi/deniz aracını kiralayanların kimlik bilgileri ve kira sözleşmesi ile buna ilişkin tüm bilgi, belge ve kayıtları usulüne uygun şekilde bilgisayarda tutmak, genel kolluk kuvvetlerinin her an incelemelerine hazır bulundurmak, bilgisayar terminallerini genel kolluk kuvvetlerinin bilgisayar terminallerine bağlamak ve kiralayan şahıs ile kiralanan araç bilgilerini araç teslimi esnasında genel kolluk kuvvetlerine sistem üzerinden anlık olarak bildirmek ve kiralanan araçlarda GPS cihazı (küresel uydu navigasyon sistemi) bulundurarak araçlara ait konum bilgisine ilişkin kayıtları 5 yıl saklamak zorunda olacak. Genel kolluk kuvvetleri tarafından tutulan verilerden şahısların devam eden aktif araç kiralamasının olup olmadığı bilgisi araç kiralama faaliyeti yürüten gerçek ve tüzel kişilere ait işletmelerle paylaşılacak. Bilgi, belge ve kayıtları bilgisayarda tutmayanlara, bilgisayar terminallerini genel kolluk kuvvetlerinin bilgisayar terminallerine bağlamayanlara, gerçeğe aykırı kayıt tutan veya bilgi verenlere, kiralanan araçlarda GPS cihazı (küresel uydu navigasyon sistemi) bulundurmayanlara ve araçlara ait konum bilgisine ilişkin kayıtları saklamayanlara 99 bin 896 lira, ilgili bilgi, belge ve kayıtları genel kolluk kuvvetlerinin incelemelerine hazır bulundurmayanlara, kiralayan şahıs ile kiralanan araç bilgilerini araç teslim edilmeden genel kolluk kuvvetlerine sistem üzerinden anlık olarak bildirmeyenlere 49 bin 938 lira idari para cezası, mülki idare amirlerince verilecek. Fiillerin, işlendiği takvim yılı içinde tekrarı halinde en son kesilen para cezasının iki katı uygulanacak. Ayrıca sayılan fiillerin işlendiği takvim yılı içinde dördüncü defa işlenmesi halinde işletme ruhsatları iptal edilecek. Sahil güvenlik ve jandarma personeline madalya Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu'ndaki değişiklikle görevlerini başarı ile yerine getiren sahil güvenlik personeline İçişleri Bakanı tarafından "Sahil Güvenlik Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası", "Sahil Güvenlik Şeref Madalyası", "Sahil Güvenlik Üstün Hizmet Madalyası" verilecek. Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı adına eğitim gören öğrencilerin tazminat hükümlerine ilişkin düzenlemeler yapılacak. Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığına bağlı kantinlerin elektrik, su ve yakacak giderleri genel bütçeden karşılanacak. Jandarma Genel Komutanlığı personelinden görevlerini üstün başarı ile yerine getirenlere İçişleri Bakanı tarafından "Jandarma Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası", "Jandarma Şeref Madalyası", "Jandarma Üstün Hizmet Madalyası" verilecek.

TÜRKİYE’DEN  ‘İSRAİL'E SİLAH  SATMAYIN’ UYARISI Haber

TÜRKİYE’DEN ‘İSRAİL'E SİLAH SATMAYIN’ UYARISI

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, Türkiye, İsrail'e silah ve mühimmat satışının durdurulmasını teminen uluslararası farkındalığın artırılması için Birleşmiş Milletler (BM)  bünyesinde ortak mektup girişimi başlattı.  Ortak mektup girişimi başlatıldı  Uluslararası Adalet Divanının, İsrail'in devam eden işgal, yerleşim yeri ve ilhak uygulamaları ile Kudüs'ün nüfus yapısı, karakteri ve statüsünü değiştirmeye yönelik tedbirlerinin hukuki sonuçlarına ilişkin 19 Temmuz 2024 tarihli istişari görüşünün hayata geçirilmesi amacıyla, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 124 ülkenin olumlu oyuyla 18 Eylül 2024 tarihinde BM Genel Kurulu'nda bir karar kabul edildi.  Bu kararla, tüm ülkelere, işgal altındaki Filistin topraklarında kullanılabileceği yönünde makul gerekçelerin bulunduğu durumlarda, İsrail'e silah, mühimmat ve ilgili teçhizatın tedarikini veya sevkiyatını durdurmaya dönük tedbir almaları çağrısında bulunuldu.  Bu çerçevede, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın önerisiyle, İsrail'e silah ve mühimmat satışının durdurulmasını teminen uluslararası farkındalığın artırılması için BM bünyesinde ortak mektup girişimi başlatıldı.  Girişim, İsrail'e silah ve mühimmat satışının durdurularak, İsrail'in Gazze başta olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında gerçekleştirmekte olduğu uluslararası insancıl hukuk ve insan hakları hukuku dahil uluslararası hukuk ihlallerinin önüne geçmeyi amaçlıyor.  Mektupta, Gazze'nin de aralarında bulunduğu işgal altındaki Filistin topraklarında, Lübnan'da ve Orta Doğu'nun diğer bölgelerinde tırmanan şiddet ve uluslararası hukuk ihlallerinden duyulan derin endişe vurgulanıyor.  İhlaller neticesinde çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu sivil kayıpların her geçen gün arttığına dikkat çekilen mektupta, bu tehlikeli gidişatın durdurulması için acil adımların atılması gerektiği kaydediliyor.  Mektupta, uluslararası topluma, İsrail'e silah ve mühimmat tedariki ve sevkiyatının durdurulması çağrısında bulunularak, BMGK'den bu yönde tedbirler alması talep edildi.  Söz konusu mektup, 1 Kasım'da BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM Güvenlik Konseyi kasım ayı dönem başkanı İngiltere ve BM Genel Kurul Başkanı Philemon Yang'a iletildi.  Türkiye, İsrail'in, Gazze başta olmak üzere bölgede sürdürmekte olduğu savaş politikası karşısında bu ülkeye silah ve mühimmat tedariki ile sevkiyatının ivedilikle sonlandırılmasının, uluslararası toplumun hukuki ve vicdani yükümlülüğü olduğuna inanıyor.  Türkiye'nin öncülüğünde başlatılan ortak mektup girişimine, 52 ülke ile Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı imzacı oldu.  İmzalayan ülkeler arasında Türkiye, Filistin, Bahreyn, Bangladeş, Birleşik Arap Emirlikleri, Bolivya, Brezilya, Brunei Darusselam, Burkina Faso, Cezayir, Cibuti, Çin Halk Cumhuriyeti, Endonezya, Fas, Gambiya, Güney Afrika, Irak, İran, Katar, Kazakistan, Kırgızistan, Kolombiya, Komorlar Birliği, Kuveyt, Küba, Libya, Lübnan, Maldivler, Malezya, Meksika, Mısır, Moritanya, Namibya, Nijerya, Nikaragua, Norveç, Pakistan, Rusya, Saint Vincent ve Grenadinler, Sao Tome ve Principe, Senegal, Somali, Sudan, Suudi Arabistan, Şili, Tunus, Umman, Ürdün, Venezuela, Vietnam, Yemen ve Zimbabve yer alıyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.