TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Şanlıurfa

haberingundemi.com.tr - Şanlıurfa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Şanlıurfa haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Harran'daki katedral kazısında vitraylar bulundu Haber

Harran'daki katedral kazısında vitraylar bulundu

Harran Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Harran Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal, AA muhabirine, Kültür ve Turizm Bakanlığının başlattığı "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında ören yerindeki arkeolojik kazı çalışmalarının devam ettiğini belirtti. Harran Ulu Camisi'nin 200 metre kuzeyinde yer alan katedral kalıntılarındaki kazılara yoğunlaştıklarını ifade eden Önal, daha önceki kazılarda katedralin duvarlarını, sütun başlıklarını ve kuzey nefinin (ana koridor) büyük kısmını ortaya çıkardıklarını söyledi. Önal, kazılarda katedral mimarisinde ender görülen kuzeye açılan 3 kapıya rastladıklarını belirterek, "Buna artık sıradan bazilikal kilise demiyoruz, onun da bir üstü büyüğü baş kilise olan Harran'ın katedrali diyoruz çünkü 50 metre uzunluğundan daha fazla normal kilise ebadından oldukça büyük. Dolayısıyla bölgenin en büyük katedrallerinden birisi şu an Harran'da ve biz kazı çalışmasını yapıyoruz. Üçüncü nefin mimarisini büyük oranda ortaya çıkardık." diye konuştu. Kazı çalışmalarının tamamlanmasının ardından katedrali restore edeceklerini dile getiren Önal, bir sonraki adımın ise bu alanın çevre düzenlemesi yapılarak ziyarete açılması olduğunu aktardı. "Harran'da Hazreti İbrahim'in bir resminin de olmasını bekliyoruz" Önal, kazı çalışmaları sırasında yeni buluntular elde ettiklerini ve bunların kendilerine yapının mimarisi hakkında bilgi verdiğini belirterek, şöyle devam etti: "Çalışmalarımızda da birkaç tane buluntuya ulaştık, zaten onlar bu alanın mimarisini de bize gösteriyor. Altın yaldızlı cam mozaik tesseraları görüyoruz. Bunlar duvarlarda ve kemerlerde, tonozlarda kullanılmış. Biz düşmüş halde tuğla tonozlarını da bulduk. Dolayısıyla tabandan da mozaik bekliyoruz hatta kutsal semavi dinlerde Hazreti İbrahim ile özdeşleştiği, ata şehri olduğu için Harran'da Hazreti İbrahim'in bir resminin de olmasını bekliyoruz bu mozaiklerden. Yine sanat tarihçi hocalarımıza bu buluntuları gösterdik. Alçı cam şebekesi üzerinde renkli camlar, vitray diye de niteleniyor. Şanlıurfa'daki bu vitraylar bölgenin en eskisi olarak adlandırılıyor çünkü biz kiliseyi buluntulara göre bölgemizdeki erken Bizans kiliseleri olarak adlandırıyoruz. O da 5'inci yüzyıl olmalıdır. Dolayısıyla bölgenin en eski renkli cam örneklerini burada görüyoruz." Camlardan birinin mavi, diğerinin yeşil, ötekinin mor olduğunu dile getiren Önal, "Bunların işlevi özellikle kilise pencerelerinden salonlara giren ışığı renklendirip, dua ederken, İncil okurken oradaki ilahi atmosferi daha da güçlendirmektir." dedi. Önal, çeşitli vaftizlerde kullanılmış veya kutsal su taşınmış cam şişe ile üzeri çeşitli desenlerle süslü cam malzemelerin de gün yüzüne çıkarıldığını söyledi.

Türkiye'de yaşayan Suriyeliler rejiminin devrilmesini kutladı Haber

Türkiye'de yaşayan Suriyeliler rejiminin devrilmesini kutladı

Kilis'te kent meydanında toplanan Suriyeliler, Türk ve Suriye bayrakları ile rejimin çöküşünü kutladı. Baas rejimini eleştiren slogan atan Suriyeliler, araçlarla kent merkezinde konvoy yaptı. Kutlamalara katılan Suriyelilerden Busra Zakkur, gazetecilere, 13 yıl önce Türkiye'ye geldiği hatırlatarak, bir an önce ülkesine dönmek istediğini söyledi. Çok mutlu olduğunu anlatan Zakkur, "Esad gitti ve artık ülkemize dönmek istiyoruz. Orası benim vatanım, Türkiye'ye çok teşekkür ediyorum." dedi. 16 yaşındaki Muhammet Saban da 12 yıl önce Türkiye'ye geldiğini belirtti. Yıllardır bekledikleri sevinçli haberi aldıklarını dile getiren Saban, "Bugün bizim en güzel günümüz. Esad yüzünden biz Suriye'ye gitmek istemiyorduk ancak artık Esad gitti biz artık ülkemize inşallah gideceğiz. Türkiye'ye ve Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür ediyorum." diye konuştu. Gaziantep Gaziantep'teki Suriyeliler ise kent merkezi ve ilçelerde kutlama yaptı. 15 Temmuz Demokrasi Meydanı yakınlarında bir araya gelen Suriyeliler, rejimin çöküşünü kutladı. Türk ve Suriye bayraklarıyla Baas rejimi aleyhine slogan atan gruptakiler, sık sık tekbir getirdi. Suriyeliler, kentin muhtelif yerlerinde ise araçlarla konvoy yaparak sevinç gösterisinde bulundu. Gösteriler sırasında güvenlik güçlerince yoğun güvenlik önlemi alındığı gözlendi. Şanlıurfa Şanlıurfa'da bulunan Suriyeliler, kent merkezi ve ilçelerde kutlama yaptı. Rabia Meydanı'nda sabahın erken saatlerinden itibaren bir araya gelen Suriyeliler, rejimin devrilmesini kutladı. Türk ve Suriye bayraklarıyla Baas rejimi aleyhine slogan atan gruptakiler, sık sık tekbir getirdi. Suriyeliler, araçlarında bayraklar açıp zafer işareti yaparak kent merkezinde tur attı. Adıyaman Adıyaman'daki Ulucami, Mara ve Musalla mahallelerinde yaşayan Suriyeliler de Türk ve Suriye bayrakları ile rejimin çöküşünü kutladı. Baas rejimini eleştiren slogan atan Suriyeliler, havai fişeklerle kutlama yaptı. Kahramanmaraş Kahramanmaraş'ta toplanan Suriyeliler, rejimin çöküşünü ellerindeki Türk ve Suriye bayraklarıyla kutladı. Suriyeliler, araçlarla konvoy oluşturdu ve zafer turu attı. Şazibey Caddesi'ndeki sevinç gösterilerine katılan Mahmud El Hüseyin, "Esad, 14 yıl boyunca zulüm, zalimlik ve katliamlar yaptı ama bu artık bitti. Bugün mutlu bir günü yaşıyoruz, sevinçliyiz. Suriye kurtuldu, Suriye Esad'den kurtuldu. Artık Suriye özgür bir ülke olmuştur. "dedi. Muhammed Yasin, "Türkiye ve Türk milletine teşekkür ediyoruz, bizleri bunca zaman misafir ettiler, onlara minnettarız. Bizlere kucak açtınız. Şu anda çok sevinçliyiz. Yeniden doğduk. Bunca zamandır bu anı bekliyoruz." ifadelerini kullandı.

Haber

"Dünya Neolitik Kongresi" Şanlıurfa'da yapılacak

İstanbul Üniversitesi ile Harran Üniversitesince düzenlenen, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı'nın desteklediği "Dünya Neolitik Kongresi"nin Şanlıurfa'da yapılacağı bildirildi. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, dünya çapında neolitik kültürleri anlamaya yönelik yeni bakış açılarının geliştirileceği uluslararası kongrenin açılışını Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy yapacak. Harran Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinde 4-8 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek kongre, dünyanın en eski neolitik bölgeleri arasında bulunan Göbeklitepe ve Karahantepe gibi önemli alanlara ev sahipliği yapan Şanlıurfa'da yapılacak. Dünya çapında neolitik kültürleri anlamaya yönelik yeni bakış açılarının geliştirilmesi amaçlanan kongrede, neolitik döneme ilişkin geleneksel teorileri, yerleşik yaşam biçimleri, sosyal hiyerarşi ve kimlikler, inançlar ve çevresel faktörlerin yanı sıra biyoarkeoloji, tarihleme yöntemleri, fiziksel antropoloji ve jeoarkeoloji gibi çalışmalar da ele alınacak. Kongreye, 64'ü aşkın ülke ve 487 kurumdan bine yakın akademisyen katılacak. Şanlıurfa arkeolojik kazılarında görev yapmış Klaus Schmidt, Harald Hauptmann ve Bruce Howe gibi önemli isimler için anma konuşmaları da yapılacağı kongrede, ayrıca katılımcılar Göbeklitepe, Karahantepe, Sayburç, Çakmaktepe ve Sefertepe gibi Şanlıurfa'daki neolitik yerleşim yerlerini ziyaret etme şansına da sahip olacak.

'Şanlıurfa pamuğu' tescillendi Haber

'Şanlıurfa pamuğu' tescillendi

ŞUTSO'dan yapılan açıklamaya göre, Şanlıurfa pamuğu için Türk Patent ve Marka Kurumuna yaptıkları coğrafi işaret tescil başvurusu olumlu sonuçlandı. Yöresel ürünleriyle önde gelen kentte, Şanlıurfa pamuğu ile tescilli ürün sayısı 48'e yükseldi. Açıklamada görüşlerine yer verilen ŞUTSO Başkanı Mehmet Yetim, Şanlıurfa pamuğunun küresel ve yerel pazarda güçlü bir konuma sahip olacağını belirterek, şunları kaydetti: "Bu uzun ve zorlu süreçte Şanlıurfa'nın pamuk üretiminde hak ettiği değeri alması gerektiğine inandık ve büyük bir özveriyle bu hedef doğrultusunda çalıştık. Bunca emek ve özveri sonucunda Şanlıurfa pamuğunun coğrafi işaret tesciliyle bu amacımıza ulaştık. Yaptığımız bu tescil, sadece üreticilerimizin emeğini korumakla kalmamakla beraber aynı zamanda Şanlıurfa tarımının ulusal ve uluslararası arenada hak ettiği yeri bulmasına da vesile olacak. Bu başarı bizler için büyük bir gurur kaynağıdır. Tarımsal kalkınmamızın yanı sıra bölgesel ekonomimizin gelişimine de önemli katkılar sağlayacak. Şanlıurfa Ticaret ve Sanayi Odası olarak pamuğumuzu uluslararası pazarlarda tanıtma çalışmalarımızı hızlandıracağız. Artık Şanlıurfa pamuğu ismi, kalitenin ve güvenin simgesi olarak bilinecek ve tarladaki çiftçiden nihai ürüne kadar tüm üretim zincirindeki herkes bu başarının meyvelerinden faydalanacaktır."

Şanlıurfa Haber

Şanlıurfa "Dünya Neolitik Kongresi"ne hazırlanıyor

Valilikten yapılan açıklamada, Vali Hasan Şıldak'ın Taş Tepeler Projesi kapsamında il genelinde 10 noktada devam eden kazı çalışmalarını yakından takip ettiği belirtildi. Açıklamada görüşlerine yer verilen Vali Şıldak, Dünya Neolitik Kongresi'nin bir ilk olacağını, birçok ülkeden akademisyen ve uzmanın Şanlıurfa'da bir araya geleceğini ifade etti.  Kongre öncesi tüm planlamaları gözden geçirdiklerini belirten Şıldak, şunları kaydetti: "Bu buluşma ile birlikte yine neolitik sözcüğünün gerçek değerinin Şanlıurfa'da çok daha değer kazanacağını düşünüyorum. Böylesine bir buluşmanın dünyada ilk kez olacak olması ilimiz adına mutluluk verici. İnşallah 4-8 Kasım tarihleri arasında ilimizdeki tüm arkeolojik çalışmalara ivme kazandıracak bu girişim, Valiliğimiz ile birlikte Büyükşehir Belediyemiz, Kalkınma Ajansımızın desteği ve iki güzide üniversitemiz ev sahipliğinde ilimizde yapılacaktır. Şanlıurfa adına gurur duyacağımız bir buluşma olacak. Bizler de bu organizasyona katkı sunmak için heyecanlanıyoruz. Tüm bu çerçevede Şanlıurfa, zengin tarihi ve kültürel mirasıyla göz kamaştırıyor. Son yıllarda hızla ilerleyen arkeolojik kazılar şimdi Taş Tepeler Projesi ile çok daha kapsamlı bir boyutta gelişiyor. Bizler de Dünya Neolitik Kongresi öncesi tüm planlamalarımızı gözden geçirerek, ilimizi en iyi şekilde bu dev buluşmaya hazırlıyoruz."

Şanlıurfa'yı kazdıkça tarih fışkırıyor Haber

Şanlıurfa'yı kazdıkça tarih fışkırıyor

Sefertepe'de Neolitik Çağ'a ait ölü gömme geleneğine ilişkin yeni bulgular elde edildi - Şanlıurfa'da yürütülen "Taş Tepeler Projesi" kapsamında devam eden kazılarda ortaya çıkarılan insan kafatası, dönemin cenaze törenlerine ilişkin bilgi ortaya koydu - Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Emre Güldoğan: - "Ölü bir yerde çürümeye bırakıldıktan sonra bu işlemin ardından kemikler ayrılıyor ve yerleşim yerine geri getiriliyor. Çeşitli uygulamalar, kesikler ya da yanık gibi işlemler yerleşim yerinde gerçekleştiriliyor. Bugüne kadar biz bu kesik veya yanıklı örneklere rastlamıştık fakat bizim bulduğumuz nişteki (duvar içerisinde bırakılan oyuk) kafatası bu işlemler başlamadan önce kafatasının özel bir alanda sergileniyor olduğunu göstermesi açısından da önemli" ŞANLIURFA (AA) - EŞBER AYAYDIN - Şanlıurfa'da yürütülen "Taş Tepeler Projesi" kapsamında Sefertepe'de devam eden kazı çalışmalarında bulunan insan kafatası, dönemin ölü gömme geleneğine ilişkin yeni bilgilere ulaşılmasını sağladı. Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2021 yılında "Şanlıurfa İli Neolitik Çağ Araştırmaları Taş Tepeler Projesi" çerçevesinde, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Tarih Öncesi Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emre Güldoğan'ın başkanlığında yürütülen Sefertepe kazıları devam ediyor. Bu yılki kazı çalışmaları sırasında, başta Yukarı Mezopotamya olmak üzere "Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem" gömüt geleneği ile ilgili yeni bilgilere ulaşıldı. Kazılarda özel bir yapı içerisinde bulunan nişte (duvar içerisinde bırakılan oyuk) kafatası bulundu. Niş içerisinde taşlar üzerindeki kafatasının alt çenesi dışında tamamı ortaya çıkarıldı. Kafatası bilimsel çalışma yapılmak üzere alandan korunaklı şekilde alındı. - "Bilim dünyası açısından da heyecan verici olacağını düşünmekteyiz" Sefertepe Kazısı Başkanı Doç. Dr. Emre Güldoğan, AA muhabirine, bölgede ilk olarak 2021 yılındaki kazılarda iki insana ait iskelet parçaları bulduklarını söyledi. Neolitik Çağ'a (Taş Devri'nin son çağı) ait ölü gömme ritüellerinin nasıl yapıldığına dair bilgilerin sınırlı olduğunu belirten Güldoğan, bu yılki kazılar sırasında bir niş içerisinde yan yatar pozisyonda bir kafatası bulduklarını anlattı. Güldoğan, özellikle ölü gömme ritüelleri adına daha önce benzeri görülmeyen ve yeni bir aşamayı gösteren bu buluntunun, Neolitik Çağ'da iskeletler üzerine uygulanan sürecin anlaşılması açısından oldukça önemli olduğunu vurguladı. Güldoğan, şöyle devam etti: "Bu sene yaptığımız çalışmalarda özellikle bir özel yapı içerisinde niş içerisinde bulunan kafatası özgün bir buluntu olarak değerlendirilebilecek örnek olarak karşımıza çıkmakta. Uzmanımızın yaptığı ilk değerlendirmelerde, bu kafatasının özellikle içinde bulunduğumuz coğrafya içerisinde, hatta Yukarı Mezopotamya'da ölü gömme gelenekleriyle ilgili bu sürecin anlaşılması açısından büyük bir boşluğu dolduracağı düşünülmekte. Zira benzer yerleşimlerden Karahan ve Sayburç yerleşimlerinde geçtiğimiz yıllarda birtakım iskelet parçaları ve kafatası üzerinde kesik izlerinin olduğunu biliyorduk fakat bu işlemlere ulaşana kadar, kafatasına ne şekilde bir uygulama yapıldığı konusunda büyük soru işaretleri vardı. Sefertepe'de bu niş içerisinde bulduğumuz kafatası bu sürecin anlaşılması açısından büyük bir boşluğu dolduracak ve bilim dünyasına heyecan kazandıracak diye düşünmekteyiz." Buldukları kafatasının bilim dünyası açısından da merak edilen soruları yanıtlayacağını dile getiren Güldoğan, şunları kaydetti: "Genelde buradaki gömüklerin hepsi ikincil gömüt olarak karşımıza çıkmakta. Bu da şu demek. Ölü bir yerde çürümeye bırakıldıktan sonra bu işlemin ardından kemikler ayrılıyor ve yerleşim yerine geri getiriliyor. Çeşitli uygulamalar, kesikler ya da yanık gibi işlemler yerleşim yerinde gerçekleştiriliyor. Bugüne kadar biz bu kesik veya yanıklı örneklere rastlamıştık fakat bizim bulduğumuz nişteki kafatası bu işlemler başlamadan önce kafatasının özel bir alanda sergileniyor olduğunu göstermesi açısından da önemli." - "Son derece önemli veriler sağlamış oldu" Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal ise kafatasının Neolitik Dönem'e ait gömüt geleneğinin nasıl yapıldığına dair önemli bilgiler verdiğini aktardı. Karahantepe, Göbeklitepe ve Sayburç gibi yerlerde seçici gömüt ya da seçilmiş kemiklerin belirli alanlara gömülmesini sağlayan verilerin daha önce ortaya konulduğuna dikkati çeken Erdal, yapılan çalışmalarda Orta Fırat bölgesinde ölülere ikincil gömüt uygulaması yapıldığının bilindiğini ifade etti. Erdal, ölen kişinin çeşitli ritüeller gerçekleştirilip nihai gömüt alanına götürülene kadar bedeninin önemsenen bir kısmının belli bir yerde saklandığını, Sefertepe'de niş içerisinde buldukları kafatasının bu gömme geleneğinin önemli bir kanıtı olarak kabul edildiğini söyledi. Prof. Dr. Erdal, sözlerini şöyle tamamladı: "Göbeklitepe'de ele geçen bir kafatası üzerindeki delik veya onlarca kesikle bu kafataslarının bir kısmının aslında çeşitli nedenlerle kafayı bedenden ayırdıktan sonra bunların sergilendiği ve belki de asıldığına ilişkin ip uçları sağlamıştı. Karahantepe'den ele geçen kafataslarında çok sayıda kesik vardı. Biz bunların aslında bir bedene ikinci gömü uygulamaları çerçevesinde yaptıklarını biliyorduk ama bedenin kişi öldükten ikinci gömü uygulamasına kadar geçen süre içerisinde nasıl saklandığı, sergilendiğine ilişkin bir bilgi yoktu. Sefertepe aslında bu nişten ele geçen kafatasıyla bu tür özel alanlarda, özel yapılarda bu kafataslarının saklandığını, sergilendiğini ve çeşitli ritüellerin buralara uygulandığını göstermesi açısından son derece önemli veriler sağlamış oldu."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.