TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Özgür Özel

haberingundemi.com.tr - Özgür Özel haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Özgür Özel haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hep beraber sesimizi yükseltmeye mecburuz Haber

Hep beraber sesimizi yükseltmeye mecburuz

Özel, Esenyurt ilçe binasında MYK toplantısına katıldıktan sonra Esenyurt Cumhuriyet Meydanı'nda toplanan kalabalığa hitap etti. Ahmet Özer'in akademisyen, kanaat önderi, bilim insanı ve kamu görevlisi olduğunu söyleyen Özel, istişare ederek Özer'i aday gösterdiklerini kaydetti. Türkiye'nin en büyük ilçesini iki kişiden birinin oyuyla, rekor oyla Özer'in kazandığını ifade eden Özel, "Şimdi buradan ona Silivri'ye bir dayanışma akışı yolluyoruz. Yayına ne kadar gidiyor bilmiyorum ama duymasını istiyorum; Ahmet başkan, Esenyurt Meydanı'nda on binler hep bir ağızdan bağırıyor, 'Ahmet başkan yalnız değildir' diyorlar." diye konuştu. Yaşanan sürecin hukuksuzluk, usulsüzlük ve bir kumpasın tüm işaretlerini barındırdığını savunan Özel, Ahmet Özer'in her sabah saat 08.30'da belediyeye gittiğini, davet edilse ifade vermeye gidebilecekken sabah 05.00'te çilingirle evinin kapısına dayanıldığını söyledi. Özel, şöyle devam etti: "Ne sanat, ne siyaset, ne yakınının ölümünde açılan taziye telefonu, ne 10 yıl önceki telefon görüşmesi terörle ilişkilendirilemez. Ancak yapılan iş, Ahmet Özer'in özelinde önce Esenyurt'un, sonra İstanbul'un, sonra Türkiye'nin iradesine ipotek koymaktır. Çıkmışlar bilindik numaralarla, şafak operasyonlarıyla, FETÖ'den kalan kumpaslardan medet umarak Ahmet Özer'i görevinden uzaklaştırıyorlar." Özel, tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne konulan Ahmet Özer'in gönderdiği notu, "İlk sözümüz, personel ve arkadaşlarımın işlerine dört elle sarılmasıdır. Vatandaş asla mağdur olmamalıdır. Daha güçlü çıkacağım ve işlerime kaldığım yerden devam edeceğim" sözleriyle paylaştı. Milletin gündemini konuşup, halk iradesinin yanında duracaklarını kaydeden Özel, halkın hesabının koltuk hesabını bozacağını söyledi. Türkiye'nin geriye götürülmesine kimsenin tahammülü kalmadığını, artık geri dönüşün olmadığını belirten Özel, bu durumdan rahatsız olan herkesi sesini yükseltmeye davet etti. Özel, "Erken seçim için ne gerekiyorsa onu yaptırmaya, sesimizi yükseltmeye hep beraber mecburuz. Ben CHP Genel Başkanı olarak sizlere söz veriyorum ki tüm kurumlarımız ve tüm örgütümüzün gücüyle örneğin yarın sabah grup toplantımızı Ahmet Özer'i ziyaretimin hemen sonrasında Silivri Cezaevi'nin önünde yapıyorum. Ardından CHP grubunun şehirde planlanan toplantılarını iptal ettik. Burada önümüzdeki dönem muhalefetle dayanışmayı, iktidarla mücadeleyi, erken seçim için yapılması gereken her şeyi konuşacağız." ifadelerini kullandı. Bundan sonra alınan tüm kararların erken seçimi zorlamaya ve mücadeleyi yükseltmeye yönelik olacağını vurgulayan Özel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek, "Buradan Sayın Erdoğan'a diyoruz ki biz hazırız. Esenyurt da hazır, İstanbul da hazır, Türkiye de hazır. Cesaretin varsa hodri meydan, çık karşımıza." dedi. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise Esenyurt halkının iradesine kayyum atandığını öne sürdü. Kayyumu kabul etmediklerini, Türkiye'nin bir iç barışa ihtiyacı olduğunu söyleyen Hatimoğulları, "Kayyum demek 'Seçilmişler belediyeyi yönetemez.' demektir. Biz kayyum rejimini Van'dan, Hakkari'den biliyoruz. Kayyum rejiminin ne kadar tehlikeli olduğunu deneyimledik. Buradan Esenyurt halkı başta olmak üzere Türkiye’deki bütün demokrasi güçlerine sesleniyorum; Kayyum rejimine izin vermeyelim." diye konuştu. - İmamoğlu: ''Hak arama mücadelesi için toplandık'' İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise hak arama mücadelesi için toplandıklarını söyledi. İmamoğlu, her gün şaibeli bir sürecin içinde olduklarını, şimdi de Esenyurt'un üzerine kirli bir oyun kurgulandığını iddia etti. Ahmet Özer'in tutuklanma gerekçelerini ''iftira'' olarak niteleyen İmamoğlu, şu değerlendirmede bulundu: "Ahmet Özer başkanımız ile terör örgütü arasında varmış gibi gösterilen ilişkinin kanıtı olarak ortaya konulan iddialara baktım. Hukukçularımızdan özür diliyorum ama o iftirayı yazanın derhal psikiyatriste gitmesi lazım. Savcılık diyor ki terör örgütü ile bağını gösteren en önemli madde, Ahmet Özer başkanımız Mehmet Kaya adlı bir vatandaşın annesinin cenazesinden dolayı taziyede bulunuyor. Acısını yaşamakta olan bir vatandaşın acısını hafifletmek amacıyla rahmetli annesine dair söylemiş olduğu sözler bağlamından koparılarak buradan terör örgütü bağlantısı uydurmak nasıl bir akıl ürünüdür, bunu bir insan nasıl düşünür anlayamıyorum."

Sinan Ateş cinayeti davasına yarın devam edilecek Haber

Sinan Ateş cinayeti davasına yarın devam edilecek

Sinan Ateş cinayeti davasına yarın devam edilecek Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş'in öldürülmesine ilişkin 22 sanıklı dava, sanık ve avukat beyanlarıyla devam edildi. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, sanıklar ve taraf avukatları, müşteki Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve yakınları katıldı. Duruşmanın bir bölümünü, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da izledi. Duruşmaya verilen öğle arasının ardından, avukatların beyanlarıyla devam edildi. Mahkeme Başkanı Mehmet Güven, dosyaya giren cinayet anına ilişkin raporu hazırlayan bilirkişi hakkında şikayet başvurusu yapıldığını, ancak Başsavcılık tarafından soruşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini söyledi. Duruşmaya, esas hakkındaki mütalaaya karşı alınan avukat beyanlarının ardından tutuklu sanıklardan tetikçi Eray Özyağcı, Vedat Balkaya ve Suat Kurt'un beyanlarıyla devam edildi. Tutuklu sanık Eray Özyağcı, kimseyi kasten öldürmediğini, amacının sadece yaralama olduğunu öne sürerek, şu beyanda bulundu: "Benim amacım öldürmek olsaydı Sinan'a ateş ederdim ve koşarak uzaklaşırdım. Ben kaldırımın orda bekledim. Üç el ateş ettim ayaklarına, yandaki arkadaşları da araçlara doğru hareket edince ben de can havliyle kol omuz bölgesini gözeterek ateş ettim. Benim niyetim öldürmek değildi. Niye hayatımı riske atayım? Zaten suçumu kabul ediyorum ama ben de buna göre hüküm verilmesini istiyorum. Algı operasyonları ve sözlere göre yargılanmak istemiyorum. Kamera kaydını izlediğiniz zaman benim niyetimi çok net anlayabilirsiniz. Benim amacım yaralamaktı. Selman'ın da kolunu hedef aldım, ölmesin diye." Tutuklu sanık Özyağcı'nın beyanı sırasında, yüksek sesle, "Erkek gibi karşısına çıksaydın o zaman." diyen bağıran kişi, Mahkeme Başkanı Güven'in talimatıyla dışarı çıkarıldı. Cinayet anında motosikleti kullanan sanık Vedat Balkaya, hakkındaki iddiaları reddederek, "Kullandığım motosikletin plakasının bantlı olduğunu iddia eden buraya iki tane yalancı tanık geldi. Tanık beyanları ve bu konudaki iddialar kesinlikle mesnetsiz ve iftiradır. Bunları reddediyorum. Bu olay benim gözümde basit bir alacak verecek meselesi, bunun ötesine geçmeyeceğini ben kendimce düşünüyordum. Fakat bunların olabileceğini bu tür bir olaya dönüşebileceğini ben düşünemedim. Bu yüzden plakayı kapatma ihtiyacı da duymadım." diye konuştu. Tetikçi Eray Özyağcı'yı kaçırmakla suçlanan tutuklu sanık Suat Kurt da emniyetten, savcılık aşamasına kadar hep aynı ifadeyi verdiğini ve mütalaada aleyhine olan hiçbir şeyi kabul etmediğini söyledi. Silahlı eylemi organize eden ve azmettirici olarak suçlanan tutuklu sanık Doğukan Çep, mahkemenin vereceği her karara saygı duyduğunu ve razı olduğunu belirterek, "Gönlüm rahat, vicdanım rahat. Ben Ankara'ya kimseyi öldürmeye göndermedim, gönderirsem gönlüm rahat olmazdı. Çünkü ben birinin ölüm emrini vermiş olacaktım. Bunu da yapsaydım zaten 'evet ben bunu öldürmeye gönderdim' derdim." dedi. Cinayetin azmettiricisi olarak adı geçen tutuklu sanık Tolgahan Demirbaş, iddianameyi ve mütalaayı kabul etmediğini söyledi. Hakkındaki suçlamaları da reddeden Demirbaş, "Benim böyle bir olayın olacağından haberim yok. Maktulle aramda hiçbir husumet yok, tanışıklığım da yoktur. Benim azmettirici olduğumla alakalı bir tane somut delil bulunmamakta." savunmasını yaptı. İddianameye göre, cinayet öncesinde keşif yapan Suat Kurt'un Ankara'da konakladığı evin sahibi tutuksuz sanık Zekeriya Asarkaya ise Sinan Ateş'in ismini bu olaya kadar hiç duymadığını, kandırıldığını iddia ederek, "Benim evime alacak verecek davası için geldiklerini söylediler, insan vurup gittiler. Ben başkasının işlediği suçun cezasını yatmak istemiyorum. Beraatimi talep ediyorum." dedi. Suat Kurt'un Ankara'da kalacağı evi organize eden tutuksuz sanık Hakan Saraç da Sinan Ateş'i tanımadığını öne sürerek, "Sinan'ın bir damla kanında bir ortak iradem varsa o 4 çocuğumun ölüsünü ben göreyim. Suçsuzum. Beraatimi talep ediyorum." ifadesinde bulundu. Davanın tutuklu sanıklarından avukat Serdar Öktem, iddianamenin gerçekleri yansıtmadığını öne sürerek, "16 ay iddianame bekledik. Benimle alakalı şüphenin emaresi yoktur." diye konuştu. Diğer sanıklarda daha önceki beyanlarını tekrar ederek beraatlerini talep ettiler. Duruşmaya, yarın savcının esas hakkındaki mütalaasına ilişkin tarafların beyanlarıyla devam edilecek. - Savcının esas hakkındaki mütalaası Sinan Ateş cinayetine ilişkin davanın 19 Temmuz'daki duruşmasında, savcı esas hakkındaki mütalaasını açıklamıştı. Mütalaada, sanıklar Eray Özyağci, Vedat Balkaya, Suat Kurt, Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş hakkında, "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Mütalaada, 11 sanığın 20'şer yıla kadar, 1 sanığın 5 yıla kadar hapsi istenirken, 3 sanığın beraatine karar verilmesi, 2 sanığın ise dosyasının ayrılması talep ediliyor.

New York Belediye Başkanı'na yolsuzluk ve rüşvet suçlaması Haber

New York Belediye Başkanı'na yolsuzluk ve rüşvet suçlaması

New York Belediye Başkanı Eric Adams hakkında, aralarında yolsuzluk ve rüşvet dahil beş konuda suçlamaların yöneltildiği iddianame hazırlandı. Önemli bir bölümünü Türk iş insanları ve en az bir Türk yetkiliyle bağlantılı suçlamalar oluşturduğu iddianameye ilişkin CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den gelen açıklama ise tartışma konusu oldu.  Sosyalist Enternasyonal Başkanlar Kurulu Toplantısı için gittiği New York'ta Türkevi'ni ziyaret eden Özel, konuyla ilgili soru üzerine "Türkiye rüşvet vermeye ihtiyaç duyacak bir ülke değil, öyle bir acziyet içinde değil" diye konuştu.  "SEÇİM BAĞIŞLARI, THY AVANTAJLARI, TÜRKEVİ RÜŞVETİ..." Özel'in ardından bugün CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da dosyanın içeriğine ilişkin bir açıklama yaptı. Sosyal medya platformu X'teki hesabı üzerinden bir paylaşınmda bulunan Günaydın, iddianamenin incelendiğinde Adams ile “Türkiye tarafı” arasındaki ilişkilerin kendisinin 2017’de Brooklyn Belediye Başkanı olduğu dönemde başladığının görüldüğüne işaret etti. İddianamenin 3 ana husus üzerine kurulu olduğunu aktaran Günaydın, bunları şöyle sıraladı:  1- Adams’a kampanyası sırasında Amerikan yasaları dolanılarak yapılan yüksek bağışlar..  Burada beş Türk iş insanından kodlanarak söz ediliyor.. ABD yurttaşı değiller, seçimde oy kullanamıyorlar ancak bağış yapmakta cömert ve hevesliler.. Amerikan yasalarına aykırılık Amerikan tarafı için temel sorun. Bizim açımızdan ise, bu iş insanlarının kimliği ve motivasyonları siyaseten sorgulanmaya değer.. 2- Adams’a THY üzerinden sağlanan “avantajlar”.. Adams, daha önce verdiği röportajlarda, Türkiye'yi altıncı ya da yedinci kez ziyaret ettiğini belirtiyor. Sadece Türkiye’ye değil, dünyanın neresine giderse gitsin THY ile uçan Adams, “THY benim uçma yöntemimdir” diyor, bunun nedenini “vegan beslenme ihtiyaçlarının karşılanması” olarak açıklıyor.. Buna karşılık İddianame somut saptamalar içeriyor, bilgi ve hatta fotoğraflar barındırıyor. Buna göre THY tarafından Adams’a 123 bin dolarlık indirim, ucuz bilet, business upgrade, otel indirimi vs takdim edilmiş.. Sözü edilen tutar bugünkü kurla yaklaşık 4.2 milyon TL. ediyor. THY Yönetim Kurulu Başkanı’nın ayda 1 milyon 840 bin TL maaş aldığını biliyoruz. Yani rüşvet iddiasının tutarı, Bilal Ekşi’nin 3 aylık maaşı bile değil. İnsanın “fıkra bu kadar” diyesi geliyor. Ancak öyle değil elbette. Hukukun işlediği ülkelerde hukuka aykırılık nicel boyutu olmakla birlikte asıl olarak nitel boyutuyla değerlendiriliyor. 3- NY’ta açılan Türkevi’nin yetersiz yangın düzeneği nedeniyle verilemeyen iskân izninin alınması karşılığında sağlanan rüşvet iddiası.  İddianameden anlıyoruz ki NY İtfaiyesi Türkevi’ndeki yangın alarmı sisteminde 60’tan fazla kusur tespit ediyor ve oturum izni vermemeye karar veriyor. Tam bu aşamada devreye bir Türk diplomat giriyor ve Adams’a geçmiş dönemde yapılan iyilikler anımsatılıyor. Ve ardından gelen “koşullu itirazsızlık mektubu” ile sorun çözülüyor. Başlangıçta da belirttiğim gibi, İddianame ve sonrasında başlayacak dava süreci, iş insanı/diplomat/siyasetçi sıfatlı aktörleri yanında, “Türk Amerikan ilişkilerinin” kazandığı çok boyutlu düzeyi yansıtması açısından önem taşıyor."

Özel’i kızdırdılar toplantıyı terk etti Haber

Özel’i kızdırdılar toplantıyı terk etti

CHP Lideri Özel, New York’ta yapılan Sosyalist Enternasyonal Başkanlar Kurulu toplantısına katıldı. Özel’e, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Gençlik Kolları Genel Başkanı Gençosman Killik, Dışişleri Bakanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı İlhan Uzgel, İstanbul Milletvekili Namık Tan ve Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli'den oluşan heyet eşlik etti. Birinci oturumda konuşan Özel, İsrail’in Filistin’e ve Filistin halkına yönelik saldırılarını gündeme getirerek, Sosyalist Enternasyonal’in bir sonraki toplantısının Filistin’in Ramallah kentinde yapılmasını teklif etti. Kıbrıs Rum Kesimi AKEL Partisi Genel Sekreteri Stefanos Stefanou, toplantıda yaptığı konuşmasında Kıbrıs Barış Harekatı'nı "işgal” olarak nitelendirdi. Özel, Stefanou’nun sözlerine tepki göstererek önce toplantı salonundan ayrıldı, daha sonrasında söz alarak tepki gösterdi. "KIBRIS BARIŞ HAREKATI, CHP İKTİDARLIĞINDA YAPILDI" Özgür Özel, şöyle konuştu: -Partim açısından önemli kısım şudur ki, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı, CHP iktidarında ve partimizin 3'üncü Genel Başkanı Bülent Ecevit'in başbakanlığında yapıldı. O yüzden burada bu notu düşmezsem ülkemde benim için de partim için de izah edilemez bir duruma dönüşür. Anlayışınız için teşekkür ediyorum. -Bülent Ecevit, bütün dünyaya Barış Harekatı'nı duyururken bunun hem Türklere hem Rumlara barış götürmek için yapıldığını söylemişti. Ve harekat, siyasi hedefleri olan askeri bir harekattı. Sadece ve sadece adanın 3'te 1'ine kadar ilerleyip durdular. Hiçbir direnç yoktu. -Adanın tamamını alabilirlerdi. O zaman adı işgal olurdu. O günden sonra yapılan tüm barış görüşmelerine katıldığımız gibi yine o günden sonra Türkiye, Birleşmiş Milletler'in ya da diğer uluslararası örgütlerin dediği, talep ettiği her şeyi yerine getiren ve asla ve asla bir işgalci gibi davranmayan bir ülke oldu. -O yüzden terminolojik bir hatayı gidermek istedim. Bundan sonra da adaya barış gelmesini ümit ediyorum. 1980'de Türkiye'de darbe yaptılar. -Kenan Evren benim sağ kulağıma Yunanlıları ve Rumları düşman olarak üfledi. Ama Dikili Barış Festivali'nde Papandreo ve İsmail Cem birlikte zeytin ağacı diktiler. O günden beri benim sol kulağım barışı duydu, öğrendi onlardan. O yüzden savaşı değil barışı konuşmamız lazım.

Bahçeli'den HÜDA PAR'a sert tepki Haber

Bahçeli'den HÜDA PAR'a sert tepki

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HÜDA PAR Genel Başkanı'nın Anayasa'nın ilk dört maddesine yönelik sözleri sonrası başlayan tartışmalara değindi. Bahçeli, "4. maddeye şaşı bakanlar bizim için yok hükmünde." dedi.  Bahçeli erken seçim çağrılarına ilişkin ise "Özgür Özel'in erken seçim çağrısını telaffuz etmesi akıl tutulması ve hayal tutsaklığıdır. Bu ayarsız zatın deli saçması vaadi ise bir litrelik rakının 140 liraya inmesinden başka bir şey değildir"  ifadesini kullandı.  Bahçeli, partisinin MYK ve MDK toplantısının ardından açıklama yaptı. Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:  -Türkiye'nin muhalefet sorunu hapis ura dönmüştür.  "ÖZGÜR BEY'İN BİLDİĞİ KADAR BİZİM UNUTMUŞLUĞUMUZ VARDIR" -Özgür Özel, geçtiğimiz günlerde Anayasa’nın ilk dört maddesiyle ilgili şahsımın görüşünü merak etmiş, Hüda-Par’a ne diyeceğimi sormuş. Aklınca kurnazlık yapan, dedikodu üreten, siyasi işportacılığa özenen Özgür Bey'in bildiği kadar bizim unutmuşluğumuz vardır. -Usul ve üslup bilmeyen, gecesi başka gündüzü başka olan, gözleri fel fecir okusa da feleğin çemberine yakasını ve yarınlarını kaptıran bu siyaset defosunun önce DEM ve PKK’yla illiyet, irtibat ve iltisağını anlatması daha makul ve daha mantıklı olacaktır. -Milliyetçi Hareket Partisi’ne Anayasa’nın ilk dört maddesiyle ilgili soru sormak, bu kapsamda teste tabi tutmak, yoklama yapmak elbette hiç kimsenin hakkı, harcı ve haddi değildir. "ANAYASA'NIN İLK 4 MADDESİNE ŞAŞI BAKANLAR BİZİM İÇİN YOK HÜKMÜNDEDİR" -Kim olursa olsun, hangi mevkide bulunursa bulunsun, Anayasa’nın ilk dört maddesine şaşı bakanlar ve şaibeli tavır gösterenler bizim için yok hükmündedir, ciddiye ve muhatap alınmaya değecek hiçbir yanları da yoktur. -Milliyetçi Hareket Partisi “dördüncü madde değişsin, diğer üç maddeye bir şey demiyoruz” sözlerini, kale olsun ama surlara gerek yok diyen mağlup ve meczup anlayışla bir ve aynı görmektedir. -Özgür Bey’in bize soru sormak yerine böylesi bir bayağı ve sakat tartışmanın neden ve niçin gündemde tutulduğunu, kırılgan bir zamanda hangi niyetle polemik malzemesi yapıldığını kendisinden başlamak kaydıyla itiraf etmesi akla ve adamlığa en yatkın, en uygun seçenektir. -Anayasa’nın dördüncü maddesinden hareketle ilk üç maddeyi değiştirmeye yeltenecek ve buna muvaffak olacak bir bedhahta bu dünya gözüyle müsaade etmemiz ve çanak tutmamız imkansızdır ve emel sahipleri kendilerine mutlaka çeki düzen vermekle mesuldür. "ANAYASA HAZIRLUĞU İÇİN MÜSPET VE YAPICI TUTUMUMUZU KORUYORUZ" -Milliyetçi Hareket Partisi; sivil, demokratik, insan hak ve hürriyetlerine dayanan, devletin ve milletin hukuksal omurgasını belirleyecek, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle uyumlu, geniş katılımcı bir anayasa hazırlığı için müspet ve yapıcı tutumunu korumaktadır "ANAYASA YAPILMASININ YANINDAYIZ" -Anayasanın ilk dört maddesine ve cumhuriyetimizin kuruluş ilkelerine sadık kalınarak zamanın ihtiyaçlarına dinamik ve kalıcı cevaplar verebilen anayasa yapılmasının yanındayız. -Yeni anayasa hazırlığı süratle tamamlanmalı, sonuçta milletimiz ve ülkemiz yeni yüzyılda bu tartışmayı düğümlemelidir. Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı, sorumluluktan kaçmayan, elini taşın altına koymaktan sakınmayan sivil toplum kuruluşları ve siyasi partilerle bu tarihi görevi yerine getirmeye hazır ve kararlıdır.

Özgür Özel, İzmir'de açıklamalarda bulundu: Haber

Özgür Özel, İzmir'de açıklamalarda bulundu:

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, vatandaşın 31 Mart seçimleriyle siyasette artık kutuplaşma değil kucaklaşma istediği mesajını verdiğini söyledi. İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail askerlerince öldürülen Ayşenur Ezgi Eygi'nin Aydın'ın Didim ilçesindeki cenazesine katılmak üzere İzmir Adnan Menderes Havalimanı'na gelen Özel, burada basın mensuplarına açıklama yaptı. Siyasette gerçek sorunların tartışılması gerektiğini belirten Özel, kutuplaşma ve gerginlik üzerinden siyasi düşüşlerine engel olmak isteyenlerin her hafta bir gerginlik icat ettiğini söyledi. "Vatandaşımız bizden 31 Mart tarihi itibarıyla artık kutuplaşma değil kucaklaşma istediğini, kendisinin gerçek dertlerinin konuşulmasını, kendisi yoksulken, açken, işsizken, geleceğinden kaygılıyken siyasi tartışmaları istemediğini gösterdi." diyen Özel, sokak röportajındaki ifadeleri nedeniyle yargılanan Dilruba Kayserilioğlu'nun yanında oturmasını eleştirenlerin olduğunu dile getirdi. Kayserilioğlu'na, cezaevinde yaptığı ziyaret sırasında "Bu sözleri düzelt" dediğini anlatan Özel, şöyle konuştu: "Yok efendim 'Dilruba yanına oturdu'. Dedim ki 'Dilruba kimi kırdıysa Tayyip Bey'i ya da bugün polemik arayan arkadaşları falan aşan bir şey bu, AK Partilileri üzdüyse Dilruba, ben Dilruba adına, o gençtir, onun adına ben özür dilerim'. Hadi dedim, şimdi Tayyip Bey de onun yanındakilerin, çevresindekilerin ya da kendisinin Cumhuriyet Halk Partilileri ve muhalefeti kırdığı ifadeler için özür dilesin." Kavga etmeyeceklerini, işlerin kavgayla hallolmadığının 31 Mart seçimlerinde görüldüğünü ifade eden Özel, şunları söyledi: "Nasıl 31 Mart'ta millet doğruyu gördüyse, doğru bir karar verdiyse, o kararından da fevkalade memnunsa, yapılan bütün ölçümlerde yerelde, genelde bunu gösteriyorsa gelecek sene kasım ayı son tarihtir, 2025 Kasım. Tayyip Bey gelsin vatandaşı rahatlatsın, bugünden seçimin gününü söyleyelim. Bir sene boyunca hepimiz bu milleti, bu cendereden, bu sıkıntıdan nasıl kurtaracağız, anlatalım. En büyük hakem kararı versin. Kavga etmeden, hakaret etmeden, küfür etmeden." - Hulusi Akar'ın tazminat davası "Kişilik haklarına saldırıda bulunduğu" gerekçesiyle TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar'ın kendisine 100 bin liralık manevi tazminat davası açmasına ilişkin soru üzerine Özel, Akar'ın kendisine daha önce de iki dava açtığını ceza davasının yürümediğini, tazminat davasını da kendilerinin kazandığını kaydetti. Beyanlarının kanun önünde doğruluğunun ispatlandığını savunan Özel, "Bir kez daha istiyorsa, bir kez daha ispatlanacaktır." dedi.

Özgür Özel: Ayşenur, bu çağın Deniz Gezmiş'idir. Haber

Özgür Özel: Ayşenur, bu çağın Deniz Gezmiş'idir.

Ayşenur Ezgi Eygi için İzmir'de düzenlenen cenaze törenine katılan CHP Genel Başkanı Özel, Filistin davasının solun davası olduğuna vurgu yaptı. “BUGÜNÜN DENİZ GEZMİŞ’İDİR” Özel, “Biraz önce Ayşenir Eygi Ezgi’yi karşıladık. Ayşenur, Amerika’da yaşayan, ailesi Didim’de ikamet eden, annesi Antalyalı, babası Denizlili bir kardeşimiz” ifadelerini kullanarak “Ayşenur, bugünün, bu çağın Deniz Gezmiş’idir.” açıklamasını yaptı. FİLİSTİN DAVASININ YÜREKTEN DESTEKÇİSİYDİ Ezgi’nin sol-sosyalist görüşe sahip olduğuna işaret eden Özel, “Bütün solcular gibi, bütün sosyal demokratlar gibi yürekten Filistin davasının arkasındadır. 1970’lerde Bülent Ecevit’in Yaser Arafat ile oluşturduğu çizgi, nasıl CHP Genel Başkanı olarak benim çizgimi, onun Arafat’la oluşturduğu çizgi benim Mahmud Abbas ile kurduğum ilişkiyi belirliyorsa; Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ortaya koyduğu tutum da Türkiye'deki ve tüm dünyadaki solcu öğrencileri, sosyalist öğrencileri etkilemektedir. Onların tutumunu belirlemektedir.” açıklamasını yaptı. 5 EYLÜL'DE HAYATINI KAYBETMİŞTİ İsrail askerleri Batı Şeria’daki bir gösteride protestoculara ateş açmış, eylemde ABD vatandaşlığı da bulunan insan hakları aktivisti Ayşenur Ezgi Eygi başından vurularak ağır yaralanmıştı. Filistinlilere ait bir hastaneye kaldırılan Eygi, 6 Eylül’de tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmişti. CENAZE BU SABAH GETİRİLDİ Eygi’nin cenazesi Türkiye’nin Tel Aviv Büyükelçiliği ve Kudüs Başkonsolosluğu’nca yürütülen işlemler sonrası İsrail’in başkenti Tel Aviv’den Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye götürülmüştü. Cenaze bu sabah Türk Hava Yolları (THY) uçağıyla Bakü’den İstanbul’a getirildi. AYDIN'DA DEFNEDİLECEK Eygi’nin naaşını Dışişleri Bakanlığı İstanbul Temsilcisi Büyükelçi Ayşe Sözen Usluer ve bazı siyasiler karşıladı. Cenaze, düzenlenen törenin ardından İstanbul Havalimanı’ndan uçakla İzmir’e gönderildi. Eygi’nin naaşı daha sonra Aydın Didim'e götürülüp defnedilecek.

CHP Genel Başkanı Özel, partisinin Haber

CHP Genel Başkanı Özel, partisinin "İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı"nda konuştu:

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Erken seçim konusunda toplumda seçimin ertesi günü yüzde 25'lerde olan beklenti, dün ve evveli gün gelen iki saygın anket şirketinin sonuçlarında yüzde 50'leri geçmiştir. Bu şartlar, bize adım adım artık bir sandığı getirecektir. Bu konuda Cumhuriyet Halk Partisinin iradesi tamdır. Tüm hazırlıkları da tam olmalıdır." dedi. Özel, parti programının görüşüldüğü ATO Congresium'daki "İkinci Yüzyıl Değişim Kurultayı" adı verilen 20. Olağanüstü Kurultay'da yaptığı konuşmada, dün, partiyi daha ileri tartışacak fikirlerin tartıştığı örnek bir tüzük kurultayını büyük bir nezaket ve olgunlukla gerçekleştirdiklerini söyledi. Toplumun ezilen tüm kesimlerinin erken seçim istemesi kadar doğal bir şey olmadığını dile getiren Özel, şunları söyledi: "31 Mart seçimlerinden önce çıktığımız meydanda şunu söyledik; 'Bu seçim bir genel seçim değil.' Bu süreçte bizim yapmamız gereken, Türkiye'ye kendimizi doğru anlatmak. Tüm Türkiye'yi kucaklamak ve hep birlikte bir yola çıkmaktı. Tüm seçmenlere şunu dedik; 'Bizim adaylarımız yerel seçim adayı, belediye başkan adayları, görev vereceksiniz yaptıkları hizmetleri devam ettirecekler. Bu bir genel seçim değil. Bunu bir genel seçim havasına sokmasınlar. Vereceğiniz oy bir genel seçim oyu değil, yerel seçim oyudur. Buradaki oyunuz bir sarı karttır, kırmızı kart değildir, biz bunu istismar etmeyeceğiz. Güvenerek bize oy verebilirsiniz' dedik." "Kimse aynı kefeye koymasın" "Elbette yüzde 38 alınca hepimiz isteriz ki bu oyla bir erken seçim çağrısı yapalım. Ama o zaman kazandığımız gönülleri kırmak, güvenenleri pişman etmek tehlikesi vardı" ifadesini kullanan Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: "O gece dedim ki; 'Bu seçim sonuçlarını araçsallaştırarak bir erken seçim talebinde bulunmayacağız.' Ama dedim; 'Bu ülkenin sorunları var. Emeklisi, emekçisi, esnafı, çiftçisi, işsizi çare bekliyor. Bu sorunları çözün, takipçiniz olacağız' dedik. 'Sarı kartı gördünüz, aksi takdirde bu millet kırmızı kartı da göstermesini bilir' dedik. O günden sonra bizden bir erken seçim çağrısı bekleyen bazı çevreler bundan rahatsızlık duydu. Ama ben seçmenle kurduğumuz ilişkinin çok sağlıklı olduğunu teyit ediyordum. Biz 31 Mart'ta aldığımız oyu gösterip 'Hadi erken seçim demeyeceğiz' dedik, ama şunu da söyledik; 'Geçim olmazsa seçim olur' dedik. O günden bugüne AK Parti ne yaptı diye bakarsanız, verdiği hiçbir sözü tutmadı, umut verenlerin umutlarını boşa çıkardı ve kendisine oy verenleri dahi pişman etti. 10 bin liralık emekli maaşı 25 kilo kıyma alırken, bugün 12 bin 500 liralık emekli maaşı 20 kilo kıyma alıyorsa, 'Asgari ücrete yılda 4 kez zam yapmalıyız' diyenler oyu aldıkları asgari ücretliye ara zammı bile vermeyip, ocakta verdiği zamla bugüne kadar onları geçinmeye zorluyorsa, tarımda taban fiyatı açıklanan her ürünü üreten, isyan edip, yollara dökülüp, yollara ürünlerini döküp ya da sütünü döküp, buğdayını döküp, fıstığını döküp, çayını yakıp isyan ediyorsa, işsiz gençlerin umutsuzluğu kat kat artıyorsa bu meseleyi 31 Mart'taki söylemimiz, yani, 'O oyu fırsat bilip erken seçim istemeyiz' dememizle aynı kefeye kimse koymasın." "Geçim olmazsa seçim olur dememiz boşa bir laf değil" Son aylarda yaptıkları tematik mitinglere dikkati çeken Özel, "Her mitingimiz daha kalabalık, her biri daha coşkulu ve katılan her kitle bir önceki günden daha tepkili durumda." ifadesini kullandı. Özel, "Bu durumda bizim CHP olarak 'geçim olmazsa seçim olur' dememiz boşa bir laf değildir. Erken seçim konusunda toplumda seçimin ertesi günü yüzde 25'lerde olan beklenti, dün ve evveli gün gelen iki saygın anket şirketinin sonuçlarında yüzde 50'leri geçmiştir. Bu şartlar, bize adım adım artık bir sandığı getirecektir. Bu konuda Cumhuriyet Halk Partisinin iradesi tamdır. Tüm hazırlıkları da tam olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.

CHP Genel Başkanı Özel, partisinin 20. Olağanüstü Kurultayı'nda konuştu Haber

CHP Genel Başkanı Özel, partisinin 20. Olağanüstü Kurultayı'nda konuştu

CHP Genel Başkanı Özel, partisinin 20. Olağanüstü Kurultayı'nda konuştu CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Sırf ittifak yapmak için olmayacak tavizler vermedik, olmayacak tekliflere 'evet' demedik. Bu örgütün, milletin veya herhangi bir belediye başkanımızın hakkını kimseye yedirmedik. İttifakın partilerle değil, milletin kendisiyle yapılması gerektiğini gördük." dedi. Özel, partisinin tüzük değişikliği gündemiyle ATO Congresium'da toplanan 20. Olağanüstü Kurultayı'ndaki konuşmasında, kendilerine başarıyı getiren değişim anlayışını partilerinin yazılı belgelerine yansıtmak, daha demokrat, daha ilerici bir tüzük yaparak iktidar programı çalışmalarını başlatmak için bir araya geldiklerini söyledi. CHP kurultaylarının liderlerden talimat alan değil, liderlere, kadrolara talimat veren bir yapısı olduğunu belirten Özel, "Geçen yıl 4-5 Kasım kurultayımız, bizlere önce yerel ardından genel seçimlerde partimizi iktidar yapma görevini vermiştir. Kurultayımızın ardından yaş ortalaması 43 olan, gençlerle tecrübeyi bir araya getirdiğimiz Parti Meclisimizle çalışmaya başladık. Yaş ortalaması 46 olan bir Merkez Yönetim Kurulu oluşturduk. Tüm bakanlıklara denk, onları takip edecek, politika üretecek, kadın-erkek eşit temsile dayalı bir gölge kabine oluşturduk." ifadelerini kullandı. - "Bu ülkenin kurucu kadrolarının zihinlerinde bu yoktu" Özel, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nin 17 bakan ve 1 cumhurbaşkanı yardımcısı ile 18 kişiden oluştuğunu belirterek, şöyle devam etti: "Biz de her birisine karşı görevlendirmelerimizi yaptık. Aramızda bir fark var, Sayın Erdoğan'ın 18 kişilik kabinesinde bir tek kadın vardır ve aileden sorumludur. O kıymetli Bakan'ımıza da 'Sen aileden sorumlusun, aileyle ilgileneceksin' demekte. AK Parti'deki, Türkiye'deki tüm kadın siyasetçilere, az da oylarını almadığı çok sayıda kadına şunu demektedir: 'Sizin yeriniz ailedir, evdir, çocuk büyütmek, engelliye bakmaktır. Siz dış politikadan anlamazsınız. İçişleri sizin işiniz değildir. Kültür sanata biz bakacağız, ekonomiyi biz yöneteceğiz. Bu ülkede yerel yönetimlerle ilgili bir karar alınacaksa onu da biz alacağız. Bir hak ihlali iddia ediliyorsa ona da biz yanıt vereceğiz. Adliyeyi de mülkiyeyi de biz yöneteceğiz.' Bu ülkenin kurucu kadrolarının zihinlerinde bu yoktu." Hem toplum hem de siyaset yaşamında kadının önünün açılmasının, ülkenin kurucu kadrolarında, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün en ilerici bakış açısında bulunduğunu dile getiren Özel, "Bunun bilinciyle CHP, bugünkü gölge kabinesinde olduğu gibi yarın kurulacak Türkiye Cumhuriyeti'ni yönetecek kabinesinde de eşit temsile, kadın-erkek eşitliğine yer verecektir, bundan kimsenin şüphesi olmasın." dedi. Özel, aktif dış politika yürütmeye söz verdiklerini ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden başlayarak; Bosna Hersek, Romanya, Fransa, Almanya, İspanya başta olmak üzere yurt dışı seyahatlerde partilerinin uluslararası ilişkilerini güçlendirmeye gayret sarf ettiklerini bildirdi. Sosyalist Enternasyonal'in başkan yardımcılığı görevine seçildiğini anımsatan Özel, "Türkiye'de ana muhalefet partisiyiz ama yurt dışına çıktığımızda Türkiye'nin partisiyiz." söylemini her fırsatta ifade ettiklerini, tüm yurt dışı temaslarında Türkiye'nin menfaatlerini savunduklarını belirtti. - "Her mikrofonda Filistin'in haklı davasını savundum" Özgür Özel, Gazze'deki zulmü de gündeme getirdiklerini kaydederek, şu ifadeleri kullandı: "120 siyasi akrabamızı, ki bunların 24'ü ülkelerinde iktidarda, onlara İsrail zulmüne karşı Filistin'in yanında durmalarını, Filistin'i tanımalarını yazdığım mektupla bildirdim. Ayrıca, gerek Alman Sosyal Demokratların kongresinde gerek Avrupa Sosyalist Partisinin başkanlar divanı toplantılarında gerekse yurt dışında, önümde bulduğum her kürsüde, elime aldığım her mikrofonda Filistin'in haklı davasını savundum. Filistin'in haklı davasını savunmak, Yaser Arafat'la Bülent Ecevit'in kurduğu ilişkiyi, CHP'nin 1970'lerden beri gelen tutarlı, kararlı, dirayetli tutumunu sahiplenmektir. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının Filistin davasını sahiplenmektir." İşçi temsilcileriyle, sendikalarla ve işveren temsilcileriyle temas ettiklerini aktaran Özel, nerede bir sivil toplum örgütü sesini yükseltiyorsa, o sesi ilk kendilerinin duyduğunu ve onların yanlarında durmaya devam edeceklerini vurguladı. Özel, partilerinin yerel seçimlerdeki başarısızlığı üzerinden kendilerine kariyer hesabı yapmaya heves edenler olduğunu öne sürerek, "Karşımızdaki iktidarın gayeleriyle paralel olan bu çabalara, 'Biz bunların hiçbirini bu örgütte görmedik ki, bir damla alın terlerini bu partiye damlatmamışlar ki, her zaman karşımızda olmuş, alay etmişler, şimdi kalkıp CHP'li oluvermişler' diyerek, o klavye şövalyelerini, o Twitter kahramanlarını ve partimizi paçasından aşağı çekmeye çalışanları o çukurda bıraktık, yolumuza baktık." diye konuştu. - "Asla ve asla onların suni gündeminin peşine takılmadık" İktidarın, CHP ile tartışma, kavga etme, gerilme ve kutuplaşma siyasetini bir taktik ve strateji olarak sürdürdüğünü ve artırarak devam ettirmek istediğini gördüklerini belirten Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bunlara karşı kulak asmadık. Dedik ki, 'Sizinle kavga etmeyeceğiz. Bir kavga edeceksek, emekli, emekçi, çiftçiler, esnaflar, öğrenciler, gençler, yoksullar için edeceğiz. Ama sizin suni gündeminizin peşine takılmayacak, bu seçimi yerel seçim olmaktan çıkarmayacak, birbirinden kıymetli belediye başkan adaylarımızın kendilerini ifade etmelerini, daha önce yaptıkları muhteşem işlerin gölgelenmesine izin vermeyecek, yerelde bir kutuplaşma yaratarak, belediye başkan adaylarımızın sizinkilerle kantara çıkmasından duyduğunuz endişeyi görmezden gelmeyeceğiz.' dedik. Böyle yaptık ve asla ve asla onların suni gündeminin peşine takılmadık." Özel, eski dostlarının da benzer yaklaşımları olduğunu dile getirerek, "Öyle şeyler duyduk ki, orada verilecek cevap, Türkiye İttifakı'nın temellerini bombalamaya yönelikti. Görmedik, duymadık, çok sıkıştığımızda cevap verdik, 'Canınız sağ olsun' dedik. İttifakı reddeden parti olmadık, ittifak arayışlarıyla ilgili üzerimize ne düşüyorsa yaptık. Sırf ittifak yapmak için olmayacak tavizler vermedik, olmayacak tekliflere 'evet' demedik. Bu örgütün, milletin veya herhangi bir belediye başkanımızın hakkını kimseye yedirmedik. İttifakın partilerle değil, milletin kendisiyle yapılması gerektiğini gördük." diye konuştu. İttifakın partilerle yapılamayacağını, bu zorlamanın sonuç almayacağını, alsa da sonunda bir felaket yaratma noktasına savrulacağını gördüklerini de belirten Özel, "Renklerini ay yıldızlı al bayrağımızdan alan Türkiye İttifakı'nı hep birlikte meydan meydan büyüttük." dedi. Yerel seçimlerde aday belirleme sürecinde, kadınların, gençlerin ve bilimin gücüne inandıklarını ifade eden Özel, hiçbir ön seçim talebini geri çevirmediklerini, 199 noktada ön seçim yaptıklarını kaydetti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.