TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Nasa

haberingundemi.com.tr - Nasa haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Nasa haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Çin'in kargo mekiği uzay istasyonuna ulaştı Haber

Çin'in kargo mekiği uzay istasyonuna ulaştı

Çin İnsanlı Uzay Seferleri Ajansından (CMSA) yapılan açıklamada, mekiğin, uzay istasyonun çekirdek modülünün arka iskelesine demirlediği bildirildi. Açıklamada istasyonundaki taykonotların mekiğe girerek ikmal malzemelerini planlanan şekilde transfer edeceği belirtildi. Mekik, dün gece saatlerinde "Long March 7 Y9" roketiyle Haynan Adası'ndaki Vınçang Uzay Aracı Fırlatma Merkezi'nden fırlatılmıştı. İkmal seferi, 30 Ekim'de uzay istasyonuna gönderilen yeni taykonot ekibinin ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlıyor. Çin, uzay istasyonuna 2021'de "Tiencou-2" ve "Tiencou-3", 2022'de "Tiencou-4" ve "Tiencou-5", 2023'te "Tiencou-6" ve bu yıl ocakta "Tiencou-7" ikmal seferlerini düzenlemişti. Çin'in uzay istasyonu "Tiengong" Çin, ABD'nin uzay araştırmaları alanındaki işbirliğini yasaklaması ve Uluslararası Uzay İstasyonu programına katılımını engellemesi nedeniyle yörüngede kendi uzay istasyonunu kurmuştu. Bir çekirdek modül, iki laboratuvar modülünden oluşan ve bir uzay teleskobunun eklenmesi planlanan "Tiengong" (Gök Sarayı) istasyonu, Rusya'nın artık faal olmayan Mir Uzay İstasyonu model alınarak inşa edildi. İstasyonun ana parçası "Tienhı" (Göksel Uyum) adı verilen çekirdek modül 29 Nisan 2021'de, ilk laboratuvar modülü "Vıntien" (Gökleri Aramak) 24 Temmuz 2022'de, ikinci laboratuvar modülü "Mıngtien" (Gökleri Düşlemek) ise 31 Ekim 2022'de fırlatıldı. Çekirdek modüle laboratuvar modüllerinin eklenmesiyle "T" biçimli ana iskeletinin kurulumu tamamlanan istasyon, "uygulama ve geliştirme aşamasına" geçti. "Şüntien" (Gökleri Dolaşmak) adı verilen uzay teleskobunun da ayrı modül olarak istasyona eklenmesi planlanıyor. 3 kişilik taykonot ekibinin dönüşümlü görev yaptığı istasyona "Şıncou" (Kutsal Gemi) mekikleriyle personel, "Tiencou" (Gök Gemisi) mekikleriyle de ikmal malzemeleri taşınıyor.

Uranüs'te yaşamı destekleyebilecek okyanuslar olabilir Haber

Uranüs'te yaşamı destekleyebilecek okyanuslar olabilir

BBC'nin haberine göre, araştırmacılar, Nasa'nın Voyager 2 uzay aracı tarafından 1986'da toplanan verileri yeniden inceledi. Yeni değerlendirmede, Voyager'ın veri topladığı sırada güçlü güneş fırtınası olması nedeniyle manyetik alanın geçici olarak bozulmuş olabileceği, bunun da Uranüs sisteminin gerçekte nasıl bir yer olduğu konusunda yanıltıcı tespitler yapılmasına yol açtığı üzerinde duruldu. Bir gezegenin manyetik alanı, gezegenden ve uydularından çıkan ve okyanuslarla jeolojik faaliyetlere işaret eden gazları ve diğer maddeleri hapsederken Voyager 2 verilerinde manyetik alan görülmemiş ve bu da Uranüs'te yaşam olmadığı görüşlerine yol açmıştı. Bu kapsamda yeni analizde, Uranüs sisteminde okyanusların kanıtını sağlayan gazlar tespit edilirken bilim insanları bunun gezegende yaşam ihtimaline işaret ettiğini ileri sürdü. University College London'dan Dr. William Dunn, yaptığı değerlendirmede, "Bu sonuçlar Uranüs sisteminin daha önce düşünülenden çok daha heyecan verici olabileceğini gösteriyor. Orada yaşam için gerekli koşullara sahip olabilecek uydular olabilir, yüzeyin altında balıklarla dolu okyanuslar olabilir" ifadelerini kullandı. Voyager 2'nin Uranüs ve uydularının yanından en son geçmesinin üzerinden yaklaşık 40 yıl geçerken Nasa, 10 yıl içinde daha yakından bakmak üzere Uranüs'e yeni bir keşif misyonu başlatmayı planlıyor. Uranüs, ortalama eksi 224 santigrat derece sıcaklıkla Güneş sistemindeki en soğuk gezegen olarak biliniyor.

50 yıl sonra Ay'a dönüş:  NASA 9 bölge belirledi Haber

50 yıl sonra Ay'a dönüş: NASA 9 bölge belirledi

NASA'nın Ay' a dönüş hazırlıkları hızlandı. Artemis III misyonu ile Ay’a iniş yapılacak 9 bölge uzay ajansı tarafından belirlendi.  Yıldızlararası yolculuğun kapısı 2025'te Artemis'le açılıyor  Bu misyonla, 50 yıl aradan sonra astronotlar yeniden Ay’ın yüzeyine adım atacak.  Ay’dan Mars’a Programı’nın müdür yardımcısı Lakiesha Hawkins, "Artemis, insanlığı Ay'a geri götürerek keşfedilmemiş bölgeleri görecek" dedi.  NASA, iniş yapması planlanan bölgeleri Ay’ın güney kutbuna yakın olarak belirledi. Uzay aracı Lunar Reconnaissance Orbiter ve çeşitli araştırma verileri kullanılarak yapılan incelemeler sonucunda, Slater Ovası, Nobile Rim 1 ve 2, Mons Mouton, de Gerlache Rim 2, Mons Mouton Platosu, Malapert Massif, Haworth ve Cabeus B yakınlarındaki tepe bölgeleri seçildi.  Seçilen bölgelerin bilimsel değerleri de analiz edildi. Her bir bölge, Güneş Sistemi'nin ve kayalık gezegenlerin tarihine yeni bir ışık tutma potansiyeli taşıyor. Ay’ın güney kutbu, astronotlar tarafından daha önce keşfedilmemiş ve su gibi kaynakların saklanabileceği kalıcı gölgeli alanlar barındırıyor.  NASA’nın Artemis görevi Ay bilimleri sorumlusundan Sarah Noble, "Ay'ın güney kutbu, Apollo görevleri sırasında iniş yaptığımız yerden tamamen farklı bir ortam," ifadelerini kullandı. Bu bölge, Ay'ın en eski arazilerinin yanı sıra su ve diğer bileşikler içerebilecek soğuk, gölgeli alanlara erişim imkanı sunabilir.  NASA, Artemis III misyonunun zamanlamasına esneklik sağlayan bu bölgeleri daha fazla inceleyerek, görevin uzay aracı güzergahı, yörünge yolları ve yüzey koşulları gibi unsurları belirleyecek. Ajans, ilerleyen dönemlerde Artemis IV ve Artemis V gibi ek görevler için de uygun alanlar araştırmaya devam edecek.  NASA geçtiğimiz haftalarda Artemis Programı'nın üçüncü ayağında astronotların giymesi tasarlanan kıyafetleri tanıtmıştı. Astronotların giymesi için kıyafetleri lüks giyim markası Prada tasarladı.  Kıyafetlerin gölgede kalan bölgelerdeki en soğuk ortamda en az iki saat dayanıklı kalacağı kaydedilirken, astronotların yaklaşık sekiz saat boyunca uzay yürüyüşü yapabilecekleri belirtilmişti.

Haber

"kanlı gözlere" benzeyen iki galaksiyi görüntüledi

NASA Jet İtki Laboratuvarı tarafından yapılan yazılı açıklamaya göre, bilim insanları, IC 2163 ve NGC 2207 sarmal galaksilerine ait, JWST'nin Orta Kızılötesi Aygıtı (MIRI) ile Hubble'ın morötesi ve görünür ışık kameralarından gelen görüntüleri birleştirdi. Ortaya çıkan "korkunç" görsel, milyonlarca yıl önce birbirine çok yakın, neredeyse "sürtünerek" geçen iki büyük sarmal galaksinin görüntüsünü yansıtıyor. Görsel, sanki "etsiz bir yüzün" üst kısmından kan pompalanıyormuş gibi görünüyor ve "iki yakıcı göz" benzeri galaksi çekirdeklerinin uzun, korkunç "bakışları" kozmik karanlığa doğru parlıyor. İki galaksi, milyonlarca yıl önce birkaç defa birbirinin çok yakınından geçmiş olabilir Bilim insanları, galaksilerdeki maddelerin birbirine çarpmış olabileceği şok cephelerinde yaşanan "hafif sıyrıkların" kanıtlarını buldu. "Göz kapaklarında" da görülebilen parlak kırmızı çizgiler, galaksilerin şişkin, damarlı kolları gibi görünüyor. Galaksilerin ilk yakın geçişinde, kütle çekiminin kavisli kolları büktüğü ve birkaç yerde de gelgit benzeri uzantıların oluştuğu tespit edildi. Araştırmacılar, görselin solunda yer alan IC 2163'ün çekirdeği ile en soldaki kolu arasındaki dağınık, minik sarmal kolların kütle çekimi etkisiyle meydana geldiğini keşfetti. Kütle çekimiyle, biraz daha büyük olan NGC 2207 galaksisinin tepesinden "sürükleniyor" gibi görünen ve görselin dışına doğru uzanan ince, yarı saydam bir kol oluştu. Her iki galaksi yeni yıldız oluşumları ve süpernovalara ev sahipliği yapıyor Bilim insanları, her iki galaksiden uzanan "kolların" her yerinde sayısız "kalp gibi atan" yüksek yıldız oluşum bölgeleri tespit etti. Söz konusu galaksilerin, her yıl Güneş büyüklüğünde iki düzine yeni yıldız oluşumuna yol açtığı bulundu. Samanyolu Galaksisi yılda yalnızca iki veya üç Güneş benzeri yıldız üretebiliyor. Ayrıca, her iki galaksinin son yıllarda 7 süpernovaya ev sahipliği yaptığı keşfedildi. Bu sayı Samanyolu Galaksisi'nde her 50 yılda 1 süpernova şeklinde gerçekleşiyor. Söz konusu süpernovaların, galaksilerin uzanan kollarında yer açtığı, daha sonra soğuyup birleşerek yıldız oluşumuna neden olduğu düşünülüyor. Araştırmacılar, görseldeki parlak bölgelerin, birçok yıldızın hızlı bir şekilde oluştuğu mini yıldız patlamalarını gösterdiği, soldaki IC 2163'ün üst ve alt "göz kapaklarının" da yeni yıldız oluşumları nedeniyle daha parlak göründüğünü belirtti. Bilim insanları, milyonlarca yıl içinde galaksilerin tekrar tekrar birbirlerinin yanından geçebileceğini, çekirdek ve kolların birleşerek daha parlak "tepegöz" benzeri tek bir "göze" dönüşebileceğini, kollarının da yeniden şekillenebileceğini değerlendiriyor.

Şıncou-19 mekiği uzay istasyonuna ulaştı Haber

Şıncou-19 mekiği uzay istasyonuna ulaştı

Çin İnsanlı Uzay Programı Ajansından (CMSA) yapılan açıklamaya göre, taykonotlar Cay Şücı, Song Lingdong ve Vang Haozı'yı yaşıyan Şıncou-19 uzay mekiği, uzay istasyonunun çekirdek modülüne kenetlendi. Yaklaşık 6,5 saat süren yolculuğun ardından istasyona ulaşan taykonotlar, mekikten modüle geçerek uzay istasyonuna girdi. Yeni ekip, Şıncou-18 mekiğiyle 25 Nisan'da istasyona gönderilen ve 6 aydır görev yapan taykonotlar Yı Guangfu, Li Cong ve Li Guangsu ile yörüngede buluştu. İki grubun görev devir teslimini tamamlamasının ardından eski ekip 4 Kasım'da Dünya'ya dönecek. Yeni taykonot grubunu taşıyan Şıncou-19 uzay mekiği, bu sabah Long March 2F roketiyle Gobi Çölü'ndeki Ciuçüen Uydu Merkezi'nden fırlatılmıştı. İlk kadın uçuş mühendisi Seferin komutanlığını üstlenen 48 yaşındaki Cay, daha önce 2022'de "Şıncou-14" seferiyle uzay istasyonuna yolculuk etti. Her ikisi de 1990 doğumlu diğer taykonotlar Song Lingdong ve Vang Haozı ise ilk kez insanlı uzay görevinde yer alıyor. Song, daha önce Çin Hava Kuvvetlerinde pilot, Vang ise Çin Havacılık Uzay Bilimi ve Teknolojisi Şirketinde mühendis olarak görev yaptı. Çin'in insanlı uzay seferlerinde yer alan ilk kadın uçuş mühendisi Vang, bu seferlere katılan üçüncü kadın taykonot oldu. Çin'in uzay istasyonu "Tiengong" Çin, ABD'nin uzay araştırmaları alanındaki iş birliğini yasaklaması ve Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) programına katılımının engellemesi nedeniyle Dünya yörüngesinde kendi uzay istasyonunu kurdu. Bir çekirdek modül, 2 laboratuvar modülünden oluşan ve uzay teleskobu eklenmesi planlanan Tiengong Uzay İstasyonu, Rusya'nın artık faal olmayan Mir Uzay İstasyonu model alınarak inşa edildi. İstasyonun ana parçası "Tienhı" (Göksel Uyum) çekirdek modülü 29 Nisan 2021, ilk laboratuvar modülü "Vıntien" (Gökleri Aramak) 24 Temmuz 2022, ikinci laboratuvar modülü "Mıngtien" (Gökleri Düşlemek) ise 31 Ekim 2022'de fırlatıldı. Çekirdek modüle laboratuvar modüllerinin eklenmesiyle istasyonun "T" biçimli ana iskeleti tamamlanırken istasyon "uygulama ve geliştirme" aşamasına geçti. "Şüntien" (Gökleri Dolaşmak) adı verilen uzay teleskobunun da ayrı bir modül olarak istasyona eklenmesi planlanıyor. Üç kişilik taykonot ekibinin dönüşümlü görev yaptığı istasyona "Şıncou" (Kutsal Gemi) mekikleriyle personel, "Tiencou" (Gök Gemisi) mekikleriyle de ikmal malzemeleri taşınıyor.

NASA, Mars'ta yeni bir yaşam olasılığı keşfetti Haber

NASA, Mars'ta yeni bir yaşam olasılığı keşfetti

Mars’ta yaşam belirtisi mi? Mars’ta yaşamın varlığına dair doğrudan bir kanıt bulunmasa da, NASA’nın yeni çalışması, gezegenin donmuş yüzeyinin altında mikroorganizmaların hayatta kalabileceği yönünde umut verici ipuçları sunuyor. Bilim insanları, bilgisayar modelleri kullanarak, Mars’taki su buzunun altına yeterli güneş ışığının nüfuz edebileceğini ve bu erimiş su ceplerinde fotosentezin gerçekleşebileceğini gösterdi. NASA'nın Jet Propulsion Laboratory’den Aditya Khuller, “Eğer evrende bir yerde yaşam arıyorsak, Mars’taki buz kütleleri muhtemelen incelememiz gereken en erişilebilir yerlerden biri” açıklamasında bulundu. Mars’taki toz ve buz erimesi Mars yüzeyinde, su ve karbondioksitten oluşan iki tür buz bulunuyor. Araştırma, su buzu üzerinde yoğunlaşıyor. Geçmişte Mars’a yağan karın tozla karışıp donması sonucu oluşan bu buzullar, zamanla katılaşmış ve hala toz parçacıklarıyla dolu. Bu toz, güneş ışığını soğurarak buzulun birkaç metre altındaki buzu eritebilir. Mars’ın ince atmosferi, yüzeyde su buzunun erimesini zorlaştırsa da, buzun altındaki su cepleri, bu koşullardan etkilenmeyebilir. Fotosentez mümkün mü? Araştırmaya göre, Mars’taki tozlu buzlar, yüzeyin 3 metre altına kadar fotosentez için yeterli miktarda güneş ışığı geçirebilir. Buzun üst katmanları, suyun buharlaşmasını önleyip zararlı radyasyonlardan korurken, altındaki su ceplerinde mikroorganizmalar için yaşanabilir bir ortam sağlayabilir. Mars’ın tropikal bölgeleri, bu tür erimiş su havuzlarının en muhtemel olabileceği yerler arasında görülüyor. Bu bölgeler, ileride insanlı ya da robotik görevler için keşif hedefi olarak öne çıkabilir. Araştırmacılar, laboratuvar ortamında Mars’taki tozlu buzu yeniden yaratarak incelemeyi hedefliyor ve Mars’ın en olası erimiş su bölgelerini haritalamaya başlıyorlar.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.