TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Mustafa Kemal Atatürk

haberingundemi.com.tr - Mustafa Kemal Atatürk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mustafa Kemal Atatürk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CSO’dan, Atatürk anısına özel konser Haber

CSO’dan, Atatürk anısına özel konser

CSO Ada Ankara Ziraat Bankası Ana Salon'da düzenlenen, Devlet Çoksesli Korosunun CSO'ya eşlik ettiği "10 Kasım Atatürk'ü Anma Konseri"ni Şef Cemi'i Can Deliorman yönetti.  Büyük müzik devriminin parçası  Saygı duruşunun ardından, Ludwig van Beethoven'ın 3'üncü Senfonisi'nden "Cenaze Marşı" ile başlayan konserin açılışında Şef Deliorman, Atatürk ile orkestranın hem tarihsel hem de manevi olarak kenetlendiğini söyledi.  "Mustafa Kemal Atatürk, orkestramızı 1924 yılında Ankara'ya aldığında kendi makamının ismini bu orkestraya veriyor. Çok sesli müzik eğitiminin başlangıcı da yine Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasından çıkan tomurcuklarla, eğitmenlerle ülke geneline yayılıyor. Bu açıdan bu konser bizim için çok anlamlı" diyen Deliorman, repertuvardaki eserleri belirlerken Atatürk ile özdeşleşmesine önem verdiklerini kaydetti.  Cemi'i Can Deliorman, Beethoven'ın 3'üncü Senfonisi'nden "Cenaze Marşı" ile konsere başladıklarını belirterek, bestecinin cesareti, kahramanlığı, korkusuzluğu ve liderliği anlatan eserini Napolyon'a ithaf ettiğini söyledi.  Deliorman, "Kahramanlığı anlatan en güzel eserlerden birisi ancak Beethoven, Napolyon'un gerçek yüzünü gördükten sonra bu ithafını geri çekiyor. O yıllarda Beethoven, Mustafa Kemal Atatürk ile tanışıyor olsaydı, liderlik, kahramanlık ve cesaret üzerine eserini ithaf edeceği Mustafa Kemal'den daha büyük bir lider dünya tarihinde bulamazdı" ifadelerini kullandı.  Deliorman, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile başlayan büyük müzik devriminin parçası oldukları için gurur duyduklarını söyledi.  Ahmet Adnan Saygun'un Cumhuriyet'in ilk bestecilerinden olduğuna işaret eden Deliorman, "Eski Üslupta Kantat" eserinin, bir halkın karanlıktan aydınlığa çıkışını ve Mustafa Kemal Atatürk ile silah arkadaşlarının başlattığı Milli Mücadele'yi Anadolu topraklarının dilinden anlattığını belirtti.  Repertuvarda Atatürk ve Cumhuriyet üzerine en çok eser yazan merhum besteci Muammer Sun'un eserlerine de yer verdiklerini belirten Deliorman, konserde Atatürk'ün opera aşığı olmasından dolayı operalardan örnekler sunacaklarını kaydetti.  Deliorman, "Atamızı sadece 10 Kasım'da değil, her konserimizde, çıktığımız her provada, enstrümanı elimize aldığımız her bir anda anıyoruz, hatırlıyoruz çünkü tüm bu sahneyi, bu mirası ona borçluyuz." dedi.  Konserde, Ahmed Adnan Saygun'un "Eski Üslupta Kantat" ve Georges Bizet'in "Carmen'in 1. numaralı suiti" seslendirildi.  Tenor Emre Akkuş Giacomo Puccini'nin "E Lucevan le Stelle" operasını, soprano Görkem Ezgi Yıldırım ise "Çalın Davulları", Muammer Sun'un "Bozkırın Sesi" ve Turgay Erdener'in düzenlemeleri ile "Bülbülüm Altın Kafeste"yi seslendirdi.  Konserin sonunda dinleyiciler hep bir ağızdan Muammer Sun'un bestelediği "Hoş Gelişler Ola" ve "İzmir Marşı"nı söyledi.  

KUTLU YOLCULUĞUMUZU EMİN  ADIMLARLA SÜRDÜRÜYORUZ Haber

KUTLU YOLCULUĞUMUZU EMİN ADIMLARLA SÜRDÜRÜYORUZ

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, ebediyete intikalinin 86'ıncı yılında Anıtkabir'de düzenlenen devlet töreniyle anıldı.  Anıtkabir'deki tören, saat 08.45'te devlet erkanının Aslanlı Yol'dan yürüyüşüyle başladı.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki kortejde TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi üyeleri, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, yüksek yargı organlarının başkanları, TSK komuta kademesi, siyasi parti temsilcileri, bürokratlar ve diğer devlet erkanı yer aldı.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, kırmızı beyaz karanfillerden oluşan ay yıldızlı çelengi, Atatürk'ün mozolesine bıraktı.  Atatürk'ün 86 yıl önce vefat ettiği saat olan 09.05'te saygı duruşunda bulunuldu ve ardından İstiklal Marşı okundu.  Saygı duruşu sırasında gönderdeki Türk bayrağı yarıya indirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve protokolde yer alan devlet erkanı, daha sonra Misak-ı Milli Kulesi'ne geçti.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anıtkabir Özel Defteri'ne şunları yazdı: Aziz Atatürk, ebedi aleme irtihalinizin 86. yıl dönümünde zatıalinizi bir kez daha rahmetle yad ediyoruz.  Şahsınızın ve şehitlerimizin emaneti olan Türkiye Cumhuriyeti'ni her alanda yüceltmek, güçlendirmek, etrafındaki krizlere rağmen istikrar ve güven içinde büyütmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Yeniden büyük Türkiye hedefiyle ve Türkiye Yüzyılı vizyonuyla 85 milyon tek yürek, tek bilek olarak şanlı mazimizden daha aydınlık bir atiye uzanan kutlu yolculuğumuzu emin adımlarla sürdürüyoruz. Vatan topraklarının her karışında barışın, huzurun, adaletin, kalkınmanın ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye'yi inşa edene kadar durmadan, dinlenmeden yürüyeceğiz. Ruhun şad olsun.   

Mustafa Kemal Atatürk'ün Haber

Mustafa Kemal Atatürk'ün "En büyük eserim" dediği Türkiye Cumhuriyeti 101. yılını kutluyor

Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmasıyla yakılan bağımsızlık meşalesi, Türk milletinin verdiği büyük mücadele sayesinde halen yanmaya devam ediyor. Yeni Türk devletinin varlığı, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması ile tescillendi. İkinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanmasından 2 ay sonra 13 Ekim 1923'te Ankara, Türkiye'nin hükümet merkezi oldu. Artık mevcut rejimin isminin de bütün açıklığı ile konulması, yeni devletin başkanının seçilmesi gerekiyordu. O güne kadar devlet başkanlığı görevini, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa yürüttü. Diğer taraftan bazı yabancı ülkeler de Lozan Antlaşması'nın onayı için Türkiye'deki yeni devlet rejiminin daha açık şekilde belirlenmesini istiyordu. 27 Ekim 1923'te İcra Vekilleri Heyetinin istifası ve Meclisin güvenini kazanacak bir kabine listesinin oluşturulamaması da soruna acil bir çözüm gerektirdi. "Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz" Mustafa Kemal Paşa, 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine Çankaya Köşkü'nde arkadaşları için Latife Hanım'a bir sofra hazırlattı. İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Bey'in de yer aldığı akşam yemeğinde yaşananları Mustafa Kemal Paşa, Nutuk'ta şöyle anlattı: "Gece olmuştu... Çankaya'ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemalettin Sami ve Halit Paşa'lara rastladım. Ali Fuat Paşa, Ankara'dan hareket ederken bunların Ankara'ya geldiklerini o günkü gazetede 'Bir Uğurlama ve Bir Karşılama' başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ile Kazım Paşa'ya ve Fethi Bey'e de Çankaya'ya benimle birlikte gelmelerini söyledim. Çankaya'ya gittiğim zaman, orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey'lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum. Yemek sırasında: 'Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz' dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim. Yaptığım programın ve verdiğim talimatın uygulanışını göreceksiniz. Efendiler, görüyorsunuz ki Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü, onların da aslında ve tabii olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Halbuki o sırada Ankara'da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan cumhuriyetin ilan edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar." "Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır" Mustafa Kemal Paşa o gece İsmet Paşa ile 1921 Anayasası'nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını ülkenin bekası için hazırladı. "Türkiye devletinin hükümet şekli cumhuriyettir." hükmünün yer aldığı tasarı üzerinde TBMM'de yapılan konuşmalardan sonra saat 20.30'da oturuma katılan 158 üyenin tamamının oyuyla cumhuriyetin ilanı kabul edildi. Cumhuriyetin ilanı "Yaşasın Cumhuriyet" sesleri ve alkışlarla karşılandı. Böylece yeni devletin yönetim biçimi bütün açıklığı ile ismini almış oldu. Cumhuriyetin ilanı ile "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir" ilkesi de artık devlet yönetiminde en belirgin şekliyle yerini buldu. Ardından cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Bunun üzerine kürsüye gelen Mustafa Kemal Paşa konuşmasını, "Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır." sözüyle bitirdi. Böylece devletin adı ve rejimiyle ilgili tartışmalara son verildi ve devlet başkanlığı konusu çözüme kavuştu. Hükümetin kurulma şekli yeniden düzenlendi. Buna göre, cumhurbaşkanı başbakanı atayacak, başbakan da bakanlarını seçip cumhurbaşkanının onayına sunacaktı. Bu uygulamayla, Meclis Hükümeti Sistemi yerine parlamenter rejime geçilmiş oldu. "Milli bayram" olarak kutlanmaya başlandı İlk hükümeti kurmakla İsmet İnönü görevlendirilirken, Fethi Okyar da TBMM Başkanlığı'na seçildi. Türk halkı, 29 Ekim gecesi ve 30 Ekim günü cumhuriyetin ilanını kutladı. 26 Ekim 1924'te yayımlanan kararname ile cumhuriyetin ilanının 101 pare top atışı ve düzenlenecek etkinliklerle kutlanmasına karar verildi. Karar doğrultusunda 29 Ekim 1924'teki etkinlikler, kutlamaların başlangıcı oldu. Hariciye Vekaleti, 2 Şubat 1925'te bir kanun teklifiyle 29 Ekim'in bayram olmasını önerdi. Teklif, Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelendi ve 18 Nisan'da karara bağlandı. TBMM'de teklifin 19 Nisan'da kabul edilmesiyle 29 Ekim, 1925 yılından itibaren "milli bayram" olarak kutlanmaya başlandı. Türkiye Cumhuriyeti, 2024 yılı itibarıyla 101. yaşını coşkuyla, inançla kutluyor.

Mustafa Kemal Atatürk'ün Haber

Mustafa Kemal Atatürk'ün "En büyük eserim" dediği Türkiye Cumhuriyeti 101. yılını kutluyor

Mustafa Kemal Atatürk'ün 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmasıyla yakılan bağımsızlık meşalesi, Türk milletinin verdiği büyük mücadele sayesinde halen yanmaya devam ediyor. Yeni Türk devletinin varlığı, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması ile tescillendi. İkinci dönem Türkiye Büyük Millet Meclisinin toplanmasından 2 ay sonra 13 Ekim 1923'te Ankara, Türkiye'nin hükümet merkezi oldu. Artık mevcut rejimin isminin de bütün açıklığı ile konulması, yeni devletin başkanının seçilmesi gerekiyordu. O güne kadar devlet başkanlığı görevini, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak Mustafa Kemal Paşa yürüttü. Diğer taraftan bazı yabancı ülkeler de Lozan Antlaşması'nın onayı için Türkiye'deki yeni devlet rejiminin daha açık şekilde belirlenmesini istiyordu. 27 Ekim 1923'te İcra Vekilleri Heyetinin istifası ve Meclisin güvenini kazanacak bir kabine listesinin oluşturulamaması da soruna acil bir çözüm gerektirdi. "YARIN CUMHURİYETİ İLAN EDECEĞİZ" Mustafa Kemal Paşa, 28 Ekim 1923 akşamına kadar hükümetin kurulamaması üzerine Çankaya Köşkü'nde arkadaşları için Latife Hanım'a bir sofra hazırlattı. İsmet Paşa, Ali Fuat Paşa, Halit Paşa, Kemalettin Sami Bey'in de yer aldığı akşam yemeğinde yaşananları Mustafa Kemal Paşa, Nutuk'ta şöyle anlattı: "Gece olmuştu... Çankaya'ya gitmek üzere Meclis binasından ayrılırken, koridorlarda beni beklemekte olan Kemalettin Sami ve Halit Paşa'lara rastladım. Ali Fuat Paşa, Ankara'dan hareket ederken bunların Ankara'ya geldiklerini o günkü gazetede 'Bir Uğurlama ve Bir Karşılama' başlığı altında okumuştum. Daha kendileriyle görüşmemiştim. Benimle konuşmak üzere geç vakte kadar orada beklediklerini anlayınca, akşam yemeğine gelmelerini, Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa vasıtasıyla kendilerine bildirdim. İsmet Paşa ile Kazım Paşa'ya ve Fethi Bey'e de Çankaya'ya benimle birlikte gelmelerini söyledim. Çankaya'ya gittiğim zaman, orada, beni görmek üzere gelmiş bulunan Rize Milletvekili Fuat, Afyonkarahisar Milletvekili Ruşen Eşref Bey'lerle karşılaştım. Onları da yemeğe alıkoydum. Yemek sırasında: 'Yarın Cumhuriyet ilan edeceğiz' dedim. Orada bulunan arkadaşlar, derhal düşünceme katıldılar. Yemeği bıraktık. O dakikadan itibaren, nasıl hareket edileceği konusunda kısa bir program yaparak arkadaşları görevlendirdim. Yaptığım programın ve verdiğim talimatın uygulanışını göreceksiniz. Efendiler, görüyorsunuz ki Cumhuriyet ilanına karar vermek için Ankara'da bulunan bütün arkadaşlarımı davet ederek onlarla görüşüp tartışmaya asla lüzum ve ihtiyaç görmedim. Çünkü, onların da aslında ve tabii olarak benim gibi düşündüklerinden şüphe etmiyordum. Halbuki o sırada Ankara'da bulunmayan bazı kişiler, yetkileri olmadığı halde, kendilerine haber verilmeden, düşünce ve rızaları alınmadan cumhuriyetin ilan edilmiş olmasını bize gücenme ve bizden ayrılma sebebi saydılar." "Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır" Mustafa Kemal Paşa o gece İsmet Paşa ile 1921 Anayasası'nın bazı maddelerini değiştiren kanun tasarısını ülkenin bekası için hazırladı. "Türkiye devletinin hükümet şekli cumhuriyettir." hükmünün yer aldığı tasarı üzerinde TBMM'de yapılan konuşmalardan sonra saat 20.30'da oturuma katılan 158 üyenin tamamının oyuyla cumhuriyetin ilanı kabul edildi. Cumhuriyetin ilanı "Yaşasın Cumhuriyet" sesleri ve alkışlarla karşılandı. Böylece yeni devletin yönetim biçimi bütün açıklığı ile ismini almış oldu. Cumhuriyetin ilanı ile "Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir" ilkesi de artık devlet yönetiminde en belirgin şekliyle yerini buldu. Ardından cumhurbaşkanlığı seçimine geçildi. Yapılan gizli oylamada 158 milletvekilinin tamamının oyunu alan Gazi Mustafa Kemal Paşa, TBMM tarafından yeni Türk devletinin ilk cumhurbaşkanı seçildi. Bunun üzerine kürsüye gelen Mustafa Kemal Paşa konuşmasını, "Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır." sözüyle bitirdi. Böylece devletin adı ve rejimiyle ilgili tartışmalara son verildi ve devlet başkanlığı konusu çözüme kavuştu. Hükümetin kurulma şekli yeniden düzenlendi. Buna göre, cumhurbaşkanı başbakanı atayacak, başbakan da bakanlarını seçip cumhurbaşkanının onayına sunacaktı. Bu uygulamayla, Meclis Hükümeti Sistemi yerine parlamenter rejime geçilmiş oldu. "MİLLİ BAYRAM" olarak kutlanmaya başlandı İlk hükümeti kurmakla İsmet İnönü görevlendirilirken, Fethi Okyar da TBMM Başkanlığı'na seçildi. Türk halkı, 29 Ekim gecesi ve 30 Ekim günü cumhuriyetin ilanını kutladı. 26 Ekim 1924'te yayımlanan kararname ile cumhuriyetin ilanının 101 pare top atışı ve düzenlenecek etkinliklerle kutlanmasına karar verildi. Karar doğrultusunda 29 Ekim 1924'teki etkinlikler, kutlamaların başlangıcı oldu. Hariciye Vekaleti, 2 Şubat 1925'te bir kanun teklifiyle 29 Ekim'in bayram olmasını önerdi. Teklif, Meclis Anayasa Komisyonu tarafından incelendi ve 18 Nisan'da karara bağlandı. TBMM'de teklifin 19 Nisan'da kabul edilmesiyle 29 Ekim, 1925 yılından itibaren "milli bayram" olarak kutlanmaya başlandı. Türkiye Cumhuriyeti, 2024 yılı itibarıyla 101. yaşını coşkuyla, inançla kutluyor.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kocatepe Başkomutan Mustafa Kemal Anıtı'ndaki törene katıldı Haber

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kocatepe Başkomutan Mustafa Kemal Anıtı'ndaki törene katıldı

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Kocatepe Başkomutan Mustafa Kemal Anıtı'ndaki törene katıldı Zafer Haftası kutlamaları dolayısıyla Afyonkarahisar'da bulunan Kurtulmuş, Kocatepe'deki tören alanına gelişinin ardından, Büyük Taarruz Bisiklet Turu'nda yer alacak sporcularla görüştü. Kurtulmuş, Büyük Taarruz emrinin verildiği Kocatepe'den, 9 Eylül'de düşman işgalinden kurtuluş yıl dönümünün kutlanacağı İzmir'e kadar pedal çevirecek sporculara yanlarında götürmeleri için Türk bayrağı teslim etti. Daha sonra Kurtulmuş, üzerinde "TBMM Başkanı" yazılı kırmızı beyaz karanfillerden oluşan çelengi Başkomutan Mustafa Kemal Anıtı'na bıraktı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla Türk bayrağı göndere çekildi, askerler tarafından saygı atışı gerçekleştirildi. Afyonkarahisar İkmal ve Garnizon Komutanı Tuğgeneral Fatih Dağlı'nın konuşmasının ardından da bir subay tarafından harekat harita üzerinden anlatıldı. Kurtulmuş, törenin ardından Yüzbaşı Agah Efendi Şehitliği'ni ziyaret etti, mezarlara karanfil bıraktı. Programlara, Afyonkarahisar Valisi Kübra Güran Yiğitbaşı, AK Parti milletvekilleri Ali Özkaya, İbrahim Yurdunuseven ve Hasan Arslan, MHP Afyonkarahisar Milletvekili Mehmet Taytak, İYİ Parti Milletvekili Hakan Şeref Olgun, Belediye Başkanı Burcu Köksal ile Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal da katıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.