EDİRNE MİMARLIK GELENEĞİ
ODTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Uzay Peker, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığınca Edirne Valiliği ev sahipliğinde Devecihan Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Edirne'de Osmanlı Kimliği ve Selimiye Sempozyumu"nda "Mimar Sinan ve Osmanlı Mimarisinde Edirne Mimarlık Geleneği" başlıklı bir sunum yaptı.
2. Selim'in Edirne'ye olan sevgisi ve ilgisi nedeniyle Mimar Sinan'a kente görkemli bir cami yapması emrini verdiğini belirten Peker, "2. Selim Edirne'de benzeri olmayan bir cami yapılmasını buyurmuş." dedi.
Peker, farklı mimari geleneklerden etkilenen Mimar Sinan'ın Selimiye'yi inşa ederken kentteki Üç Şerefeli ve 2. Bayezid camileri gibi yapıların mimari anlayışından esinlendiğini ifade etti.
Sinan'ın Selimiye'de, Ayasofya Camisi'nin kubbesini geçen büyüklükte bir kubbe inşa ettiğini dile getiren Peker, şunları kaydetti:
"Edirne'de yaptırılan bu cami bir yandan Edirne geleneklerinden esinlenirken bir yandan da İstanbul'da daha önce oluşturulan bir geleneğin üzerine konulan anıt yapı olarak değerlendirilir. Bu yapılardaki tasarım unsurlarını Selimiye'de görmekteyiz. Sinan'ın Ayasofya ile rekabeti ve Kıbrıs'ın fethiyle İslam'ın Hristiyanlık üzerindeki zaferinin sanat aracılığıyla ifadesi olduğu pek çok yazar tarafından ifade edilmiştir.
Osmanlı farklı milletlerden oluşur ve Osmanlı medeniyetinin temelinde birleştirme ve sentezleme vardır. Osmanlı kimliği bu sentezlemeyle oluşmuştur. Mimar Sinan'ın Süleymaniye ve Selimiye camileri de kapsayıcılık ve sentezleyicilikleriyle bu kimliğin dışa vurumlarıdır. Selimiye özelinde bu senteze, yerel bir duyarlılık ve günümüzde 'bölgeselci' denilen bir yaklaşımla Edirne mimarlık geleneği kalmıştır."
Sempozyumda Prof. Dr. Kenan Bilici ve Doç. Dr. Aras Neftçi de birer sunum yaptı.