TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Mars

haberingundemi.com.tr - Mars haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mars haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Mars'a benzeyen tek yer Haber

Mars'a benzeyen tek yer

CNN International'ın haberinden öne çıkan başlıklar şu şekilde: Türkiye’nin güneybatısında yer alan Salda Gölü, yalnızca doğal güzellikleriyle değil, bilim dünyası açısından da taşıdığı önemle dikkat çekiyor. Bilim insanlarına göre, Salda Gölü, Dünya üzerinde Mars’taki Jezero Krateri’ne benzer özellikler taşıyan tek yer. Dünyanın en önemli jeolojik alanlarından biri Uluslararası Jeomiras Komisyonu, 2024 yılında Salda Gölü’nü dünyanın en önemli 100 jeolojik alanı listesine ekledi. Bu karar, gölün bilimsel değerinin uluslararası düzeyde tescillenmesini sağladı. Benzersiz ekosistem Salda Gölü, 301 bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Bunlardan ikisi göl havzasına özgü endemik türler. Ayrıca, üç endemik balık türü ve 30’dan fazla su kuşu türü gölde yaşamını sürdürüyor. Yaban domuzları ve tilkiler gibi daha yaygın hayvanlar da bölgede sıkça görülüyor. Mars ile benzerlik taşıyor Bilim insanları, Salda Gölü’nün Mars’taki Jezero Krateri’ne benzer koşullara sahip olduğunu belirtiyor. Purdue Üniversitesi’nden gezegen bilimci Profesör Briony Horgan, 2019 yılında NASA’nın Perseverance keşif aracı ekibiyle birlikte gölde araştırmalar yaptı. Horgan, “Burası gerçekten eşsiz bir yer. Adeta Mars’taki eski bir gölün kıyısında duruyormuş gibi hissettim” ifadelerini kullandı. Gezegen araştırmalarında, Dünya üzerindeki benzer coğrafi yapılar “gezegen analoğu” olarak adlandırılıyor. Mars’ın yüksek demir ve magnezyum içeriği nedeniyle, böyle bir analogu Dünya’da bulmak oldukça zor. Ancak uzmanlara göre, Salda Gölü havzası, okyanus tabanında oluşmuş bir jeolojik yapıya sahip ve bu da gölü Mars ile kıyaslanabilir hale getiriyor. Dünya’nın geçmişine ışık tutuyor Salda Gölü, yalnızca Mars’ın keşfi için değil, Dünya’nın geçmişini anlamak açısından da büyük önem taşıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi’nden Jeoloji Mühendisliği Profesörü Nurgül Balcı’ya göre, gölde bulunan mikroorganizmalar, en az 2 milyon yıllık mikrobiyal yapılar oluşturdu. Su seviyesinin azalmasıyla ortaya çıkan bu yapılar, gezegenimizin geçmişine dair önemli ipuçları barındırıyor. Balcı, “Salda, 3,5 milyar yıl önce Dünya’da hayatın nasıl başladığını ve evrimleştiğini anlamamız için büyük bir bilgi kaynağı içeriyor,” dedi. Doğa severler için dört mevsim bir cennet Salda Gölü, doğa fotoğrafçıları ve yürüyüşçüler için Türkiye’nin en güzel destinasyonlarından biri. Tur rehberi Hasan Gülday, “Salda’yı ziyaret etmek için en iyi dönem ilkbahar ve yaz başı. Bu mevsimde yeşil ağaçlar, bembeyaz kumsallar ve turkuaz suların uyumu en iyi şekilde ortaya çıkıyor” dedi. Ancak gölü yılın her döneminde ziyaret etmek mümkün. Kış aylarında Salda Kayak Merkezi’ne giden yol, gölü panoramik olarak görebileceğiniz en iyi noktalardan biri olarak öne çıkıyor. Salda Gölü ve çevresinde keşfedilecek yerler Salda Gölü, Burdur il sınırlarında yer alıyor ve Denizli’ye oldukça yakın. Bölgede keşfedilecek birçok doğal ve tarihi alan bulunuyor. Tur rehberleri, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Kibyra ve Sagalassos antik kentlerinin ziyaret edilmesini öneriyor. Demir Çağı’na kadar uzanan tarihiyle Kibyra, önemli ticaret yollarının kesişim noktasında yer almış ve farklı medeniyetlerin izlerini taşıyor. Sagalassos ise 12 bin yıllık tarihiyle dikkat çekiyor. 6. yüzyılda salgınlar, istilalar ve depremler nedeniyle terk edilen şehir, konumu sayesinde günümüze kadar büyük ölçüde korunarak ulaşmayı başardı.

Mars'ta yaşamın izlerinin aranacağı yer netleşti Haber

Mars'ta yaşamın izlerinin aranacağı yer netleşti

Mars’ta metan gazının varlığı yıllardır bilim insanlarını şaşırtıyor. Yüzeydeki gezgin araçlar, metan seviyelerinde mevsimsel dalgalanmalar tespit ederken, yörüngedeki uydular bu moleküle dair güçlü bir iz bulamadı. Bu durum, yaşamın belirli koşullarda var olabileceğine dair kanıtlanmamış ama heyecan verici bir ipucu sunuyor. Ancak Mars genel anlamda yaşanabilir bir yer değil. Yüzey sıcaklıkları genellikle sıfırın çok altında, atmosfer neredeyse yok denecek kadar ince ve gezegen sürekli kozmik ve Güneş ışınımına maruz kalıyor. Eski Mars’ta okyanuslar ve daha sıcak iklimler olmasına rağmen, bugün yüzeyde ya da yakınında canlı bir organizma bulma olasılığı düşük. Dünya'dan ilham alınan araştırmalar Bilim insanları, Mars’taki yaşam ihtimallerini değerlendirmek için Dünya’daki benzer yaşam alanlarını inceliyor. Yeryüzünde yaşam, atmosferin en üst katmanlarından yer kabuğunun kilometrelerce altına kadar her köşeye yayılmış durumda. Özellikle, hidrojenle beslenip atık ürün olarak metan üreten "metanojenler" adı verilen tek hücreli organizmalar, Mars’taki yaşam ihtimali için güçlü adaylar arasında. Astrobiyoloji dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmada, araştırmacılar Dünya’daki Mars benzeri ortamları inceledi. Bu ortamlardan bazıları şunlar: Dünya'nın kabuğundaki mikroskobik çatlaklar. Buz tabakalarının altındaki göller. Oksijenin az olduğu ve aşırı tuzlu, derin deniz basenleri. Araştırmacılar, bu koşullarda yaşayan metanojenlerin özelliklerini detaylıca analiz ederek Mars koşullarına en yakın olanlarını belirledi. Mars’ta yaşam için en uygun nokta Bilim insanları, metanojenlerin yaşayabileceği sıvı suyun bulunabileceği yerleri haritalandırmak için Mars verilerini inceledi. Sonuçlara göre, Mars'ın kuzey yarımküresindeki geniş bir ova olan Acidalia Planitia, yaşam arayışı için en uygun bölge. Ancak sıvı suyun yalnızca 4.3 ile 8.8 kilometre derinlikte bulunabileceği düşünülüyor. Araştırmacılar, bu derinliklerdeki sıcaklık, tuzluluk, pH ve hidrojen varlığının, metanojenlerin Dünya’daki yaşam alanlarıyla uyumlu olabileceğini söylüyor. Bu bulgular, Mars’ta yaşam arayışında derin sondajların yapılması gerektiğine işaret ediyor. Mars'ta yaşam olup olmadığını kesin olarak anlamak için daha fazla araştırma ve yeni teknolojiler gerekiyor. Ancak Acidalia Planitia gibi yerlerde derin kazılar, Kızıl Gezegen'deki yaşam sırlarını ortaya çıkarabilir.

NASA, Mars'ta yeni bir yaşam olasılığı keşfetti Haber

NASA, Mars'ta yeni bir yaşam olasılığı keşfetti

Mars’ta yaşam belirtisi mi? Mars’ta yaşamın varlığına dair doğrudan bir kanıt bulunmasa da, NASA’nın yeni çalışması, gezegenin donmuş yüzeyinin altında mikroorganizmaların hayatta kalabileceği yönünde umut verici ipuçları sunuyor. Bilim insanları, bilgisayar modelleri kullanarak, Mars’taki su buzunun altına yeterli güneş ışığının nüfuz edebileceğini ve bu erimiş su ceplerinde fotosentezin gerçekleşebileceğini gösterdi. NASA'nın Jet Propulsion Laboratory’den Aditya Khuller, “Eğer evrende bir yerde yaşam arıyorsak, Mars’taki buz kütleleri muhtemelen incelememiz gereken en erişilebilir yerlerden biri” açıklamasında bulundu. Mars’taki toz ve buz erimesi Mars yüzeyinde, su ve karbondioksitten oluşan iki tür buz bulunuyor. Araştırma, su buzu üzerinde yoğunlaşıyor. Geçmişte Mars’a yağan karın tozla karışıp donması sonucu oluşan bu buzullar, zamanla katılaşmış ve hala toz parçacıklarıyla dolu. Bu toz, güneş ışığını soğurarak buzulun birkaç metre altındaki buzu eritebilir. Mars’ın ince atmosferi, yüzeyde su buzunun erimesini zorlaştırsa da, buzun altındaki su cepleri, bu koşullardan etkilenmeyebilir. Fotosentez mümkün mü? Araştırmaya göre, Mars’taki tozlu buzlar, yüzeyin 3 metre altına kadar fotosentez için yeterli miktarda güneş ışığı geçirebilir. Buzun üst katmanları, suyun buharlaşmasını önleyip zararlı radyasyonlardan korurken, altındaki su ceplerinde mikroorganizmalar için yaşanabilir bir ortam sağlayabilir. Mars’ın tropikal bölgeleri, bu tür erimiş su havuzlarının en muhtemel olabileceği yerler arasında görülüyor. Bu bölgeler, ileride insanlı ya da robotik görevler için keşif hedefi olarak öne çıkabilir. Araştırmacılar, laboratuvar ortamında Mars’taki tozlu buzu yeniden yaratarak incelemeyi hedefliyor ve Mars’ın en olası erimiş su bölgelerini haritalamaya başlıyorlar.

Mars'ta yeni keşif Haber

Mars'ta yeni keşif

Perseverance, kraterin dik yamaçlarına tırmanışına devam ederken, Mars'ın jeolojik geçmişini anlamamıza yardımcı olabilecek çeşitli kaya oluşumları keşfediyor. Araç, antik zamanlardan kalma ve Mars'ın derinliklerinden yükselmiş olabileceği düşünülen kayaları gün yüzüne çıkarmaya devam ediyor. Bu keşifler, Mars’ın geçmişine dair önemli ipuçları sunabilir. Geçtiğimiz hafta, Perseverance ekibi ve internet kullanıcıları, daha önce Mars’ta benzeri görülmemiş siyah-beyaz çizgili bir kaya ile karşılaştı. “Freya Castle” adı verilen bu kaya, aracın Mastcam-Z kamerasıyla detaylı bir şekilde incelendi. 20 cm çapındaki bu kaya, belirgin siyah ve beyaz çizgileriyle dikkat çekiyor. Jezero Krateri'ndeki eşsiz bir bulgu Perseverance ekibi, Jezero Krateri'nde şimdiye kadar bu türde bir kayaya rastlanmadığını belirtiyor. İlk incelemelere göre, bu çizgiler muhtemelen magmatik veya metamorfik süreçlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmış olabilir. Ayrıca, “Freya Castle” kayasının çevredeki kayaç tabakasından farklı olduğu ve bölgeye başka bir yerden geldiği düşünülüyor. Bilim insanları, kayanın yamaçlardan yuvarlanarak buraya ulaşmış olabileceği ihtimali üzerinde duruyor. Bu kaya türünün kaynağını bulabilmek için Perseverance’ın yamaçlara tırmanışı sürerken daha detaylı ölçümler yapılması hedefleniyor. Mars tarihinin izinde “Freya Castle”, Perseverance’ın krater çevresinde bulduğu birçok ilginç kayadan sadece biri. Özellikle “Mount Washburn” bölgesindeki büyük kaya parçaları da ekibin dikkatini çekiyor. Bilim insanları, bu kaya parçalarının Jezero Krateri’ndeki eski çarpışma etkisiyle yüzeye çıkmış olabileceğini düşünüyor. Mars’ın derinliklerinden gelen bu kadim kayalar, Kızıl Gezegen’in tarihine dair yeni ipuçları sunabilir. Zamanla bu keşiflerin Mars’ın jeolojik geçmişine ışık tutması bekleniyor. Nasa

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.