TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kktc

haberingundemi.com.tr - Kktc haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kktc haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

KKTC'de liselerde başörtüsü serbest bırakıldı Haber

KKTC'de liselerde başörtüsü serbest bırakıldı

KKTC Bakanlar Kurulu'nun dünkü toplantısının ardından lise ve ortaokullarda kılık ve kıyafeti belirleyen tüzükte değişikliğe gidildi. Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren tüzük değişikliğinde, "(Tüzük) Lise düzeyindeki öğretim kurumlarındaki öğrencilerin inançlarına saygı göstermek ve bu inançların gerektirdiği tercihleri uygulamalarına imkan tanır. Okul yönetimi tarafından belirlenen okul üniforması ile birlikte (öğrenciler) inançlarının gerektirdiği belirli kıyafetleri giymekte serbesttir. Ancak iş bu kıyafet okul üniformasını kapatamaz." maddesi yer aldı. Tüzük ile lise öğrencilerinin inançları gereği başlarını örtmesi serbest bırakıldı. İlahiyat eğitimi veren Hala Sultan Koleji ile ilgili olarak da okul kıyafetinin okul yönetimi tarafından belirlenerek Milli Eğitim Bakanlığına önerileceği belirtilen tüzükte, kararın Bakanlıkça verileceği aktarıldı. Tüzükte, ortaokullardaki üniformaların okul yönetimi tarafından belirleneceği belirtilerek, başörtüsü konusunda inisiyatif tamamen okul yönetimlerine verildi. Milli Eğitim Bakanlığı okullara genelge gönderdi KKTC Milli Eğitim Bakanlığı, tüzük değişikliğine ilişkin okullara ve sendikalara genelge gönderildiğini açıkladı. Genelgede, "Kıyafet unsurlarının, öğrencinin yüzünü, kimliğini veya iletişim yeteneğini engellemeyecek biçimde sade bir şekilde kullanılması gerekir. Eğitim ortamında yüzü tamamen kapatan kıyafetlerin (peçe, burka, nikab) kullanımı yasaktır." ifadesine yer verildi. Bakanlar Kurulu açıklama yaptı Bakanlar Kurulu Sözcüsü ve Maliye Bakanı Özdemir Berova, dün yapılan Bakanlar Kurulu sonrasında düzenlediği basın toplantısında, hazırlanan tüzükle zorunlu eğitim yaşında olan öğrencilerin kıyafetini belirleme yetkisinin tamamen okul idarelerine bırakıldığını, lise çağındaki öğrencilerin ise okul üniformasıyla birlikte inançlarının gerektirdiği belirli kıyafetleri giymekte serbest olduğunu ifade etti. Berova, söz konusu tüzüğün, "Öğrencilerin kılık, kıyafet düzenlemesi eğitimde fırsat eşitliğine engel teşkil etmemeli ve pedagojik esaslara uygun olmalıdır. Eğitim ortamında kılık, kıyafet ile her türlü ayrımcılık kabul edilmez." şeklindeki esaslar doğrultusunda, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve KKTC Anayasası dikkate alınarak hazırlandığını sözlerine ekledi. KKTC'de bir öğrencinin başörtüsü ile İrsen Küçük Ortaokulu'na alınmaması üzerine geçen ay Bakanlar Kurulu başörtüsünü engelleyen eski disiplin tüzüğünü değiştirerek öğrencilerin okula bone veya bandana takarak girebileceği yönünde karar almıştı. Başta Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası olmak üzere karara tepki gösteren bazı muhalefet partilerinin baskıları sonucu karar hükümet tarafından geri çekilmişti.

'Kıbrıs, iki devletli çözümle yoluna devam etmeli' Haber

'Kıbrıs, iki devletli çözümle yoluna devam etmeli'

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile Lefkoşa'da yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu. Fidan, uluslararası ortamlarda herkesin var olan gerçekliğin hukuksallığa büründürülmesi gerektiği konusunda hemfikir olduğunu belirterek, bunun Doğu Timor ve Güney Sudan'da olduğunu ve Kıbrıs'ta da olabileceğini ifade etti. 1974'ten bu yana iki kesim arasında kan dökülmediğini, savaş olmadığını, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin (GKRY) ekonomi, yatırım ve turizm alanlarında ilerlediğini aktaran Fidan, savaş ve terör tehdidi de olmadığını ve KKTC'nin de kendi yoluna barışla devam ettiğini dile getirdi. Fidan, bunun daha yapısal hale getirilebileceğini kaydederek, uluslararası toplumun neden bunun görmezden geldiğini sorguladı. Asıl çağrısını GKRY'deki vatandaşlara ve siyasi liderlere yapmak istediğine işaret eden Fidan, "Onlar da Kıbrıs adasını daha ileriye modern şekilde, kalkınmış olarak, barışçıl şekilde ve güvenliği sonsuza kadar teminat altına almak istiyorlarsa bu türden çözümleri hayata geçirmede cesur davranmaları gerekiyor. Ben buradan kendilerini cesur olmaya davet ediyorum." dedi. Fidan, bu konuda sağduyusu olan insanların ellerinden geleni yapacağına inandığını belirterek, iki devletli çözümden sonra adanın otorite ve inisiyatif sahibi siyasetçilerinin iki taraftan da bir araya gelip adayı çok daha ileri götürmek için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Yunanistan ile Türkiye arasında cereyan eden olumlu siyasi havanın adada yankı bulmasını istediklerini kaydeden Fidan, "Yunanistan'ın, Türkiye'nin, KKTC'nin ve GKRY'nin hep beraber bir araya gelerek daha iyi bir geleceği bölgemizde inşa etmesi mümkün." dedi. Fidan, bu formülü hayata geçirmek için dünü kaybettiklerini ancak geleceği kaybetmemeleri gerektiğini aktararak, "Dört kesim bir araya gelelim. Bölgemizde, hem Ege'de hem Akdeniz'de beraber barış dolu, huzur dolu bir geleceği inşa edelim. Bu sadece kendi halklarımıza değil, bölgeye de muazzam bir refah ve barış getirecek." ifadelerini kullandı. "Tarihsel yolculuk engellenemez" İki kesimin kendi arasında gerçekten daha belli noktalarda nihai çözüme gitmeden ortak menfaat alanlarını kullanabileceğine inandığını vurgulayan Fidan, enerji ve ekonomi ile alakalı iki medeni toplumun kuzeyi ve güneyiyle bir araya gelerek atabilecekleri adımlar olduğunu söyledi. Fidan, konuya ilişkin gözlemlerine dair, "Radikal duruşlar, ötekileştirme, baskı altına alma, uluslararası izolasyonu her türlü şekliyle uygulatmaya çalışma. Zaman zaman önüme raporlar geliyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti lehine olan minnacık hususlar; bir gümrükten birisinin geçmesini engelleme, bir uçuşun yasaklanması, üniversiteyle ilgili sorunlar, ticaretle ilgili sorunlar, iş adamlarının tutuklanması vesaireler. Bunlarla bu tarihsel yolculuk engellenmez." diye konuştu. Bunlar yerine inisiyatif sahibi liderlerin daha büyük resme bakıp, bu adadaki beraberlikten nasıl daha büyük bir refah ve barış üretebileceklerine yoğunlaşmaları gerektiğine dikkati çeken Fidan, "Bunu düşünecek kadar, ileri götürecek kadar, vizyoner ve cesur insanlar var mı? Bekleyip göreceğiz." dedi. Fidan, KKTC'yi ziyaret etmekten duyduğu memnuniyeti vurgulayarak, KKTC halkına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en içten selamlarını ve iyi dileklerini getirdiğini söyledi. Kıbrıs Türkü'nün son 50 yıldır maruz kaldığı izolasyonun "neredeyse sessiz bir insanlık suçu haline dönüşmüş durumda" olduğunu söyleyen Fidan, "Dünyanın gözü önünde cereyan eden bu insanlık suçunun maalesef sessiz ortakları var ve birçoğu bunu ya bilerek ya bilmeyerek icra ediyorlar. Biz Türkiye olarak KKTC'nin maruz kaldığı bu izolasyondan en az şekilde etkilenmesi için elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz." dedi. Fidan, söz konusu gayretin bundan sonra da devam edeceğinin altını çizerek, Türkiye'nin, bütün kurumlarıyla KKTC ile tarım, ekonomi, ulaştırma, enerji ve telekomünikasyon başta olmak üzere işbirliğini artırmaya devam edeceğini bildirdi. Bu konuda "en ufak bir tereddüt olmadığına" dikkati çeken Fidan, adada son 50 yıldaki gerçekliğin, "iki ayrı toplumun, iki ayrı kesimde kendini yönetmesi" olduğuna değindi. Fidan, bu gerçekliğin artık bir hukuksallığa bürünmesi gerektiğinin önemine işaret ederek, adanın iki devletli çözümle yoluna devam etmesi gerektiğini söyledi. 2 devletli çözümün önemi "Var olan gerçekliği göz ardı ederek, 50 yıl önceki statükoyu bugün bile kendilerinin kabul etmediği bir çözüm formülüyle masaya getirip; buradan Kıbrıs sorununa çözüm üretmeye çalışmak gerçekten beyhude zaman harcamaktır." değerlendirmesini yapan Fidan, bunu konuştuğu muhatapların kendilerinin de bildiğini söyledi. Fidan, adada 2 devletli çözümün önemi, tescili ve bunun dışında başka bir seçenek olmadığını herkesin gördüğüne vurgu yaparak, diğer yolların samimiyetle denendiği ancak başarılı olamadığını aktardı. Yeni bir gerçekliğin oluştuğuna dikkati çeken Fidan, söz konusu durumda gerçeklikle bağdaşmayan zorlama bir yöntemin hayata geçirilme çabasının uluslararası sistem ve hukuk açısından olumsuzluğuna değindi. Fidan, adayı "Allah vergisi cennet bir köşe" şeklinde nitelendirerek, 2 devletli çözümün olması durumda adanın enerjisi, ekonomisi ve turizmle büyük bir kalkınma hamlesi içerisinde olacağının kesin olduğunu kaydetti. Birbirine güvenen, birbirinin egemenliğine, sınırına ve güvenliğine saygı duyan adadaki iki devletin geliştireceği çeşitli işbirlikleri modelleriyle bir arada aynı çatı altına bulunmaktan çok daha fazla olumlu etkiyi, ekonomik kalkınmayı, barışı, istikrarı, bölgeye ve onun ötesinde muazzam bir katkı getirme potansiyelini de beraberinde taşıyabileceklerine dikkati çeken Fidan, şunları kaydetti: "Fakat bunu görmemezlikten gelip, ifade etmeye bile cesaret edemeyen, çünkü herkesin kendi iç politik endişeleri var. Buradaki siyasetçilerin kendi politik tartışma alanları var. Rum kesimindeki siyasetçilerin tartışma alanları var. Herkes kendi ezberini bozmadan, mümkün olduğunca güvenli alanda bulunarak, risk almadan siyasi olarak yoluna devam ediyor. Peki bu adaya bir çözüm getiriyor mu? Getirmiyor." "KKTC ile dayanışmamız artarak devam edecek" Fidan, adanın iki devletli çözüm içerisinde yoluna devam etmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: "Bunun bölgeye yapacağı katkı, kendi halklarına yapacağı katkı, küresel barışa yapacağı katkı inanılmaz derecede büyük olacak. Dolayısıyla biz uluslararası toplumu bu konuda pozisyon almaya, bu hususa destek vermeye davet ediyoruz. Alternatifinin pratikte mümkün olmadığı, tek çözümün Kıbrıs Türklerinin diğer tarafın bir azınlığı olarak muamele görmesi olduğu başka türden çözüm modellerinin, dayatılma şanslarının bir yere gitmeyeceğini herkes biliyor." Fidan, KKTC ve Türkiye'nin dayanışmasının artarak devam edeceğine işaret ederek, "Cumhurbaşkanımızın (Recep Tayyip Erdoğan) bu konudaki iradesi ortada. Bizler de elimizden geleni yapıyoruz. Uluslararası diplomaside de her türlü desteği vermeye, konuyu barışçıl yöntemlerle daha yapıcı bir şekilde ilerletmeye devam edeceğiz." dedi. Adada iki devletli çözüm konusunda "umutlu" olduğunu ifade eden Fidan, şöyle devam etti: "Biz teklif ettiğimiz bir konuda başka yerlerde olan sorunların aksine, uluslararası ilişkilerde, şimdi ismini vermek istemeyeceğim başka coğrafyalar da var, burada getirdiğimiz teklifle alanda var olan bir gerçekliği değiştirmeyi hedeflemiyoruz. Şu ana kadar çözüme kavuşan bütün barış anlaşmaları üç aşağı beş yukarı alandaki gerçeklikleri öyle veya böyle değiştirmişlerdir. Bizim teklifimiz, çalışmamız alandaki gerçekliğin tescil edilmesi hususu. Kıbrıs, iki devletli çözüme kavuştuğu zaman şu anki halinden farkı ne olacak? Sınırlar aynı. İnsanlar aynı yerde yaşıyor. Gündelik hayat, ertesi sabah yine aynı şekliyle devam edecek. Buna ilave, adada daha büyük bir kalkınmanın, daha büyük bir refahın yolunu da açmış olacağız. Ben bu konuda iyi anlattığımız takdirde, yapıcı ilişkiler geliştirdiğimiz takdirde, uluslararası toplumun da, Kıbrıs Rum kesiminin de, Yunanistan'ın da, gerek siyasetinin gerek halkının bu fikre alışacağına inanıyorum."

Maraş, KKTC'de alternatif turizm modeli oldu Haber

Maraş, KKTC'de alternatif turizm modeli oldu

Antalya Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen 6. Antalya Turizm Fuarı (ATF 2024), yerli ve yabancı turizm profesyonellerini ağırlamaya devam ediyor. Fuara katılan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcısı, Turizm, Kültür, Gençlik ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, AA muhabirine, bu tür organizasyonların tanıtımda etkin rol oynadığını, kendilerinin de her fırsatta bu tür etkinliklerde yer aldıklarını söyledi. KKTC'de turizmin önemli bir sektör olduğuna işaret eden Ataoğlu, Türkiye'de olduğu gibi KKTC'de de turizmin gelişme kaydettiğini ve dünyanın dört bir yanından misafir ağırladığını belirtti. Ülkede turizmi çeşitlendirmek ve geliştirmek için de önemli yatırımlar yaptıklarını anlatan Ataoğlu, alternatif turizm modellerini de irdelediklerini kaydetti. 1974 Kıbrıs Harekatı'ndan sonra kapanan ancak 8 Ekim 2020'de yeniden açılan Gazimağusa ilçesindeki Maraş'ın da turizme ciddi katkı sunduğunu ifade eden Ataoğlu, Maraş'ın bir dönem kapalı kalmasının, içindeki binaların olduğu gibi durmasının merak uyandırdığını söyledi. Maraş'ın artık "Kapalı" olarak anılmadığını ve şu anda farklı ülkelerden turist çektiğini dile getiren Ataoğlu, şunları kaydetti: "Maraş, açıldığı günden bu yana 2 milyondan fazla ziyaretçiyi konuk ediyor. Maraş'ın açılması, herkesin sahilinde faydalanabilmesi, mevcut binaları görebilmesi oldukça önemliydi. Maraş'ın açılmasının turizme çok ciddi şekilde bir katkısı oldu çünkü Kapalı Maraş olarak adlandırdığımızda Maraş'ı merak edenler, kıyısından, köşesinden görmeye çalışanlar, bugün gönül rahatlığıyla girip görüntü alabiliyorlar, gezebiliyorlar, ziyaret edebiliyorlar. Alternatif turizm modelleri içerisinde bir model oluştu." "Daha fazla Türk yatırımcı ve ziyaretçi bekliyoruz" Ataoğlu, KKTC'ye turizm yatırımlarının da her geçen yıl arttığını söyledi. KKTC olarak Türk yatırımcıları önemsediklerini vurgulayan Ataoğlu, "Her ülkeden yatırım yapanlar var. Türk yatırımcıların daha fazla gelmesini istiyoruz. Neticede aynı dil, aynı din, para birimi mensubuyuz." dedi. Turizmde Türklerin başarılı olduğuna işaret eden Ataoğlu, KKTC'ye yatırım yapan Türk yatırımcılarına bölgeye, yöreye yönelik farklı teşvikler verdiklerini bildirdi. Bakanlık olarak talepleri en iyi şekilde değerlendirmeye çalıştıklarını anlatan Ataoğlu, şunları dile getirdi: "Yatırımcı, otelini yapıp, sonra elden çıkarıp ülkeyi terk etme düşüncesindeyse bunu farklı değerlendiriyoruz ama yatırımına ilave eden, bir otelin yanına ikincisini, üçüncüsünü hatta sekizincisini yapanlar var. Bu da bizim ne kadar doğru bir ülke olduğumuzu gösteriyor. Türklerin burada olması, bizi daha da sevindiriyor. Bizler, birbirimize sahip çıktığımız sürece hiç kimse bileğimizi bükemez. Yeter ki birlik ve beraberlik içerisinde olalım." Ana vatandan daha fazla misafir ağırlamak istediklerini vurgulayan Ataoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti'ndeki kardeşlerimize çağrımız: Orada bir ada var, o ada hepimizin adası. Nasıl ki 1974'te Barış Harekatı'nda o adaya sahip çıktıysak bugün de gelip o adaya, o topraklara hep beraber sahip çıkalım." ifadelerini kullandı

Yeşilçam efsanesi Türkan Şoray’a 'fahri doktora' ünvanı verildi Haber

Yeşilçam efsanesi Türkan Şoray’a 'fahri doktora' ünvanı verildi

Yeşilçam'ın usta sanatçısı Türkan Şoray, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) bulunan Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) tarafından "fahri doktora" unvanına layık görüldü. Tören, 2024-2025 akademik yılının başlangıcı dolayısıyla GAÜ’nün Girne yerleşkesinde gerçekleştirildi. Törene KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, üniversite yetkilileri ve öğrenciler katıldı. "Yeşilçam'ın Sultanı" olarak bilinen Türkan Şoray, programın başlangıcında saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından GAÜ’nün 40. yılına özel hazırlanan video gösterimini izledi. Şoray'a, GAÜ Senatosu'nun kararı doğrultusunda "fahri doktora" unvanı takdim edildi. Ünvan takdimi sırasında, Balıkçı Kız filminden esinlenerek hazırlanan kırmızı beyaz renkteki GAÜ cübbesi giydirildi. Bakan Ertuğruloğlu, aynı zamanda Türkan Şoray’a üniversite adına bir anı plaketi takdim etti. Konuşmasında eğitim ve üniversitenin kutsal olduğuna dikkat çeken Şoray, KKTC’ye davet edilmesinin kendisi için unutulmaz bir anı olduğunu belirtti. 50 yıldır Kıbrıs’a özel bir sevgisi olduğunu dile getiren Şoray, “50 yıl önce buraya geldiğimde, ‘Kıbrıs’ta her şey güzel olsa’ diye içimden bir dilek geçirmiştim. Burası bağımsız olduğunda ise en az Kıbrıslı Türkler kadar sevindim” dedi. Bu anlamlı tören, Türkan Şoray'ın kariyerine yeni bir onur katarken, Kıbrıs’la olan derin bağlarını bir kez daha gözler önüne serdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.