TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu

haberingundemi.com.tr - İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

UCM, taraf olmayan devletleri de yargılayabilir Haber

UCM, taraf olmayan devletleri de yargılayabilir

Ankara Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Genel Kamu Hukuku Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ergin Ergül, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında aldığı tutuklam kararını değerlendirdi. UCM'nin 1998'de kabul edilen Roma Statüsü uyarınca bağımsız bir uluslararası yargı organı olduğunu belirten Ergül, "UCM kağıt üzerinde, uluslararası hukukun eksiklerini tamamlayarak uluslararası suçların cezasız kalmasını önlemeye yönelik sistemi hayata geçirmiştir. Bu sistem, ister siyasi bir lider, ister üst düzey bir komutan, isterse sıradan bir asker olsun, suç işleyen herkesin adalet önünde hesap vermesini amaçlar." ifadesini kullandı. "İsrail, uluslararası toplumun vicdanında zaten suçlu" Ergül, UCM'nin Netanyahu ve Gallant hakkında verdiği tutuklama kararının hem hukuki hem de siyasi etkilerini değerlendirerek şu ifadeleri kullandı: "İsrail, uluslararası toplumun büyük bir kesiminin vicdanında, Roma Statüsü'ndeki tüm suçlardan zaten suçlu kabul edilmektedir. Nihai karar yargılama sürecinde verilecek olsa da mahkemenin tutuklama kararı alması, bu vicdani mahkumiyetin hukuki olarak da onaylandığını göstermesi açısından önemli bir dönüm noktasıdır." UCM'nin ve Uluslararası Adalet Divanının (UAD) soykırım davasında aldığı ihtiyati tedbir kararlarını hatırlatan Ergül, İsrail ve destekçisi ülkelerin politikalarının hem hukuki hem de etik açıdan kabul edilemez olduğunu vurguladı. Ayrıca bu politikaların uluslararası suç teşkil ettiğinin artık resmi olarak tescillendiğini ifade eden Ergül, "Bundan sonra, kendilerini ve politikalarını savunabilecek güçlü bir gerekçeleri kalmamıştır." görüşünü paylaştı. Ayruca Roma Statüsü'nün tamamlayıcılık ilkesine dikkati çeken Ergül, bir ülkenin yargı sisteminin suçları bağımsız bir şekilde soruşturamadığı veya yetersiz kaldığı durumlarda UCM'nin devreye girdiğini belirtti. Bu bağlamda, "Mahkeme, Netanyahu ve Gallant'a yönelik suçlamalarda İsrail yargısının bağımsız olmadığını ve yeterli kapasiteye sahip bulunmadığını tespit etmiş, böylece İsrail'in hukuk devleti iddiasını çürütmüştür." diye konuştu. Ergül, ABD'nin 2017'de UCM'nin Afganistan'daki olası savaş suçlarıyla ilgili soruşturmasını yaptırım tehdidiyle engellediğini anımsatarak, ancak bu kez, sert ve tehditkar açıklamalara rağmen, İsrailli yetkililere yönelik alınan kararı durduramadığını dile getirdi. "UCM üyesi ülkeler karara uymak zorunda" Ergül, UCM'nin Netanyahu ve Gallant hakkında verdiği tutuklama kararının, İsrail'in Yahudilerin "Nazi Soykırımı kurbanı" olduğu söylemi üzerinden oluşturduğu devlet olma meşruiyetine, BM kararlarına dayalı olarak Filistin halkına karşı işlenen savaş ve saldırı suçlarından sanık olmasıyla hukuki ve siyasi anlamda ciddi bir darbe indirdiğini ifade etti. Almanya gibi hem UCM'ye üye olan hem de İsrail'in eylemlerini meşru müdafaa olarak gören ülkelerin bu karar karşısında ciddi bir hukuki ve etik çıkmazla karşı karşıya kalacağına vurgu yapan Ergül, şu ifadeleri kullandı: "UCM'ye üye ülkeler, taraf oldukları Roma Statüsü uyarınca, kendi topraklarına gelmeleri durumunda Netanyahu ve Gallant'ı tutuklamak ve yargılanmaları için Lahey'e göndermekle yükümlüdür. UCM'ye üye olmayan ve İsrail'i savaşta açıkça destekleyen ABD gibi ülkelerin bu kararı uygulaması beklenmemektedir. Ancak ABD, hem iç kamuoyunda hem de uluslararası alanda, İsrail'e verdiği sınırsız askeri, istihbari ve diplomatik destek nedeniyle tutuklama kararı alınan yetkililerin suç ortağı olarak görülmektedir." Ergül, UCM'nin kurulmasında öncü rol oynayan Avrupa ülkelerinin bu kararı uygulamada tereddüt göstermelerinin, UCM'nin meşruiyetini ve Batılı devletlerin özellikle Afrikalı liderlere karşı işletilen uluslararası ceza adaleti konusundaki samimiyetini ciddi şekilde sorgulatacağını söyledi. UCM Başsavcısı Karim Han'ın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında tutuklama talebinde bulunduğunu ve mahkemenin bu talebi kısa sürede onayladığını hatırlatan Ergül, "Bu karar Batılı devletler tarafından olumlu karşılanmıştı. Ancak UCM'nin İsrailli yetkililere yönelik kararı ABD ve bazı müttefikleri tarafından tepkiyle karşılandı. Bu durum, Batı'nın uluslararası hukuk ve insan hakları konusundaki çifte standardını açıkça gözler önüne sermektedir." değerlendirmesinde bulundu. "Roma Statüsü dünyada geniş şekilde kabul görüyor" Ergül, kurulan ideal yapının uygulamada devletlerin siyasi yaklaşımları ve uluslararası güç dengelerinden ciddi şekilde etkilendiğini aktararak, Roma Statüsü'nün 139 ülke tarafından imzalandığını ve bunlardan 124'ünün taraf olduğunu hatırlattı. Ergül, dünya genelinde yaklaşık 200 BM üyesi ülke olduğu düşünüldüğünde, Statü'nün geniş bir kabul gördüğüne dikkati çekti. Uluslararası kamuoyunun, UCM'den yetki kapsamındaki suçların faillerini tarafsız ve objektif bir şekilde soruşturup yargılamasını beklediğini belirten Ergül, "Ayrıca İsrail'in Filistin ve Lübnan'a yönelik saldırılarında Roma Statüsü'ndeki suçlara yol açan eylemler karşısında, uluslararası vicdanı tatmin edecek bağımsız ve tarafsız bir yargı organı olarak hareket etmesi yönünde bir beklenti bulunmaktadır." şeklinde konuştu. "Suçlanan devletin Statüye taraf olup olmaması önemli değil" Ergül, UCM'nin yetki alanındaki suçlara ilişkin yargı yetkisini Roma Statüsü'ne göre üç durumda kullanabileceğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "İlk durum, bir veya birden fazla suçun işlendiği iddiasıyla taraf devletlerden birinin durumu mahkeme savcısına bildirmesiyle ortaya çıkar. İkinci durum, bir veya birden fazla suçun işlendiği iddiasının, BM Antlaşması'nın 7. bölümüne uygun olarak hareket eden BM Güvenlik Konseyi tarafından mahkeme savcısına iletilmesiyle mümkündür. Üçüncü durum ise mahkeme savcısının elde ettiği bilgilere dayanarak bir suç işlendiği sonucuna varması ve kendiliğinden soruşturma başlatmasıdır." Ergül, son yetki kapsamında UCM Başsavcısını, 2010 Mavi Marmara olayı, 2014 İsrail-Gazze savaşı ve 2018 Gazze-İsrail çatışmaları gibi olaylarda İsrail'in eylemleriyle ilgili suçlamalarda bulunmaya ikna etmeye yönelik birkaç girişimde bulunulduğunu, ancak bu girişimlerin sonuçsuz kaldığını anımsattı. "Suçlanan devletin Roma Statüsü'ne taraf olup olmaması önemli değildir." diyen Ergül, "Örneğin, UCM Başsavcısı Karim Han, 22 Şubat 2023'te, Roma Statüsü'ne taraf olmayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında tutuklama emri çıkarılmasını talep etti. Bu talep doğrultusunda, UCM'nin Ön Yargılama Dairesi 17 Mart 2023 tarihinde Putin hakkında tutuklama kararı aldı." ifadelerini kullandı.

NETANYAHU VE GALLANT  İÇİN TUTUKLAMA EMRİ Haber

NETANYAHU VE GALLANT İÇİN TUTUKLAMA EMRİ

NETANYAHU VE GALLANT  İÇİN TUTUKLAMA EMRİ UCM'den yapılan açıklamada, Gazze'de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama emrinin çıkarıldığı duyuruldu. Mahkeme, ayrıca İsrail'in, UCM'nin yargı yetkisine ilişkin itirazlarını reddederek, Filistin topraklarında işlenen suçlar üzerinde yargı yetkisinin bulunduğuna hükmetti. UCM Ön Yargılama Dairesi, İsrail'in 26 Eylül 2024'te yargı yetkisine ilişkin sunduğu iki itirazı oy birliğiyle reddetti. - Savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar Mahkeme, Netanyahu ve Gallant'ın 8 Ekim 2023'ten 20 Mayıs 2024'e kadar işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan sorumlu olduklarına dair makul gerekçeler bulunduğuna hükmetti. Kararda, her iki şüphelinin Gazze'deki sivil halka yönelik gıda, su, ilaç, yakıt ve elektrik gibi yaşamsal malzemelerin ulaştırılmasını kasıtlı olarak engellediği belirtildi. - İnsani yardım engellendi Mahkeme, İsrail'in insani yardıma izin verdiği durumlarda bile bunun uluslararası toplumun baskısı veya ABD'nin talepleri sonucu gerçekleştiğini, yardımların hiçbir zaman Gazze halkının ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye ulaşmadığını kaydetti. Kararda, tıbbi malzeme ve ilaçların, özellikle anestezi ilaçları ve cihazlarının Gazze'ye girişinin engellenmesi nedeniyle doktorların yaralılara ve çocuklara anestezi malzemeleri olmadan ameliyat yapmak zorunda kaldığı vurgulandı. - Sivil ölümler UCM, gıda, su, elektrik ve yakıt eksikliğinin Gazze'deki sivil nüfusun bir kısmının yok edilmesine yönelik koşulları oluşturduğunu, bunun çocuklar dahil sivillerin yetersiz beslenme ve susuzluk nedeniyle ölümüne yol açtığını belirledi. Netanyahu ve Gallant'ın sivil üst düzey yöneticiler olarak Gazze'deki sivil halka yönelik kasıtlı saldırıların önlenmesi için gerekli önlemleri almadıkları da kararda yer aldı. - Savcılığın tutuklama talebi UCM Savcılığı, 20 Mayıs 2024'te Netanyahu ve Gallant'ın 8 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de, Hamas liderlerinin ise 7 Ekim 2023'ten itibaren İsrail ve Filistin topraklarında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar işlediklerine dair makul gerekçeler bulunduğu için UCM Ön Dava Dairesinden tutuklama kararı vermesini talep etmişti. UCM'den yapılan açıklamada, Hamas'ın siyasi lideri İsmail Heniyye ve Gaza'daki lideri Yahya Sinvar için daha önce talep edilen tutuklama kararı başvurularının, söz konusu kişilerin ölüm haberleri üzerine 9 Ağustos ve 25 Ekim 2024 tarihlerinde geri çekildiği belirtilmişti. UCM, Netanyahu ve Galant’la birlikte Hamas'ın askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları'nın komutanı Muhammed Deif hakkında tutuklama kararı çıkardığını açıkladı. UCM’den yapılan açıklamada, Deif'in durumuna ilişkin hem İsrail hem de Filistin makamlarından bilgi toplayan savcılığın, Deif'in hayatta olup olmadığını tespit edemediğini mahkemeye bildirdiği belirtildi. İsrail ordusu, Deif'in temmuzda Gazze'de öldürüldüğünü açıklamıştı. UCM Savcılığı, devam eden çatışmalarda işlenen suçlara ilişkin soruşturmanın sürdüğünü ve ek tutuklama kararı taleplerinin sunulmasının planlandığını kaydetti. - Tutuklama kararının uygulanması nasıl olacak? UCM'nin çıkardığı tutuklama emirlerinin uygulanması, Roma Statüsü'nün 86. ve 87. maddeleri gereğince taraf ülkelerin yükümlülüğünde bulunuyor. Statünün 89. maddesi uyarınca Netanyahu ve Gallant'ın, UCM'ye taraf herhangi bir ülkeye seyahati durumunda, o ülkenin yetkili makamlarının kendilerini tutuklayıp Lahey'deki mahkemeye teslim etmesi gerekiyor. Mahkemenin daha önce çıkardığı tutuklama emirlerinin uygulanmasında zorluklar yaşandı. Sudan'ın eski lideri Ömer el-Beşir hakkındaki tutuklama emri, Güney Afrika ve Ürdün, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkındaki emir ise Moğolistan tarafından uygulanmadı. Bununla birlikte tutuklama emirleri, şüphelilerin seyahat özgürlüğünü pratikte kısıtlıyor. Nitekim Putin, hakkındaki tutuklama emri nedeniyle BRICS zirvesi için Güney Afrika'ya gitmekten kaçınmıştı. Netanyahu ve Gallant'ın da Kanada, Avustralya, İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda, Belçika, İsveç gibi ülkelerin yer aldığı ve çoğunluğu Avrupa Birliği, Afrika ve Asya ülkelerinden oluşan UCM'ye üye 124 ülkeye seyahat etmekten kaçınmak zorunda kalacağı belirtiliyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.