TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Göç

haberingundemi.com.tr - Göç haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Göç haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kallas, istikrar ve barışın göçün önlenmesinde önem taşıdığını söyledi Haber

Kallas, istikrar ve barışın göçün önlenmesinde önem taşıdığını söyledi

Kallas, Avrupa'nın güvenliği, savunması ve göç konularını görüşmek üzere Finlandiya'da düzenlenen gayriresmi toplantı sonrası Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson ile ortak basın toplantısında konuştu. Toplantının ana gündeminin savunma olduğunu belirten Kallas, güvenlik endişelerinin Avrupa'nın farklı bölgelerine göre farklılık gösterse de bu endişeleri ele almanın anahtarının kolektif eylemde yattığını ifade etti. Kallas, Rusya’nın kıtanın istikrarına yönelik doğrudan tehdit olduğunu dile getirerek, Avrupa'nın savunma kabiliyetlerini güçlendirmek için acil ve birleşik bir eylemin gerektiğine işaret etti. "Güvenlikle ilgili endişelerimizin üstesinden savunmaya daha fazla yatırım yaparak gelebiliriz." diye konuşan Kallas, savunmaya daha fazla yatırım yapılmasına ihtiyaç olduğunu ve harekete geçilmemesinin daha fazla istikrarsızlığa yol açabileceği değerlendirmesinde bulundu. Kallas, savunmaya ilişkin kararların barışçıl zamanlarda alınması gerektiğini zira krizlerin ortaya çıkmasını beklemenin Avrupa'yı "hazırlıksız bırakabileceği" uyarısında bulundu. Bu doğrultuda şubat ayında yapılması planlanan gayriresmi görüşmelerin AB'nin savunma politikasının şekillendirilmesi açısından önemli olacağını söyleyen Kallas, "Kararları çok daha erken, çok daha barışçıl zamanlarda almanız gerekiyor." dedi. Göç Siber saldırılar, sabotaj ve "göçün silahlandırılması" gibi hibrit tehditlerin yarattığı artan risklere dikkati çeken Kallas, suç örgütleri dahil "kötü niyetli aktörlerin" göç krizini şiddetlendirdiğini savundu. Kallas, "İnsanlara AB'nin nesini sevdikleri sorulduğunda ilk söyledikleri şeyin insanların Avrupa'da serbest dolaşımı olduğudur ancak aynı anda hem içeride hem de dışarıda sınırsız olamayız. Bu da dış sınırlarımızı korumamız gerektiği anlamına geliyor." dedi. AB'nin büyük ölçekli göç akınlarını önlemek için Suriye gibi menşe ülkelerde istikrar ve barışın teşvik edilmesindeki rolüne değinerek, "Suriye buna iyi bir örnektir çünkü bölgede istikrar ve barışın olması, böylece büyük bir göçmen akınının yaşanmaması herkesin çıkarınadır." diye konuştu. Kallas, AB'nin bölgesel ortaklarıyla işbirliği içerisinde kaçakçılık şebekeleriyle mücadeleye odaklanması ve insanların daha iyi fırsat arayışıyla yurtlarını terk etmek zorunda kalmamaları için ülkelere destek sağlaması gerektiğini belirterek, "Eğer ülkede refah ve iş imkanları varsa insanlar evlerini terk etmek istemez. Mecbur kalırlarsa giderler, ya savaş vardır ya da yaşamak mümkün değildir. Bu nedenle insanların evlerini terk etmek istememeleri ya da terk etmek zorunda kalmamaları için bu ülkelere yardım etmemiz gerekiyor." ifadelerini kullandı.

28. Uluslararası İş Forumu başladı Haber

28. Uluslararası İş Forumu başladı

Anadolu Ajansının (AA) global iletişim ortağı olduğu ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın katılımıyla düzenlenen etkinlik, Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi'nde gerçekleştiriliyor. Forumun açılışında konuşan MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, Uluslararası İş Forumu'nun, MÜSİAD'ın en köklü etkinliklerinin başında geldiğini belirtti. MÜSİAD EXPO 2024 Uluslararası Ticaret Fuarı'nın da düzenleneceği bu haftaya büyük önem verdiklerini dile getiren Asmalı, "Bu hafta MÜSİAD'ımızın bayram haftası. Bu sebeple çok gururlu ve mutluyuz. Özenle çalıştık, hazırlıklarımızı tamamladık ve şükürler olsun ki Rabb'im bizi bir araya getirdi." dedi. Asmalı, Müslüman iş adamları arasında "global bir iş ağı" kurma fikrinden yola çıkan IBF platformunun, bugün toplam 25 ülkeden çok sayıda iş dünyası derneğini bir araya getirdiğini kaydederek, bu sayede, irtibatı sürekli hale getirme yolunda emin adımlarla ilerlerken, ülkeler arasında güçlü ekonomik bağlar kurarak iletişimi ve ticari diplomasiyi daha güçlü kılmayı hedeflediklerini anlattı. IBF'nin her geçen yıl güçlendiğini ve büyüdüğünü vurgulayan Asmalı, "Bu yılki IBF'miz de adet olduğu üzere yine MÜSİAD Uluslararası Fuarı'mız ile birlikte düzenlenmektedir. İnşallah, bu seneki IBF'miz ve fuarımız tüm katılımcılarımız için verimli, bereketli şekilde geçer. Katılımcılarımız hem IBF hem de fuarımız vesilesiyle nitelikli ve uzun vadeli işbirliklerine imza atacaklardır." ifadelerini kullandı. "IBF'de küresel anlamda yaşanan sorunları da ele alıyoruz" Mahmut Asmalı, IBF'nin ekonomi ve ticari ilişkileri geliştirmesinin yanı sıra küresel anlamda dünyada yaşanan sorunları ele almak ve bunlara çözüm bulabilmek adına çeşitli adımlar attığını belirterek, her yıl gerçekleştirdikleri toplantılarda uluslararası anlamda sancılara neden olan meselelere değinmeye özen gösterdiklerini, bu yıl da etkinliğin temasının "İnsani ve İktisadi Anlamda Göç" olduğunu söyledi. Göçün, tarihin her döneminde insanlığın gündeminde yer aldığını, toplumsal, kültürel ve ekonomik dinamikleri şekillendiren güçlü bir olgu olduğunu dile getiren Asmalı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün ise modern dünyanın karmaşık sorunları arasında, göçün insani ve iktisadi boyutları daha da belirgin hale gelmiştir. Temel olarak bakıldığında göç, insanlığın yeni fırsatlar arayışı, hayatta kalma mücadelesi ve refah arzusunun somut bir tezahürüdür. Ne yazık ki günümüzde göç, sadece ekonomik sebeplerle değil, savaşlar, yoksulluk, iklim değişikliği ve siyasi baskılar gibi zorunlu sebeplerle de gündeme gelmektedir. Her yıl milyonlarca insan, daha iyi bir yaşam umuduyla yollara düşmekte, bazen bu yolculukta yaşamını yitirmekte, bazen de gittikleri yerlerde zorlu koşullarla karşılaşmaktadır. Göçmenlerin içinde bulunduğu bu durum, sadece insani değil, aynı zamanda büyük bir ekonomik potansiyeli ve sorumluluğu da beraberinde getirmektedir." "Göç, çeşitli fırsatları da beraberinde getiriyor" MÜSİAD Genel Başkanı Asmalı, küresel ekonominin bir parçası haline gelen göçün, doğru şekilde ele alındığında ülkeler için çeşitli fırsatlar da sunabildiğini işaret ederek, göçmenlerin gittikleri ülkelere sadece iş gücü değil, aynı zamanda girişimcilik ruhu, yenilikçi fikirler ve kültürel zenginlik de taşıdığını bildirdi. Dünya genelinde birçok başarılı iş modelinin temelinde göçmenlerin katkısının yattığını dile getiren Asmalı, şu değerlendirmelerde bulundu: "Ancak bu potansiyelin açığa çıkarılması için, toplumların göçmenlere sadece birer ekonomik kaynak olarak değil, aynı zamanda son derece insani bir perspektiften yaklaşması elzemdir. MÜSİAD olarak, bu konuda özel bir sorumluluk taşıdığımızın bilincindeyiz. İş dünyasının bir temsilcisi olarak, göçmenlerin ekonomik ekosisteme entegre edilmesi, istihdam olanaklarının artırılması ve göçmen girişimcilerin desteklenmesi için çözümler geliştirmek temel önceliklerimizdendir." Asmalı, Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV) işbirliğinde hazırladıkları ve geçen hafta yayınlanan "Türkiye'nin Göç Raporu: Bütünleşik Bir Göç Politikasının Yol Haritası" başlıklı çalışmanın bu çabalarının bir sonucu olduğunu söyledi. "IBF, küresel meselelere ortak çözümlerin üretildiği bir işbirliği zeminidir" Mahmut Asmalı, IBF çatısı altında, 28. kez iş dünyasını bir araya getirdiklerini belirterek, "IBF, sadece bir iş platformu değil, aynı zamanda küresel meselelerin ele alındığı, fikirlerin tartışıldığı ve ortak çözümlerin üretildiği bir işbirliği zeminidir. Bu yılki forumda göçün ekonomik etkilerini, girişimciliğe katkılarını ve göçmenlerle yerel topluluklar arasındaki ekonomik entegrasyonu nasıl güçlendirebileceğimizi detaylı bir şekilde ele alacağız." ifadelerini kullandı. Göçün küresel dünyanın ortak bir gerçeği olduğunu vurgulayan Asmalı, "Dolayısıyla bu gerçeği hem insani hem iktisadi boyutlarıyla dengeli bir şekilde ele almalıyız. Şunu hiçbir zaman unutmayalım; göç dediğimiz olgu sadece rakamlardan ibaret değildir, her göçün ardında bir insan hikayesi, her göçmenin ardında bir umut öyküsü bulunmaktadır." şeklinde sözlerini noktaladı. "Göç, bütün boyutlarıyla içinde hüzün ve zorunluluk barındırır" IBF Başkanı Erol Yarar da Hazreti Adem'in cennetten çıkarılmasıyla göç ettiğini dile getirerek, son peygamber Hazreti Muhammed'in de Mekke'den Medine'ye göç ettiğini söyledi. Peygamberlik tarihinin göçle başlayıp göçle bittiğini aktaran Yarar, şöyle devam etti: "Bu durum, insanlığın dikkat etmesi gereken bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır. Hazreti Peygamber, Mekke'yi, Allah'ın yücelttiği o mübarek şehri, en sevdiği şehri terk etmiştir. İster gönüllü ister gönülsüz olarak gidin göçün hiçbir yerinde büyük bir neşe göremezsiniz. Çünkü göç, bir belirsizliğe adım atmaktır, bilmediğiniz yerlere gitmektir, bilmediğiniz dili konuşmaktır, bilmediğiniz kimselerle iç içe yaşamaktır. Göç, bütün boyutlarıyla içinde hüzün ve zorunluluk barındıran bir olgudur. Bugün dünyaya baktığımızda 17. yüzyıldan itibaren çok büyük göç adımlarının hüzünle dolu olduğunu görürsünüz." Geçmişte ve bugün dünyanın farklı noktalarında yaşanan göç akımlarından ve bunların sebeplerinden bahseden Yarar, ancak son yıllarda bazı ülkelerin uyguladığı politikalarla göçü teşvik ettiğini anlattı. "Göç karşıtı olarak gözüken Trump bile esasında göçü teşvik ediyor" Erol Yarar, bir göç karşıtı olarak bilinen ve ABD'de başkan seçilen Donald Trump'ın bile göç konusuna stratejik baktığını kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Trump, 'Biz artık sınırdan niteliksiz göç değil, ABD üniversitelerinden mezun olan herkese Green Card vereceğiz' diyerek esasında beyin göçünü teşvik ettiğini ve ABD üniversitelerinden mezun olanların istihdam edileceğini beyan etmiştir. Göç karşıtı olarak gözüken birisinin bile esasında göçü teşvik ettiğini ve nasıl bir göç almak istediğini deklare ettiğini görüyoruz. Almanya yine aynı şekilde düzensiz göç yerine nitelikli göç alma peşindedir. Batı ülkeleri bu politikayı çok ciddi ve stratejik uyguluyor. Bizim de bu konferans dolayısıyla ülkemize, hükümetimize, yöneticilerimize söylemiş olduğumuz şey kesinlikle göç karşıtı olmamaktır. Göç karşıtlığı kendi başına tanımsız kalmaktadır. Nasıl bir kontrollü göç istendiği ve bütün politikaların göç noktasında nasıl entegre edilmesi gerektiği bu konferansın konusudur." Yarar, göçe sebep olan hususların ortadan kaldırılmasının önemine işaret ederek, "Bizler, nasıl bir entegre göç politikası yapmamız gerektiği konusunu nasıl benimseyeceğimizi ortaya koymalı, batı ülkeleri gibi nasıl bir göç politikası uygulayacağımızı ifade etmemiz gerekiyor." diye konuştu. Açılışına İstanbul Valisi Davut Gül'ün de katıldığı forum kapsamında gün boyunca "Çeşitli Boyutlarıyla Göç Olgusunu Anlamak", "Tarihi ve Aktüel Olgularıyla Türkiye'deki Göç Gerçeği" ve "Entegre Bir göç Politikasına Olan İhtiyaç" başlıklı oturumlar gerçekleştirilecek.

Lübnan'dan Türkiye'ye göçmen akını Haber

Lübnan'dan Türkiye'ye göçmen akını

İsrail, Lübnan'ın güneyine "Kuzeyin Okları Operasyonu" adıyla karadan işgal saldırıları başlatırken haftalardır bombaların altındaki Lübnan'dan kaçış da başladı. Lübnan'da 17 Eylül'den beri İsrail'in art arda saldırıları sonucu 104'ü çocuk en az 1273 kişi öldü. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah da, İsrail ordusunun 27 Eylül'de Beyrut'a düzenlediği hava saldırılarında öldürüldü.  Hızla savaş alanına dönen Lübnanlılar, artan şiddetten kaçarak Türkiye'ye geliyor. Lübnan'ın ulusal havayolu şirketi Middle East Airlines’ın Beyrut'tan İstanbul'a olan tüm uçuşlarında biletler tükendi. 'YAKINDA DÖNMEYİ UMUYORUZ' İsrail'in hava saldırılarından kaçarak dün İstanbul'a gelen yüzlerce Lübnan vatandaşı, Reuters'a yaptıkları açıklamada yaşananlardan dolayı sarsıldıklarını ancak yakında evlerine dönmeyi umduklarını söyledi. İstanbul'a gelen Beyrutlu Aref Arhad, "Lübnan'da durum çok kötü. Beyrut'ta çok sayıda bombalama olayı yaşanıyor. Bütün gece gökyüzünde askeri uçakların sesini duyuyoruz" dedi. Lübnanlı gazeteci Lina Diab da, yaşadığı bölgenin hala güvenli olduğunu ancak önlem olarak ayrılmaya karar verdiğini belirterek "Stresle yaşamak istemiyoruz, bu yüzden İstanbul'a gelmeyi, bir süre kalmayı ve neler olacağını izlemeyi tercih ediyorum. Umarım yakında Lübnan'a geri döneriz” diye konuştu. Lübnan'daki 315 yabancı uyruklu da, deniz yoluyla Mersin'in Silifke ilçesine getirildi. Yabancı uyruklular, Türkiye'deki farklı havaalanlarından ülkelerine gönderilecek. Bu arada Lübnan makamları, pasaportu olmadığı halde ülkeden ayrılmak isteyen vatandaşların çıkışına izin verilmesi kararı aldı.

Lübnan'da gördüğümüz tırmanıştan derinden endişe duyuyoruz Haber

Lübnan'da gördüğümüz tırmanıştan derinden endişe duyuyoruz

Stoltenberg, Brüksel'deki NATO karargahında Rutte'ye görevi teslim etmesi için düzenlenen tören öncesinde basına açıklamalarda bulundu. Lübnan'daki durumla ilgili bir soru üzerine Stoltenberg, "Tabii ki Lübnan'da olup biteni yakından takip ediyoruz ancak NATO'nun orada belirli bir rolü yok." dedi. Stoltenberg, şunları kaydetti: "Bu nedenle elbette bir İttifak olarak, oradaki tüm ortaklarımızla temas halindeyiz. Elbette düşmanlıkların mümkün olan en kısa sürede sona ermesini umuyoruz. Orta Doğu'da ve Lübnan'da gördüğümüz tırmanıştan derin endişe duyuyoruz. Bu nedenle NATO müttefiklerinin hem Gazze'deki devam eden düşmanlıklara hem de Lübnan'daki duruma yönelik gerginliği azaltma ve siyasi bir çözüm bulma çabalarını destekliyoruz." - İsrail’in Lübnan’a şiddetlenen saldırılarında 1273 kişi öldü Hizbullah'la 8 Ekim 2023'ten beri kontrollü çatışmalara devam eden İsrail ordusu, 23 Eylül’de Lübnan'ın güney kentlerinin yanı sıra Bekaa ve Baalbek bölgelerine yüzlerce hava saldırısı düzenledi. Lübnan makamlarına göre, Hizbullah’ın kullandığı iletişim cihazlarının patlatıldığı 17 Eylül'den beri 104'ü çocuk ve 194'ü kadın olmak üzere toplam 1273 kişi öldü. Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail ordusunun 27 Eylül'de Beyrut'a düzenlediği hava saldırılarında öldürüldü. Hizbullah ise İsrail’e roket ve füzelerle karşılık veriyor. İsrail tarafında çoğunlukla ordu üslerini hedef alan bu saldırılarda büyük bir hasar bildirilmedi. İsrail bombardımanı nedeniyle ülke içerisinde yüz binlerce kişi yerinden oldu. Ayrıca ülkenin güney kesimlerinden başkent Beyrut ve kuzeye göç dalgası devam ederken, Suriye'ye on binlerce kişinin göç ettiği belirtiliyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.