Fransa Haberleri - Son Dakika Fransa Haber Güncel Gelişmeler

Fransa'da Sarkozy'nin 1 yıl ev hapsi cezası onandı

Yargıtay, Sarkozy'nin yolsuzlukla yargılandığı ve Mayıs 2023'te 2 yılı tecilli 3 yıl hapis cezasına çarptırıldığı telekulak davasında yapılan itiraza ilişkin kararını açıkladı. Sarkozy'nin, alt mahkemenin kararına ilişkin itirazını reddeden Yargıtayın nihai kararına göre, Sarkozy, 1 yıl hapis cezasını evde elektronik kelepçeyle geçirecek ve 3 yıl seçilme hakkından faydalanamayacak. Eski Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, yolsuzlukla yargılandığı "telekulak" davasında Mayıs 2023'te 2 yılı tecilli, 3 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Sarkozy'nin cezasını, 1 yıl ev hapsi şeklinde elektronik kelepçeyle çekmesine karar verilmişti. Sarkozy ayrıca 3 yıl boyunca seçilme hakkından men edilmişti. Aynı davada Sarkozy'nin avukatı Thierry Herzog ve yargıç Gilbert Azibert, Nicolas Sarkozy ile aynı cezaya çarptırılmış ve Herzog, 3 yıl boyunca avukatlıktan men edilmişti. Eski Cumhurbaşkanı Sarkozy'ye, hakkında açılan başka bir adli soruşturmada bilgi edinmek için "nüfuz ticareti yaptığı ve duruşmaların gizliliği ilkesini ihlal ettiği" gerekçesiyle 2014'te dava açılmıştı. Nicolas Sarkozy, bu davada, L'Oreal skandalı hakkındaki soruşturma dosyalarına girmesi için Yargıç Azibert'e, Monaco'da yüksek bir görev önermekle suçlanmıştı. Sarkozy'nin, avukatı Herzog ile yaptığı görüşmelerde, L'Oreal soruşturması kapsamında polis ve savcılardan bilgi sızdırdığı belirlenmişti.

Fransa'da, toplu işten çıkarmalara karşı gösteri düzenlendi

Genel İş Sendikasının (CGT) çağrısıyla ülkede 120 noktada düzenlenen gösterilerde, sanayi sektöründeki istihdamın devam etmesi ve yaklaşık 300 bin kişiye etkileyebilecek toplu işten çıkarmaların durdurulması istendi. Paris'te yerel saatle 14.00'da başlayan gösteride eylemciler, sloganların yanı sıra ellerinde "Geleceğimiz parayla biçilemez" yazılı pankartlar taşıdı. Gösteriye katılan CGT Alstom Saint-Ouen üyesi Romain Cotton, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sanayi sektörünü, istihdamı ve demir yolu taşımacılığını savunmak için protesto düzenlediklerini söyledi. Bünyesinde çalıştığı Alstom şirketinin tren ürettiğini belirten Cotton, sanayi sektöründe çok sayıda firmanın kapandığını, dolayısıyla istihdamın azaldığını vurguladı. Cotton, çevrenin korunması açısından demir yolu taşımacılığının daha iyi bir seçenek olduğuna dikkati çekerek, yakın zamanda Alstom'un dünya genelinde 1500, Fransa'da ise 350 kişiyi işten çıkardığını aktardı. SNCF şirketinde çalışan Fred isimli gösterici de firmanın ticari mal taşımacılığı yapan kolu SNCF Fret'in kapanmasının kararlaştırıldığını, burada çalışanların farklı birimlere aktarılacağını kaydetti. Fred, 1950'de ülke genelinde demir yolları seferlerinin yüzde 50'sinin ticari mal taşımacılığına ayrıldığını, bugün bu oranın yüzde 7'lere kadar düştüğünü söyledi. Sektör çalışanları, hükümetin Avrupa Birliği (AB) soruşturması sonrası Fransız demir yolu şirketi SNCF'in ticari mal taşımacılık kolu (SNCF Fret) yapılandırma kararı almasına karşı dün greve gitmişti.

Aliyev, Fransa'yı ada devletlerinde çevreyi kirletmekle suçladı

Aliyev, Bakü'de düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 29. Taraflar Konferansı (COP29) kapsamında yapılan Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri Zirvesi'nde konuştu. İklim değişikliğinin her ülkeyle birlikte Azerbaycan'ı da etkilediğini anlatan Aliyev, "Hazar Denizi'nin her geçen yıl daha da küçüldüğünü görüyoruz. Nehirlerimizdeki su seviyesi ve dağlarımızdaki kar miktarı azalıyor. Seller ve daha önce görmediğimiz sağanak yağışlar artık günümüzün gerçekliği haline geldi." ifadelerini kullandı. Aliyev, yaşananların varoluşsal bir tehdit haline geldiğini vurgulayarak, küçük ada devletlerine bu nedenle yoğun destek verdiklerini söyledi. Hollanda ve Fransa'nın özellikle Karayipler ve Pasifik'te bulunan "sözde" denizaşırı topraklarının iklim değişikliğinden en çok zarar gören bölgeler arasında yer aldığına işaret eden Aliyev, "Yükselen deniz seviyesi, aşırı hava olayları ve biyolojik çeşitlilik kaybı bu bölgeler için ciddi tehditler yaratıyor. Bu toplulukların sesleri genellikle metropollerindeki rejimler tarafından acımasızca bastırılıyor." görüşünü paylaştı. Fransa'nın yaptığı nükleer denemeler nedeniyle Fransız Polinezyası'nda çevreye önemli zararlar verildiğinin altını çizen Aliyev, "Fransa orada ciddi toprak ve su kirliliğinden, yaşanan radyasyondan sorumludur." dedi. Aliyev, Fransa'nın işgal döneminde Cezayir'de de nükleer denemeler yaptığını ve dünyanın iklimine önemli zarar verdiğini belirterek, "Fransa'nın sözde denizaşırı topraklarında işlediği suçların listesi, rejimin son dönemde gerçekleştirdiği insan hakları ihlallerinden bahsetmeden tamamlanmış sayılmaz." diye konuştu. Fransa'daki "Macron rejiminin" Yeni Kaledonya'da bu yıl 13 kişiyi öldürdüğünü aktaran Aliyev, Avrupa Komisyonu veya Avrupa Parlamentosu'ndan Fransa'ya yönelik bir kınama gelmediğine işaret etti. Aliyev, Avrupa Komisyonu veya Avrupa Parlamentosu'nun izlediği politikayı eleştirerek, "Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Avrupa'yı bir bahçe, dünyanın geri kalanını ormana benzetirse başka ne bekleyebiliriz? Eğer biz ormansak bizden uzak durun ve işlerimize karışmayın." dedi.

Fransız aileler, TikTok'a dava açtı

Ulusal basında yer alan haberlere göre, Fransız aileler, dünya genelinde yaklaşık 1,6 milyar kullanıcısı bulunan platformun algoritmasının çocuklara, kendilerine zarar vermelerine yol açabilecek, intiharı ve yemek bozukluklarını teşvik edici içerikler sunduğunu belirterek TikTok'a karşı yargı yoluna başvurdu. Davacılar arasında kızları intihar eden iki ailenin yanı sıra çocuklarının TikTok içeriklerine maruz kaldıktan sonra intihara teşebbüs ettiğini savunan 4 aile yer alıyor. Sosyal medya platformundan şikayetçi olan bir diğer aile ise çocuğun uygulama nedeniyle yeme bozukluğu yaşadığını ileri sürüyor. ABD ve Avrupa'nın farklı yerlerinde, tehlikeli içerikleriyle çocuk ve gençler için tehdit oluşturduğu gerekçesiyle platforma dava açılmıştı. 2016 yılının eylül ayında piyasaya çıkan kısa video paylaşım uygulaması TikTok, Çinli ana firması ByteDance şemsiyesi altında faaliyet gösteriyor. TikTok'un bugün dünyada yaklaşık 1,6 milyar kullanıcısı bulunuyor. Aralarında Ürdün, Hindistan, Afganistan, İran, Pakistan ve Tayvan'ın da bulunduğu bazı ülkeler farklı gerekçelerle TikTok'u yasaklarken, Avustralya, Kanada, İngiltere ve Yeni Zelanda gibi ülkeler ise uygulamanın kamu malı olan bilgisayar ve cihazlarda kullanımını yasakladı.

G7 ülkelerinin savunma bakanları İtalya'da buluştu

ABD, Almanya, Fransa, Kanada, İngiltere, İtalya ve Japonya'dan oluşan G7 ülkelerinin savunma bakanları ile NATO Genel Sekreteri Mark Rutte ve Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in katıldığı G7 Savunma Bakanları toplantısı Napoli'deki tarihi Palazzo Reale'de (Kraliyet Sarayı) başladı. Konuklarını tek tek karşılayan ev sahibi İtalya Savunma Bakanı Guido Crosetto, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, tarihte ilk kez G7 formatından savunma bakanlarının bir araya geldiğine işaret ederek, G7'nin genelde jeopolitik, sosyal ve ekonomik zorlukları ele almak için toplandığını ancak bugün savunma ve güvenlik konularını da derinlemesine tartışma ihtiyacı olduğunu söyledi. Crosetto, istikrarsızlık barındıran değişken senaryolarla karşı karşıya bulunduklarını belirterek "Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik acımasız saldırıları ve Orta Doğu'daki son derece kritik durum, Sahra Altı Afrika'da bulunan ciddi istikrarsızlık ve Hint-Pasifik'te artan gerilimlerle birleştiğinde, bozulan bir güvenlik tablosunu ortaya koyuyor ve geleceğe dair olumlu bir perspektif sunmuyor." dedi. Savunma bakanlarının toplantısının gündeminde, Rusya-Ukrayna Savaşı, Orta Doğu'daki gelişmeler, Afrika ve Hint-Pasifik'teki durumun yer alması öngörülüyor. Öte yandan, G7 Savunma Bakanları toplantısı nedeniyle Napoli kentinde G7 ve küreselleşme karşıtları tarafından protestolar da düzenlenmesi bekleniyor. İtalyan güvenlik güçlerinin bu nedenle kentte geniş çaplı güvenlik önlemleri aldığı belirtildi.

‘Emily in Paris’ nerede çekilecek?

Yönetmen koltuğunda Darren Star'ın oturduğu "Emily Paris'te", 2020'den bu yana Netflix'te yayınlanıyor. "set-jetting" etkisi nedir? 4 sezondur devam eden dizide başrol oyuncusu Lily Collins'in canlandırdığı Amerikalı Emily Cooper, işi gereği Paris'e yerleşiyor. Dizi, Emily Cooper'ın Paris'teki hayatını ve burada yaşadığı kültürel şoku konu alıyor. Son olarak dizinin 5. sezonunun Paris yerine senaryo gereği Roma'da çekilecek olması, Fransa ve İtalya arasında anlaşmazlığa neden oldu. Fransızlar, diziyi Paris'i kusursuz ve gerçek hayattan kopuk bir şekilde yansıttığı ve başkentin sorunlarını ekrana yansıtmadığı için zaman zaman eleştirdi. Ancak tüm bu eleştirilere rağmen dizi, Fransa'nın kültür alanındaki yumuşak gücünün yansıması olarak da görülüyor ve Netflix aracılığıyla geniş bir coğrafyaya hitap ettiği için Paris'in turist çekmesine katkı sağlıyor. Bu durum, "set-jetting" etkisi olarak da bilinen, insanların sevdikleri film ve dizilerin geçtiği şehirleri ziyaret etmesinden kaynaklanıyor. Fransa'daki Ulusal Sinema Merkezinin 18 Ocak'ta set-jetting akımı hakkında yayınladığı rapora göre, Fransa'yı ziyaret eden yabancı turistlerin yüzde 80'i bir Fransız dizisi veya filmi izledikten sonra bu ülkeyi ziyaret etmek istediklerini belirtti. Her 10 turistten 1'i Fransa'yı bir dizi veya film izledikten sonra ziyaret ettiğini söylerken bu turistlerin yüzde 38'i "Emily Paris'te"yi izledikten sonra Fransa'ya geldiğini ifade etti. Öte yandan, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütünün (BMDTÖ) verilerine göre, 2023'te 100 milyon ziyaretçiyle dünyada en fazla turisti ağırlayan ülke Fransa olurken İtalya 57 milyon ziyaretçiyle 4. sırada yer aldı. Paris hükümeti, "Emily Paris'te" dizisinin yarattığı set-jetting etkisini turizm sektöründeki önemli rakiplerinden Roma'ya kaptırmak istemiyor. Bu durum, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Roma Belediye Başkanı Roberto Gualtieri'nin dizinin çekim yeri konusunda anlaşmazlık yaşamasına neden oldu.

Fransa'da turuncu alarm

Ulusal meteoroloji ajansı Metro-France, Pyrenees-Atlantiques ve Hautes-Pyrenees vilayetlerinde saatteki hızı 150 kilometreye ulaşabilecek rüzgarlara, başkent Paris’in de içinde yer aldığı Ile-de-France bölgesi dahil 17 vilayette ise şiddetli yağışların yol açabileceği sellere karşı uyardı. Ülkenin 19 vilayetinde alarm seviyesi turuncuya yükseltildi. Şiddetli yağışların Rhone Nehri ve çevresinde hasara yol açtığı Lyon'da su baskınları yaşandı. İtfaiye ekipleri Lyon ve çevresinde kötü hava koşullarından kaynaklı 20'den fazla olaya müdahale ederken, yetkililer su baskınları ve ağaçların devrilmesi riskine karşı vatandaşlardan dikkatli olmalarını istedi.

#Fransa