TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Filistin

haberingundemi.com.tr - Filistin haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Filistin haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Azerbaycan Filistin'de 600 öğrenci kapasiteli okul inşa edecek Haber

Azerbaycan Filistin'de 600 öğrenci kapasiteli okul inşa edecek

Azerbaycan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre Ceyhun Bayramov, Suudi Arabistan'ın Cidde şehrinde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı'nda konuştu. Gazze'de yaşanan insani krize değinen Bayramov, çok sayıda masum insanın hayatını kaybetmesinin, altyapının tahribatının, bölgedeki gıda ve su sıkıntısının endişe kaynağı olmaya devam ettiğini belirtti. Bayramov, sivillerin ölümüne yol açan güç kullanımının kabul edilemez olduğunu, bu duruma son vermek için acil ve kararlı adımlar atılması gerektiğini vurguladı. "Kardeş Filistin halkına her zaman destek göstermeye hazırız" Bu bağlamda, egemenlik, toprak bütünlüğü ve uluslararası hukuk uyarınca kuvvet kullanımının kabul edilemezliği ilkelerinin ön planda tutulması gerektiğini söyleyen Bayramov, ocakta sağlanan ateşkesi ihlal edecek ve gerilimi tırmandıracak her türlü adımdan kaçınılmasının önemli olduğunu kaydetti. Bayramov, ateşkesin Filistin halkının meşru talepleri de dahil olmak üzere uluslararası hukuka dayalı sürdürülebilir bir barış sürecinin başlangıcı olması bakımından önemli olduğuna işaret ederek, Azerbaycan olarak Filistin meselesinin 2 devletli çözümünü desteklediklerini bildirdi. Kardeş Filistin halkına her zaman destek göstermeye hazır olduklarını bildiren Bayramov, Azerbaycan'ın 2023'ten itibaren Filistin'e 2 milyon dolar yardımda bulunduğunu aktardı. Bayramov, Filistinli 15 öğrenciye "Haydar Aliyev Uluslararası Eğitim Bursu" verileceğini, ayrıca Azerbaycan'ın Nablus'ta 600 öğrenci kapasiteli okul inşa etme taahhüdünde bulunduğunu ifade etti.

Gazze'de zorla yerinden edilen  Filistinliler topraklarına dönüyor Haber

Gazze'de zorla yerinden edilen Filistinliler topraklarına dönüyor

İsrail'in Gazze Şeridinin kuzeyi ve güneyini ayıran Netzarim Koridoru'ndan Filistinlilerin geçişine yerel saatle 07.00'de (TSİ 08.00) izin vereceğinin açıklanmasının ardından, binlerce Filistinli yanlarına alabildiği eşyalarla Reşid Caddesi'nden kuzeye doğru yürümeye başladı. Ayrıca anlaşmaya göre Gazze'nin kuzeyine Salahaddin Caddesi üzerinden geri dönüşler ise yerel saatle 09.00'da (TSİ 10.00) başlıyor. Salahaddin Caddesi üzerinden dönüşlerin yaya değil, sadece araçlarla yapılması planlanıyor. Gazze'nin güneyinden kuzeyine dönüşte kullanılacak araçların geçiş noktasında bir ABD'li özel güvenlik şirketi tarafından denetim yapılacağı belirtiliyor. Selahaddin Caddesi üzerinde İsrail'e ait insansız hava araçlarının (İHA) uçuş yaptığı aktarılıyor. İsrail'in saldırıları nedeniyle Gazze'nin kuzeyindeki yapıların yüzde 80-90'ı yıkılmış olsa da 15 ay boyunca defalarca yerinden edilen Filistinliler, topraklarına dönmek istediklerini vurguluyor. Hamas'tan Gazze halkını tebrik açıklaması Hamas Siyasi Büro Üyesi İzzet er-Rişk, yaptığı yazılı açıklamada, Gazze halkını "kutlu, mübarek geri dönüşlerinden dolayı" tebrik etti. Açıklamasında Rişk, "Bu büyük bir gün. Göçe zorlananların kuzeye geri dönüş manzarası, İsrail işgalinin Filistin halkını yerinden etme konusundaki tüm hayallerini ve yanılgısını paramparça ediyor." ifadesini kullandı. İsrail, esir takasındaki anlaşmazlık nedeniyle Hamas ile vardığı ateşkes anlaşmasındaki yükümlülüğünü ihlal ederek, zorla yerinden edilen Filistinlilerin Gazze'nin kuzeyine geçişine izin vermeyeceğini açıklamıştı. Zorla yerinden edilen Filistinlilerin, insan seli biçiminde Gazze'nin kuzeyine geçiş için beklediği havadan çekilen görüntülere yansımıştı.

Gazze'de can kaybı 47 bin 107'ye yükseldi Haber

Gazze'de can kaybı 47 bin 107'ye yükseldi

Gazze'deki Sağlık Bakanlığından İsrail ile Hamas arasında varılan ateşkesin 3. gününde yapılan açıklamada, İsrail ordusunun saldırıları sonucu ölenler ve yaralananlarla ilgili son bilgiler paylaşıldı. Son 24 saatte hastanelere 72 kişinin cansız bedeni ile 56 yaralının ulaştığı aktarılan açıklamada, söz konusu 72 kişiden, 68'inin enkaz altından çıkarılanlar olduğu duyuruldu. İsrail'in Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda yaşamını yitiren Filistinlilerin sayısı 47 bin 107'ye, yaralıların sayısı ise 111 bin 147'ye çıktı. Sivil savunma ekiplerinin enkaz altında kalanlara ulaşmak amacıyla arama kurtarma çalışmalarını sürdürdüğü; hala enkaz altında ve yol kenarlarında cansız bedenler olduğu aktarıldı. Bakanlık tarafından dün yapılan açıklamada, son 24 saatte hastanelere 122 kişinin cansız bedenin ulaştığı, bunlardan 62'sinin enkaz altından çıkarılanlar olduğu ifade edilmişti. ⁠İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes ve esir takası anlaşması Arabulucu ülkelerden Katar, 15 Ocak'ta İsrail ile Hamas arasında Gazze'de ateşkes ve esir takası konusunda anlaşmaya varıldığını duyurdu. Anlaşma, 19 Ocak Pazar günü TSİ 12.15'te yürürlüğe girdi. Üç aşamadan oluşacak ateşkes anlaşmasının ilk 42 gününde, İsrailli 33 esir ve 1900’ün üzerinde Filistinli esir serbest bırakılacak. Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, anlaşmanın birinci aşaması kapsamında 19 Ocak'ta 3 İsrailli kadını Kızılhaç ekibine teslim etti. İsrail hapishanelerinde tutulan 90 Filistinli de işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Ofer Askeri Cezaevinden serbest bırakıldı.

İsrail ordusu, Batı Şeria'nın birçok bölgesine baskınlar düzenledi Haber

İsrail ordusu, Batı Şeria'nın birçok bölgesine baskınlar düzenledi

Filistin resmi haber ajansı WAFA'ya göre, İsrail ordusu Batı Şeria'nın kuzeyindeki Deyr İstiya beldesine çok sayıda askerle baskın düzenledi. Bazı evlerde arama yapan ve eşyalara zarar veren İsrail askerleri, çok sayıda Filistinli genci bir meydanda toplayarak bağladı ve serbest bırakmadan bölgede aramalar yaptı. İsrail askerlerinin, Batı Şeria'nın Kalkilya kentine bağlı Hacca ve Deyr el-Hatab beldelerine baskın düzenlediği, Filistinlilerin evlerine ses bombası ve göz yaşartıcı gaz attığı belirtildi. Beytüllahim kenti yakınlarındaki Husan köyüne baskın düzenleyen İsrail ordusu, Beytüllahim'in güneyindeki Hadar beldesine yaptığı baskında ise ev ve iş yerlerine ses bombası ve göz yaşartıcı gazla saldırdı. İsrail'in Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşanıyor. İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te bu sürede İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında 167’si çocuk 837 Filistinli hayatını kaybetti. Gazze Şeridi'nin kuzeyinde hizmet verebilen tek hastane Avde, İsrail'in saldırılarına direnmeye çalışıyor Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki El-Avde Hastanesi Müdürü Muhammed Saliha, İsrail ordusunun hastane ve çevresini hedef alması nedeniyle hastaların ve sağlık personelinin hayatlarının tehlikede olduğunu söyledi. Saliha, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "İşgalci İsrail güçleri doğrudan hastaneye ve çevresine ateş açarak bomba attı. Yakındaki evleri yaktı. Hastaların ve sağlık personelinin hayatını tehlikeye attı." dedi. Devam eden kuşatma ve kasıtlı hedef alma sonucunda hastane içindeki durumun son derece tehlikeli bir hal aldığını vurgulayan Saliha, buna rağmen Avde Hastanesinin, 97 günden uzun süren kuşatmaya rağmen zorlu koşullar altında hizmet vermeyi sürdürdüğünü ifade etti. Doktor Saliha, hastanede 38 hasta ve refakatçisinin yanı sıra 63 sağlık personelinin bulunduğuna, bu kişilerin İsrail'in kuşatması nedeniyle hastaneden çıkamadığına dikkati çekerek, "İşgalci İsrail'in yardım girişini engellemesi nedeniyle Dünya Sağlık Örgütünün tıbbi malzeme ve yakıt ulaştırmasına yönelik çabaları dahil olmak üzere uluslararası çabalar başarısızlığa uğradı." diye konuştu. İsrail ordusunun Kemal Advan ve Endonezya hastanelerini hizmet dışı bırakmasının ardından Avde Hastanesi'nin Gazze Şeridi'nin kuzeyinde hizmet veren tek hastane olduğunu vurgulayan Saliha, İsrail saldırıları nedeniyle bu hastanenin de hizmet dışı kalabileceği uyarısında bulundu. Kısıtlı imkanlarla hizmet veriliyor Gazze'nin kuzeyindeki diğer sağlık kuruluşları gibi Avde Hastanesinin de benzeri görülmemiş kötü bir durumda olduğunu anlatan Saliha, durumun ciddiyetinden duyduğu endişeyi dile getirdi. Avde Hastanesinin Müdürü Saliha, son derece kısıtlı imkanlarla, bir genel cerrahla hizmet verdiklerini belirterek jeneratörlerin çalıştırılması için gerekli yakıtın her an bitebileceğini ve hastanedeki hayati hizmetlerin duracağını söyledi. Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki durum "felaket" Saliha, sağlık personeli ve tıbbi malzeme eksikliği ile İsrail ordusunun hastaneleri hedef alması dolayısıyla Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki durumun "felaket" olduğunu vurguladı. Hastanedeki sağlık personelinin malzeme sıkıntısı çektiğini aktaran Saliha, hastane, hasta ve refakatçilere günde bir kez yemek verilebildiğini ifade ederek devam eden kuşatma nedeniyle yeterli miktarda gıdayı bulmakta zorlandıklarını kaydetti. Saliha, uluslararası kuruluşlara bu "katliamı ve soykırımı durdurmaları, hastaneye ilaç, tıbbi malzeme ve yiyecek ulaştırılması için İsrail'e baskı yapmaları" çağrısında bulundu. İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Avde Hastanesini, tahliye edilmemesi durumunda içerisindeki hasta ve yaralılarla birlikle bombalamakla tehdit etmişti. Birleşmiş Milletler raporlarına göre son 8 ayda Gazze Şeridi’ndeki en az 27 hastane ve 12 sağlık tesisine 136'dan fazla İsrail saldırısı kaydedildi. İsrail'in Gazze'nin kuzeyini "yok etme" planı İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyi başta olmak üzere pek çok bölge için sık sık "tahliye emirleri" yayımlayarak bölgedeki Filistinlileri zorla yerinden ediyor. İsrail’in özellikle kuzeyi için yayımladığı tahliye emirleriyle “Generallerin Planı” olarak nitelenen planı uygulamaya çalıştığı yorumları yapılıyor. "Generaller Planı" adını taşıyan bu plan, Filistinlileri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinden tehcir etmeyi, ardından bölgenin kuşatılması, gıda, yakıt ve temiz su girmesine izin verilmemesini öngörüyor. Plan, bu durumda silahlı direnişçilerin "ölüm ya da teslim olma" arasında tercihe zorlanması, bölgeyi terk etmeyen veya terk edemeyen Filistinlilere de "düşman unsur olarak muamele edilmesini" içeriyor.

‘FİLİSTİN’ MİTİNGİ GALATA KÖPRÜSÜ'NDE BAŞLADI Haber

‘FİLİSTİN’ MİTİNGİ GALATA KÖPRÜSÜ'NDE BAŞLADI

Milli İrade Platformunca, Filistin'deki katliamın durdurulması amacıyla yaklaşık 400 sivil toplum kuruluşunun iştirakiyle düzenlenen yürüyüşle İsrail zulmü lanetlenecek, dünyaya Filistin'e destek mesajı verilecek. Yürüyüşe katılmak üzere 81 ilden İstanbul'a giden yediden yetmişe vatandaşlar günün ilk saatlerinde özel araçları, otobüsler ve yaya olarak akın akın camilere ve Galata Köprüsü'ne doğru yola çıktı.  Türkiye Gençlik Vakfının (TÜGVA) öncülüğünde, "Dünyayı uyandırıyoruz", "Dün Ayasofya, bugün Emevi, yarın Aksa" ve "Bir güneş doğuyor" sloganlarıyla yapılacak yürüyüşe katılan vatandaşlar, Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ile Sultanahmet, Fatih, Süleymaniye ve Eminönü Yeni Camii'nde sabah namazını kılmalarının ardından cami önlerinde toplandı.  Vatandaşların bir kısmı içeride namaz kılarken bir kısmı da dışarda namazını kıldı.  Yoğunluk dolayısıyla camilere giremeyen vatandaşlar, yeşil alanlarda beraberlerinde getirdikleri seccadelerin üzerinde namaz için saf tuttu On binlerce kişi Galata Köprüsü'ne yürüyor Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi ile Sultanahmet, Fatih, Süleymaniye ve Eminönü Yeni Camii başta olmak üzere camilerde sabah namazının kılınmasının ardından katılımcıların oluşturduğu kortejler, Gülhane, Sirkeci, Eminönü son olarak da Galata Köprüsü'ne ulaşmak üzere ellerindeki Türk ve Filistin bayraklarıyla sloganlar eşliğinde yürüyüşe başladı.  Yürüyüşte, "Dün Ayasofya, Bugün Emevi, Yarın Aksa, Bir Güneş Doğuyor" yazılı pankart da taşındı. Ellerinde Türk ve Filistin Bayrakları olan vatandaşların Gazze'ye destek için kefiye taktıkları görüldü. "Kudüs bizimdir", "Çocukların büyümediği yer Gazze" ve "Kudüs işgal altında" yazılı döviz ve pankartlar taşıyan katılımcılar meşaleler de yaktı.  Sık sık tekbir getirerek, "Katil İsrail hesap verecek", "Şehitler ölmez", "İstanbul'dan Aksa'ya direnişe bin selam" sloganları atan katılımcılar Galata Köprüsü'ne ulaştı. Katılımcılar, polis kontrol noktalarından geçirilerek alana alınıyor. Çeşitli yardım kuruluşlarınca vatandaşlara simit, çay ve çorba ikram ediliyor. Polis ekiplerince köprü ve cami çevrelerinde yoğun güvenlik önlemi alındı. Yürüyüşe, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, eski TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Mahir Ünal, İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı ve TÜGVA Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan, TÜGVA Genel Başkanı İbrahim Beşinci, Kadın ve Demokrasi Vakfı (KADEM) Genel Başkanı Doç. Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu, Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, HAK-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, birçok milletvekili ve ilçe belediye başkanları katıldı. Bazı yollar trafiğe kapatıldı Fatih'te Galata Köprüsü ve buraya çıkan tüm katılımlar ile Beyoğlu'nda Kemeraltı Caddesi'ne Karaköy Meydanı'ndan itibaren araçlar geçiş yapamayacak. Meclis-i Mebusan Caddesi Dolmabahçe Meydanı’ndan itibaren Galata Köprüsü istikametine çıkan tüm cadde ve sokaklar, Kemeraltı Caddesi (Tophane ışıkları ile Karaköy Meydanı arası iki yönlü), Bankalar Caddesi ile Tersane Caddesi'nin çift yönlü saat 05.00'ten itibaren trafiğe kapatıldı. Ragıp Gümüşpala Caddesi, Reşadiye Caddesi, Ankara Caddesi, Ebu Suud Caddesi, Sahil Kennedy Caddesi (Sirkeci ile Vefa Karakurdu Üst Geçidi arası), Küçük Ayasofya Caddesi ve bu caddeye çıkan tüm yollardan miting bitene kadar araçlar geçemeyecek. Kapatılan yollara alternatif olarak, Unkapanı Köprüsü, Refik Saydam Caddesi, Meclis-i Mebusan Caddesi Dolmabahçe istikameti, Atatürk Bulvarı ile Unkapanı Köprüsü'nün kullanılması istendi. Eyüpsultan-Eminönü Tramvay Hattı'nda Küçükpazar-Eminönü durakları arasında, Kabataş Tramvay Hattı'nda ise Kabataş-Sultanahmet arasında seferler yapılıyor. Kapanan yollara alternatif olarak Unkapanı Köprüsü, Refik Saydam Caddesi, Meclis-i Mebusan Caddesi'nde Dolmabahçe istikameti, Atatürk Bulvarı, Unkapanı Köprüsü belirlendi. Sanatçı Mustafa Yıldızdoğan'ın eserlerini seslendirdiği program, katılımcıların konuşmalarıyla başladı. Galata Köprüsü'nde düzenlenen mitingde katılımcılar konuşma yapıyor.

İsrail Gazze'nin kuzey ve güneyinde birçok bölgeyi bombaladı Haber

İsrail Gazze'nin kuzey ve güneyinde birçok bölgeyi bombaladı

Yerel kaynaklardan alınan bilgiye göre İsrail topçu birlikleri, 5 Ekim'den bu yana soykırım gerçekleştirilen Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki çeşitli bölgeleri bombaladı. İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Hanun beldesindeki konutları hedef aldı. Gazze kentindeki görgü tanıkları, İsrail'in Tel el-Heva bölgesindeki fakülte çevresine aralıklı topçu saldırıları düzenlediğini ve aynı zamanda bölgede yoğun silah sesleri duyulduğunu aktardı. İsrail askeri araçlarından, Sabra Mahallesi'nin batısına ateş açıldı, Zeytun Mahallesi'nin güneyindeki bölgelere de saldırılar düzenlendi. İsrail helikopterleri Nusayrat Mülteci Kampı'nın kuzeydoğusunda saldırılar gerçekleştirdi. Ayrıca Gazze Şeridi'nin Refah kentindeki binaların bombalanması sonucu büyük patlama sesleri duyuldu. İsrail saldırıları sonucu Gazze'deki Filistinlilerin nüfusu yüzde 6 azaldı Filistin yönetimine bağlı Filistin Merkezi İstatistik Bürosu Başkanı Ala Avd tarafından yapılan açıklamada, İsrail'in 7 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'nde başlattığı saldırılarda bugüne kadar 45 bin 484 Filistinlinin hayatını kaybettiği, yaklaşık 100 bin Filistinlinin ise bölgeden ayrıldığı belirtildi. Hayatını kaybedenlerden 17 bin 581'inin çocuk, 12 bin 48'inin kadın olduğu; 108 bin 90 kişinin yaralı ve yaklaşık 11 bin kişinin de kayıp olduğu ifade edildi. Avd, Filistinlilerin nüfusunun işgal altındaki Batı Şeria'daki 3,4 milyon kişi de dahil olmak üzere 5,5 milyon olduğunu kaydetti. Gazze Şeridi'nin nüfusunun ise yüzde 6 oranında azaldığını belirten Avd, nüfusun 160 bin kişi azalarak 2,1 milyona gerilediğini aktardı. Dünya genelinde Filistin nüfusunun 2024 sonu itibarıyla tahmini 14,9 milyona ulaştığını kaydeden Avd, bu rakamın yarısının Filistin dışında, 5,5 milyonun Doğu Kudüs dahil Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nde, 1,8 milyonunun ise 1948 topraklarında yaşadığını belirtti.

BU YIL 2 BİN 939 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ Haber

BU YIL 2 BİN 939 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle 2024 Yıl Sonu Değerlendirme Toplantısı'nda değerlendirmelerde bulundu, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bakanlık olarak ülkenin savunma ve güvenliği için üstlendikleri görevleri başarıyla yerine getirdikleri yoğun bir yılı geride bırakırken artan azim ve kararlılıkla yeni yıla hazırlandıklarını söyleyen Güler, "Stratejik önemi yüksek olan ülkemiz; aynı zamanda çatışma ve ihtilafların çevrelediği bölgenin tam kalbinde yer almaktadır. Yakın coğrafyamızdan başlamak üzere bölgesel ve küresel gerilimlerin arttığı, istikrarsızlığın ve belirsizliğin hat safhaya çıktığı bir güvenlik ortamından geçiyoruz. Bu kritik dönemde ülkemiz, güvenlik, huzur ve barışı önde tutan çok yönlü ve etkin bir savunma ve güvenlik politikası takip ediyor." ifadelerini kullandı. Çok boyutlu ve karmaşık hale gelen mevcut güvenlik ortamının ve bölgedeki kaotik gelişmelerin, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin her an harekata hazır, etkin ve caydırıcı bir güç olmasını ve bu gücünü pekiştirmesini zorunlu kıldığını belirten Güler, "Böylesine hassas bir süreçte, görev ve sorumlulukları artan Milli Savunma Bakanlığımız ve Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, tüm tehdit ve tehlikelere karşı ülkemizin ve asil milletimizin savunma ve güvenliğini sağlamak için aralıksız çalışmakta, istiklal Harbimizden bu yana en yoğun, en kapsamlı ve en etkili faaliyetlerini icra etmekte, terörle mücadelede, hudut güvenliğinde, yurt içi ve yurt dışında icra edilen faaliyetlerde elde edilen başarı ve etkinliğin çıtasını, her geçen gün daha da yukarılara taşımaktadır." diye konuştu. "Yıl içerisinde 99 terörist teslim oldu" Terörle mücadelede yapılan konsept değişikliğiyle “terörü kaynağında yok etme” anlayışını uygulamaya aldıklarını vurgulayan Güler, şöyle devam etti: Geçmişte yürütülen “sınırlı hedefli ve süreli” askeri harekatların yerine bugün artık, “sürekli ve kapsamlı” operasyonlarla terör örgütüne ağır darbeler vuruyoruz. Sahanın gerekliliğine uygun, alışılmadık, öngörülemez, süratli ve sürekli icra esaslarında gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla; Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil bu yılın başından itibaren 2 bin 939 teröristi etkisiz hale getirdik. Ayrıca, yıl içerisinde 99 terörist de teslim olmuştur. 9 büyük, 59 orta, 100 binden fazla küçük çaplı operasyon icra edilmiştir. Terör örgütünün eylem ve hareket kapasitesinin sıfırlanması için gözümüzün değmediği, ayağımızın basmadığı yer bırakmıyor, alandaki hakimiyetimizi her geçen gün geliştiriyoruz. Nihai hedefimiz; Irak ve Suriye sınırlarımız boyunca Türkiye’ye tehdit olabilecek tüm terörist faaliyetleri kaynağında yok etmek ve terör belasını milletimizin gündeminden tamamen çıkarmaktır.  "Irak sınırımızın tamamının emniyetini tesis ettik" Bakan Güler, Pençe -Kilit Harekatı'na ilişkin, "17 Nisan 2022’de Irak’ın kuzeyinde başlatılan Pençe-Kilit Operasyonu’nda kahraman ordumuzun büyük cesaret, fedakarlık ve yoğun gayretleriyle Zap’ta kilidi kapattık. Irak sınırımızın tamamının emniyetini sınır ötesinden tesis ettik. Terör örgütü tarafından önemsenen ve Suriye ile Kandil arasında kilit konumda olan bu bölgede bin 136 teröristi etkisiz hale getirdik. Ayrıca, Pençe-Kilit Harekatı’nda bugüne kadar toplam 3 bin 158 Mayın ve El Yapımı Patlayıcı imha edilmiş, bin 327 mağara ve sığınak kullanılamaz hale getirilmiş, 957’si ağır silah olmak üzere 2 bin 421 muhtelif silah ve bu silahlara ait 910 binden fazla mühimmat ele geçirilmiştir. Bölgedeki operasyon ve faaliyetlerimiz aynı azim ve kararlılıkla devam etmektedir.  Öte yandan Sayın Cumhurbaşkanımızın 22 Nisan’da Bağdat ve Erbil’e gerçekleştirdiği ziyaretlerin, Türkiye-Irak ilişkilerinde bir dönüm noktası olduğunu düşünüyoruz. Terörle mücadelede ülkelerimiz arasındaki iş birliğini kalıcı hale getirmek için görüşmelere devam ediyoruz. Bu kapsamda ülkemiz ile Irak arasında sonuncusu Bağdat’ta düzenlenen Yüksek Düzeyli Güvenlik Mekanizması toplantılarının dördüncüsünü, 15 Ağustos’ta Ankara’da icra ettik. Irak Savunma Bakanı ile “Askeri, Güvenlik İş Birliği ve Terörle Mücadeleye Dair Mutabakat Zaptı”nı imzaladık. PKK’yı kendi problemi olarak da görmeye başlayan Irak’ın, PKK terör örgütünü “yasaklı örgüt” ilan etmesi yönünde aldığı kararı memnuniyetle karşılıyor, en kısa sürede “terör örgütü” olarak da ilan etmesini bekliyoruz." ifadelerini kullandı. "Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğünü destekliyoruz" Suriye'de yaşanan olayların maddi, manevi, sosyal ve toplumsal yükünü en fazla çeken ülkenin Türkiye olduğunu belirten Güler, DEAŞ, ardından da PKK/KCK-PYD/YPG-SDG terör örgütlerinin Suriye’deki güç boşluğundan yararlanarak bölgede terör devleti kurmaya çalıştıklarını anımsatarak şunları kaydetti; Suriye’de icra ettiğimiz harekatlarla terör örgütünü engelledik ve sınırlarımızın güvenliğini sağladık. Bölgede yaşayan veya göç etmiş olan Suriye vatandaşları için güvenli ve istikrarlı bir yaşam alanı oluşturduk. Suriye’deki son gelişmeleri en başından itibaren bölgedeki muhataplarımızla iş birliği ve koordinasyon içerisinde yakından takip ediyoruz. Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğünü destekliyor, terörle mücadeleye ise büyük önem ve öncelik veriyoruz. Yaşanan son gelişmeler ve ortaya çıkan durum; muhalefetin talepleri ve rejimin bunları dikkate almaması, keza rejimin kendisine iyi niyetle uzatılan eli tutmaması nedeniyle uzun süredir çözülemeyen ve Suriye’nin iç dinamiklerinden kaynaklanan sorunlardı. Yerel unsurların bu faaliyetlerinin öncesinde veya herhangi bir aşamasında ülkemizin bir dahli olmamıştır.  Ayrıca; Suriye Milli Ordusunun Suriyeli muhaliflerden meydana geldiğini, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarında Suriye’deki ihtilafın bir tarafı olarak açıkça kabul edilen Suriye Geçici Hükümetinin bir parçası olduğunu ve bu hükümetin Savunma Bakanlığının emri altında çalıştığını da vurgulamakta yarar var. Bu kapsamda; Suriye’nin toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bölgemizin güvenliğine yönelik ağır tehdit oluşturan PKK/YPG terör örgütünün bölgedeki belirsizlikten faydalanmasına asla izin vermeyeceğimizi, bölgede varlık gösteren terör örgütleriyle mücadele konusundaki tutumumuzun net olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Şimdi Suriye’de ortaya yeni bir durum ve gerçeklik çıktı. Suriye’nin artık; istikrarlı, demokratik ve siyasi açıdan birleşmiş müreffeh bir ülke olma vakti gelmiştir. Bunun için bizler de Suriye’de kapsayıcı bir anayasanın kabulü, serbest seçimlerin yapılması, tam normalleşme ve güvenlik ortamının sağlanması konusunda elimizden gelen her türlü desteği vereceğiz. Bu çerçevede Suriye’de 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı temelinde kalıcı siyasi çözüme ulaşılacağına da inanıyoruz. "Hudutlarımızda kaçak geçişlere imkan tanımıyoruz" Hudut hattında dünya standartlarında ve teknoloji yoğunluklu sistemlerin etkin şekilde kullanıldığını vurgulayan Bakan Güler, "Meydana gelen teknolojik gelişmeler ile tedbirlerimizi geliştiriyoruz. Böylelikle hudutlarımızda kaçak geçişlere asla imkan tanımıyoruz. Halen hudutlarımızda 8 Hudut Tugayımız, 6 Hudut Alayımız olmak üzere toplam 60 bin personel de görev yapıyor. 1 Ocak 2024’ten itibaren hudutlarımızda 93 bin 349 kişinin geçişi engellenmiş; yakalanan 13 bin 551 düzensiz göçmen ile 280 terörist ve 801 kilogram uyuşturucu madde kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir. Tüm bunlara rağmen hudutlarımızla ilgili daha önce de karşılaştığımız gibi farklı ülke ve zamanlarda çekilmiş, eski ve benzer görüntülerle özellikle sosyal medya üzerinden kamuoyu yanıltılmaya ve Türk Silahlı Kuvvetlerimiz yıpratılmaya çalışılmıştır." dedi. "Tarihi bir uzlaşmaya ev sahipliği yaptık" Bakan Güler, Türkiye'nin bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkılarına ilişkin değerlendirmesinde şunları söyledi; Türkiye; Sayın Cumhurbaşkanımızın stratejik öngörüsü ile son yıllarda savunma ve güvenlik alanında önemli adımlar atarak bölgesinde ve dünyada etkin bir konuma ulaştı. Bölgesel ve küresel barış için öncü bir rol üstlenen Türk Silahlı Kuvvetlerimiz de birçok coğrafyada kardeş, dost ve müttefik ülkelerin haklı davalarına destek olmayı sürdürmektedir. Türkiye ile birlikte olanlar kazanacak demiştik. 2024, Türkiye ile birlikte olanların kazandığı bir yıl oldu. 2025, bu gerçeğin perçinlendiği bir yıl olacak diye düşünüyoruz.  Türkiye olarak Afrika’nın huzur ve istikrarına büyük önem veriyor, Afrikalı dostlarımızla ilişkilerimizi daha da geliştirmeyi hedefliyoruz. Dost ve kardeş ülke olarak gördüğümüz Somali’de güvenlik ve istikrarın sağlanmasına yönelik olarak eğitim, danışmanlık ve destek kapsamında icra ettiğimiz faaliyetler artarak devam ediyor. Somali ile 8 Şubat’ta imzaladığımız İş Birliği Anlaşması ile şu ana kadar yapılan faaliyetlerimizin geliştirilmesi hedeflenmektedir. Somali’nin isteği üzerine terörle mücadele konusunda kendilerine verdiğimiz desteği deniz güvenliği alanında da vermeye başlayacağız. Bu amaçla Oruç Reis Sismik Araştırma Gemimiz, donanma gemilerimizin (TCG Gökova ve TCG Gediz, TCG Ütğm. Arif Ekmekçi) refakat ve korumasında Somali’de görevlerine devam etmektedir. Öte yandan Çarşamba günü, Sayın Cumhurbaşkanımızın arabuluculuğunda Somali ve Etiyopya arasında tarihi bir uzlaşmaya da ev sahipliği yaptık. "İsrail, işgalci zihniyetini artan saldırganlıkla ortaya koymaktadır" İsrail'in bugüne kadar alınmış kararlara rağmen, bölgede haksız ve hukuksuz uygulamalarına, masum sivilleri, özellikle çocukları hedef alan katliamlarına devam ettiğine, Filistinlilere devlet terörü uyguladığına dikkati çeken Bakan Güler, şöyle devam etti; Öte yandan, İsrail’in Lübnan’a yönelik son saldırıları ve İran ile yaşadığı gerginlik tüm bölgenin kaosa sürüklenme tehlikesini artırmış, İsrail saldırılarının Gazze ile sınırlı kalmayacağı, bölge geneline yayılacağı endişemizin ne kadar haklı olduğunu da göstermiştir. Zira İsrail, işgalci zihniyetini her fırsatta ve gittikçe artan bir saldırganlık ve hukuk tanımazlıkla ortaya koymaktadır. Öyle ki Suriye’de meydana gelen son gelişmeler sonrası İsrail’in Golan tepeleri bölgesindeki yeşil hattı işgali ve Şam’a yönelik saldırıları, bu konudaki haklılığımızın son göstergeleridir.  Uluslararası camianın bölgeyi büyük bir tehlikeye sürükleyen bu saldırgan devlete karşı daha da somut adımları bir an önce atması gerekmektedir. Bir kez daha vurgulamak isterim ki; Orta Doğu’da kalıcı barış ve istikrar için 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan egemen, bağımsız ve coğrafya bütünlüğüne sahip bir Filistin Devleti’nin kurulması şarttır.  Öte yandan İsrail’in saldırganlığı altında zor durumda kalan Gazze’ye ve Lübnan’a insani yardımlarımızı ulaştırmaya devam ediyoruz. Bu kapsamda, 19 uçak, 11 gemi ile 275 bin ton yardım malzemesi bölgeye gönderilmiştir. Ayrıca 10 Ekim’de, çok az sayıda ülkenin yapabileceği çok önemli bir tahliye operasyonunu, Beyrut Limanı’ndan gerçekleştirdik.  "Türkiye, NATO İttifakı'na katkı sağlamaya devam ediyor" Türkiye'nin NATO İttifakı’na katıldığı günden bu yana 72 yıldır üstlendiği tüm görevleri başarıyla yerine getirmeye; NATO’nun ikinci büyük ordusu olarak NATO kuvvet yapısına, misyon, operasyon ve karargahlarına katkı sağlamaya devam ettiğini belirten Güler, "Bu kapsamda Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; 10 Ekim 2023’te bir yıl süreyle komutasını devraldığı Kosova Barış Gücü (KFOR) Komutanlığı görevini uluslararası sorumluluğun gerektirdiği tam bir tarafsızlık ve şeffaflık içerisinde başarıyla yerine getirmiş, 18 Ekim 2024’te üstlendiği KFOR Komutan Yardımcılığı görevini devralmış, 1 Aralık 2024-1 Aralık 2025 tarihleri arasında 65’inci Mekanize Piyade Tugayı Komando Taburumuz ile KFOR İhtiyat Taburu görevini, 1 Temmuz 2024’te; 4 yıl süreyle üstlendiğimiz Karadeniz Müşterek Görev Kuvveti (CTF BLACK) ile yine 1 yıl süreyle üstlendiğimiz Akdeniz Müşterek Görev Kuvveti (CTF MED) Komutanlıklarını, 24 Temmuz 2024’te 7’nci kez devraldığı deniz haydutluğuna karşı Birleşik Görev Kuvveti (CTF-151) komutasını, 3 Aralık 2024’te Kanada Deniz Kuvvetlerinden devraldığı NATO Daimi Deniz Görev Grubu-2’nin komutasını başarıyla sürdürülmektedir. Ayrıca, NATO Daimi Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu-2’nin komutasını da 16 Aralık’ta, 6 aylığına devralınacaktır. Bosna Hersek’teki Avrupa Birliği Gücü Althea Harekatı Manevra Bölüğü rotasyonu kapsamında ise bir motorlu piyade bölüğümüz 1 Ocak 2025 tarihi itibarıyla İtalya’dan görevi devralacak ve 30 Haziran 2026’ya kadar 18 ay süreyle görevini sürdürecektir." ifadelerini kullandı. Doğal afetlerle mücadele Güler, yaşanan afet ve acil durumlarda, diğer kamu kurum ve kuruluşlarından gelen talepler çerçevesinde arama, kurtarma, ulaştırma, güvenlik, barınma ve iaşe desteği sağlandığını belirterek, şunları anlattı: 1 Mayıs-30 Kasım 2024 (yangın mevsimi) tarihleri arasında Orman Genel Müdürlüğünün talebine istinaden 35 büyük orman yangınına 114 helikopter ile 3 bin 558 sorti ve 7 bin tondan fazla su atımı yapılarak destek sağlanmıştır. Savunma sanayii Bakan Güler, "Savunma sanayii alanında güçlü ve bağımsız olmayan milletlerin geleceğe güvenle bakabilmeleri mümkün değildir." değerlendirmesini yaptı. Savunma sanayii firmalarınca üretilen yerli ve milli ürünler konusuna da değinen Güler, şunları dile getirdi: Tasarımdan üretime kendi imkanlarımızla geliştirdiğimiz sistemleri kardeş, dost ve müttefik ülkelere de ihraç ederek ekonomimize de önemli katkılar sağlıyoruz. Bu kapsamda büyük bir başarıyla hizmet veren ve dünya klasmanında takdir gören silahlı/silahsız insansız hava sistemlerimiz Akıncı, TB-2,TB-3, Aksungur, Anka ve üretimi devam eden Kızılelma ve Anka-3’ün yanı sıra; Temel eğitim ve hafif taarruz uçağımız “HÜRKUŞ”, Jet eğitim uçağımız “HÜRJET”, Genel maksat helikopterimiz “GÖKBEY” ve taarruz helikopterimiz ATAK, ilk yerli ve milli savaş uçağımız KAAN, ana Muharebe Tankımız ALTAY, MİLGEM projesi kapsamında üretilen korvetler, Milli Denizaltı (MİLDEN Projesi), İSTİF sınıfı fırkateynler ve özellikle TCG ANADOLU ülkemizin savunma sanayi atılımlarının en somut örnekleridir. Son olarak geçtiğimiz ay Bayraktar TB-3’ün, milli gururumuz ve donanmamızın amiral gemisi TCG Anadolu’dan ilk kalkış ve inişini başarıyla gerçekleştirmesi de / yerli ve milli savunma sanayindeki adımlarımızın en son örneğidir. "Çelik Kubbe katmanlı bir hava savunma mimarisidir" Ayrıca, Dizayn Proje Ofisimiz tarafından, yerli ve milli olarak tasarlanan ve üretilen Ada Sınıfı korvetlerimiz ve İstanbul firkateynimizden sonra / 3’üncü proje olan TF-2000 hava savunma harbi muhribi ile 4’üncü proje olan milli uçak gemisinin tasarım faaliyetleri de başarıyla devam etmektedir. Önümüzdeki yılın ilk aylarında, bu iki proje kapsamında sac kesme faaliyetlerinin de yapılmasını planlıyoruz.  Öte yandan uzun menzilli hava savunma sistemleri (SİPER), füze teknolojileri ve elektronik harp sistemleri gibi kritik savunma sanayi projelerimizde de önemli aşamalar kaydedilmiştir. Türk savunma sanayisinin önemli bir yapıtaşı olarak hayata geçirilmekte olan Çelik Kubbe; kısa, orta ve uzun menzilli hava savunma silah sistemlerimizin KORKUT, HİSAR-A/HİSAR-O, GÖKDEMİR, SİPER entegre biçimde görev yapmasını sağlayan, günümüzün tehditlerini bertaraf etme kabiliyetine sahip etkili ve katmanlı bir hava savunma mimarisidir. Bu “güvenlik şemsiyesi”ni inşa edecek teknolojik olgunluğa erişmiş durumdayız.  Askeri Fabrikalarımızda, yerli ve milli kaynaklarla modernizasyon, bakım ve onarım faaliyetleri başarıyla yürütülmekte, Fırtına Obüslerimiz üretilmekte, tersanelerimizde, kendi savaş gemilerimiz ve milli denizaltımız tasarlanıp inşa edilmekte, su üstü ve su altı platformlarının bakım ve onarımları gerçekleştirilebilmektedir. Bakanlığımıza bağlı ASFAT, savunma sanayi alanında kritik projeleri başarıyla yürütmektedir. Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketimiz de, sahip olduğu köklü tecrübe ile milli proje ve yatırımlara öncelik vermektedir. Mühimmat üretimini geliştirmek üzere Kırıkkale’de yeni fabrikaların yatırım süreci de başlatılmıştır. Ayrıca savunma ve güvenlik ihtiyaçlarımız doğrultusunda Ağustos ayında Aksaz Tersanemizin açılışını yaparken / Mersin Tersanemizi de hizmete almış bulunuyoruz. Suriye'de yeni yönetim "Suriye’deki yeni yönetimle askeri işbirliği olur mu?" sorusunu cevaplayan Bakan Güler, Esad’ı deviren yeni yönetim; ilk açıklamasında tüm hükümet kurumlarına, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlara saygı göstereceğini açıkladı. Ayrıca, kimyasal silah tespit etmeleri halinde elde edecekleri bilgileri şeffaf şekilde Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütüne bildireceklerini özellikle ifade ettiler. Yeni yönetimin yapacaklarını görmek ve onlara bir şans vermek gerektiğini düşünüyoruz. Halihazırda birçok ülke ile Askeri Eğitim ve İş Birliği Anlaşmamız bulunuyor. Yeni yönetimin talep etmesi durumunda gerekli desteği sağlamaya hazırız." ifadelerini kullandı. Güler, sözlerini şöyle sürdürdü; ABD’nin Suriye’de bugüne kadar belli bir tutumu vardı ancak ortam değişti. Artık herkes istese de istemese de ortaya çıkan gerçekliği kabullenmek zorunda. Nitekim, PKK/YPG’nin ana gelir kaynaklarından biri olan ve petrolün ana bölgesi Deyrizor muhaliflerin kontrolüne geçti. Şu anda PKK/YPG terör örgütü bu gelir kaynağından mahrum kaldı. Zaten TUSAŞ saldırısı sonrası düzenlenen operasyonlarla Suriye’nin kuzeyindeki teröristlere kaynak sağlayan tesisler vurulmuştu. Örgüt şu anda parasal konuda çok ciddi sıkıntıya girdi. Ayrıca Esad’ı deviren yeni yönetimin vermiş olduğu mesajlara dikkat edersek ülkede kapsayıcı rol oynayacaklarını açık açık ifade ettiler.  Suriye’deki terör örgütünün elebaşı Ferhat Abdi Şahin kendi televizyonuna yaptığı açıklamada “Biz yeni yönetimle anlaşıyoruz. Suriye’de bulunduğumuz alanlarda yeni Suriye bayrağından başka bayrak dalgalandırılmayacak” mesajı verdi. Bu mesaj, terör örgütünün yeni dönemde kendini kurtarmaya yönelik bir arayış içerisinde olduğunu gösteriyor. PKK/YPG terör örgütünün artık tek başına hareket etmesine ve kendisine alan açmasına ne Suriye halkının, ne yeni yönetimin ne de bizim müsaade etmemiz söz konusu değildir. Öncelikli konumuz PKK/YPG terör örgütünün tasfiyesidir. Bunu ABD’li dostlarımıza da açık ve net şekilde ifade ettik. Onların da pozisyonlarını tekrar değerlendirmelerini bekliyoruz. "Terör örgütü er ya da geç tasfiye edilecek" Yeni dönemde Suriye’de PKK/YPG terör örgütü er ya da geç tasfiye edilecek. Bunu hem Suriye’deki yeni yönetim hem de biz istiyoruz. Suriye dışından gelen örgüt mensupları Suriye’yi terk edecek. Suriye’li olanlar silahlarını bırakacak. Bizim ne Irak’ta ne de Suriye’de yaşayan Kürt kardeşlerimizle hiçbir sorunumuz yok. Bizim problemimiz sadece ve sadece teröristlerle. Suriye’de yaşayan Kürt kardeşlerimiz de terör örgütü PKK/YPG’nin baskı ve zulmüne maruz kaldı. PKK/YPG’li teröristler orada yaşayan Kürt kardeşlerimizin çocuklarını zorla kaçırıyor ve çocuk yaşta silahaltına alıyor. Aileler de bu durumdan rahatsız olduklarından çocuklarını örgütün elinden kurtarmak için başka ülkelere göndermeye çalışıyor. İşte bizim sorunumuz Kürt kardeşlerimize de zulmeden PKK/YPG terör örgütüyledir. Rusya'nın Suriye'deki durumu Rusya’nın Suriye’deki birliklerini tam anlamıyla çektiğine yönelik kesin bir emare bulunmadığını belirden Güler, "Bazı gemileri bakım ve değişim kapsamında Rusya’ya götürebilirler. Şu anda oradan ayrılacaklarını sanmıyorum. Kalmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklardır. Hatta bir Rus yetkili, Suriye’de kalmaya devam edeceklerini ve yeni yönetimle de bu konuda görüştüklerini açıkladı. Rusya, Suriye içerisinde farklı yerlerde bulunan değişik büyüklükteki birliklerini Tartus ve Lazkiye’ye topladı. Bu süreçte onlara gerekli desteği sağlayabileceğimizi söyledik. Ancak bu konuda bizden bir talepleri olmadı. Bölgedeki son gelişmelerden sonra her ülkenin bir oyun planı var. Biz savunma ve güvenlikle ilgili tüm gelişmeleri yakından takip ediyor ve alınması gereken tüm tedbirleri alıyoruz. Ayrıca, Suriye’den kaçan Beşar Esad’ın hava sahamızı kullandığı iddiaları da doğru değildir. " diye konuştu. Güler, Türkiye'nin Suriye'deki mevcudiyetinin, Suriye topraklarının bölünmesine ve bir terör koridorunun oluşturulmasına engel olmak için olduğunu vurguladı. F-16, Eurofighter alımı Bakan Güler, Hava Kuvvetlerinin gücünü artırmaya yönelik faaliyetlere ilişkin, şunları aktardı: 40 adet F-16 alımı ile ilgili süreç ve teknik görüşmeler devam ediyor. Eurofighter konusunda da görüşmeler olumlu şekilde sürüyor. Katar’da tatbikata katılan Birleşik Krallığa ait 2 adet Eurofighter, 18 Aralık’ta Ankara'ya gelecek ve uçakları görme fırsatı bulacağız. F-35 konusunda da almak istediğimizi daha önce söylemiştik. F-16 alım sürecindeki olumlu havanın F-35 sürecine de yansıyacağını düşünüyoruz. ABD’de görevi devralacak yeni yönetimle de müttefiklik ruhuna aykırı CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasını konuşacağız. S-400 ile ilgili tutumumuzda ise bir değişiklik yoktur.  Teğmenler hakkında yüksek disiplin kurulu süreci Bakan Güler, MSÜ Kara Harp Okulu Diploma Alma ve Sancak Devir Teslim Töreni'nde bazı teğmenlerin ve bazı personelin Yüksek Disiplin Kuruluna (YDK) sevk edilmesine ilişkin, "Teğmenlerin Türk Silahlı Kuvvetlerinde müesses disiplinin muhafazası ve idamesi olmazsa olmazdır. Biz olaya en başından itibaren disiplin açısından baktığımızı defalarca ifade ettik. Konu yürürlükten kaldırılan andı okumak veya “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” demek değil, amirlerin ikazlarına rağmen kasıtlı, organize ve planlı bir disiplinsizlik yapmaktır. Olaya ilişkin yapılan inceleme ve soruşturmanın okunan metinle veya içeriğiyle bir ilgisi yoktur. Disiplin soruşturmasında hiçbir teğmene okunan metnin içeriği veya neden “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” dedin, diye soru sorulmadı. Burada önemli olan, içerik ne olursa olsun disiplin sürecinin her zaman aynı şekilde işletilecek ve disiplinden asla taviz verilmeyecek olmasıdır. Yüksek Disiplin Kurulu süreci devam etmektedir. Kurul kararını henüz vermedi. Bu aşamada kesin kanaat belirtmek uygun değil. Hep birlikte sonucu bekleyelim." dedi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.