TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Faiz

haberingundemi.com.tr - Faiz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Faiz haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

2025'te Türk ekonomisinde neler bekleniyor Haber

2025'te Türk ekonomisinde neler bekleniyor

Uluslararası kuruluşların ekonomistleri, Türkiye'de dezenflasyonun 2025'te devam edeceğini ve dezenflasyon sürecinin ekonomide hedeflenen yumuşak inişle tutarlı ilerlediğini düşünüyor. Türkiye ekonomisi ortodoks politikaların uygulandığı ve enflasyonla mücadelede sıkı para politikasının korunduğu bir yılı geride bırakırken, gözler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) yılın son günlerinde politika faizine ilişkin alacağı kararlara ve 2025'e yönelik mesajlarına çevrildi. Uluslararası yatırım bankaları ve varlık yönetim şirketlerinin ekonomistleri, TCMB'nin bu ayki faiz kararı, enflasyon ve büyüme öngörüleri ile Türkiye ekonomisi için 2025'e ilişkin beklentilerini açıkladı. BOFA ENFLASYON TAHMİNLERİNİ YÜKSELTTİ Bank of Amerika (BofA) Merrill Lynch Türkiye Ekonomisti Zümrüt İmamoğlu, Türkiye'de son aylarda gıda fiyatlarındaki artışın etkisine bağlı olarak daha önce yüzde 42 olarak öngördükleri yıl sonu enflasyon tahminlerini yüzde 44-45 seviyesine revize ettiklerini söyledi. Ancak bunun büyük bir revize olmadığını dile getiren İmamoğlu, "(Enflasyondaki gidişatın) Bunun, Türkiye için normal bir patika olduğunu düşünüyorum çünkü yumuşak bir iniş hedeflendi. Enflasyonla mücadele programı sadece para politikasından ibaret değil, kapsamlı bir program ve maliye ve gelirler bacağı da var. Bu bileşenlere baktığımızda, zaten yavaş yavaş ve ekonomiyi bir şoka sokmadan bir sıkılaştırma döngüsü izledik. Sonrasında bir bekleme süreci oldu. Büyüme rakamlarına baktığımızda da teknik olarak resesyon diye nitelendirilse de aslında yatay bir seyir olduğunu görüyoruz. Çok ciddi bir krize veya resesyona giren bir ekonomi görmüyoruz" diye konuştu. İmamoğlu, bu politika bileşimi bütününde yumuşak bir iniş çerçevesinde ancak Merkez Bankasının öngörülerinden biraz daha yavaş olsa da bir dezenflasyon sürecinin yaşandığını belirtti. Bu noktada hayal kırıklığıyla karşılanacak bir durum olmadığının altını çizen İmamoğlu, "Burada önemli olan dezenflasyonun yönü. Dezenflasyon süreci, yumuşak iniş senaryosuyla tutarlı bir şekilde ilerliyor" dedi. 'BU AY 250 BAZ PUANLIK İNDİRİM BEKLİYORUZ' İmamoğlu, bu kapsamda ilk faiz indirimini bu ay 250 baz puan olarak beklediklerini ancak bu seviyenin bir miktar altında da olabileceğini ifade etti. TCMB'nin faiz indiriminde küçük bir adımla başladıktan sonra temkinli ilerleyeceğini öngördüklerini söyleyen İmamoğlu, "Her ay indirim yapmak zorunda değiller. Bu adımlar verilere de bağlı ve verilerde sürpriz olabiliyor. Merkez Bankası bu verilere tepki vererek ve son derece temkinli ilerleyecektir çünkü faizi indirmenin sebebi 'enflasyon düştü, program bitti' değil. Enflasyon düşerken indirmezlerse sıkılaşma yapmış olacaklar. Dolayısıyla sıkılığı korumak için faizi indirmek gerekiyor. Bu kapsamda atılacak bir adımın piyasa tarafında rahatsızlık yaratmayacağını düşünüyorum. Yaptığım görüşmelerde yatırımcılar da bunu makul buluyor." değerlendirmesinde bulundu. İmamoğlu, Türkiye'de 2025 sonu için enflasyon öngörülerinin yüzde 25 olduğu ve yüzde 2,5 seviyesinde büyüme bekledikleri bilgisini paylaştı. Enflasyonun 2026 sonunda yüzde 15-16 seviyesine dönmesini beklediklerini belirten İmamoğlu, "Yatırımcının enflasyonun yüzde 20'nin altına doğru geldiğine güveni olduğunda yatırımlar zaten başlar. Bu seviyeye inen bir enflasyon yatırım ortamını iyileştirecektir. Yatırımcılar, programın devam ettiğini ve dezenflasyonun sürdüğünü gördüklerinde yatırımlar artacak ve daha uzun vadeli olacaktır." dedi. 'TCMB TEMKİNLİ TARAFTA KALABİLİR' Deutsche Bank Türkiye Ekonomisti Yiğit Onay da TCMB'den bu ay sonunda 250 baz puanlık faiz indirimi beklediklerini bildirdi. Ancak kasımdaki enflasyon verileri, asgari ücret artışının seviyesi ve farklı dinamiklere bağlı olarak TCMB'nin "temkinli tarafta kalabileceğini" dile getiren Onay, "TCMB, bu ay daha küçük bir miktarla da gevşemeye gidebilir ya da asgari ücretle ilgili sürecin netleşmesini beklemek için bu toplantıyı pas bile geçebilir" ifadelerini kullandı. Onay, TCMB'nin geçen yıldan beri önemli ölçüde kredibilite kazandığını ve yerli yatırımcılar arasında Türk lirasına yönelik algının değişmesini teşvik ettiğini, yetkililerin ihtiyatlı duruşu sürdürme konusunda istekli olacağını düşündüklerini anlattı. TCMB'nin politika duruşundaki sıkılık derecesini değerlendirmek için enflasyon gelişmeleri ve yerel yatırımcıların portföy tercihlerini izleyeceğini dile getiren Onay, "Kilit nokta, gevşeme döngüsünün otomatik pilot modunda olmayacağı ve TCMB'nin parasal koşulları ekonomide yeniden dolarizasyonu önleyecek kadar sıkı tutmak için verilere bağlı bir yaklaşım benimseyeceği" tespitinde bulundu. 'EKONOMİK AKTİVİTE VE İSTİHDAM EK BASKILARLA KARŞILAŞABİLİR' Onay, 2025 ortasında politika faizini yüzde 37,5 ve yıl sonunda yüzde 30 seviyesinde, enflasyonu ise yüzde 25-26 olarak öngördükleri bilgisini paylaştı. Bunun dezenflasyonun öngörülenden biraz daha yavaş olacağı anlamına geldiğini ifade eden Onay, "Yumuşak iniş senaryosu altında, enflasyonda sürdürülebilir bir düşüş öngörüyoruz. Türk lirasının reel bazda değer kazanması ve maliyet baskılarının hafiflemesi gibi emareler enflasyondaki düşüşün devam edeceğine işaret ediyor" dedi. Onay, 2025'te enflasyon ve büyüme arasındaki dengelerin daha belirgin hale gelebileceğine, olası faiz indirimlerine rağmen para politikası duruşu sıkı olacağından ekonomik aktivite ve istihdamın ek baskılarla karşılaşabileceğine işaret etti. Türk lirasının reel olarak değer kazanması, avro/dolar kurundaki hareketler ve Avrupa'daki ekonomik büyümenin karşı karşıya olduğu risklerin bu dengeleri zorlaştırabileceğini belirten Onay, "Bu bağlamda, fiyat istikrarına öncelik verilmesi, özellikle beklenen ekonomik yavaşlama göz önüne alındığında, 2025 yılı boyunca enflasyon beklentilerinin çıpalanması için çok önemli olacaktır. Maliye politikasının ve yapısal reformların desteği önümüzdeki yıl beklentilerin daha etkin bir şekilde yönetilmesinde kritik bir rol oynayacaktır." şeklinde konuştu. Onay, Türkiye'nin ekonomi politikalarında bir değişiklik beklemediklerine dikkati çekerek, "Türkiye ekonomisi için sert iniş olasılığının düşük olduğuna inanıyoruz. Daha ciddi bir ekonomik yavaşlamanın ortaya çıkması halinde, yetkililerin pasif kalmasını beklemiyoruz ki muhtemelen ekonominin kilit sektörlerine yardımcı olmak için hedefli destek politikaları uygulayacaklardır." dedi. '20 PUAN FAİZ İNDİRİMİ FİYATLAMASINI FAZLA İYİMSER BULUYORUZ' ABD merkezli varlık yönetim şirketi Neuberger Berman Gelişen Ülkeler Direktörü Kaan Nazlı, Türkiye'de yıl sonu enflasyonun Merkez Bankası beklentisi olan yüzde 44'ün üzerinde gerçekleşebileceğini belirterek, "Önümüzdeki aylarda dezenflasyon sürecinin hızlanacağını öngörüyoruz. İç talep koşullarının zayıflığı ve petrol fiyatlarının düşük seyretmesi bu konuda Merkez Bankasına yardımcı olacak" yorumunu yaptı. Politika faizi tarafında ise Merkez Bankasının bu ay sonunda 150-250 baz puan arasında bir indirime gidebileceğini öngördüklerini dile getiren Nazlı, şunları kaydetti: "Kararı belirleyen etkenler, Merkez Bankası'nın ayın ilk üç haftasında gözlemlediği enflasyon gelişmeleri ve asgari ücret görüşmelerinin gidişatı olacak. Ancak Merkez Bankası'nın ilk aylarda oldukça ihtiyatlı davranacağını düşünüyoruz. Bu nedenle bu yıl içinde 20 puan faiz indirimi olacağı yönündeki fiyatlamayı fazla iyimser buluyoruz. Ancak enflasyon gelişmeleri nedeniyle Merkez Bankası'nın önünde önemli bir alan olduğunu düşünüyoruz. Brent petrol fiyatlarının yıl içinde varil başına ortalama 70 dolar seviyesinde seyretmesine bağlı olarak, 2025 yıl sonu enflasyonun yüzde 30, politika faizinin de yüzde 35 seviyesinde olabileceğini öngörüyoruz. Ancak petrol ve doğalgaz fiyatlarında jeopolitik risklerden kaynaklanan bir artış ya da ABD'nin para ve yeni ticaret politikasıyla ilgili belirsizlikler olumsuz etki yaratabilir." 'YATIRIMCILAR BANKA VE OTOMOTİV SEKTÖRÜNE İLGİLİ' Nazlı, Türkiye'de bu yıl tahvil piyasasına 16 milyar doları doğrudan alım olmak üzere 23 milyar dolar sermaye girişi olduğu bilgisini paylaştı. Bunların genelde kısa vadeli yatırım araçlarına girdiğini düşündüklerini söyleyen Nazlı, "Enflasyondaki düşüş kalıcılık kazanıp faiz indirimleri devam ettikçe, yatırımların daha uzun vadeli araçlara yönelmesini bekleyebiliriz. Makroekonomik durumdaki iyileşme, şirketlerin de TL cinsinden tahvil ihracını kolaylaştıracaktır" dedi. Nazlı, 2010'lu yılların başında TL cinsinden şirket tahvillerine yabancı yatırımcıların daha fazla ilgi gösterdiğini anımsatarak, "Öte yandan hisse senetlerinden bu yıl 2-3 milyar dolar çıkış olduğunu gözlemliyoruz. Bunun arkasında küresel riskler ve kurla ilgili tedirginlik olduğunu düşünüyoruz. Londra'da son dönemde gerçekleşen yatırımcı buluşmalarına hisse senedi yatırımcıları da katıldı, bankacılık ve otomotiv sektörlerine ilgi olduğunu gözlemledik. Makroekonomik durumda iyileşme ve kur risklerinin azalması, bu alanda da uzun vadeli sermaye girişlerinin önünü açacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

Fed yetkilisi, aralık ayında faiz indirimi sinyalini verdi Haber

Fed yetkilisi, aralık ayında faiz indirimi sinyalini verdi

Waller, Amerikan Ekonomik Araştırmalar Enstitüsünce düzenlenen konferansta ekonomik görünüme ilişkin "İndirmek mi Atlamak mı?" başlıklı bir konuşma yaptı. Fed'in eylül toplantısından bu yana politika faizini 75 baz puan indirmesinin ardından para politikasının hala kısıtlayıcı olduğunu ve iş gücü piyasasında istenmeyen bir zayıflık yaratmadan enflasyon üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturulduğunu düşündüğünü belirten Waller, politika faizinde daha nötr bir seviyeye yaklaşana kadar faiz indirimlerinin gelecek yıl boyunca devam etmesini beklediğini aktardı. Waller, ancak son verilerin enflasyondaki ilerlemenin yüzde 2'nin anlamlı bir şekilde üzerinde bir seviyede durma olasılığını artırdığını kaydetti. Bu riskin Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) enflasyonun ve ekonominin gelecekteki seyri hakkında daha fazla bilgi toplamak için gelecek toplantıda politika faizini sabit tutmayı düşünmesi gerektiğine dair endişeleri arttırdığına dikkati çeken Waller, şunları belirtti: "Bugün elimizde bulunan ekonomik verilere ve enflasyonun orta vadede yüzde 2'ye doğru düşüşünü sürdüreceğini gösteren tahminlere dayanarak, şu anda aralık toplantımızda politika faizinde bir indirimi destekleme eğilimindeyim. Ancak bu karar, o tarihten önce alacağımız verilerin yukarı yönlü sürpriz yapıp yapmayacağına ve enflasyonun seyrine ilişkin tahminlerimi değiştirip değiştirmeyeceğine bağlı olacak." Waller, 75 baz puanlık indirimden sonra, politikanın önemli ölçüde kısıtlayıcı olmaya devam ettiğine dair kanıtların güçlü olduğuna ve tekrar indirim yapmanın sadece "fren pedalına o kadar sert basmadıkları" anlamına geleceğine inandığını ifade etti. Faizlerin daha da düşürülmesini destekleyen bir diğer faktörün de iş gücü piyasasının nihayet dengeye kavuşmuş gibi görünmesi olduğunu belirten Waller, bu dengeyi korumanın hedeflenmesi gerektiğini kaydetti. Fed'in gelecek toplantısı 17-18 Aralık'ta yapılacak.

Konuta ilgi artarak sürüyor Haber

Konuta ilgi artarak sürüyor

Gayrimenkul Yatırımcıları Derneği (GYODER) Başkanı Neşecan Çekici, gayrimenkul sektöründe son dönemde yaşanan gelişmelerden bahsederek, sektörde bundan sonra "yeni" kelimesinin daha da öne çıkacağını söyledi. Türkiye ekonomisinin dinamosunun ve lokomotifinin gayrimenkul sektörü olduğunu vurgulayan Çekici, GYODER olarak 2025'ten itibaren "yeni" başlığı altında sektörün tüm dinamiklerini yeniden ele alacaklarını anlattı. Çekici, "Teknolojinin gayrimenkul sektörüne dokunuşu çok önemli boyutta başlamalı ve ilerlemeli. Tüm dünyada çok önemli projeler geliştiren böyle bir sektör teknolojinin gerisinde kalamaz. Yapay zeka ve ilgili tüm teknolojik başlıkların, sektörümüze acil koduyla girmesi gerekiyor ve bununla ilgili çalışma başlattık. İşe yapay zekayı eğitmekle başladık. Bununla ilgili çalışmalarımız devam edecek" ifadelerini kullandı. "Satış adetleri geçen yılın üzerine çıkacak" GYODER Başkanı Çekici, gayrimenkul sektörünün ekonomi açısından öneminden bahsederek, Türkiye'de konut talebinin her zaman yüksek olduğunu söyledi. Sektörün yıl sonu beklentileri hakkında açıklamalarda bulunan Çekici, şu değerlendirmeleri paylaştı: "Yıl sonu satışlar geçen yılın (1 milyon 226 bin adet) altında kalmayacak, üstüne de çıkacaktır. Geçen sene deprem baz etkisi vardı, satışların bu sene daha iyi olacağını düşüyoruz. Proje satışlarının artmasını istiyoruz, bunun için de faiz ibresinin aşağı dönmesi lazım. Günü kurtaran müdahalelerin değil, bir konut politikası, gayrimenkul ekosisteminin oluşması için kamu-STK-akademi birleşmemiz, bir masada bir araya gelmemiz gerek. Ortak akılla yeni yola yürümemiz gerek, bu tür iniş-çıkışlar sektörümüzü çok zor durumda bırakıyor. Günü birlik çözümlerle bir yere kadar götürebiliriz, günlük satışların iyi olması bizi mutlu etmiyor satışların sürdürülebilir olması gerek." "Betona alternatif konut üretim yöntemleri kullanılmaya başlandı" Helmann Holding Yönetim Kurulu Başkanı Selman Özgün de gayrimenkul sektöründeki yeni trendlerden bahsederek, sektörün yenilikçi bakışla "yeniden" ele alınması gerektiğini söyledi. Türkiye'de konutta betonarme yapım şeklinin çok öne çıktığını ve alternatif yöntemlerin ihmal edildiğini dile getiren Özgün, sözlerini şöyle sürdürdü: "Artık ekonomimize de zarar veren betonun zararlarını anlamaya başladık. En son müsilaj ile somut halde gözler önüne serildi bu gerçek. Sektörümüz son dönemde yeni yapım yöntemleriyle konut üretimine odaklanmaya başladı. Taş, ahşap, çelik gibi yapım yöntemleriyle konut üretimine yönelmiş durumdayız. Bunlar malzeme olarak depreme karşı daha dayanıklı. Maliyetleri de betona göre çok daha yüksek değil. Daha sürdürülebilir yöntemler. Ayrıca daha kısa sürede üretim gerçekleşebiliyor. Tüm dünya da bu şekilde üretim yapmaya başladı. Bizler de kendi üretimimizi Helmann olarak güncellemeye başladık." Özgün, depremden sonra güvenlik kaygısının daha önde olduğunu kaydederek, konutların artık daha düşük katlı yapıldığını bildirdi. Betona alternatif malzemelerle konut üretiminin önemine işaret eden Özgün, "Beton binaların ömrü en fazla 60 yıl. Yık-dök, yık-dök nereye kadar? Önünü alamadığımız gider kalemine dönmüştür" şeklinde konuştu. "Konut fiyatlarının reel olarak düşmesi yatırımcı için bir fırsat" Selman Özgün, yılın 9 ayında 2023'ün aynı dönemine göre konut satışlarının yüzde 5,2 artarak 947 bin 236'ya yükseldiğini belirterek, talebin de yüksek olduğunu söyledi. Sektörün ciddi anlamda ivmelendiğini dile getiren Özgün, "Önümüzdeki dönemde fiyatların artacağını düşünen ve bugüne kadar beklemede olan yatırımcı konut almayı tercih etti ve konut talep etmeye başladı. Bu beklentiyle birlikte yıl sonunda toplam satış adetlerinin 1,3 milyon adet seviyesine ulaşacağını öngörüyoruz. Şu an itibarıyla reel olarak konut fiyatları düşmeye devam ediyor. Bu yatırımcı için bir fırsattır" görüşlerini kaydett

Küresel piyasalar karışık seyrediyor Haber

Küresel piyasalar karışık seyrediyor

l ABD'de geçen hafta güçlü gelen istihdam verileri Fed'in faiz indirimlerine ilişkin beklentiler etkiledi. Bankanın faiz indirim sürecine daha küçük adımlarla devam edeceğine yönelik beklentilerin artması, tahvil faizlerinde yaşanan yükseliş ve Orta Doğu'daki gerilim küresel piyasalarda risk iştahının azalmasına neden oldu. Fed yetkililerinden gelen açıklamalar takip edilirken Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari, risk dengesinin yüksek enflasyondan yükselen işsizliğe doğru kaydığını bildirdi. Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed'in kasımda 25 baz puanlık faiz indirimi yapma ihtimali yüzde 87 seviyesinde bulunurken, 50 baz puanlık faiz indirimi ihtimali tamamen ortadan kalktı Söz konusu gelişmelerle ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi ağustos ayından bu yana ilk defa yüzde 4 seviyesinin üzerine çıkarken, dolar endeksi yeni günde 102,4 seviyelerinde seyrediyor. Altının ons fiyatı ise dün günü yüzde 0,4 değer kaybıyla tamamlarken, şu sıralarda önceki kapanışın hemen üstünde 2 bin 643 dolardan işlem görüyor. Brent petrolün varil fiyatı, dün gününü 3,8 yükselişle 80,8 dolardan tamamlamasının ardından, bugün yüzde 1,7 azalışla 79,5 dolar seviyelerinde. New York Borsası'nda dün Dow Jones endeksi yüzde 0,94, S&P 500 endeksi yüzde 0,96, ve ​Nasdaq endeksi yüzde 1,17 değer kaybetti. ABD'de endeks vadeli kontratlar ise güne karışık seyirle başladı. Kurumsal tarafta ise Google'ın hisseleri, ABD'de federal bir yargıcın Google'ın Android kullanıcılarına uygulamaları indirmek ve uygulama içi ödemeler için daha fazla seçenek sunmasını zorunlu kılmasının ardından yüzde 2,5 değer kaybetti. Analistler, bu hafta bilanço sezonunun başlayacağına işaret ederek, ABD'nin büyük bankalarından JPMorgan Chase ve Wells Fargo başta olmak üzere BlackRock, PepsiCo, DeltaAir ve Domino's Pizza gibi şirketlerin finansal sonuçlarının takip edileceğini belirtti. Avrupa tarafında ise dün Almanya hariç pozitif bir seyir izlendi. Açıklanan veriler, bölgedeki ekonomik aktiviteye yönelik endişelerin devam ettiğini ortaya koyuyor. Avro Bölgesi'nde eylülde eksi 15,4 puan olan Genel Yatırımcı Güven Endeksi bu ay eksi 13,8 puan oldu. Alman otomotiv endüstrisinin satışları yılın ilk yarısında yıllık yüzde 4,7 düşerek 269,5 milyar avroya geriledi. Avro Bölgesi'nde perakende satışlar ağustosta aylık bazda yüzde 0,2, yıllık bazda yüzde 0,8 arttı. Almanya'da fabrika siparişleri ağustosta yüzde 5,8 düştü. Bölgede, enflasyonist baskıların politika yapıcıların beklediğinden daha hızlı azalmasıyla, bu ay Avrupa Merkez Bankası'nın 25 baz puanlık bir faiz indirimine daha gitmesi öngörülüyor. Bu gelişmelerle, Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 0,09 değer kaybederken, İtalya'da FTSE MIB endeksi yüzde 0,66, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,46, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,28 yükseldi. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar ise güne karışık seyirle başladı. Asya tarafında ise Çin'li yetkililerin yaptığı ekonomik brifingin yatırımcıları hayal kırıklığına uğratmasıyla satış ağırlıklı bir seyir hakim. Daha önce duyurulan teşviklerin ardından yetkililerin gerçekleştirdiği bu brifing yatırımcılar tarafından yetersiz karşılandı. Çinli yetkililer, Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu'nun brifinginde, bu yıl ekonomik hedeflere ulaşılacağından emin olduklarını belirterek, büyümeye daha fazla destek sözü verdiler ancak daha fazla teşvik açıklamadılar. Yetkililer, ülkede gelecek yıl da büyük projeleri desteklemek ve stratejik alanlara 100 milyar yuan (14 milyar dolar) yatırım yapılması amacıyla ultra uzun vadeli devlet tahvilleri ihraç etmeye devam edeceklerini aktardı. Açılıştan sonra yüzde 11 yükselen Çin'de Şanghay bileşik endeksi yetkililerden gelen açıklamaların beklentileri karşılayamaması sonrasında kazançlarının bir kısmını geri verdi. Bölgede açıklanan verilere göre, Japonya'da ağustos ayına ilişkin hane halkı harcamaları yıllık yüzde 1,9 azaldı. Kapanışa yakın Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 3,4 yükselirken, Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,2, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,5 ve yüzde Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 7,3 geriledi. Yurt içinde dün satıcılı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü önceki kapanışa göre yüzde 0,85 değer kaybederek 9.031,64 puandan tamamladı. Dolar/TL dün yüzde 0,01 artışla 34,2639'dan kapanırken, bugün bankalararası piyasada önceki kapanışın hemen üzerinde 34,2690'dan işlem görüyor. Analistler, bugün yurt içinde veri gündeminin sakin olacağını, yurt dışında ise ABD'de dış ticaret dengesinin takip edileceğini dile getirerek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 8.850 ve 8.700 puanın destek, 9.200 ve 9.300 seviyelerinin direnç konumunda olduğunu kaydetti. Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle: 10.00 Türkiye, eylül ayı finansal yatırım araçlarının reel getiri oranı 15.30 ABD, ağustos ayı dış ticaret dengesi

Küresel piyasalar yoğun veri haftasına temkinli başladı Haber

Küresel piyasalar yoğun veri haftasına temkinli başladı

Küresel piyasalar yoğun veri haftasına temkinli başladı Dünya genelinde enflasyonla mücadelenin resesyonla sonuçlanıp sonuçlanmayacağına ilişkin soru işaretleri ve Orta Doğu'daki çatışmaların ortaya koyduğu endişeler varlığını korusa da son dönemde açıklanan makroekonomik veriler piyasalarda endişelerin sınırlı kalmasına yardımcı oluyor. Analistler, bu hafta açıklanacak istihdam ağırlıklı verilerden alınacak sinyallerin ABD Merkez Bankasının (Fed) gelecek dönemde atacağı adımlar konusunda belirleyici olabileceğini ifade ederek, söz konusu verilerin ABD ekonomisinin gidişatına ilişkin de daha çok bilgi vermesinin beklendiğini söyledi. Öte yandan, Fed Başkanı Jerome Powell'ın bugün yapacağı açıklamalar yakından takip edilecek. Cuma günü açıklanan verilere göre, kişisel tüketim harcamaları, ağustosta aylık yüzde 0,2 ile beklentilerin altında artış kaydetti. Kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi de ağustosta aylık yüzde 0,1 ve yıllık yüzde 2,2 ile beklentilerin altında arttı. Fed'in enflasyon göstergesi olarak dikkate aldığı, gıda ve enerji kalemlerinin hesaplama dışı tutulduğu çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi de ağustosta aylık bazda yüzde 0,1, yıllık bazda yüzde 2,7 arttı. Endeksteki yıllık değişim piyasa beklentisine paralel gerçekleşirken, artışın aylık bazda yüzde 0,2 olacağı tahmin ediliyordu. Analistler, beklentilerin altında gelen enflasyon göstergelerinin, Fed'in artık iş gücü piyasasını desteklemeye ve faiz oranlarını düşürmeye devam etmeye odaklanabileceğine ilişkin beklentileri artırdığını belirtti. Ayrıca, ABD'de Michigan Üniversitesince ölçülen tüketici güven endeksi de eylülde yukarı yönlü revize edilerek 70,1 oldu ve 5 ayın en yüksek seviyesini kaydetti. Fed yetkililerinden gelen açıklamalar da piyasaların odağında olmaya devam ederken, cuma günü açıklamalarda bulunan St. Louis Fed Başkanı Alberto Musalem, faiz oranlarının "kademeli olarak" düşürülmesi gerektiğini söyledi. Yılın geri kalanında birden fazla 25 baz puanlık faiz indirimi öngören Musalem, iş gücü piyasasının beklenenden daha fazla zayıflaması durumunda ise daha hızlı kesintiler yapabileceklerini ifade etti. Para piyasalarındaki fiyatlamalarda yıl sonuna kadar Fed'in 75 baz puanlık indirim yapacağı beklentisi güçlü kalmaya devam ederken, kasım ayında yüzde 54 ihtimalle 50 baz puanlık bir faiz indirimi yapılacağı öngörülüyor. Söz konusu gelişmelerle ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi şu sıralarda yüzde 3,76 seviyesinde bulunurken, dolar endeksi 100,4'ten haftaya başladı. Altının ons fiyatı ise cuma günü yüzde 0,5 değer kaybederken, şu sıralarda önceki kapanışın yüzde 0,1 altında 2.655 dolardan işlem görüyor. Brent petrolün varil fiyatı haftaya artışla başlamasının ardından, şu sıralarda yüzde 0,5 yükselişle 72,3 seviyesinde bulunuyor. Cuma günü, Dow Jones endeksi yüzde 0,33 yükselirken, S&P 500 endeksi yüzde 0,13 ve Nasdaq endeksi yüzde 0,39 geriledi. Dow Jones endeksi cuma günü, gün içinde 42.628,32 puanı görerek rekor kırmasının ardından 42.313,00 puanla tüm zamanların en yüksek kapanışını gerçekleştirdi. ABD'de endeks vadeli kontratlar yeni haftaya pozitif bir seyirle başladı. Avrupa borsalarında cuma günü alış ağırlıklı bir seyir hakim olurken, bugün gözler Almanya'da açıklanacak Tüketici Fiyat Endeksine (TÜFE) çevrildi. Avrupa Merkez Bankasının (ECB) gevşeme sürecinin hızı ve büyüklüğüne yönelik belirsizlikler varlığını korurken, bölgede enflasyonist baskıların azalmasının ve ekonomik aktivitedeki durgunluk sinyallerinin bankanın güvercin tavrını artırabileceği tahmin ediliyor. Cuma günü bölgede açıklanan verilere göre, Avro Bölgesi'nde tüketicilerin gelecek 12 aya ilişkin enflasyon beklentileri Eylül 2021'den bu yana görülen en düşük seviyeye geriledi. Avro Bölgesi'nde eylül ayında Ekonomi Güven Endeksi ise 0,3 puan azalarak 96,2'ye indi. Cuma günü, Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 1,22, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,64, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,43 ve İtalya'da FTSE MIB endeksi yüzde 0,92 yükseldi. DAX 40 endeksi cuma günü, gün içinde 19.491,93 seviyesini görerek gün içi rekorunu kırarken, 19.473,63 puan seviyesiyle tüm zamanların en yüksek kapanışını gerçekleştirdi. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar ise güne karışık bir seyirle başladı. Asya tarafında haftanın ilk işlem gününde karışık bir seyir hakim olurken, Çin piyasaları sert yükselirken, Japonya piyasaları sert düştü. Çin'de hükümetin geçen hafta açıkladığı ekonomik teşvikler piyasalara olumlu yansımaya devam ederken, hükümet, konut sektöründeki mevcut sorunların çözümü için bankaların mortgage faiz oranlarının düşüreceğine yönelik açıklamalarda bulundu. Çin'de bugün açıklanan verilere göre eylül ayı imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) 49,8 ile beklentilerin üstünde, eylül ayı Caixin imalat sanayi PMI 49,3 ile beklentilerin altında gerçekleşti. Hizmet sektörü PMI ise 50,0 ve Caixin hizmet sektörü PMI 50,3 ile beklentilerin altında gerçekleşmesine karşın hizmet sektöründe ekonomik aktivitenin güçlü kalmaya devam ettiği görüldü. İmalat sanayinde ekonomik aktivitenin hala zayıf olduğunu belirten analistler, açıklanan ekonomik teşviklerin ardından gelecek aylarda aktivitede canlanmanın beklenebileceğini söyledi. Öte yandan, Japonya'da iktidardaki Liberal Demokrat Parti'nin (LDP) başkanlık seçimini geçmişte tarım ve savunma bakanlıkları yapan eski LDP Genel Sekreteri İşiba Şigeru kazandı. İşiba gelecek günlerde LDP ve koalisyon ortağı Komeito'nun hakimiyetindeki Temsilciler Meclisi (Şuugiin) oturumunda Japonya'nın yeni başbakanı ilan edilecek. Analistler, Ekonomik Güvenlikten Sorumlu Devlet Bakanı Takaiçi Sanae'nın seçileceğine yönelik beklentiler ve yeni liderin ekonomik politikaları konusundaki belirsizliklerin etkisiyle ülkedeki pay piyasalarında satış baskısının oluştuğunu belirtti. Japonya'da bugün açıklanan verilere göre ağustos ayına ilişkin sanayi üretimi yüzde 3,3 azalışla beklentilerin altında gerçekleşirken, ağustos ayı perakende satışlar yüzde 0.8 ile beklentileri geride bıraktı. Kapanışa yakın Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 6,6 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 3 yükselirken, Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 4,9 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 1,2 düştü. Cuma günü satış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü önceki kapanışa göre yüzde 0,53 azalışla 9.777,46 puandan tamamladı. Dolar/TL, cuma günü yüzde 0,1 artışla 34,1694'ten kapanırken, bugün bankalararası piyasanın açılışında önceki kapanışın hemen üzerinde 34,1750 seviyesinden işlem görüyor. Analistler, bugün yurt içinde Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) ve aylık para ve banka istatistikleri, yurt dışında ise İngiltere'de büyüme, Almanya'da enflasyon ve ABD'de Dallas Fed imalat sanayi endeksinin yanı sıra Fed başkanı Jerome Powell'ın ve ECB başkanı Christine Lagarde'ı yapacağı konuşmaların takip edileceğini belirterek, BIST 100 endeksinde 9.700 ve 9.600 puanın destek, 10.050 ve 10.200 seviyelerinin direnç konumunda olduğunu kaydetti.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.