TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Enerji

haberingundemi.com.tr - Enerji haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Enerji haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

5G otonom ve yapay zeka teknolojilerine hız kazandıracak Haber

5G otonom ve yapay zeka teknolojilerine hız kazandıracak

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı ve AK Parti Bursa Milletvekili Mustafa Varank, İspanya'nın Barselona kentinde düzenlenen Mobil Dünya Kongresi (MWC) 2025'te AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, kongrede son kullanıcı çözümlerinin gündeme geldiğini, yeni geliştirilen teknolojilerin sergilendiğini söyledi. Kongrede bu yıl yapay zeka ve 5G teknolojilerinin gündem olduğuna işaret eden Varank, yapay zeka alanında dünyada büyük bir yarış olduğunu, ülkelerin bu alana ciddi yatırımlar yaptığını vurguladı. Varank, bu sene Türkiye'nin 5G teknolojisine geçiş yapacağını anımsatarak, "Bu alandaki gelişmeleri takip ettik. Kongrede Çin ağırlıkta. Çin'in teknolojide de bir adım önde olduğunu görebiliyoruz. Türkiye olarak biz de bir yandan kendi teknolojisini geliştiren bir ülke olmaya gayret ederken, bir yandan da dünyadaki bu yarışta geri kalmamaya çalışıyoruz. Türk şirketlerinin buradaki ağırlığını artırmaya devam edeceğiz." ifadelerini kullandı. Operatörlerin 5G'ye geçiş için hazır olduklarına dikkati çeken Varank, "5G demek, ilave hızlar, yeni yetenekler demek, otonom sistemlerin yaygınlaşması ve üretimde yapay zekanın daha rahat uygulanması demek. Bu manada 5G'ye geçişle Türkiye otonom ve yapay zeka teknolojilerinde yeni çözümleri geliştirmek ve uygulamakta çok daha başarılı hale gelecek." diye konuştu. Yapay zekayla ilgili yasal düzenleme çalışmaları sürüyor Varank, Türkiye'de yapay zeka algoritmalarını geliştirmeye çalışan şirketlerin olduğuna işaret ederek, ülkenin çözümlerinin piyasada çok sık görüleceğini bildirdi. Bu alanda yürütülen çalışmaların yanında, yasal düzenlemelerin de devam ettiğini belirten Varank, söz konusu düzenlemeler için TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonunca çalışmaların yürütüldüğünü belirtti. Varank, öte yandan, ülkenin son dönemde özellikle teknoloji tabanlı girişimcilikte büyük yol katettiğine işaret ederek, özellikle yeni kurulan teknoparklar ve teknoloji fonlarının ülkedeki girişimciliği teşvik ettiğini sözlerine ekledi.

Elektrik faturalarında yeni dönem başladı Haber

Elektrik faturalarında yeni dönem başladı

Elektrikte yeni dönem uygulaması başlıyor. Ancak o uygulama sosyal medyada tartışıldığı gibi elektrik faturalarına zam olarak yansımayacak. mDüzenleme aylık tüketimi 417 kilovatsaatten fazla olanları etkileyecek. Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu'nun uygulaması, bugünden itibaren geçerli olacak. Türkiye'de ortalama bir hanenin elektrik faturası 414 lira olarak hesaplanıyor. Düzenlemeden kimler etkilenecek? Ayda 417 kilovatsaatten fazla elektrik tüketenleri kapsayacak.Yıllık kullanım için sınır 5 bin kilovatsaat olacak. Sınırı aşanların faturalarına elektriğin gerçek maliyeti yansıtılacak. Sınırı aşanlar sübvansiyondan yararlanamayacak. Düzenleme faturalara nasıl yansıyacak? Daha önce bin 50 liralık elektrik tüketimi yapanlar artık 2 bin lira ödeyecek. Bu sınırın altındaki faturalar değişmeyecek. 500 liralık elektrik tüketimi yapanlar yine 500 tl ödemeye devam edecek. Düzenlemeden kaç abone etkilenecek? Türkiye'de yaklaşık 40 milyon mesken abonesi bulunuyor. Düzenleme 1 milyon 200 bin aboneyi etkileyecek. Uygulama mesken içi kullanımın yanı sıra apartman ve sitelerdeki bağımsız bölümleri de içerecek. Asansör, merdiven otomatiği gibi tüm ortak alanlar kapsama dahil olacak. Elektriği çok tüketen çok ödeyecek Uygulamayla elektriğin daha verimli kullanılması ve tasarruf bilincinin artırılması hedefleniyor. Bununla birlikte ithal edilen enerji faturasının düşmesi de planlanıyor. Piyasada gerçek maliyetlere dayalı elektrik fiyatı oluşacak. Elektriğin daha verimli kullanılması sağlanacak ve elektrik kullanımında tasarruf bilinci artacak.

Enerji yatırımları meyvelerini veriyor Haber

Enerji yatırımları meyvelerini veriyor

Enerji arzında yerli kaynakların kullanımına ciddi şekilde ağırlık veren Türkiye'nin Gabar petrolü ve Sakarya Gaz Sahası'nın keşfi ile yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretiminde gerçekleştirdiği artışlar dikkati çekiyor. Yenilenebilir enerji kaynaklarının toplam elektrik üretimindeki payını ciddi oranda artıran Türkiye, petrolde iç tüketimi yerli kaynaklarla karşılama oranını yaklaşık yüzde 15'e çıkardı. Yerli gaz ile 3 milyon hanenin ihtiyacı temin ediliyor. Bu kapsamda 2021'de Gabar sahasında Cumhuriyet tarihinin en büyük petrol keşfi gerçekleşirken, 2020'de Karadeniz'de Sakarya Gaz Sahasında yapılan gaz keşfiyle Türkiye'nin doğal gaz arz güvenliğine önemli katkı sağlandı. Mevcut durumda Türkiye'nin günlük petrol üretimi 29 Aralık itibarıyla Gabar dahil 127 bin varile ulaştı. Gabar'da 75 kuyuda 71 bin varil petrol üretiliyor. 2025'de buradaki günlük petrol üretiminin 100 bin varile çıkarılması hedefleniyor. Karadeniz'de Sakarya Gaz Sahası'nda ise günlük 7 milyon metreküp üretime ulaşıldı. Bu miktar, yaklaşık 3 milyon hanenin gaz ihtiyacını karşılıyor. Sahadaki mevcut üretimin yılın ilk çeyreğinde 9,5 milyon metreküpe çıkarılması öngörülüyor. Çanakkale'de bakım çalışmaları süren Yüzer Üretim Depolama Ünitesinin (FPSO) 2026'da devreye girmesiyle Sakarya sahasında üretimin 9,5 milyon metreküpten günlük 20 milyon metreküpe çıkarılması amaçlanıyor. Rüzgar ve güneşin kapasitesi 32 bin megavata ulaştı Türkiye'de hane halkının tükettiği elektrik karbon nötr olarak karşılanıyor. Bunda yenilenebilir enerji kaynakları arasında son yıllarda öne çıkan rüzgar ve güneş enerjisi santrallerinin kapasitesinin artması önemli rol oynuyor. TEİAŞ verilerine göre Türkiye'nin elektrikte kurulu gücü 115 bin 959 megavata ulaştı. Yenilenebilir enerji kaynaklarında kurulu güç bakımından hidroelektrik santralleri 32 bin 203, güneş 19 bin 846, rüzgar 12 bin 851, biyokütle 2 bin 128, jeotermal 1734 megavata ulaştı. Hane halkının kullandığı elektrik rüzgar ve güneşten değil de doğal gazdan sağlanacak olsa 14 milyar metreküp gazın kullanılacağı, bunun da minimum 8 milyar dolar ilave maliyete sebep olacağı tahmin ediliyor. Bu arada rüzgar ve güneş enerjisi yatırımlarını her yıl 7-8 bin megavat artırmayı planlayan Türkiye, 2035'te rüzgar ve güneş enerjisi kurulu gücünde 120 bin megavata ulaşmayı planlıyor. Bu doğrultuda yıl içinde sektördeki yatırım ve izin süreçlerinin kısaltılması da amaçlanıyor. Türkiye enerjide önemli mesafe kat etti Türkiye Enerji Stratejileri ve Politikaları Araştırma Merkezi (TESPAM) Başkanı Oğuzhan Akyener, AA muhabirine Türkiye'nin enerji konusunda attığı adımlara yönelik değerlendirmelerde bulunarak, şunları kaydetti: "Türkiye son dönemde enerji bağımsızlığına giden yolda önemli adımlar atmayı başardı, önemli bir yol kat etti. Sakarya Gaz Sahası'nın üretime alınması, şu anki üretim rakamları bile enerjide dışa bağımlılığımızı yüzde 1 oranında azaltıyor. Üretim arttıkça bu oran da artacak. Bunun yanı sıra şu an bütün sahalardan elde ettiğimiz tüm petrolün fazlasını Gabar'da elde ediyoruz. Bu gerçekten Türk petrol tarihi açısından son derece önemli. İnşallah üretim artırılacak. Gabar sayesinde ham petrolde yurtiçi üretimin yurtiçi tüketimi karşılama oranı perspektifinde yüzde 15 seviyelerine ulaşmış durumdayız. Bu atılan adımların hepsinin sistematik bir şekilde oluşturulduğunu gözlemleyebiliyoruz." Enerjide doğal gazda boru hattı diplomasileri, inşaları, yüzer ve sabit sıvılaştırılmış (LNG) terminalleri, depolama tesisleriyle Türkiye'nin, doğalgaz arz güvenliği, arz çeşitliliği ve fiyat yönetimi noktasında önemli bir performans ortaya koymayı başardığını vurgulayan Akyener, hukuki, ticari ve teknik altyapıda entegre çalışmalar gerçekleştirildiğini ve sürecin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından başarılı bir şekilde ilerletildiğini aktardı. Türkiye enerji krizini Avrupa'dan daha iyi yönetti Akyener, pandemi sonrasında meydana gelen enerji krizinin dünyayı ve özellikle Avrupa'yı ciddi şekilde etkilediğine ve Rusya-Ukrayna savaşının bu krizi derinleştirdiğine işaret ederek, "Türkiye, Avrupa Birliği'ne (AB) kıyasla bu süreçleri çok daha profesyonel bir şekilde yönetti. AB birçok noktada arz krizi yaşarken, Türkiye'nin arz problemi diye bir konu kalmadı. Bunu rahatlıkla ifade edebiliriz." dedi. Yenilenebilir enerji konusunda Türkiye'nin Avrupa'daki birçok ülkeyi geride bıraktığına dikkati çeken Akyener, "Türkiye'nin yakaladığı bu ivme kolay olmadı. Mevzuat sistemlerinden teşvik politikalarına, yerli teknoloji üretim kabiliyetlerini geliştirmeyle alakalı devlet desteklerinden yatırımcı ilgisinin cezbedilmesine, bu bağlamda altyapı çalışmaların oturtulmasına, iletim, dağıtım ağları gibi özelleştirme süreçlerine kadar çok yönlü, gerçekten yorucu ama Türkiye'ye bir o kadar da çok şey kazandıran işler yapıldı." değerlendirmesinde bulundu. Akyener, rüzgar ve güneşte 2035 hedeflerine de vurgu yaparak, "Türkiye, şu an bunu 4 katına çıkarmayla alakalı daha makro bir hedef önüne koymuş durumda. Bu süreci yakalarken, depolama, hidrojen üretimi, denizlerde rüzgar gibi projeleri de Türkiye adım adım hayata geçirmek için çalışmalarını sürdürüyor." diye konuştu. Türkiye'nin yenilenebilir enerji teknolojilerini millileştirme konusunda da çalışmalar yaptığına ve bu alanda yüzde 90'ın üzerinde bir kabiliyete ulaştığına dikkati çeken Akyener, "Bu da gerçekten çok önemli bir atılım. İnşallah yenilenebilir enerji konusunda Türkiye'nin geleceği bir hayli parlak." ifadelerini kullandı. Enerjide atılan adımlar dışa bağımlılığı azaltıyor Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) araştırmacısı Büşra Zeynep Özdemir de enerjide atılan adımlara ilişkin "Türkiye, 20 yılı aşkın bir süredir enerji arz güvenliğini artırmak adına enerjide ithal girdi oranını düşürerek dışa bağımlılığı azaltmak, tükettiği enerji kaynaklarını üreten bir ülke olmak, yerli ve milli enerji ile maden kaynaklarından mümkün olan en yüksek düzeyde fayda sağlamak için çalışıyor." bilgisini paylaştı. Sakarya Gaz Sahasında yapılan üretimin Türkiye'nin en büyük doğal gaz üretimi olduğunu belirten Özdemir, sözlerine şöyle devam etti: "Ocak 2025 itibariyle sahadan günlük üretilen gaz miktarı yaklaşık 7 milyon metreküp. Bu miktar 3 milyon hanenin doğal gaz talebini karşılayabilecek düzeyde. Şırnak’taki Gabar Sahası ise Türkiye’de keşfedilmiş en büyük petrol sahası olma özelliğini taşıyor. Bugün sahadan üretilen petrol miktarı günlük 71 bin varil seviyesinde. Söz konusu üretim sayesinde bugünkü petrol fiyatları ile yaklaşık 2 milyar dolarlık enerji ithalatı tasarrufu sağlandığını söylemek mümkün." Özdemir, 2002'de 12,3 bin megavat olan yenilenebilir kurulu gücünün 2024 sonunda 68,2 bin megavata ulaştığının altını çizerek, "Tüm bunlar, petrol ve doğal gaz arama ve üretimi, yenilenebilir enerji kaynaklarının elektrik enerjisi kurulu gücündeki payının artırılması Türkiye'nin ithal enerji kaynaklarına bağımlılığını azaltarak, enerji faturasında da aşağı yönlü bir etki yaratırken, dışa bağımlılığını azaltarak enerjide bağımsızlığını artırıcı etki ortaya çıkarıyor." ifadelerine yer verdi. 

Rus ekonomisinde 2025'te soğuma bekleniyor Haber

Rus ekonomisinde 2025'te soğuma bekleniyor

Rusya Ekonomik Kalkınma Bakanlığı, Rusya Merkez Bankası ve ülkedeki çeşitli kurumlardan derlediği bilgilere göre, Rus ekonomisinin 2024'ü yüzde 3,9 büyümeyle kapatması bekleniyor. Böylelikle ülke ekonomisinin iki yıl üst üste dünya ortalaması olan yüzde 3,2'nin üzerinde büyüme kaydetmesi öngörülürken, işsizlik oranı da Kasım 2024 itibarıyla yüzde 2,3 ile Rusya tarihinin en düşük seviyesinde seyretmeye devam ediyor. Rekor işsizlik oranının ana sebeplerinden iş gücü açığı nedeniyle maaşlarda artış sürerken, 2024'ün ilk 9 ayında Rusların enflasyondan arındırılmış reel gelirleri bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 9 artış kaydetti. Rus yetkililer, ülke ekonomisinin savaş nedeniyle aşırı ısındığı görüşünde birleşirken, bunun da başlıca nedeni olarak iç talebe yetişemeyen sanayi kapasitesi ve ithalata yönelik yaptırımlar gösterildi. Artan gelirler nedeniyle durdurulamayan iç talep, enflasyon oranını hedeflenen seviyenin üzerine taşırken, Rusya Merkez Bankası politika faizini son olarak 25 Ekim'de 200 baz puan artışla yüzde 21'e yükseltmişti. Ülkede yıllık enflasyon 23 Aralık itibarıyla yüzde 9,5 seviyesindeyken banka bu oranı 2026 sonu itibarıyla yüzde 4'e düşürmeyi hedefliyor. Uzmanlar, enflasyonla mücadele sürecinde durgunluk veya sıfıra yakın ekonomik büyümeyle birlikte "sert iniş" yaşanabileceği uyarısında bulunuyor. Ekonomide aşırı ısınma dönemi Modern tarihin en kapsamlı yaptırımlarının uygulandığı Rusya, hükümetin bütçe teşvikleri ve önemli oranda artan savunma sanayi harcamaları sayesinde güçlü bir ekonomik performans sergilemeye devam ediyor. Başta bankacılık sektörüne yönelik olmak üzere, yaptırımlar nedeniyle ithalatta kısıtlamalarla karşılaşan hükümet, ithalat ikamesi süreçlerini hızlandırmak amacıyla çeşitli önlemler alıyor. Söz konusu büyüme ekonomide yeni sorunların baş göstermesine yol açarken, Rusya Merkez Bankası Başkanı Elvira Nabiullina, geçen yıl yaptığı açıklamada, Rus ekonomisinin aşırı ısındığını söyledi. İş gücü rezervleri ve üretim kapasitelerinin neredeyse tükendiğine işaret eden Nabiullina, "Bu kaynakların kıtlığı, talebi teşvik etme yönündeki tüm girişimlere rağmen ekonominin büyüme hızında yavaşlamaya yol açabilir." değerlendirmesinde bulundu. Rusya Merkez Bankası, aşırı ısınma dönemi nedeniyle para politikasını sıkılaştırırken, sabit varlıklara yatırımlar yavaşlayarak geçen yılın ilk çeyreğinde yüzde 14,5 büyüdü ve üçüncü çeyreğinde yalnızca yüzde 5,1'lik artış kaydetti. Enflasyon ve aşırı ısınmayla mücadele için alınan önlemlerle, Ekonomik Kalkınma Bakanlığı ekonominin bu yıl yüzde 2,5, merkez bankası ise yüzde 0,5 ila 1,5 büyümesini bekliyor. Ülkenin en büyük bankalarından VTB'nin başkanı Andrey Kostin de Aralık 2024'te AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Ekonominin yavaşlayacağını, yüzde 2 büyüyeceğini düşünüyoruz. Bunun bir trajedi olmadığına inanıyoruz." değerlendirmesinde bulunmuştu. İş gücü açığı sorunu çözülemiyor Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin başta olmak üzere ülkedeki yetkililer, iş gücü açığının ekonomi için ana risk faktörlerden biri olduğu konusunda çeşitli açıklamalar yapıyor. Yapısal demografik problemler, Ukrayna savaşı ve mevcut iş gücü kaynaklarının önemli oranda savunma sanayisine kayması nedeniyle derinleşen sorun, ülkede yaşanan terör saldırılarının etkisiyle katılaşan göçmen politikalarıyla daha da kronikleşme tehlikesi barındırıyor. Girişimciliği ve Ekonomiyi Geliştirme Enstitüsünün Nisan 2024'te yayımladığı bir raporda, ülkedeki şirketlerin yüzde 90'ından fazlasında iş gücü açığı yaşandığı ifade edilmişti. Neredeyse tüm sektörlerde sorun yaşandığı vurgulanan raporda, maaş artışları ve maddi destek gibi bazı tedbirlerin de sınırlı etkiye sahip olduğu kaydedilmişti. Enerjide olası yeni zorluklar Isınan ekonomi ve iş gücü açığı sorunlarıyla boğuşan Rusya'da yetkililerin masasında büyüme tehlikesi bulunan başka riskler de mevcut. Yaptırımların olası genişlemesiyle birlikte petrol fiyatlarının geleceğine dair belirsizlikler söz konusu riskler arasında. Rusya'nın yılda 250 milyar dolara yaklaşan karşılıklı ticaret hacmiyle en büyük ortağı Çin'deki olası bir ekonomik yavaşlama da gündemde. Uluslararası sermaye piyasalarına ve kritik teknolojik ürünlere erişimi engellenen Rusya’nın, ekonomik kalkınmasında güçlük yaşanırken, petrol fiyatlarındaki dalgalanmalar da belirsizliği tetikliyor. Rusya'nın ana ihracat kalemlerinden olan petrolün fiyatlarındaki olası sert düşüşler nedeniyle bütçe dengesindeki belirsizliğin artmasına yönelik tehlikeler de var. Doğal gazda Avrupa pazarında yaşanan önemli kayıpların telafisi de güçlük yaratıyor. Rus enerji şirketi Gazprom, son olarak 1 Ocak'ta Ukrayna üzerinden Avrupa'ya doğal gaz sevkiyatının durdurulduğunu bildirmişti. Şirketin Rus gazını Avrupa'ya taşıdığı ana boru hatları Kuzey Akım 1, Kuzey Akım 2 ve Yamal-Avrupa da Ukrayna savaşının ardından atıl duruma gelmişti. Petrol sevkiyatında Çin ve Hindistan'ın ithalatı artırmasıyla kayıplarını bir miktar telafi eden Rusya, doğal gazda da özellikle sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) kapasitesini artırarak Avrupa'da yaşadığı kayıpları azaltma niyetinde. Öte yandan, ABD'de başkan seçilen Donald Trump'ın Ukrayna savaşını bitireceğine yönelik vaatleri Rus piyasalarında temkinli bir iyimserlikle karşılanırken, yetkililer yaptırım baskısının en azından 2025'te de önemli oranda devam etmesine kesin gözüyle bakıyor.

Türkiye, Avrupa'ya gaz akışında önemli rol üstlenecek Haber

Türkiye, Avrupa'ya gaz akışında önemli rol üstlenecek

Rusya-Ukrayna savaşı öncesinde, Rusya, Avrupa Birliği’nin (AB) en büyük doğalgaz tedarikçisi olarak öne çıkarken, 50 yıl süren boru hattı yatırımları sonucunda 2022 itibarıyla AB pazarındaki payını yüzde 40'a kadar artırmıştı. Savaş öncesi, Rusya'nın payı, AB gaz portföyünde 2018'de 201,7 milyar metreküp düzeyine kadar yükselse de 2023'te bu miktar yaklaşık 35 milyar metreküpe kadar geriledi. Söz konusu miktarın 15 milyar metreküpü boru gazı olarak Ukrayna üzerinden kalan kısmı ise sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) olarak sevk edildi. Savaş nedeniyle uygulanan yaptırımlar sonucu, Rusya müşterilerini ABD, Katar gibi sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) tedarikçilerine ve üretim kapasitesini artıran Norveç'e kaptırdı. Rus gazını Avrupa'ya taşıyan başlıca boru hatları olan Kuzey Akım 1, Kuzey Akım 2 ve Yamal-Avrupa boru hatları kullanıma kapanırken, Ukrayna'dan gaz sevkiyatının durması durumunda Türkiye, TürkAkım boru hattıyla tek geçiş güzergahı olarak ön plana çıkıyor. Türkiye ile Rusya arasında imzalanan anlaşma çerçevesinde, Ocak 2020'de devreye giren TürkAkım projesi, yüksek kapasitesiyle enerji denkleminde dikkati çekiyor. Her biri yıllık 15,75 milyar metreküp kapasiteye sahip iki hattan oluşan TürkAkım, bugüne kadar Türkiye'ye 40 milyar, Avrupa'ya ise 53 milyar metreküpten fazla doğalgaz tedarik etti. Rus yetkililer, Türkiye üzerinden Avrupa'ya toplamda 63 milyar metreküp gaz sevk edilebileceğini belirtmişti. Öte yandan, Ukrayna'nın, gazın kesilmesinin ardından Rusya'dan gelen transit ücretlerinde yıllık yaklaşık 800 milyon dolar, Gazprom'un ise gaz satışlarından yaklaşık 5 milyar dolar kaybedeceği tahmin ediliyor. "Türk piyasası, Rus gaz ihracatı için çıkış noktasına haline geliyor" Erste Investment Petrol ve Gaz Analisti Tamas Pletser konuya ilişkin AA muhabirine yaptığı değerlendirmede Ukrayna'nın bu adımının dolaylı olarak Rusları, Türk pazarına daha fazla gaz satmaya ve hem Mavi Akım hem de TürkAkımı boru hatları üzerinden daha fazla gaz iletmeye yönlendirdiğini belirterek, "Türk piyasası Rus gaz ithalatı için ana transit güzergahlarının kapanması nedeniyle daha da önemli bir çıkış noktası haline geliyor." dedi. Türkiye, Avrupa'ya gaz tedarikine yönelik Türkiye'nin, bölgesel bir gaz ticaret merkezi olmanın yanında Güney ve Doğu Avrupa'ya gaz tedarikinde kritik bir rol oynama konusunda mükemmel bir konumda bulunduğunu kaydeden Pletser, Türkiye'nin enerji konusunda çok sayıda kaynak ülkeye yakın olduğuna ve bu ülkelerden gelen boru hatlarına ev sahipliği yaptığına işaret etti. Pletser, Azerbaycan ve Türkmenistan gazı ve hatta Katar-Türkiye doğal gaz boru hattı gibi olası projelerin de rol oynadığı avantajlı coğrafyada siyaset ve güvenlikle alakalı sorunları çözülmesi durumunda birçok fırsatın bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Doğru bir yönetimle, Türkiye'nin ticaret merkezi ve tedarik noktası olarak parlak bir geleceği var. Türkiye, doğal gaz için önemli bir merkez olabilir ve ülke, Orta Doğu, Karadeniz, Rusya ve Akdeniz gaz kaynakları ile Orta ve Güneydoğu Avrupa'daki ana müşteriler arasında önemli bir aracı rolü oynayabilir." "Türkiye, Avrupa'ya gaz akışında önemli rol üstlenecek" Japonya Enerji Ekonomisi Enstitüsü Kıdemli Ekonomisti Akira Yanagisawa da sevkiyatın durmasından önce her yıl 45 milyar metreküp gazın, Ukrayna üzerinden Rusya'dan Avrupa'ya sevk edildiğini anımsatarak, "Bu nedenle şimdi Avrupa, Ukrayna üzerinden yapılan sevkiyatın askıya alınması nedeniyle gaz açığını kapatmak için yurtdışından LNG ithal etmek zorunda kalacak veya Rusya'dan Türkiye üzerinden boru hattıyla gaz sevkiyatını artıracaktır." ifadelerini kullandı. Yanagisawa, Avrupa'ya sevkiyat konusunda TürkAkım dışında pek seçenek kalmadığına işaret ederek, "Bu nedenle, Türkiye, Rusya'dan Avrupa'ya boru hattıyla gaz iletimindeki artan hacmi kabul etmede önemli bir rol üstlenecektir." değerlendirmesinde bulundu. Oxford Enerji Çalışmaları Enstitüsü Araştırma Görevlisi Zuzana Princova ise mevcut durumda Rusya'nın TürkAkım aracılığıyla Türkiye üzerinden gaz sevkiyatını artırabileceğine işaret ederek, "Eğer Türkiye üzerinden geçen boru hatlarında boş kapasite varsa, Türkiye, Rus veya Azerbaycan gazının Avrupa'ya sevkiyatında artış sağlayabilecektir. Bence bu büyük ölçüde bir kapasite meselesidir." açıklamasında bulundu. Türkiye, attığı adımlarla gaz merkezi olma hedefini pekiştiriyor Son 20 yılda kurduğu LNG ve Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi (FSRU) tesisleriyle boru gazının yanı sıra sıvılaştırılmış doğal gaz tedarik kapasitesini de artıran Türkiye, 2024'te yaklaşık 100 milyar metreküp LNG tedarikini öngören anlaşmalara imza attı. Bu çerçevede Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ'ın (BOTAŞ) geçen yıl 4 farklı şirketle imzaladığı sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedariki anlaşmalarıyla LNG atılımı yaptı. BOTAŞ, Umman ile 2025-2035 yılları arasında doğal gaz temin etmek amacıyla Ocak 2023'te bir LNG Tedarik Anlaşması imzaladı. Buna göre söz konusu ülkeden yıllık 1 milyon ton ( yaklaşık 1,40 milyar metreküp) kadar LNG ithal edilecek. Şirketin mayısta ExxonMobil ile vardığı Mutabakat Muhtırası kapsamında, ExxonMobil Türkiye'ye yıllık 2,5 milyon tona (yaklaşık 3,45 milyar metreküp) kadar LNG tedarik edebilecek. BOTAŞ 2 Eylül'de Shell ile 18 Eylül'de TotalEnergies ile tedariki 2027'den başlamak üzere 10 yıllık LNG anlaşmaları imzaladı. Bu kapsamda, Shell anlaşmasında yıllık 4 milyar metreküp, TotalEnergies anlaşmasında ise yıllık 1,6 milyar metreküp doğal gazın önemli bir kısmı BOTAŞ tarafından ABD’deki üretim terminallerinden dolum yapılarak teslim alınacak, bir kısmı ise BOTAŞ’ın talebi doğrultusunda Türkiye veya Avrupa terminallerine teslim edilecek. Söz konusu anlaşmaların toplamına bakıldığında adı geçen yabancı firmalardan anlaşma süreleri boyunca yaklaşık 100 milyar metreküpe kadar gaz temin edilebileceği öngörülüyor. LNG altyapısını yanı sıra Türkiye, Rusya, Azerbaycan ve İran'dan boru hatlarıyla gaz tedarik ediyor. Rusya'dan TürkAkım boru hattı aracılığıyla yıllık 31,5 milyar metreküp, Mavi Akım boru hattı üzerinden 16 milyar metreküp gaz alma kapasitesine sahip bulunuyor. Öte yandan Azerbaycan'dan gelen Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı'nın (TANAP) yıllık kapasitesi 16 milyar metreküp, İran-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı'nın yıllık kapasitesi ise 10 milyar metreküp seviyesinde bulunuyor.

İran, enerji krizini aşmaya çalışıyor Haber

İran, enerji krizini aşmaya çalışıyor

İran'da enerji krizi nedeniyle havanın soğuduğu kış günlerinde, bazı eyaletlerde birçok fabrika ve devlet daireleri tatil edilirken, okullar ise uzaktan eğitime geçti. Petrol zengini ülkede, ekonomik yaptırımlar nedeniyle enerji altyapısına yeterli yatırım yapılamaması, enerji tedarikinde sıkıntıya yol açarken, özellikle kış aylarında sanayi ve yerleşim bölgelerindeki elektrik kesintileri ekonomik ve sosyal sorunlara neden oluyor. Ülkede özellikle kış aylarında artan enerji talebi ile mevcut altyapının yetersizliği birleşince elektrik ve doğal gaz kesintileri kaçınılmaz hale geliyor. "Kombileri 2 derece düşürün" çağrısı Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, bir süre önce vatandaşlara seslenerek, kombilerini 2 derece daha düşük seviyede çalıştırmalarını istedi. Enerji Bakanı Abbas Aliabadi ise elektrik santrallerine daha fazla gaz verilebilmesi ve vatandaşlara elektrik tedarikinde sorun yaşanmaması için yakıt tüketiminin azaltılması konusunda halka çağrı yaptı. Bazı enerji santrallerinin arızalı olduğuna işaret eden Aliabadi, halkın yakıt tüketimini düşürmesi gerektiğini söyledi. Enerji sorunu nedeniyle aralık ayında, Erdebil, Tahran, Batı Azerbaycan, Simnan, Gülistan, Kuzey Horasan, Rezevi Horasan, Mazenderan, Zencan, Kürdistan ve Kirmanşah gibi bölgelerde tüm eğitim kademelerinde eğitime ara verildi. Fabrika ve atölyeler durdu İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Cafer Kaimpenah, 17 Aralık'ta ülkede doğal gaz yetersizliği nedeniyle bazı sanayi bölgelerindeki fabrika ve atölyelerin faaliyetlerinin durduğunu belirtti. Kaimpenah, ülkede doğal gaz ihtiyacının 945 milyon metreküp olmasına rağmen yaklaşık 840 milyon metreküp üretildiğini açıkladı. Tejaratnews haber sitesine göre, ülkenin elektrik ihtiyacının büyük kısmı hala doğal gaz kullanan termik santraller tarafından karşılanıyor. Bu durum, elektrik talebinin en yoğun olduğu dönemlerde yaklaşık 15 bin megavatlık açığa neden oluyor. Sık sık yaşanan elektrik kesintileri, sanayi ve vatandaşlar için ciddi sorunlar oluşturuyor. İran'da, elektriğinin yüzde 94'ünü fosil yakıtlardan üretiliyor. Rüzgar ve güneş enerjisinin payı dünya genelinde yüzde 13 iken, bu oran İran'da yüzde 0.6 seviyesinde. Elektrik kesintileri üretime milyarlarca dolar zarar veriyor Doğal gaza aşırı bağımlılık, teknolojik gelişmelerin yetersizliği ve eski altyapılar, yenilenebilir enerji geliştirilmesini olumsuz etkiliyor. Ayrıca, eski üretim ve iletim altyapısı enerji kaybına neden olup ülke ekonomisine ciddi zararlar veriyor. Bu verimsizlik, maliyetleri artırırken, elektrik şebekesinin güvenilirliğini azaltıyor. Ülkedeki elektrik kesintilerinin sanayi üretimine yıllık 5 ila 8 milyar dolar zarar verdiği tahmin ediliyor. İran, yenilenebilir enerji kapasitesini 2030 yılına kadar yaklaşık 2 bin 500 megavata çıkarmayı planlıyor. Ancak, mali zorluklar ve ekonomik yaptırımlar, yabancı yatırımların ve ileri teknolojilerin ülkeye girişini olumsuz etkiliyor. ABD Enerji Enformasyon İdaresinin (EIA) verilerine göre, Rusya, 47 trilyon metreküple dünyada kanıtlanmış en fazla doğal gaz rezervine sahipken İran da 34 trilyon metreküple en fazla gaz rezervlerine sahip ikinci ülke konumunda.

TürkAkım sayesinde alternatif rotaya ihtiyacımız kalmadı Haber

TürkAkım sayesinde alternatif rotaya ihtiyacımız kalmadı

Szijjarto, Anadolu Ajansının (AA) Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı himayesinde, "Ortak Gelecek, Ortak Hedefler" temasıyla bu yıl ilk kez düzenlediği İstanbul Energy Forum'da AA muhabirinin sorularını yanıtladı. Macaristan'ın Türkiye ile işbirliğinin stratejik açıdan oldukça önemli olduğuna dikkati çeken Szijjarto, ilişkilerin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Macaristan Başbakanı Viktor Orban arasındaki büyük kişisel dostluk üzerine inşa edildiğini kaydetti. Szijjarto, bu yıl ikili ilişkilerde bazı dönüm noktalarının yaşandığına işaret ederek, "İlk kez Türkiye'den doğal gaz satın aldık. Böylece Macaristan, ülkenizden gaz ithal eden Türkiye'ye komşu olmayan ilk ülke oldu. 250 milyon metreküp ki bu iyi bir başlangıç. Şimdi de gaz ticareti şirketimiz ve BOTAŞ, gaz teslimatlarını devam ettirmek üzere yeni bir sözleşme çerçevesi üzerinde çalışıyorlar. Öte yandan, petrol şirketimiz ile TPAO, gelecekte Türkiye ve Macaristan'da karşılıklı olarak birbirlerinin projelerinde yer almak üzere genişletilmiş bir işbirliği planlıyor." ifadelerini kullandı. Nükleer enerji konusunda da güçlü bir işbirliği olduğunun altını çizen Szijjarto, "Hem Türkiye hem de Macaristan nükleer kapasitelerini artırmak için çok fazla yatırım yapıyor. Aynı teknolojiyi kullanıyoruz, aynı ana yükleniciye sahibiz. Rosatom her iki ülke için de nükleer enerji santrali inşa ediyor. Bu konuda sıkı bir işbirliği üzerinde mutabık kaldık. Birbirimizin uzmanlığına bakıyor, uygulamaları ve deneyimleri paylaşıyor ve birbirimizin nükleer mühendis ve uzmanlarını yetiştirmeye yardımcı oluyoruz." diye konuştu. Szijjarto, iki ülkenin petrol ve gaz ticareti alanındaki hedeflerine değinerek, "Bizim için en önemli şey, BOTAŞ ile gaz ticareti yapan şirketimiz arasındaki gaz teslimat sözleşmesinin devam etmesi. Bakan Bayraktar ile birlikte bu şirketlerin yöneticilerini anlaşmayı mümkün olan en kısa sürede tamamlamaya teşvik ediyoruz. Ayrıca, MOL petrol şirketi ve petrol şirketiniz TPAO ile stratejik bir ortaklığa girmek ve her iki ülkenin topraklarında birbirlerinin projelerine dahil olmak için yeni kilometre taşlarına ulaşmak istiyoruz." dedi. "Bu yıl TürkAkım üzerinden Macaristan'a 6,6 milyar metreküpten fazla gaz geldi" Rus doğal gazının Ukrayna üzerinden sevkiyatına yönelik anlaşmada sona yaklaşıldığını anımsatan Szijjarto, şunları kaydetti: "Ukrayna üzerinden transit geçişin kesilmesinin bize herhangi bir etkisi yok. Çünkü birkaç yıl önce Türkiye, Bulgaristan, Sırbistan ve Rusya ile birlikte TürkAkım boru hattını inşa ettik. Macaristan şu anda TürkAkım üzerinden doğal gaz tedariki gerçekleştiriyor. Günlük olarak 20 milyon metreküpten fazla ithalat yapıyoruz, bu da yeni bir rekor. Bu yıl TürkAkım üzerinden Macaristan'a 6,6 milyar metreküpten fazla doğal gaz geldi. Bu rakam geçen yılın tamamından daha fazla. Dolayısıyla, birkaç yıl önce yaptığımız bu yatırım sayesinde, Ukrayna üzerinden gaz transitinin kesilmesinin bizim için herhangi bir önemi yok." Szijjarto, alternatif rota arayışlarının olmadığına dikkati çekerek, "TürkAkım sayesinde buna ihtiyacımız yok." ifadesini kullandı. "Rusya-Ukrayna savaşının tırmanma riski var" Rusya-Ukrayna Savaşı'na da değinen Szijjarto, Ukrayna'ya sınır komşusu olan ülkesinin her gün savaşın olumsuz etkileriyle karşı karşıya kaldığını dile getirdi. Szijjarto, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın tırmanmasına yol açabilecek adımlarla ülkenin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın barışı sağlamasını zorlaştırmaya çalıştığını belirterek, "Demokratların, Rusya topraklarına karşı uzun menzilli füzelerin kullanılmasına onay vermesi ve hatta ekonomik açıdan Gazprombank'a yaptırım uygulayacağını açıklamasıyla savaşın tırmanma riski var. Bu, söz konusu yönetimin son günlerinde hiçbir sonucu umursamadıklarının çok açık bir işareti. Bu nedenle 20 Ocak'ın bir an önce gelmesini umuyoruz." ifadelerini kullandı.

Küresel enerjiye yön verenler İstanbul'da buluşuyor Haber

Küresel enerjiye yön verenler İstanbul'da buluşuyor

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, İstanbul Kongre Merkezi'nde küresel enerji piyasasına yön veren isimlerin buluşacağı İstanbul Energy Forum, "Ortak Gelecek Ortak Hedefler" mottosuyla düzenlenecek. Farklı ülkelerden bakan düzeyinde katılımın sağlanacağı etkinlikte, uluslararası enerji şirketlerinin üst düzey temsilcilerinin yanı sıra yerli ve yabancı sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, iş dünyası ve medya yöneticileri de yer alacak. Gün boyu sürecek forumda, enerjide akıllı dönüşüm, iklim değişikliği, küresel ve bölgesel işbirlikleri, arz güvenliği, enerji dönüşümünün finansmanı, enerjide yeni teknolojiler ve yakıtlar gibi başlıklar masaya yatırılacak. - Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel ve bölgesel işbirliklerine vurgu yapacak Forumun ana oturumunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yapacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin enerji perspektifini konuklarla paylaşırken "ortak gelecek ve ortak hedefler" vizyonu doğrultusunda küresel ve bölgesel işbirliklerine vurgu yapacak. Ana oturumda ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye'nin enerji görünümü ve geleceğe yönelik hedefleri konusunda değerlendirmelerde bulunacak. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Serdar Karagöz de enerji, iletişim, diplomasi başlıklarında konuşma yapacak. - Bakanlar Oturumu düzenlenecek Ana oturum sonrasında Bakan Bayraktar moderatörlüğünde "Dirençli Bir Gelecek için Zorluklar ve Fırsatlar" başlıklı Bakanlar Oturumu düzenlenecek. Bu oturuma Azerbaycan Enerji Bakanı Parviz Shahbazov, Bulgaristan Enerji Bakanı Vladimir Malinov, Macaristan Dışişleri ve Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, Moldova Enerji Bakanı Victor Parlicov, Libya Petrol ve Gaz Bakanı Khalifa Abdulsadek, Sırbistan Enerji ve Maden Bakanı Dubravka Djedovic Handanovic ile Özbekistan Enerji Bakanı Jurabek Mirzamahmudov katılacak. - 4 farklı oturum İstanbul Energy Forum kapsamında ayrıca, "Gaz Güvenliğinin Yeni Dinamikleri: Bölgesel Perspektifler" başlıklı BOTAŞ Özel Oturumu, "Akıllı Enerji Dönüşümünde Yeni Teknolojiler ve Yakıtlar için Beklentiler", "Enerji Dönüşümünün Finansmanı: Beklentiler ve Öncelikler" oturumları yapılacak. Forum, "Anadolu Ajansı Teşekkür ve Değerlendirme Toplantısı" ile tamamlanacak.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.