TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Emekli

haberingundemi.com.tr - Emekli haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Emekli haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

EMEKLİLERİMİZİ DESTEKLEMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ Haber

EMEKLİLERİMİZİ DESTEKLEMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Sergi Salonu'nda Türkiye Yüzyılı’nın Emektarları Programı'na katıldı. Erdoğan, Türkiye'de yaşayan 16 milyonu aşkın emekliye sağlıklı, bereketli, hayırlı ve güzel ömürler temenni etti. Emeklilerin yıllar yılı döktükleri alın teriyle ülkenin bugünkü noktalara ulaşmasında büyük pay sahibi olduğunu, kamuda, özel sektörde, tarımda, hayvancılıkta, ticarette görev aldıkları her alanda ülkenin büyüme ve kalkınma sürecine önemli katkılar sunduğunu ifade eden Erdoğan, emeklilerin tüm bunların yanında sahip oldukları bilgi, erdem ve hayat tecrübesiyle ailelerine, çevrelerine, ülkeye ve millete önemli değerler kazandırdığını söyledi. Erdoğan, "Çocuklarınıza ve torunlarınıza aktardığınız bu tecrübelerle geleceğin yani Türkiye Yüzyılı'nın taşlarını döşediniz, gücümüze güç kattınız, bu milletin yanında olduğunuzu dost düşman herkese gösterdiniz. Aile yapımızın korunmasında, milli ve manevi değerlerimizin muhafaza edilmesinde genç nesillere örnek oldunuz, rehberlik ettiniz, sevgi ve şefkatle gençlerimizin elinden tuttunuz. Her birinize kalpten teşekkür ediyorum. Sizlerin şahsında tüm emeklilerimize, Türkiye Yüzyılı'nın emektarlarına bir kez daha şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu. "Emeklilerimizi asla sigorta sistemi için bir yük olarak görmedik" Emeklilere vefa borçlarını layıkıyla ödeyebilmek için göreve geldikleri günden itibaren yoğun ve samimi bir gayret içinde olduklarını dile getiren Erdoğan, 2002'de 6,5 milyon olan emekli sayısının bugün 16,6 milyon olduğunu ifade etti. Erdoğan, son 22 yılda emekli ailesine 10 milyon yeni üye katıldığını belirterek, "Emeklilerimizi sosyal güvenlik sistemimiz için asla bir yük olarak görmedik, bugün de görmüyoruz. Kuşatıcı ve kolaylaştırıcı bir sosyal devlet anlayışıyla emeklilerimize dönük hizmet ve faaliyetlerimize her geçen gün bir yenisini ekledik. Sosyal güvenlik politikamızı bu istikamette emeklilerimizin refah seviyesini yükseltecek, hizmete erişimlerinin önündeki engelleri kaldıracak şekilde belirledik, sürekli güncelledik." diye konuştu. Hükümetin bu alandaki hizmet ve reformlarına değinen Erdoğan, tasarruf, teşvik fonu ve konut edindirme yardımı tutarlarını emeklilere ve hak sahiplerine ödeyerek bir mağduriyeti giderdiklerini söyledi. Erdoğan, 2012 yılında 1,8 milyon emekli vatandaşın aylıklarında artış sağlayan intibak düzenlemesini hayata geçirdiklerini kaydetti. Emekli olduktan sonra ticari faaliyet yürütenlerin aylıklarından kesilen Sosyal Güvenlik Destek Primi uygulamasını önce yüzde 15'ten yüzde 10'a indirdiklerini, devamında ise bu uygulamayı tamamen kaldırdıklarını hatırlatan Erdoğan, emeklilere banka promosyonlarının ödenmesini sağladıklarını belirtti. Bayram ikramiyeleriyle emeklilerin evlatlarıyla, torunlarıyla, aileleriyle paylaştıkları bayram sevinçlerine ortak olduklarını aktaran Erdoğan, asgari ödeme miktarlarını yeniden ele alarak emekli alt sınır aylıklarını yükselttiklerini kaydetti. Erdoğan, emekli aylıklarındaki normal iyileştirmelere ek olarak seyyanen zamlar ve ilave refah payı artışlarıyla emekli maaşlarında önemli iyileştirmelere gittiklerini dile getirdi. Tüm bunların sonucunda 2002-2024 döneminde farklı statüdeki emekli aylıklarında reel olarak yüzde 78 ile yüzde 631 artış yaşandığını vurgulayan Erdoğan, emeklilerin refah seviyesini yükseltmek için 2018'de başlatılan bayram ikramiyesi uygulamasıyla emeklilere bugüne kadar 252,1 milyar lira ödediklerini belirtti. "Emekli vatandaşlarımızın hayat kalitesini önemli ölçüde artırdık" Erdoğan, 2023 Ekim ayında gelir veya aylık alan sigortalı ve hak sahiplerine bir defaya mahsus olmak üzere 5 bin lira ödeme yaptıklarını ifade ederek, 2024 yılını "Emekliler Yılı" ilan ederek Türkiye Yüzyılı'nın emektarlarına verilen önemi gösterdiklerini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yıl boyunca yürüttüğümüz çalışmalarla emekli vatandaşlarımızın hayat kalitesini önemli ölçüde artırdık. Ekonomik, sosyal ve kültürel haklardan daha geniş ve etkin bir şekilde istifade edebilmelerini sağladık. Sağlık ve ulaşım başta olmak üzere emekli vatandaşlarımıza pek çok alanda yeni destekler verdik, yeni kolaylıklar sunduk. 22 yıldır yanımızda olan, ülkesine ve milletine hizmet için saçlarını ağartan emeklilerimize bir vefa borcu olarak gördük. Emekli vatandaşlarımızın temel haklarını kullanmaktan yoksun bırakıldığı, sağlık ve ulaşım imkanlarından faydalanamadığı günler çok şükür geride kaldı. 22 yıllık iktidarımızda attığımız adımlarla emekli vatandaşlarımızın daha iyi şartlarda yaşamalarını ve geleceğe güvenle bakmalarını temin ettik. Kendimizi elbette bu iyileştirmelerle sınırlı tutmayacak emeklilerimiz için daha çok çalışmaya, daha çok hizmet üretmeye devam edeceğiz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da emeklilerimizi desteklemeyi onlarla birlikte yol yürümeyi güçlü bir şekilde sürdüreceğiz." Emeklilerle dertleşmek, samimi bir hasbihal etmek arzusunda olduğunu belirten Erdoğan, Tayyip Erdoğan olarak yarım asırdır siyaset sahnesinde, ülkeye ve millete siyaset yoluyla hizmet etmeye çalıştığını söyledi. Erdoğan, aziz milletin takdiriyle bugüne kadar farklı görevlere geldiklerini, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Başbakan ve son 10 yıldır da Cumhurbaşkanı olarak Türkiye'nin hizmetinde olduğunu anlattı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, halkın teveccühünü kazanarak, Hakk'ın rızasına ulaşmanın çabasında ve gayelerinin geride hayırla yad edilecek eserler ve örnek bir siyasi miras bırakmak olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Atalarımızın dediği gibi mahkeme kadıya mülk değil, bulunduğumuz makamlar da bize mülk değil, tapulu malımız hiç değil. Bunların tamamı önce Allah'ın, sonra da milletimizin bizlere emanetidir. Tüm görevler aynı zamanda birer imtihan vesilesidir. Biz de bu imtihanı başarıyla vermenin, emanete hakkıyla sahip çıkmanın peşindeyiz. Sadece bunun için mücadele ediyoruz. Yarın ruz-i mahşerde Rabbimizin huzuruna alnımız ak, başımız dik, gönlümüz mutmain bir şekilde çıkmanın derdindeyiz. Biz dertliyiz derken, kastımız işte budur. Kastımız, milletimize olan minnet ve vefa borcumuzu ödemektir. Kastımız, 2002 yılında milletin umudu olarak başladığımız bu yolculuğu hedeflerimize kamilen ulaşmış bir şekilde tamamlamaktır. Kastımız, Türkiye'yi her alanda müreffeh, muktedir, muteber, söz ve etki sahibi bir ülke haline getirmektir. Yarın arkamızdan bir Tayyip Erdoğan var, dürüst adamdı, ahlaklı adamdı, mert adamdı, vicdanlı, merhametli adamdı, milletine ve memleketine çok sevdalı bir adamdı, 'Allah ondan razı olsun' denilmesi, bizim en büyük arzumuzdur. Rabbimizden en samimi niyazımızdır. Hani o meşhur şiirde Baki diyor ya, 'Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş meğer.' Tam olarak biz de, gök kubbede hoş sedalar bırakmak istiyoruz, Mevla'dan bunu murat ediyoruz. Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz, milletimizin kalpten söyleyeceği güzel sözlere layık olabilmek için yapıyoruz." "Emeklilerimize karşı daima dürüst olduk" Siyaset yolculuklarında pusulalarının hep şeffaflık, dürüstlük olduğunu, bu yolculuğa çıkarken siyasetin limanının ahlak olduğunu dile getiren Erdoğan, üstlendikleri tüm görevlerde de bu ilkeyi kendilerine rehber edinmeye, bu ilkenin ışığında hareket etmeye çalıştıklarını söyledi. Seçim kazanmak, sandıkta birkaç oy daha fazla almak için tabiri caizse "umut sömürüsü"ne asla tevessül etmediklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, meydanlarda ne söyledilerse, hangi taahhütte bulundularsa, milletten yetki alınca da bunları yerine getirmeye gayret ettiklerini ifade etti. Prensiplerinin hep sözünün eri bir iktidar, ahdine ve kavline sadık bir yönetim olmak vurgulayan belirten Erdoğan, şüphesiz zaman zaman iradelerini aşan hususlar, hiç hesap edilmedik olaylar, savaşlar ve küresel krizlerin ortaya çıktığını söyledi. Erdoğan, 2 yıl boyunca tüm dünyayı kasıp kavuran Kovid-19 salgını, 6 Şubat'ta yaşanılan asrın felaketi deprem gibi nice zorlukla karşı karşıya kaldıklarını anımsatarak, şunları kaydetti: "Şartlar ne olursa olsun milletimize verdiğimiz sözleri tutmaya çalıştık. Bunun en yakın şahidi de, iktidarımızın 22 yılına bizzat tanıklık eden siz emeklilerimizsiniz. 31 Mart seçimleri, emeklilerimizin sıkıntılarının ve beklentilerinin en fazla istismar edildiği bir dönem olmuştur. Muhalefet seçim propagandasını, emeklilerimizi hükümetimize karşı kışkırtmak üzere kurgulamış, haftalarca bunun üzerine adeta tepinmiştir. Hiçbir ekonomik ve mali temeli olmayan uçuk vaatler üzerinden kelimenin tam anlamıyla vaat panayırları düzenlediler. Kim ne veriyorsa, bundan 5 fazlası mantığıyla Türk siyasetine popülizm hastalığını tekrar bulaştırdılar. Bundan ne yazık ki, belli oranda netice de aldılar. Biz seçim döneminde de emeklilerimizle ruberu konuştuk, gönül dileğiyle konuştuk. Emeklilerimize karşı daima dürüst olduk, vaat yarışına girmek yerine, muhalefetin bol keseden verdiği sözlerin hiçbir geçerliliğinin olmayacağını o zaman da dilimiz döndüğünce anlattık. Sonuçta ne oldu 31 Mart akşamı sandıklar kapandı ve muhalefetin emeklilerimize verdiği sözlerin tamamı neredeyse tamamı unutuldu. Bugün bir konsere harcadıkları para yardım yaptık. Dedikleri, emeklilere verdikleri rakamdan daha fazla. Reklam amaçlı, bir, iki göz boyama dışında hiçbir iş yapmadılar. Vaatlerinin üzerine kalın bir sünger çektiler. Şimdi emeklilerimizle yan yana gelmek bile istemiyorlar. Bırakın sözlerini tutmayı, SGK'ya olan prim borçlarını dahi ödemiyorlar. Bunu da matah bir şeymiş gibi övünerek anlatıyorlar. İnanıyorum ki sizler de yakından takip ettiniz. Kaynağı karanlık paralarla kule dikmeye gelince bunların paraları var. Şişirilmiş konser faturaları üzerinden yandaşları zengin etmeye gelince bunların paraları var. Eş dost, ahbap, çavuş düzenlerine gelince bunların paraları var. Ama SGK'ya olan prim borçlarını ödemeye gelince 40 dereden 40 kova su getiriyorlar." Devlet Başkanı sıfatıyla devletin kurumuna olan borçlarını hatırlatınca muhalefetin bundan rahatsız olduğunu belirten Erdoğan, "Borcunuzu ödeyin demeyelim mi? Emeklinin, işçinin, esnafın, garip gurebanın hakkını savunmayalım mı?" diye konuştu. "Altın fiyatlarındaki ani artışın, Türkiye ekonomisi ile bir alakası yok" Muhalefetin aynı çarpıtmayı emekli aylıkları ve asgari ücret üzerinden de yaptığını belirten Erdoğan, son 2 yılda altın gibi değerli madenlerin fiyatlarının tarihinin en yüksek rakamlarına ulaştığını, 2002'de 320 dolar olan altının ons fiyatının, 2022'de 1680 dolara, şimdi ise 2 bin 650 dolara çıktığını kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm dünyada altın fiyatları yalnızca son 2 yılda yaklaşık 2 kat arttı. Altın fiyatlarındaki ani artışın, Türkiye ekonomisi ile bir alakası yok. Dünyada en fazla ne yükseldi ise onun üzerinden hesaplama yapılmaz. Bunun adı siyaset değil, tam tersine kurnazlıktır, hainliktir." dedi. Bir diğer çarpıtmanın da asgari ücret ve en düşük emekli maaşı ile ilgili olduğunu belirten Erdoğan, ülkeyi yönetme görevini devraldıklarında en düşük emekli aylığının 66 lira yani 43 dolar, asgari ücretin ise 184 lira olduğunu, bu rakamın da 122 dolara denk geldiğini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti: "Bugün en düşük emekli maaşı 12 bin 500 lira yani 370 dolar. Asgari ücretin dolar bazından karşılığı ise 590 dolar. Dikkat ederseniz Sayın Özel, bu rakamları hiç ağzına almıyor. Sayın Özel'in değinmekten kaçtığı bir başka husus şudur, 2002 yılında bir asgari ücretli kardeşimiz, evinde kullandığı 200 kilovat saat elektrik için aylığının yüzde 20'sini, 100 metreküp doğal gaz için ise yüzde 26'sını ayırmak zorundaydı. Şimdi aynı miktar elektrik için sadece yüzde 2,4'ünü, doğal gaz için ise yüzde 5,6'sını ayırıyor. En düşük emekli maaşı alan kardeşlerimiz, 2002'de elektriğe maaşlarının yüzde 15,3'ünü, doğal gaza yüzde 19,3'ünü harcıyordu. Bugün bu oranlar sırasıyla elektrikte yüzde 3,3'e, doğal gazda yüzde 7,7'ye geriledi. Kusura bakmasın ama Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı'nın fotoğrafın tamamını ortaya koymadan yaptığı her hesap eksiktir, çarpıtmadır, milleti açıkça kandırmaya çalışmaktır. Biz de buna müsaade etmeyiz. Şunu çok net ifade etmek isterim, Türkiye ve Türk demokrasisi böyle bir siyaset tarzını asla hak etmiyor." "Elbette her şey güllük gülistanlık demiyoruz" Siyasetin limanının ahlak, tutarlılık, dürüstlük olduğunu dile getiren Erdoğan, siyasetçinin ya göründüğü gibi olacağını ya da olduğu gibi görüneceğini söyledi. Seçim meydanlarında başka, göreve gelince çok başka davrananlardan siyasetçi olmayacağını, bunlardan ülkeye hayır da gelmeyeceğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin bu siyasetçi profilinden, bu umut sömürüsünden eninde sonunda ama mutlaka kurtulacağını vurguladı. Emeklilerle ilgili hizmetlerin özetini biraz önce anlattığını anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Elbette her şey güllük gülistanlık demiyoruz. Emeklilerimizin yaşadığı bütün sıkıntıların bir kardeşiniz olarak ben de farkındayım. Fırsatçılığın da sebeplerinden biri olduğu fahiş fiyat artışlarının özellikle sizi, emeklilerimizi zorladığını çok çok iyi biliyorum. Emeklilerimizin yükünü hafifletmek için samimi gayret gösterdiğimizi de yine en iyi sizler biliyorsunuz. Toplumun tüm kesimleri gibi emeklilerimizi de enflasyona ezdirmeme prensibimize bağlıyız, bu vaadimizin sonuna kadar arkasındayız. Önümüzdeki süreci bu hassasiyetle sürdüreceğiz. Ekonomide uyguladığımız programın etkilerini görmeye başladık enflasyondaki düşüş eğilimi bundan sonra hızlanarak sürecek. Enflasyon geriledikçe alım gücü de artacağı için bundan en fazla emeklilerimizin başında olduğu sabit gelirli vatandaşlarımız faydalanacak. Nasıl enflasyonu tek haneye biz indirdiysek aynısını yine biz başaracağız. Ama bunu yaparken elbette emeklimizi, çalışanımızı, memurumuzu da gözetecek, onların da beklentilerini de dikkate alacak, onların huzuru, refahı ve alım gücünün artması için tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum. Sözlerime bu düşüncelerle son verirken Türkiye Yüzyılı'nın emektarları olan siz kardeşlerime bir kez daha hayırlı ve sağlıklı ömürler diliyorum. Bugüne kadar olduğunuz kadarıyla katkılarınız için her birinize teşekkür ediyorum. Sizlerin şahsında tüm emeklilerimizi ve ailelerini saygıyla selamlıyor, hepinizi Allah'a emanet ediyorum. Kalın sağlıcakla." Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından emeklilere plaket verdi.

En düşük emekli aylığıyla ilgili bir değerlendirme yapılacaktır Haber

En düşük emekli aylığıyla ilgili bir değerlendirme yapılacaktır

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, NTV canlı yayınında soruları yanıtladı, gündemi değerlendirdi. "Konum gönderenden bedel alınacak, harita vergisi gibi yansıyan haberler oldu. Bu konuda durum nedir?" sorusunu Yılmaz, "Bu, tamamıyla gerçek dışı. Böyle bir şey söz konusu değil. Bir düzenleme var biliyorsunuz. Coğrafi bilgi matrisinden veri alarak bunları gelir amaçlı, ticari amaçlı kullananlarla ilgili bir düzenleme. Esnafla veya işte konum bilgisi paylaşan vatandaşla hiçbir bağlantısı olmayan bir düzenleme. Eminim detayları ilgili kurum açıklayacaktır. Tamamen gerçek dışı, tamamen temeli olmayan bir iddia olduğunu ifade etmek isterim." şeklinde yanıtladı. "Suriye'de, bölgede yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendirirsiniz? Yeniden şekillenen haritayla siyasi çözüm fırsatı ötelendi mi yoksa bu kriz Esad rejimini yeni dinamiklerle masaya yönlendirir mi?" sorusuna karşılık Yılmaz, Suriye'de yaklaşık 13 yıldır süren bir istikrarsızlığın olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti: "Bizim buradaki duruşumuz açık ve net. Biz, Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana bir ülkeyiz. Suriye'nin istikrarını, huzurunu isteyen bir ülkeyiz. Şu anda gördüğümüz hadise, Suriye'deki rejimle muhalifler arasında yaşanan bir çatışma durumu ve Türkiye olarak bizim buradaki hassasiyetlerimiz şunlar, birincisi biz Suriye'de uzun zamandır istikrar ve huzur istiyoruz. Bunun için Birleşmiş Milletler süreçleri, Astana süreçleri gibi birçok platformda Türkiye, çok yapıcı bir şekilde burada bir konum almış durumda. Yine aylardır biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı'mız Suriye rejimine çağrılar yapıyor, 'Gelin konuşalım, siyasi bir çözüm üretelim, bu istikrarsızlık bitsin.' diye ama maalesef bu karşılık görmedi. Bunu da hepimiz biliyoruz. Bugün geldiğimiz noktada da yine Türkiye'nin hassasiyetleri değişmiş değil. Biz Suriye'de tüm unsurları kapsayan, kapsayıcı bir siyasi çözümden yanayız. Bütün mezheplerden, etnik gruplardan, siyasi görüşlerden insanların bir ortak şemsiye altında bir araya geldiği ve huzuru, güveni, birlikte yaşama koşullarını sağladığı bir Suriye istiyoruz." Yılmaz, bölgedeki istikrarsızlıktan faydalanan terör yapılarına karşı Türkiye'nin hiçbir şekilde müsamaha göstermesinin mümkün olmadığını belirterek, terörle mücadeleyi öncelikli mesele olarak gördüklerini ifade etti. Bu 13 yıllık süreçte Türkiye'ye yönelik göç konusunda yaşananlara işaret eden Yılmaz, "Bizim tabii arzumuz bir siyasi çözümün oluşması, Suriye'ye huzurun, güvenin gelmesi, Türkiye'ye yönelik tehditlerin ortadan kalkması, bir taraftan da uzun süredir Türkiye'de bulunan Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü, güvenli, onurlu bir şekilde ülkelerine, topraklarına geri dönmeleri." ifadelerini kullandı. Yılmaz, Tel Rıfat'ın terör unsurlarından temizlenme sürecinin önemli olduğunu ve bunu memnuniyetle karşıladıklarını dile getirerek, Tel Rıfat'ın bölgedeki insanların güven ve huzur içinde yaşaması, Türkiye’ye yönelik saldırıların, risklerin düşmesi bakımından çok önemli ve stratejik bir bölge olduğunu vurguladı. "Bu, böyle rastgele bir hadise değil gerçekten gelişmelerle bağlantılı" "MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin, kısaca özetlersek Öcalan çıkışı diye başlayan süreç çok önemli bir gündem oluşturdu. Hem o açıklamalar hem de o açıklamalardan bugüne geldiğimiz süreci, yaşananları nasıl değerlendirirsiniz ve bu süreç nereye evrilecek bundan sonraki dönemde?" sorusu üzerine Yılmaz, şu yanıtı verdi: "Sayın Bahçeli, çok önemli bir siyaset ve devlet adamı, gerçekten ve bölgemizde yaşanan gelişmeleri, tarihi gelişmeleri analiz ederek, bakarak ülkemizin, milletimizin geleceği açısından bir tutum geliştiriyor. Bunu iyi anlamamız lazım gerçekten. Bu, böyle rastgele bir hadise değil gerçekten gelişmelerle bağlantılı. Bir taraftan bölgemiz üzerinde emperyalist birtakım oyunların, tehditlerin geliştiğini görüyoruz. Aslında 100 yıl öncesine gittiğimizde de nitelik olarak benzer tabloların bugün de yaşandığını görüyoruz. Yine İsrail'in bölgede oluşturduğu tehditleri, bölgemizin genelinde yaşanan çatışmaları, jeopolitik gerilimleri hep birlikte görüyoruz. Sayın Bahçeli, bu ortam içinde şöyle bir tutum sergiliyor bence, hep söyler bunu doğrusu, 'Önce ülkem, milletim, sonra partim ve ben.' der. Bu tutumun bir yansıması olarak görüyorum. Burada detaylara takılmadan büyük resmi görmek gerektiğine inanıyorum ben. Büyük resim de terörsüz Türkiye'dir, Türkiye Yüzyılı'nda terörsüz bir Türkiye. Milletimizin bekasının güçlendirilmesi, ülkemize yönelik tehditlerin ortadan kaldırılması. Burada şunun da altını çizmemiz lazım. Bu, kesinlikle terörle mücadele anlamında farklı yorumlanmamalıdır. Kararlı, güçlü bir şekilde terörle mücadele elbette devam edecektir ama bir taraftan da terörsüz bir Türkiye oluşturma hedefiyle mutlaka çaba sarf edilecektir." "Sivil siyaset ve terör aynı anda bir araya gelebilecek kavramlar değil" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bazı belediyelere yapılan görevlendirmelere ilişkin, temel ilkelerle bakılmasının gerektiğini söyledi. "Demokrasi ve terör, sivil siyaset ve terör aynı anda bir araya gelebilecek kavramlar değil." diyen Yılmaz, şunları ifade etti: "Bu, Türkiye'ye özgü bir mesele de değil. Hiçbir demokraside sivil siyasetle terörün, demokratik kurumlarla terör yapılanmalarının iç içe geçmesi söz konusu olamaz. Burada kayyumlarla ilgili yapılan geçici bir tedbirdir. Nihai karar yargıdan çıktığı zaman elbette kişisel bazda yargılarda bulunmak mümkündür. Nihai karar çıkıncaya kadar burada geçici bir tedbir uygulanmaktadır. İşin özü şudur: Terörün olmadığı bir ortamda böyle bir sorun zaten kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Terörün gölgesi demokrasiden çekildiği zaman, terörün sivil siyaset üzerindeki gölgesi kalktığı zaman böyle bir tartışmanın zaten zemini kalmayacaktır. Böyle bir ihtiyaç kalmayacaktır. Dolayısıyla esas olan terörün sivil siyaset üzerindeki gölgesinin kalkması, demokrasinin, sivil siyasetin kendi kuralları içinde işlemesidir. Türkiye, bunu başarmak durumundadır." "Değişim süreci, ihtiyaç olan her alanı kapsayacaktır" "Bir kabine revizyonu bekleniyor mu?" sorusu üzerine Yılmaz, "Değişim süreci, ihtiyaç olan her alanı kapsayacaktır diye düşünüyorum. Halkımızdaki beklenti, talep neyse AK Parti her zaman buna duyarlılık gösteren bir parti olmuştur. Cumhurbaşkanı'mızın bütün siyasi hayatı en temel aldığı hadise, milletin beklentileridir. Dolayısıyla bu neyi gerektiriyorsa yapılacaktır." yanıtını verdi. "TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmeleri bitti. Zaman zaman gerginlikler de yaşandı. Sizin açınızdan nasıl geçti?" sorusu üzerine Yılmaz, komisyon görüşmelerine çok önem verdiğini, buradaki tartışmaları çok değerli bulduğunu söyledi. Usulü uygun ve üslubu doğru olduğu sürece her türlü fikrin tartışılmasının gerektiğine işaret eden Yılmaz, "Birçok milletvekili çok değerli katkılarda bulunuyor ama maalesef Gazi Meclisimize yakışmayan hadiseler de gördük. Özellikle İçişleri Bakanı'mıza yönelik hadiseyi tasvip etmek kesinlikle mümkün değil. Antidemokratik bir tavır. Kaba kuvvetle engelleme çalışması, Meclise hiçbir şekilde uygun olmayan bir yaklaşım." dedi. "Türkiye, eksilerde değil büyüme sürecini devam ettiriyor" "Kasım ayı enflasyon verisi açıklandı. Bu çerçevede yıl sonu tahmininiz nasıl? İşler, enflasyonla mücadelede arzu edilen seviyede mi gidiyor?" sorusu üzerine Yılmaz, rakamlara bakıldığında Türkiye'nin doğru bir yolda, istikamette ilerlediğinin görüldüğünü söyledi. Gelecek dönemde de dezenflasyon sürecinin devam edeceğini belirten Yılmaz, "Türkiye, belli bir vade içinde yeniden tek haneli rakamlara ulaşacaktır. Bu tek haneli rakamlara ulaşıncaya kadar kararlı, koordineli bir şekilde ve çok boyutlu politikalarla mücadelemizi sürdüreceğiz. Sadece para politikası değil maliye politikasıyla, kamuda ve özel sektörde verimliliği, rekabet gücünü artırıcı politikalarla, dönüşümlerle bu programımızı hayata geçirmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı. Yılmaz, "Özellikle üçüncü çeyrek büyüme verisinin açıklanmasının ardından 'Türkiye, bir teknik resesyona girdi.' yorumları yapanlar var. Bu görüşe katılmayanlar da var. Bu konuda siz ne söylersiniz?" sorusuna karşılık, "Üçüncü çeyrek verilerinde yüzde 2,1 büyüme sağlandı. 17 çeyrektir kesintisiz büyümemiz devam ediyor. Ana tablomuz budur bizim. Türkiye, eksilerde değil aksine büyüme sürecini devam ettiriyor. İkinci çeyrekte biraz beklentilerin altında oldu ama dördüncü çeyrekle ilgili gördüğümüz öncü göstergelere baktığımızda bir miktar daha toparlanma görüyoruz." cevabını verdi. Ekonominin büyüme sürecinin dördüncü çeyrekte de devam etmesini beklediklerini anlatan Yılmaz, dünyadaki gelişmelere rağmen Türkiye'nin bu yılın 9 ayında yüzde 3,2 büyüdüğünü, dinamizmini koruduğunu kaydetti. Geriye dönük yıllıklandırılmış 12 aylık büyümenin ise yüzde 3,6 olduğunu belirten Yılmaz, "Bizim yıl sonu tahminimiz OVP'de yüzde 3,5. Bir miktar aşağı yönlü riskler oluşturdu bu üçüncü çeyrek verisi ama dördüncü çeyrekle bunun belli bir oranda telafi edileceğine inanıyoruz." dedi. "Asgari aylık alan emeklimizle ilgili de mutlaka bir çalışma yapılacaktır diye düşünüyorum" "Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına başlayacak. Çok değişik görüşler var. Nasıl bir zam politikası olacak?" sorusu üzerine Yılmaz, "10 Aralık'ta ilk toplantı yapılacak, en geç aralık sonuna kadar da bu konu netleştirilmiş olacak. Asgari ücret, minimum ücrettir. 'Bundan daha aşağısı olmaz.' denen bir ücrettir. Bundan daha fazla ücret verenlerin elini kimse tutmuyor. Keşke özel sektörde, başka alanlarda imkanı olan herkes daha fazla verse." ifadelerini kullandı. Asgari ücrete 2023'te yüzde 100'den fazla, 2024'te ise yüzde 50'ye yakın artış yapıldığını, tarihi bir kararla asgari ücretin vergi dışı tutulduğunu anımsatan Yılmaz, "Sadece asgari ücreti vergi dışı tuttuğumuz için bu yıl yaptığımız vergi harcaması 677 milyar Türk lirası. Gelecek yıl 850 milyar liradan bahsediyoruz. Kişi başına bunun ne anlam ifade ettiğine baktığımızda vazgeçilen gelir vergisi 35 bin 505 lira, damga vergisi 1822 lira. Bu, sadece asgari ücretli değil asgari ücrete kadar tüm gelirlerden kamunun vazgeçtiği vergiler." dedi. Yılmaz, asgari ücretle ilgili çalışanların ve özel sektörün talepleri doğrultusunda bir rakamın şekilleneceğini söyledi. "Yılbaşı memur ve emekli için de zam dönemi. En düşük maaşı alan 3,8 milyon emekli için ilave bir düzenleme olacak mı?" sorusu üzerine Yılmaz, AK Parti'nin asgari emekli ücreti düzenlemesini getirdiğini, şu anda bunun 12 bin 500 lira seviyesinde olduğunu hatırlattı. En temel kurallarının vatandaşları enflasyona ezdirmemek olduğunu dile getiren Yılmaz, "O kurallar mutlaka çalışacaktır. Bu 12 bin 500 lira asgari tutarla ilgili mutlaka bir değerlendirme yapılacaktır. Genel artışlarla birlikte asgari aylık alan emeklimizle ilgili de mutlaka bir çalışma yapılacaktır diye düşünüyorum ama burada bir kanuni düzenleme gerekiyor." şeklinde konuştu. "Dezenflasyon sürecini destekleyici bir yaklaşım" "Yeniden değerleme oranı yüzde 43,93 olarak Resmi Gazete'de yayımlandı. Özellikle motorlu taşıtlar vergisi konusunda Sayın Cumhurbaşkanı'ndan indirim konusunda bir beklenti var. Bu yönde bir adım atılır mı?" sorusuna karşılık Yılmaz, "Cumhurbaşkanlığının bir indirim yetkisi var. İki denge içinde buna bakılacaktır. Bir taraftan kamunun gelir ihtiyacı var, diğer taraftan da dezenflasyon politikasına maliye politikasıyla destek ve sosyal talepleri karşılama boyutu var. Bunların arasında bir değerlendirme yapılacaktır. Belli kararlar alınacaktır. Dezenflasyon sürecini destekleyici bir yaklaşım sergileneceğini düşünüyorum." yanıtını verdi. "ABD'de ikinci Donald Trump dönemi başlayacak. Bu döneme ilişkin beklentiler nasıl şekilleniyor?" sorusu üzerine Yılmaz, "Çeşitli analizler yapılıyor kabineye alınanların söylemleri, geçmiş birtakım değerlendirmeleri üzerinden. Biz de güzel bir söz var: 'Taç giyen baş akıllanır.' diye. Sorumluluk üstlendikten sonra bu yönetimin somut icraatlarını, politikalarını görmek lazım." dedi. Yılmaz, ABD ile ilişkilerde Türkiye'nin olumlu bir dönem, pozitif bir gündem istediğini dile getirdi.

İndirimli seyahatten 745 binden fazla emekli yararlandı Haber

İndirimli seyahatten 745 binden fazla emekli yararlandı

Uraloğlu, yazılı açıklamasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2024 yılını "Emekliler Yılı" olarak ilan etmesi çerçevesinde, emeklilere şehirler arası otobüs seyahatlerinde yüzde 20 indirim uygulandığını anımsattı. Yapılan düzenlemeyle bu yıl sonuna kadar emeklilerin şehirler arası otobüslerde söz konusu indirimle seyahat etmelerine imkan sağlandığını belirten Uraloğlu, "500 bin emeklimiz şehirler arası otobüs seferlerinde uyguladığımız yüzde 20 indirim kampanyasından faydalandı. 2024 yılında ise şehirler arası otobüslerle gerçekleştirilen 13 milyon 43 bin 392 seferde toplam 131 milyon 899 bin 819 yolcumuz sevdiklerine hızlı, konforlu ve güvenli bir şekilde ulaştı." ifadelerini kullandı. "Tüm firmaların emeklilerimize yüzde 20 indirim uygulaması gerekiyor" Uraloğlu, otobüsle şehirler arası yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunmak üzere yetkilendirilen 447 firma bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: "Tüm firmaların ücret tarifeleri üzerinden emeklilerimize yüzde 20 indirim uygulaması gerekiyor. Emeklilerimize indirim uygulamayan firmalara 5 uyarma müeyyidesi uyguluyoruz. İndirim uygulamayan firmalara ilişkin emeklilerimizin yazılı veya CİMER yoluyla gönderecekleri tüm şikayetleri de en kısa sürede inceliyor ve sonuçlandırıyoruz." "2024 yılında toplam 89 bin 476 otobüste denetim yaptık" Bakanlık ekipleriyle kolluk kuvvetlerinin işbirliğiyle çalışma yürüttüklerini vurgulayan Uraloğlu, "Şehirler arası otobüs seyahatlerine yönelik U-ETDS üzerinden, elektronik olarak yaptığımız denetimlere ilave olarak yolcu terminallerinde, yol kenarlarında ve kara yolları denetim istasyonlarında denetimler gerçekleştiriyoruz. Fahiş fiyatlı bilet satışı, korsan ve yetki belgesiz taşımacılık ve emeklilere yönelik yüzde 20 indirim uygulanıp uygulanmadığına dair 2024 yılında toplam 89 bin 476 otobüste denetim yaptık." değerlendirmesinde bulundu. Karayolu Taşıma Kanunu'na aykırı faaliyette bulunan otobüs işletmecilerine idari işlem uygulandığını belirten Uraloğlu, fahiş fiyatlı bilet satışının önüne geçilmesi, yolcu taşımacılığında düzenin sağlanması ve emeklilere ücret tarifesi üzerinden yüzde 20 indirim uygulanması için yurt genelinde denetimlerin devam ettiğini bildirdi. 149 bin 164 emeklinin tercihi yüksek hızlı tren Uraloğlu, emeklilere yönelik indirimlerin sadece şehirler arası otobüs seyahatleriyle sınırlı olmadığını belirterek, şunları aktardı: "Demir yolu ile seyahat etmeyi tercih eden emeklilerimiz için yüksek hızlı, bölgesel ve ana hat tren biletlerinde de yüzde 10 indirim uygulamamız devam ediyor. Yüksek hızlı, bölgesel ve ana hat tren biletlerindeki yüzde 10 indirim uygulamamızdan bugüne kadar 245 bin 587 emeklimiz yararlandı. Böylece demir yolu ve şehirler arası otobüsler ile 745 bin 587 emekli vatandaşımız indirimli seyahat etti. Yüksek hızlı trenlerden 149 bin 164, bölgesel trenlerden 57 bin 756, ana hat trenlerinden ise 38 bin 667 kişi yararlandı."

Bankaların mevduatı 25 Ekim haftasında arttı Haber

Bankaların mevduatı 25 Ekim haftasında arttı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), haftalık para ve banka istatistiklerini açıkladı. Buna göre, bankacılık sektörünün toplam mevduatı (bankalar arası dahil) 25 Ekim ile biten haftada 86 milyar 367 milyon 227 bin lira artışla 18 trilyon 469 milyar 217 milyon 172 bin liraya çıktı. Aynı dönemde bankalardaki TL cinsi mevduat yüzde 1,12 yükselişle 11 trilyon 211 milyar 601 milyon 279 bin lira, yabancı para (YP) cinsinden mevduat ise yüzde 0,71 azalışla 6 trilyon 470 milyar 243 milyon 949 bin lira oldu. Bankalarda bulunan toplam YP mevduatı, 25 Ekim haftasında 198 milyar 799 milyon dolar düzeyinde gerçekleşirken, bu tutarın 168 milyar 83 milyon doları yurt içinde yerleşik kişilerin hesaplarında toplandı. Yurt içi yerleşiklerin toplam YP mevduatında, parite etkisinden arındırılmış veriler göz önünde bulundurulduğunda 25 Ekim itibarıyla 1 milyar 544 milyon dolarlık azalış görüldü. Taksitli ticari kredi miktarı arttı Mevduat bankalarındaki tüketici kredileri, 25 Ekim haftasında yüzde 1,24 artarak 1 trilyon 779 milyar 443 milyon 772 bin lira oldu. Aynı dönemde taksitli ticari krediler yüzde 1,37 yükselişle 1 trilyon 812 milyar 4 milyon 822 bin liraya çıkarken, kredi kartları bakiyesi ise yüzde 1,52 artışla 2 trilyon 119 milyar 264 milyon 520 bin liraya ulaştı. Mevduat bankalarındaki tüketici kredilerinin 431 milyar 448 milyon 129 bin lirası konut, 58 milyar 446 milyon 470 bin lirası taşıt ve 1 trilyon 289 milyar 549 milyon 173 bin lirası diğer kredilerden oluştu. Bankacılık sektörünün TCMB dahil toplam kredi hacmi de 25 Ekim ile biten haftada 88 milyar 353 milyon 786 bin lira artarak 14 trilyon 555 milyar 839 milyon 463 bin liraya yükseldi. Toplam kredi hacmi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 38,90 artış kaydetti.

'Yaşlı ve engelli aylıklarını hesaplara aktarmaya başladık' Haber

'Yaşlı ve engelli aylıklarını hesaplara aktarmaya başladık'

Bakan Göktaş, Başakşehir Belediye Başkanı Yasin Kartoğlu ile ilçeye kazandırılan Bizim Çınarlar Yaşam Merkezi'nin hizmete alım törenine katıldı. Bugünkü etkinlik vesilesiyle vatandaşlarla bir haberi de paylaşmak istediğini belirten Göktaş, "Ekim ayı yaşlı ve engelli aylıklarını bugün itibarıyla hesaplara aktarmaya başladık. Bu kapsamda 3,1 milyar lira yaşlı ve 2,5 milyar lira engelli aylıkları olmak üzere toplam 5,6 milyar lira tutarındaki aylıkları hak sahiplerinin hesaplarına yatırıyoruz" bilgisini verdi. Göktaş, her geçen gün sundukları bu hizmetlerin üstüne bir yenisini daha koyma gayretiyle çalıştıklarını vurgulayarak, kıymetli büyüklerin hayatın içinde üretken, sağlıklı ve saygın bir yaşam sürmeleri için çalışmaya devam edeceklerini kaydetti. Burada konuşan Göktaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya koyduğu Türkiye Yüzyılı'nı, şefkatin yüzyılı kılacak çok değerli bir hizmeti vatandaşlara sunmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Yaşam merkezinin Başakşehir ve İstanbul için hayırlı olmasını dileyen Göktaş, "Büyüklerimiz sahip olduğumuz değerlerimizi, kültürümüzü nesilden nesile aktaran kıymetli birer hazinedir. Onların sahip olduğu bilgelikle yaşam yolculuğumuz ve hedeflerimiz şekillenir, ufkumuz aydınlanır" diye konuştu. Göktaş, Bizim Çınarlar Yaşam Merkezi'nin hizmet sunmanın ötesinde yaşlıların hayata aktif katılımını destekleyecek bir anlayışla yapıldığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çok amaçlı salonlarıyla yaşlılarımızın sosyal etkinliklerden kültürel faaliyetlere, sanatsal uğraşılardan fiziksel aktivitelere kadar geniş bir yelpazede kendilerini geliştirebilecekleri ve keyifli vakit geçirebilecekleri bir alan sunacak. Masa tenisi, satranç gibi oyun alanları, kitap kulüpleriyle müzik ve sanat atölyeleriyle büyüklerimize sosyalleşebilecekleri bir ortam sağlayacak. Okuma ve yazma kursları, Osmanlıca dersleri, teknoloji kullanımı gibi alanlarda verecekleri eğitimlerle bilgi birikimlerini canlı tutmaya destek olacak. Diyetisyen hizmetleri ve sağlık taramalarıyla doğa yürüyüşleri ve jimnastik gibi etkinliklerle büyüklerimizin sağlıklı bir hayat sürmelerine yardımcı olacak".

TÜRK-İŞ Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması'nın eylül ayı sonuçlarını açıkladı Haber

TÜRK-İŞ Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması'nın eylül ayı sonuçlarını açıkladı

TÜRK-İŞ, Eylül 2024 itibarıyla 4 kişilik bir ailenin açlık ve yoksulluk sınırlarını açıkladı. Buna göre, 4 kişilik ailenin sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için gerekli gıda harcaması "açlık sınırı" 19 bin 830 lira, yaşam standartlarını belirleyen "yoksulluk sınırı" ise 64 bin 595 lira olarak belirlendi. Her ay düzenli olarak gerçekleştirilen "Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması"nın sonuçları, çalışanların geçim koşullarını ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliklerinin aile bütçesine etkilerini ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, bekar bir çalışanın "yaşama maliyeti" ise aylık 25 bin 706 lira olarak hesaplandı. Ankara'da yaşayan dört kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış, bir önceki aya göre yüzde 2,90 olarak kaydedildi. Son 12 ayda gıda fiyatlarındaki değişim oranı yüzde 48,72, yıllık ortalama artış ise yüzde 71,23 olarak gerçekleşti. KIRMIZI ET FİYATLARINDA DÜŞÜŞ Eylül ayında süt, yoğurt ve peynir ürünlerinin bulunduğu grupta fiyat değişikliği gözlemlenmedi. Ancak, et fiyatları bu ay tavuk ürünleri haricinde kısmen azaldı. Dana etinin kilogram fiyatı 26 lira, kuzu etinin kilogram fiyatı ise 12 lira düştü. Balık çeşitleri arasında palamut, hamsi, levrek ve çupranın kilogram fiyatları 150 ile 450 lira arasında değişiklik gösterdi. Patates ve kuru soğan fiyatlarında ise bir değişiklik tespit edilmedi. Meyve fiyatlarında ortalama 3 liralık artış, sebze fiyatlarında ise ortalama 10 liralık artış görüldü. Pirinç, bulgur, makarna ve irmik fiyatları da sabit kalırken, un fiyatlarında bazı marketlerde ürün bazlı artışlar gözlemlendi. Genel olarak un fiyatları ise değişmedi. Ayçiçek yağının kilogram fiyatında 5 lira artış görülürken, zeytinyağı, tereyağı ve margarin fiyatları sabit kaldı. Yeşil zeytin kilogram fiyatında 7 lira artış yaşanırken, siyah zeytinin kilogram fiyatı ise 4 lira düştü. TÜRK-İŞ'in verileri, artan gıda fiyatlarının aile bütçeleri üzerindeki etkisini gözler önüne sererken, vatandaşların geçim sıkıntısı yaşadığına işaret ediyor.

Asgari ücret bu rakamı geçmeyecek. Haber

Asgari ücret bu rakamı geçmeyecek.

2025 yılına sayılı günler kala, milyonlarca emekli ve asgari ücretli maaş zamlarını merakla bekliyor. Ancak sıkı para politikalarının uygulandığı bu dönemde, zam oranlarının beklentilerin altında kalabileceğine dair açıklamalar gelmeye başladı. Son olarak, SGK Başuzmanı İsa Karakaş’tan dikkat çeken bir açıklama geldi. “Kesin konuşuyorum” diyerek asgari ücretin ne kadar olacağına dair iddialı bir açıklamada bulunan Karakaş, aynı zamanda emekliler için de kara bir tablo çizdi. Asgari Ücrette Zam Beklentisi Yüksek, Ancak Gerçekler Farklı Olabilir Asgari ücret, sadece çalışanları değil, gıda ve hizmet sektörü gibi birçok alanda fiyatları doğrudan etkileyen kritik bir unsur haline gelmiş durumda. Temmuz ayında beklenen ara zam yapılmadığı için çalışanlar, gözlerini Ocak 2025’te açıklanacak yeni asgari ücrete çevirdi. Milyonlarca kişi, “2025 yılında asgari ücret ne kadar olacak?” sorusunun yanıtını ararken, SGK Başuzmanı İsa Karakaş’ın açıklamaları zammın beklentilerin altında kalabileceğini gösteriyor. "2025 Asgari Ücret 22.500 Lirayı Geçmeyecek" TGRT Haber’e konuşan Karakaş, “Kesin konuşuyorum” diyerek asgari ücretle ilgili çarpıcı bir açıklamada bulundu. İşverenin 500 dolar sınırını dikkate aldığını belirten Karakaş, "Asgari ücret 22.500 lirayı geçmeyecek, kesin konuşuyorum. 20 bin ile 22.500 lira arasında bir rakamdan bahsediyorum." ifadelerini kullandı. Bu açıklama, asgari ücret artışı bekleyen milyonları hayal kırıklığına uğratabilir. Emekliler İçin de Umutlar Azalıyor Karakaş, sadece asgari ücretliler için değil, emekliler için de kötü haberler verdi. Özellikle memur emeklilerinin enflasyonun altında ezildiğini belirten Karakaş, yılbaşında da benzer bir durumun yaşanacağını ifade etti. Memur emeklileri için, "Yüksek ihtimalle memur emeklileri yüzde 10'u geçmeyecek bir zam alacaklar." dedi. SSK ve BAĞ-KUR emeklilerinin ise yüzde 15’in üzerinde bir zam görmeyeceğini belirtti. Emeklilerde Maksimum Maaş 15 Bin Lira Olacak Karakaş, emeklilerin taban maaşlarıyla ilgili de önemli bir tahminde bulundu. Maliye politikalarını ve ekonomi yönetiminin sıkı duruşunu göz önünde bulundurarak, "Emeklilerin taban maaşı maksimum 15 bin lirayı görecek. 2025'te enflasyonla mücadele devam edeceği için 15 bini geçmeyecek." şeklinde konuştu. Bu açıklama, özellikle geçim sıkıntısı yaşayan emekliler için endişe verici.

Emeklilik sistemi sil baştan değişiyor. Haber

Emeklilik sistemi sil baştan değişiyor.

Ekonomi Gazetesi’nde yer alan habere göre, hem maaş farkları hem de en düşük emekli aylığı sorunu ‘ikisi bir arada’ formülü ile aynı pakette gündeme gelebilir. Enflasyon üzerinden hesaplama yönteminden dolayı, 2024 yılında emekli olan bir vatandaş, 2025 yılında emekli olan bir vatandaştan ortalama olarak yüzde 30 kadar daha fazla zam alacak. Bu nedenle beklenen yığılmanın önüne geçilmesi için çalışmalar hızla sürüyor. Bir yandan söz konusu uygulamanın bütçeye olan getiri ve götürülerine bakılırken öte yandan da düzenlemenin hangi yöntem ile yapılacağı yönünde çalışmalar devam ediyor. Yapılacak çalışma sonucuna göre sorun mevzuat ile çözülebilirse yasal düzenleme olmadan bu yola gidilecek. Hesaplama yönteminden dolayı 2024 yılında emekli olacakların, 2025 yılında emekli olacaklara göre yüzde 30 oranında daha fazla zam alması yüzünden bu sene içerisinde emekli olacakların sayısında ciddi bir artış yaşanacak. SİSTEM KÖKTEN DEĞİŞECEK Bu nedenden dolayı da ekonomi yönetimi, emekli olmaya hak kazananların hangi yıl emekli olurlarsa olsun, en yüksek hangi yıla karşılık geliyorsa o yıl için hesaplanan aylığı almasına yönelik bir çalışma için düğmeye basıldı. Fakat çalışma bununla da sınırlı değil. En düşük 12 bin 500 lira olan ve kök aylığı da bunun altında olan yüzbinlerce emeklinin aylığı bu rakama yani 12 bin 500 liraya tamamlanıyor. Yeni formülde bu uygulamadan vazgeçilecek. Daha önce bu tutara karşılık gelen miktarın sosyal destek ile verilmesi yöntemi gündeme gelmişti. Yeni çalışma ile aylık bağlama esaslarında da bir değişiklik yapılarak, prim günü ile aylıklar arasındaki dengesizliğin de giderilmesi hedeflenenler arasında. Örnek vermek gerekirse; 7 bin gün prim ödeyen ile 9 bin gün prim ödeyen vatandaşlar aynı aylığı almayacak. Edinilen bilgilere göre yeni yapılacak çalışmada bu iki konu bir arada gündeme getirilecek. Bununla ilgili genel bir paket hazırlanacak. Şu anda bürokratlar ve ekonomi yönetimi, yapılacak çalışmaların etki analizi üzerinde duruyor. Tüm seçeneklerin ayrı ayrı bütçeye getirisi ve götürüsü hesaplanıyor. Etki analizi uyarınca ortaya konulacak çözüm yöntemlerinden hangisi için kanuni düzenleme hangisi için ikincil mevzuat düzenlemesi yapılacağı konusunda da bir rapor hazırlanarak siyasilere sunulacak.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.