TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Donald Trump

haberingundemi.com.tr - Donald Trump haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Donald Trump haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Küresel piyasalarda satış baskısı devam ediyor Haber

Küresel piyasalarda satış baskısı devam ediyor

ABD'de ekonominin sıcak kalmayı sürdürmesi ve başkan seçilen Donald Trump'ın uygulayacağı politikaların oluşturmasından endişe edilen enflasyonist baskılar Fed'in enflasyonla mücadelesini beklenenden daha uzun sürede tamamlayabileceği yönünde fiyatlanıyor. Bu durum, tahvil ve pay piyasalarında satış baskısının artmasına neden olurken, dünya genelinde fonlama maliyetlerini de yükseltiyor. Analistler, Fed'in önündeki zorlu dönemin yatırımcılar tarafından yakından takip edildiğini aktararak, para piyasalarındaki fiyatlamalarda yıl boyunca sadece 2 faiz indiriminin öngörülmesinin risk algısını besleyen önemli unsurlardan olduğunu bildirdi. Bununla birlikte, ABD'de açıklanan makroekonomik verilerin hala ekonomide soğumaya işaret etmediğine dikkati çeken analistler, bu sebeple yıl boyunca sadece 1 faiz indirimi yapılabileceği ihtimalinin de fiyatlamaları zorlaştırdığını ifade etti. Analistler, gelecek döneme ilişkin söz konusu belirsizliklerin yanı sıra Trump'ın izleyeceği politikaların da yatırımcı kararlarını etkilediğini aktardı. Bugün açıklanacak kişisel tüketim harcamalarının da Fed'in gelecek dönemde atacağı adımlara ilişkin ipuçları vermesi bekleniyor. Dün, ABD'de açıklanan verilere göre, ülke ekonomisi, yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3,1 ile tahminlerin üzerinde büyüme kaydetti. Üçüncü çeyrekte kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksindeki artış, beklentilere paralel şekilde yüzde 1,5 oldu. Gıda ve enerji harcamalarının hesaplama dışı tutulduğu çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksindeki artış da yüzde 2,2 ile tahminlerin üzerinde gerçekleşti. ABD'de ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı, 14 Aralık ile biten haftada 220 bine inerek piyasa beklentilerinin altında kaldı. Ülkede Philadelphia Fed İmalat Endeksi ise aralıkta eksi 16,4 değerine gerileyerek sektördeki daralmaya işaret etti. ABD'de ikinci el konut satışları da kasımda yüzde 4,8 artarak piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. Bu gelişmelerle, altının ons fiyatı 2.600 dolar seviyesinde dengelenirken, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yeni günde önceki kapanışın hemen altında yüzde 4,56'da bulunuyor. Fed'in politika faizini öngörülünden daha yavaş indirebileceğine yönelik fiyatlamaların güçlenmesi dolara olan talebi artırırken, dolar endeksi yükselişini 4. iş gününe taşıyarak 108,5 seviyesine ulaştı. Brent petrol ise Çin'deki talebin azalabileceği endişeleriyle son 5 iş gününde gerilerken 72,1 dolardan alıcı buluyor. ABD'de başkanlık seçimlerinin ardından yükseliş trendini sürdürerek 108 bin doları aşan Bitcoin, Fed'in faiz kararının ardından gerilemeye devam ederken şu sıralarda 97 bin dolardan işlem görüyor. New York Borsası'nda dün S&P 500 endeksi yüzde 0,09, Nasdaq endeksi yüzde 0,1 gerilerken, Dow Jones endeksi yüzde 0,04 yükseldi. Böylece, Dow Jones endeksinin 10 günlük düşüş serisi son buldu. ABD'de endeks vadeli kontratlar yeni güne negatif seyirle başladı. Avrupa borsaları, Fed'in gelecek yıl faiz indirimlerinde "temkinli" hareket edeceğini açıklaması ve İngiltere Merkez Bankasının (BoE) politika faizini yüzde 4,75'te sabit tutmasının ardından düşüşle kapandı. BoE'den yapılan açıkalamada, yıllık enflasyonun kasımda yükseldiğine ve ülkede ekonomik büyümenin beklenenden daha zayıf kalabileceğine dikkati çekildi. Öte yandan, İsveç Merkez Bankası (Riksbank) beklentiler doğrultusunda politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 2,50'ye çekti. Norveç Merkez Bankası (Norges) ise piyasaların beklentisi dahilinde politika faizini yüzde 4,50'de sabit bıraktı. Bölgede ekonomik aktiviteye ilişkin veriler yakından takip edilirken, Almanya'da bugün açıklanacak Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) yatırımcıların odağına yerleşti. Söz konusu gelişmelerle dün İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 1,14, İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 1,78, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 1,22, Almanya'da DAX 40 endeksi de yüzde 1,35 geriledi. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar yeni güne negatif bir seyirle başladı. Asya borsalarında, ABD'den gelen haber akışı ve Japonya ile Çin'deki ekonomik gelişmelerle karışık bir seyir izleniyor. Bölgede bugün açıklanan verilere göre, Japonya'da enflasyon kasım ayında tahminlere paralel şekilde yüzde 2,9 olarak açıklandı. Japonya Merkez Bankasının (BoJ) yakından takip ettiği çekirdek enflasyon ise kasım ayında yüzde 2,4 oldu. Bu durum bankanın gelecek yıl faiz artırımına gideceğine yönelik fiyatlamaları güçlendirse de, dolar/yen paritesi 157 seviyesine yakın seyretmeye devam ediyor. Öte yandan, Çin Merkez Bankası (PBoC) piyasa beklentilerine paralel olarak 1 yıllık kredi faiz oranını yüzde 3,10 seviyesinde, 5 yıllık kredi faiz oranını da yüzde 3,60'ta sabit bıraktı. Bu gelişmelerle kapanışa yakın Nikkei 225 endeksi yüzde 0,2, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 1,6 ve Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,1 gerilerken, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yatay seyretti. Yurt içinde dün düşüş eğiliminde hareket eden Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 1,52 değer kaybederek 9.765,12 puandan tamamladı. Dolar/TL, dün yüzde 0,2 yükselişle 35,0940'tan kapanırken, bugün bankalararası piyasanın açılışında yüzde 0,2 artışla 35,1580 seviyesinden işlem görüyor. Öte yandan, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) toplam rezervleri, 13 Aralık haftasında bir önceki haftaya göre 4 milyar 92 milyon dolar artışla 163 milyar 482 milyon dolara çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Analistler, bugün yurt içinde piyasa katılımcıları anketi, tüketici güven endeksi, yurt dışında ise ABD'de kişisel gelir ve harcamalar, çekirdek kişisel tüketim harcamaları, Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi ve Almanya'da ÜFE verilerinin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 9.700 ve 9.600 seviyelerinin destek, 9.900 ve 10.000 puanın direnç konumunda olduğunu ifade etti.

Emlak patronluğundan büyükelçiliğe Haber

Emlak patronluğundan büyükelçiliğe

ABD'nin 47. başkanı seçilen Donald Trump'ın ülkesinin yeni Ankara Büyükelçisi olarak aday gösterdiği Colony Capital adlı yatırım şirketinin kurucusu Tom Barrack, gayrimenkul sektöründen elde ettiği servet ve Trump ile uzun yıllara dayanan dostluğuyla öne çıkıyor. ABD'nin 47. başkanı seçilen Trump, kendi sosyal medya platformu Truth Social'daki hesabından yaptığı paylaşımda, 2016'daki yemin töreni komitesinin başkanı olan 77 yaşındaki Tom Barrack'ı Ankara Büyükelçisi olarak seçtiğini duyurdu. Trump, "Tom, 30 yıl boyunca küresel bir özel sermaye şirketini başarıyla yönetti. Hem siyaset hem de iş dünyasındaki çok çeşitli kanaat önderleri nezdinde saygı duyulan, deneyimli ve makul bir isim olarak tanınmaktadır." ifadesini kullandı. Gayrimenkul sektöründeki deneyimi, siyasi etkinlikleri ve Trump ile uzun yıllara dayanan dostluğuyla öne çıkan Barrack, ABD-Türkiye ilişkilerinde önemli bir sorumluluk almaya hazırlanıyor. Tom Barrack kimdir? Güney Kaliforniya'da doğup büyüyen 77 yaşındaki Barrack, Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde lisans eğitimini tamamladı ve San Diego Üniversitesi Hukuk Fakültesinden Juris Doctor derecesi aldı. 1900 yılında Lübnan'ın Zahle kentinden ABD'ye göç eden Lübnanlı Hıristiyan göçmen bir ailenin torunu olan Barrack, babasının bakkal, annesinin sekreter olduğu Los Angeles'taki Culver City'de büyüdü. Öğrencilik yıllarında rugby takımına girerek sporla ilgilenen Barrack, avukat olarak Suudi Arabistan'da çalıştı. 1980'lerde Reagan yönetiminde içişleri bakanlığı müsteşar yardımcısı olarak görev yapan Barrack, ABD'nin 40. Başkanı Ronald Reagan ile Kaliforniya'daki Rancho del Cielo bölgesinde komşuluk yaptı. Emlak sektöründe yükseliş 1990'da kurucusu olduğu Colony Capital şirketi aracılığıyla emlak sektörüne giren Barrack, özellikle mal sahiplerinin ipotek ödemelerini yapamaması nedeniyle satmak zorunda kaldığı gayrimenkullere yatırım yaparak kısa sürede sektörde önemli bir konum elde etti. Şirketi, otellerden tatil köylerine kadar geniş bir portföyü yönetirken, Michael Jackson'ın ünlü Neverland çiftliği de Barrack'ın sahip olduğu gayrimenkuller arasında yer alıyor. 2011 Eylül'de Barrack, dünyanın en zengin 833'üncü, ABD'nin en zengin 375'inci kişisi olurken, tahmini serveti 1,1 milyar ABD dolarına ulaşmıştı. Barrack, şirketi aracılığıyla Katar Yatırım Otoritesi gibi önemli fonlarla ortak projelere imza attı. Öte yandan, 2008'deki ekonomik kriz sırasında şirketin yüksek kira artışları ve kitlesel tahliyelere neden olması, Barrack'ın eleştirilerle karşı karşıya kalmasına yol açtı. Trump ile yıllara dayanan dostluk Bununla birlikte Tom Barrack, Donald Trump ile de uzun yıllara dayanan bir dostluğa sahip. ABD'nin 47. başkanı seçilen Trump ile ticari iş birlikleri bulunan Barrack, Trump'ın çeşitli gayrimenkul projelerine katkı sağladı. Barrack, 1987'de ünlü milyarder yatırımcı Robert Bass için gayrimenkul yatırımlarını yönetmeye başladı. Bass ile 1985'te bir çift anlaşma üzerinde çalışan Barrack, Trump ile bu sıralarda arkadaş oldu. Trump kampanyasındaki rolü Tom Barrack, Trump'ın 2016 başkanlık kampanyasında kıdemli danışman olarak görev yaptı. Trump'ın 2017 yemin törenini denetleyen komitenin başkanlığını da üstlenen Barrack, bunun için 100 milyon dolardan fazla rekor bağış topladı. Öte yandan Barrack, 2022'de Trump yönetimi sırasında Birleşik Arap Emirlikleri'nin etki ajanı olarak yasa dışı faaliyet göstermekle suçlanmış ve karşı karşıya olduğu 9 suçlamanın tamamından 2022'de beraat etmişti. Senato tarafından onaylanması durumunda Barrack, Ocak 2022'den Eylül 2024'e kadar görev yapan Büyükelçi Jeff Flake'in yerini alacak.

Trump'ın son tehditleri, endişeleri artırdı Haber

Trump'ın son tehditleri, endişeleri artırdı

Donald Trump, kendine ait sosyal medya platformu Truth Social'dan yaptığı açıklamada, sınır güvenliğini sağlamak ve ülkeye fentanil başta olmak üzere uyuşturucu sevkiyatını engellemek amacıyla Meksika, Kanada ve Çin'e uygulayacağı tarifelere ilişkin paylaşımda bulundu. Binlerce insanın Meksika ve Kanada üzerinden geçerek daha önce hiç görülmemiş seviyelerde ülkeye "suç ve uyuşturucu" getirdiğini öne süren Trump, Meksika'dan gelen ve binlerce kişiden oluşan bir "kervanın", "şu anda açık olan" ABD sınırından geçme arayışının durdurulamaz göründüğünü belirtti. Trump, "20 Ocak'ta ilk kararnamelerimden biri olarak, Meksika ve Kanada'dan ABD'ye gelen tüm ürünlere ve saçma açık sınırlarına yüzde 25'lik tarife uygulamak için gerekli tüm belgeleri imzalayacağım. Bu tarife, fentanil başta olmak üzere uyuşturucular ve tüm yasa dışı yabancıların ülkemizi istilasını durdurana kadar yürürlükte kalacaktır." ifadelerini kullandı. Meksika ve Kanada'nın uzun süredir devam eden sorunu kolayca çözmek için mutlak hak ve güce sahip olduğunu dile getiren Trump, "Onlardan bu gücü kullanmalarını talep ediyoruz ve bunu yapana kadar çok büyük bir bedel ödemelerinin zamanı gelmiştir." değerlendirmesinde bulundu. Çin menşeli ürünlere de ilave yüzde 10'luk tarife Trump, Çin ile de özellikle fentanil olmak üzere ABD'ye gönderilen büyük miktardaki uyuşturucu hakkında birçok görüşme yaptığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Çin temsilcileri bana, bunu yaparken yakalanan uyuşturucu satıcılarına en yüksek cezayı, yani ölüm cezasını uygulayacaklarını söylediler ama ne yazık ki bunu hiç yapmadılar ve uyuşturucular, çoğunlukla Meksika üzerinden, daha önce hiç görülmemiş seviyelerde ülkemize akıyor. Bunu durdurana kadar Çin'e, ABD'ye gelen tüm ürünlerinde, ek tarifelerin üzerine fazladan yüzde 10 ek gümrük vergisi uygulayacağız." Çin: Ticaret savaşının kazananı olmaz Bu arada, Çin'in Washington Büyükelçiliği Sözcüsü Liu Pengyu, konuya ilişkin değerlendirmesinde, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasında bir ticaret savaşı yaşanabileceği uyarısında bulundu. Liu, "Hiç kimse, bir ticaret ya da gümrük vergisi savaşını kazanamaz. Çin, ABD ile arasındaki ekonomik ve ticari işbirliğinin, doğası gereği her iki taraf için de faydalı olduğuna inanmaktadır." ifadelerini kullandı. Liu ayrıca Trump'ın, Çin'in bilerek uyuşturucunun ABD'ye girmesine izin verdiği yönündeki suçlamalarını reddetti. Uyuşturucu ve göç Ocak ayında yeniden ABD Başkanı olarak yemin edecek Trump, seçimi kazanırsa dış ticaret açığını azaltmak ve yerli üretimi desteklemek için gümrük vergilerini önemli ölçüde artıracağını açıklamıştı. Trump, Çin'den ve aynı zamanda Avrupa Birliği'nden yapılan ithalata yüksek gümrük vergileri uygulamayı planlıyordu. Trump'ın, Çin, Meksika ve Kanada'ya yönelik yeni gümrük vergisi tehdidi, seçim zaferinden bu yana gümrük vergisi planlarına ilişkin yaptığı en ayrıntılı açıklama oldu. ABD'de gümrük vergisi oranı şu anda ortalama yüzde 3 olarak uygulanırken, ABD, Kanada ve Meksika'nın komşu ülkeleri arasında Trump'ın sonlandırmak istediği bir serbest ticaret bölgesi de bulunuyor. Trump'ın söz konusu açıklamalarının, Hazine Bakanlığına kademeli bir tarife politikasını savunan Scott Bessent'i aday göstermesinden sadece birkaç gün sonra gelmesi de dikkati çekti. Çin, Meksika ve Kanada'ya daha hızlı hareket etmeleri için ne ölçüde baskı uygulayacağı belli olmayan Donald Trump, seçim kampanyası sırasında, "ülkenin en acil ve karmaşık iki sorunu" uyuşturucu ve göçü çözme sözü vermişti. Trump, birden fazla ticaret ortağını hedef aldı Öte yandan, Trump'ın ekonomik olmayan kaygıları gidermek için araç olarak yeni tarifelerine güvenmesi, ticaret politikasının ayırt edici bir özelliği olarak dikkati çekerken, son hamlesi bu stratejiyi daha da ileriye taşıyor. Ekonomistler, Donald Trump'ın görevdeki ilk günü için planladığı bu hamlesinin birden fazla ticaret ortağını hedef alarak mevcut gerilimleri derinleştirme ve potansiyel olarak misilleme önlemlerini ateşleme riski taşıdığını belirtti. Bazı ekonomistler ise küresel ticarette korumacılığa yol açan Trump'ın bu yaklaşımını sık sık eleştirerek, tarifelerin nihayetinde yerli tüketicilere ve şirketlere yük getirdiğini ve daha geniş politika hedeflerine ulaşmada sınırlı bir kaldıraç sunduğunu savunuyor. Trump'ın ticarette cezalandırıcı gümrük tarifesi politikasının ABD'de fiyatların yükselmesine yol açacağını savunan ekonomistler de bulunuyor. Yurt dışından gelen birçok malın ABD'de bir gecede üretilemeyeceğini savunan ekonomistler, şirketlerin üretim için hala yurt dışından ithalata bağımlı olduğunu ve bu durumda ithalat vergilerinin bu malların maliyetini de artıracağını belirtiyor. Şirketlerin bu maliyetleri zaten enflasyondan olumsuz etkilenen tüketicilere yansıtması beklenirken, tarifelerden etkilenen ülkelerin karşı tarifelerle cevap vermesi de bekleniyor. Otomotiv ve gıda Uzmanlara göre, teorik olarak, Kanada, Meksika ve Çin hükümetlerinin, göreve başlamasından önce Trump'a bu sorunların nasıl çözüleceğine dair tekliflerde bulunmaları için hala zaman var. Trump, geçmişte çelik ve alüminyuma gümrük vergisi uyguladığı Avrupa Birliği gibi ortakları da dahil olmak üzere, ticaret için cezalandırıcı gümrük vergilerini sık sık müzakere aracı olarak kullanmıştı. Uzmanlar, ABD ile komşularının otomotiv ve gıda sektörlerinde birbirleriyle yakından bağlantılı olduğunu hatırlatarak, Trump'ın planladığı gümrük tarifelerinin bu sektörlere büyük etkisi olacağını kaydetti. Ayrıca Kanada ABD'nin en büyük ham petrol tedarikçisi olduğundan, durumdan enerji sektörünün de etkilenmesi bekleniyor. Almanya'ya yüksek baskı Meksika'dan ithal edilen mallara uygulanan geniş kapsamlı gümrük vergilerinin Avrupalı ve Çinli şirketleri de etkilemesi bekleniyor. Avrupa ve Çin merkezli şirketler, yakın coğrafyadan tedarik (nearshoring) trendine ayak uydurarak ABD'ye yakın olmak için Meksika'da fabrikalar kurarken, bu şekilde mallarını "Made in Mexico" etiketi altında ABD'ye gümrüksüz taşıyabiliyor. Donald Trump, ilk başkanlık döneminde "Önce Amerika" politikasını uygulamıştı. Trump, gümrük vergisi politikasının ABD şirketlerinin yeniden ülkede daha fazla üretim yapmasına yol açacağını savunuyor. Bunun da "Önce Amerika" politikası dahilinde istihdam oluşturması bekleniyor. Trump'ın son açıklaması, ilk başkanlığından kalma anlaşmaların artık geçerli olmadığına işaret ediyor. 2020'de Kuzey Amerika Ticaret Anlaşması'nı (NAFTA) reforme eden Trump, bunu Yeni Serbest Ticaret Anlaşması'na (USMCA) dönüştürmüştü. Ayrıca Trump'ın, Çin, Meksika ve Kanada'ya yönelik yeni gümrük vergisi tehdidi, ticaret politikasında hızlı hareket etmek istediğine de işaret ederken, bu da başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri üzerinde baskı oluşturuyor. Trump, seçim kampanyasında, AB'den yapılan tüm ithalata yüzde 10 ya da 20 gümrük vergisi uygulama sözü vermişti. ABD, Alman mallarının en büyük alıcısı konumunda bulunuyor ve ülke ihracatının yaklaşık yüzde 10'u ABD'ye gidiyor. Alman Otomobilciler Birliği (VDA) verilerine göre, geçen yıl Almanya'dan ABD'ye yaklaşık 400 bin otomobil ihraç edildi. 2024'ün ilk yarısında ABD, Alman otomobil ihracatının en önemli alıcısı oldu. Analistler, Trump'un AB ithalatına gümrük vergileri yoluyla daha fazla korumacı politika uygulamasının, ihracata dayalı Alman ekonomisi için iyiye işaret olmadığını kaydediyor. ABD, geçen yıl 63,3 milyar avroluk rekor rakamla Almanya'nın en çok dış ticaret fazlası verdiği ülke olmaya devam etmişti. QC Partners'ın portföy yönetimi başkanı Thomas Altmann, konuya ilişkin değerlendirmesinde, özellikle Meksika'ya yönelik gümrük vergilerinin Alman otomotiv endüstrisini de etkileyeceğini belirterek, "Çünkü burada üretim genellikle Meksika'da yapılıyor ve bitmiş araçlar daha sonra ABD'de satılıyor." ifadelerini kullandı.

Trump’ın sözcüsü Karoline Leavitt olacak Haber

Trump’ın sözcüsü Karoline Leavitt olacak

Trump, Leavitt'in seçim kampanyası sözcüsüyken "mükemmel iş başardığını" ifade ederek kendisini Beyaz Saray Sözcüsü olarak görevlendireceğini duyurdu. Leavitt'i "zeki, sert ve son derece etkili bir iletişimci" olarak niteleyen Trump, "Kürsüde başarılı olacağına ve Amerika'yı yeniden büyük yaparken mesajımızı Amerikan halkına iletmemize yardımcı olacağına inancım tam." ifadesini kullandı. Trump'ın ilk başkanlığı döneminde Beyaz Saray Sözcü Yardımcısı olarak görev yapan Leavitt, sosyal medya platformu X'teki hesabından Trump'ın açıklamasını paylaşarak seçilmiş başkana teşekkür etti. Trump, başka bir açıklamasında da seçim kampanyasında iletişim direktörlüğü yapan Steven Cheung'u Beyaz Saray İletişim Direktörü olarak görevlendireceğini duyurdu. İçişleri Bakanı adayı aynı zamanda "Ulusal Enerji Konseyi" başkanı olacak Kendine ait sosyal medya platformu Truth Social'dan yaptığı açıklamada da Trump, İçişleri Bakanlığına aday göstereceğini duyurduğu North Dakota Valisi Doug Burgum'un ayrıca yeni kurulacak "Ulusal Enerji Konseyinin" başkanlığını da yürüteceğini belirtti. Trump konseyin, enerji sektöründe "izinler, üretim, dağıtım, düzenleme ve nakliyatla ilgilenen tüm devlet daireleri ve kuruluşlarını" bünyesinde barındıracağını ve "ABD'nin enerji hakimiyetine giden yolu" denetleyeceğini kaydetti. Kabinedeki roller ve onay süreci ABD'de başkanın ülke yönetiminde birlikte çalıştığı kabinede başkan yardımcısı hariç ana rolü olan 15 isim bulunuyor, söz konusu isimler başkanın aday göstermesi ve Senato onayının ardından göreve başlıyor. Bu pozisyonlar Dışişleri Bakanlığı, Hazine Bakanlığı, Savunma Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı, İskan ve Kentsel Kalkınma Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Enerji Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı, Gazi İşleri Bakanlığı ve İç Güvenlik Bakanlığı şeklinde sıralanıyor. Bu ana bakanlıklara ilaveten kabine düzeyinde görevi olan ikinci derece rolleri bulunan 10 pozisyon daha kabinede görev yapıyor ancak bu sayı, başkanın inisiyatifine göre değişebiliyor. Bu kapsamda Beyaz Saray Özel Kalem Müdürlüğü, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA), Çevre Koruma Ajansı, Yönetim ve Bütçe Ofisi, Ulusal İstihbarat Direktörlüğü, ABD Ticaret Temsilcisi, ABD'nin BM Daimi Temsilcisi, Ekonomik Danışmanlar Konseyi, Küçük İşletmeler İdaresi ile Bilim ve Teknoloji Politikaları Ofisi yöneticileri belirleniyor. Özel Kalem Müdürlüğü hariç diğer pozisyonlara Trump tarafından aday gösterilecek isimlerin ABD Senatosundan onay alması gerekiyor.

Küresel piyasalar ABD'deki enflasyon verilerine odaklandı Haber

Küresel piyasalar ABD'deki enflasyon verilerine odaklandı

ABD'de yeniden başkan seçilen Donald Trump'ın izleyeceği politikalarının ekonomiye olası etkilerine ilişkin soru işaretleri yatırımcıları temkinli olmaya yönlendirirken, Trump'ın politikalarının enflasyonla mücadeleyi sekteye uğratabileceği endişesi varlığını koruyor. Analistler, (Fed) yavaş yavaş yumuşatsa da uzun süredir takip ettiği sıkı para politikasına karşın Trump'ın söz konusu politikalarının uygulanmasıyla ortaya çıkabilecek ekonomik sonuçlara ilişkin olası belirsizliklerin güçlü kaldığını ifade etti. Fed yönetimi ile Trump arasında oluşabilecek bir anlaşmazlığın getirebileceği riskler yatırımcıların odağında kalmayı sürdürürken, Fed Başkanı Jerome Powell'ın perşembe günü yapacağı konuşmasında da bu konuya ilişkin ipuçları aranmaya devam edilecek. Söz konusu gelişmeler, risk algısının yüksek kalmasına neden olurken, satış baskısının tahvil piyasalarına da yansıdığı görülüyor. ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi dün yaklaşık 13 baz puan artışla 1 Temmuz'dan bu yana en yüksek kapanışını gerçekleştirerek, günü yüzde 4,44'ten tamamladı. Öte yandan, Trump'ın kripto para piyasası gibi riskli varlıklara ılımlı yaklaşan isimlerin senatoya gireceğinin belli olmasıyla üst üste rekor kıran Bitcoin fiyatı da dün geriledi. Dün 90 bin dolar sınırına dayanan Bitcoin, yüzde 3 düşüşle 87 bin dolara indi. Enflasyon verileri ve Powell'ın açıklamaları öncesi Fed yetkililerinden gelen açıklamalar da takip edilirken, Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin enflasyonun düşüşe geçiyor gibi görünse de Fed'in hedefinin üzerinde kalabileceğini belirtti. Fed'in risklere gerektiği gibi yanıt verebilecek konumda olduğunu vurgulayan Barkin, bankanın odağının ekonominin nasıl geliştiğine bağlı olarak yukarı yönlü enflasyon risklerine veya aşağı yönlü istihdam risklerine kayabileceğini aktardı. Minneapolis Fed Başkanı Neel Kashkari ise Fed'in aralık toplantısında da faiz indirimine gitmesinin uygun olup olmayacağını belirlemek için gelen enflasyon verilerine bakacağını belirtti. Kashkari, enflasyonda yukarı yönlü bir "sürprizin" görülmesi halinde faiz indirimlerine ara verilebileceğinin sinyalini verdi. Bu gelişmelerle para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed'in gelecek ay yüzde 60 ihtimalle 25 baz puan faiz indireceği öngörülürken, gelecek yıl yapılacak faiz indirimlerinin hızına yönelik sinyallerin de yavaş yavaş varlık fiyatlarının yönü üzerinde etkili olacağı tahmin ediliyor. Bunlarla birlikte, Fed New York Şubesi, ekim ayına ait Tüketici Beklentileri Anketi'nin sonuçlarını yayımladı. Buna göre, ABD'de tüketicilerin kısa vadeli enflasyon beklentisi, ekimde yüzde 2,9'a gerileyerek dört yılın en düşük seviyesini kaydetti. Yaklaşık 1300 hane halkının katılımıyla gerçekleştirilen anketin sonuçlarına göre, gelecek 12 ayı kapsayan kısa vadeli medyan enflasyon beklentisi, ekimde 0,1 puan azalarak yüzde 2,9'a indi. Böylelikle ABD'de tüketicilerin kısa vadeli enflasyon beklentisi, Ekim 2020'den bu yana en düşük seviyesini kaydetti. Gelecek 3 yıllık süreci kapsayan medyan enflasyon beklentisi de aynı dönemde 0,2 puan düşerek yüzde 2,5'e indi. Ülkede 5 yıllık süreci kapsayan medyan enflasyon beklentisi de 0,1 puan azalışla yüzde 2,8'e geriledi. Hane halkı harcamalarındaki artışa ilişkin beklenti ekimde değişim göstermeyerek yüzde 4,9'da kaldı. Hane halkı gelirindeki artışa ilişkin beklenti de değişim göstermedi ve yüzde 3 oldu. Seçim sonuçlarının ardından yükseliş eğilimini sürdüren dolar endeksi, yeni günde 106 seviyesine ulaştı. Altının ons fiyatı ise dün 2 bin 590 dolara inerek son iki ayın en düşük seviyesini test etmesinin ardından, 2 bin 607 dolarda dengelendi. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) ham petrol üretimi ekimde önceki aya göre günlük 466 bin varil artışla 26 milyon 530 bin varile yükseltmesine karşın, Brent petrolün varil fiyatı yüzde 0,4 artışla 71,9 dolara ulaştı. New York Borsası'nda dün S&P 500 endeksi yüzde 0,3, Dow Jones endeksi yüzde 0,9 ve ​Nasdaq endeksi yüzde 0,08 geriledi. ABD'de endeks vadeli kontratlar yeni güne negatif seyirle başladı. Avrupa borsalarında dün negatif bir seyir izlerken, Avrupa Merkez Bankasının (ECB) yarın açıklayacağı para politikası toplantı tutanakları yatırımcıların odağına yerleşti. Kurumsal tarafta, maden şirketlerinin hisseleri altın ve bakır fiyatlarının düşmesiyle ortalama yüzde 3,91 üzerinde düşüş gösterirken bu durum hemen hemen tüm sektörlerde hisse senetlerini baskıladı. Şirket hisselerinden, Alman ilaç ve kimya şirketi Bayer’in hisseleri şirketin tarım sektöründeki durgunluğun devam etmesi nedeniyle yılın tamamına ilişkin gelir beklentisini düşürmesinin ardından bugün yüzde 14,5'lik kayıpla son 20 yılın en düşük seviyesine indi. Öte yandan, avro/dolar 1,0599 ile yaklaşık Kasım 2023'ten beri en dip seviyesine gerilemesinin ardından bugün 1,0620'ye yükseldi. Analistler, ABD'nin gümrük tarifelerini artırması konusunda Avrupa Birliği'nde endişelerin de sürdüğünü belirtti. Bu gelişmelerle İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 1,2 düşüşle, Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 2,1 azalışla, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 2,7 değer kaybıyla ve İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi de yüzde 2,1 gerilmeyle kapandı. Asya tarafında ise Çin'in Donald Trump'ın ikinci başkanlık döneminde daha yüksek tarifeler tehdidiyle karşılaşma ihtimali varlığını koruması yatırımcıların temkinli hareket etmesine yol açıyor. Çin tarafında piyasa dostu adımların sıklaştığı görülürken, bugün Çin Menkul Kıymetler Düzenleme Komisyonu (CSRC) yabancı yatırımcı eğilimlerini daha iyi anlamak için küresel bankalarla 3 ayda bir yapılan toplantıları haftada bir düzenlemek amacıyla görüşmeler yapmaya başladı. Öte yandan bölgede bugün açıklanan veriye göre, Japonya'da ekim ayında Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) yıllık yüzde 3,4 aylık yüzde 0,2 artarak beklentileri geride bıraktı. Analistler, söz konusu verilerin Japonya Merkez Bankası'nın (BoJ) para politikası kararları üzerinde etkili olabileceğini kaydederek, yıl içinde iki kez faiz artırımına giden bankanın gelecek yıl da bu adımlara devam edeceği yönündeki fiyatlamaları desteklediğini ifade etti. Bu gelişmelerle, kapanışa yakın Nikkei 225 endeksi yüzde 1,6, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 2,1 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 1,1 gerilerken, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,5 yükseldi. Yurt içinde dün satıcılı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü yüzde 0,54 değer kaybederek 9.226,86 puandan tamamladı. Dolar/TL dün yatay seyirle 34,3634'ten kapanırken, bugün bankalararası piyasada yüzde 0,1 artışla 34,3750'den işlem görüyor. Analistler, bugün yurt içinde konut satış istatistikleri, yurt dışında ABD'de TÜFE, federal bütçe dengesi, ortalama saatlik kazançlar ve haftalık mortgage başvurularının takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 9.400 ve 9.450 puanın direnç, 9.150 ve 9.100 seviyelerinin destek konumunda olduğunu kaydetti.

New York borsası yükselişle açıldı Haber

New York borsası yükselişle açıldı

Açılışta Dow Jones endeksi, yüzde 0,58 artarak 44.243,74 puana çıktı. S&P 500 endeksi yüzde 0,22 artışla 6.008,86 puana ve Nasdaq endeksi yüzde 0,36 kazançla 19.355,33 puana yükseldi. ABD'de geçen hafta gerçekleşen başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Donald Trump'ın zaferle çıkması ve ABD Merkez Bankasının (Fed) beklenen faiz indiriminin desteklediği pay piyasaları, yeni haftaya da pozitif bir başlangıç yaptı. Ülkede ikinci kez başkan seçilen Donald Trump'ın yeni dönemde izleyeceği ekonomi politikalarına ilişkin belirsizlikler ve beklentiler piyasalardaki fiyatlamalar üzerindeki etkisini sürdürdü. Analistler, Trump'ın başkan seçilmesinin, vergi indirimleri ve daha kolay bir düzenleyici ortam beklentileriyle piyasaları desteklemeye devam ettiğini belirtti. Seçim sonuçlarının ardından yükselişe geçen dolar endeksi, yeni haftanın ilk işlem gününde de 105,5 ile temmuz ayından bu yana en yüksek seviyesindeki seyrini korudu. ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi geçen hafta yüzde 4,48'e yaklaşarak son 4 ayın zirvesini test etmesinin ardından yüzde 4,35 seviyesinde dengelendi. Kripto para birimi Bitcoin'in fiyatı da Trump'ın seçim zaferi ve kripto yanlısı adayların Kongre'ye seçilmesinin ardından yükselmeye devam ederek 82 bin doların üzerine çıktı. Analistler, seçim sonuçlarının belli olmasıyla yatırımcıların odağının artık ekonomiyle ilgili gelişmelere yöneldiğini belirtti. ABD'de çarşamba günü açıklanacak Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) başta olmak üzere yoğun makroekonomik veri gündeminin takip edileceğini kaydeden analistler, Fed Başkanı Jerome Powell'ın perşembe günü yapacağı konuşmada da para politikasının seyrine dair daha fazla ipucunun aranacağını aktardı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.