TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Dolandırıcılık

haberingundemi.com.tr - Dolandırıcılık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dolandırıcılık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Uzmanlardan dolandırıcılara karşı uyarı Haber

Uzmanlardan dolandırıcılara karşı uyarı

Son dönemde konuyla ilgili şikayetlerin geçmiş yıllara nazaran nispeten artış gösterdiğini ifade eden hukukçu ve uzmanlar, AA muhabirine konuyu değerlendirdi. Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Ali Yüksel, bazı kimselerin, arsa veya gecekondusu bulunanlardan ya da kentsel dönüşüme girecek sitelerdeki konut sahiplerinden, imar planını değiştirerek imar artışı yapabileceği vaadiyle ücret talep ettiğine dair duyumlar aldıklarını söyledi. Yüksel, özellikle büyükşehirlerde kentsel dönüşüm yapılması halinde imar planlarında inşaat hakkının sınırlı olduğunu vurgulayarak, dönüşüme giren sitelerde müteahhide verilecek sayıda yeterli daire çıkmadığı için maliklerden para istendiğini anlattı. Böyle bir durumda müteahhide yüklü meblağlar ödenmemesi gerektiğini ve dönüşümün yolunun imar artışından geçtiğini dile getiren Yüksel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak İmar Kanunu'na göre yapılmış planlarda bu değişiklik çoğu yerde olamamaktadır. İmar planları ve plan değişiklikleri, büyükşehirlerde büyükşehir belediyesi ile ilçe belediyesinde, normal illerde ise belediyelerin ya da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının sorumluluğunda. Bazı kişiler bu durumu kullanarak, imar artışını sağlayacaklarını belirtmekte, malikleri ya da site yönetimlerini yanıltmaktadır. Plan ücreti, danışmanlık bedeli, masraf veya teminat gibi isimler altında talep edilen bedeller zaman zaman yüksek meblağlara ulaşabilmektedir." "Bilinçsiz vekaletname verilmemeli" Ali Yüksel, bazı malik veya sitelerin bu kişilere verdikleri vekaletnamelerle hatalı başvuruların yapıldığını belirterek, bu başvuruların reddedildiğini veya hatalı başvuru sonucunda hak kaybına yol açıldığını söyledi. Bazı durumlarda ise hiç başvuru yapılmadan ücret alındığını anlatan Yüksel, şu değerlendirmelerde bulundu. "Örneğin böyle bir vekaletnameyle arazi rezerv alanı ilan edilirse, maliklerin arazilerinin yüzde 30'u Bakanlığa geçmektedir. Ancak imar artışı aynı kalabilmekte ve garantili bir yol değildir. Site, apartman veya gecekondularda, vatandaşların böyle bir talep durumunda, bu kişilerin şehir plancısı, hukukçu veya mimar olup olmadığını araştırması, bilinçsiz vekaletname vermemesi, verilecek vekaletle hangi işlemlerin yapılacağının belirtilmesi, maliklere külfet ve mali yük gelip gelmeyeceğinin açıkça yazılması ve mümkünse herhangi bir ücret verilmemesi faydalı olacaktır. Şüpheli durumda ise bu kişileri vekaletten azletmeleri zarar görmelerini engelleyebilecektir." "İmar veya emsal artışı sanıldığı kadar kolay değil" Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Ali Güvenç Kiraz, özellikle kentsel dönüşüme girecek büyük sitelerde imar değişikliğinin veya emsal artışının sanıldığı kadar kolay olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu tür durumlarda Bakanlığa bağlı Mekansal Planlama Genel Müdürlüğü üzerinden 'avan proje' sunup onun üzerinden legal bir süreç yönetebiliyorsunuz. Bu çok detaylı bir dosyanın hazırlandığı süreç. Mesela normalde 100 konutluk siteniz var ancak siz dönüşüm sonrası müteahhit payıyla birlikte 140 konut yapmak istiyorsunuz ve bununla ilgili talebinizi dosya halinde Bakanlığa iletiyorsunuz. Bakanlık birçok kritere bakıp oraya 140 konutun yapılıp yapılmayacağına karar veriyor. Dönüşemeyen yerlerin dönüşmesi için uygulanan bir hak. Ancak bu çok kısıtlı ve zor uygulanıyor. Bazıları bunun yapıldığını bildiği için, 'size imar, emsal alırız' diyor. Özellikle çantacı diye tabir edeceğimiz kimseler bunu suistimal edebiliyor. Burada önden asla ücret ödenmemeli." Kiraz, avan proje sunmak için danışmanlık hizmeti veren ve süreci yönetenlerin de bulunduğunu kaydederek, "Bu kimselere de süreç sonuçlanmadan ödeme yapılmamalı. Hele hele bir kimse 'Burası 1,5 emsal, size 2,5 emsal alacağım' diyor ve bununla ilgili para talep ediyorsa asla güvenilmemeli." diye konuştu. "Süreci şehir plancıları ile planlama veya kentsel dönüşüm ofisleri yürütebiliyor" Ali Güvenç Kiraz, Bakanlığın verilebilecek imar hakkının üstünün taahhüt edilmesini asla kabul etmediğini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bakanlığın kabul ettiği tek şey, mevcut imar hakkının kentsel dönüşüm için asla yeterli olmaması halinde bunun yapılabilir hale nasıl getirileceğini ele almak. Mesela mevcut sitede bloklar 7 katlı. Yeni imar planında ise 5 kata izin verildiğini düşünelim. 10 bloklu bir sitede direkt 20 daire kaybı oluyor. Bu nedenle dönüşüm olmuyor. Bakanlık, 'Bana böyle durumlarla sınırlı olmak üzere gelebilirsiniz' diyor. Piyasada bu durumların ötesine geçerek hak sahipleri birtakım hayallerle kandırılabiliyor." Kiraz, bu sürecin kimler vasıtasıyla yürütülebildiğine değinerek, "Bu süreçler genellikle şehir plancıları, planlama ofisleri veya şirketleri ve kentsel dönüşüm ofisleri gibi bu alanda faaliyet gösteren işletmeler veya kimseler tarafından yürütülüyor. Elinde çantayla gelip, 'Ben size alırım, bana şu kadar para veririm' diyenlere güvenilmemeli." açıklamasında bulundu. Arazilerde ise büyükşehirlerin ya da Bakanlığın imar değişikliğini bütünsel yapabildiğini kaydeden Kiraz, "Şahsa özel veya keyfi bir şekilde bir arsaya, binaya, siteye, gecekonduya imar artışı verilmesi imkansız. Vatandaşlardan isteğimiz, bahsettiğim çerçevenin dışında, 'Biz bunu yaparız' diyenlere inanmasınlar. Bu çerçeve içindeki durumlarda da yapılacak teknik harcamalar dışında herhangi bir bedel ödemesinler ve talep olumlu sonuçlanırsa ödeme yapsınlar." ifadelerini kullandı. "Son dönemde bu alandaki suistimaller arttı" Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı (KENTSEV) Üyesi ve Yüksek Şehir Plancısı Tuğçe Altınkilit de kendisini mimar, plancı veya haritacı olarak tanıtan bazı fırsatçıların, hiçbir gerçekçi yanı olmayan sahte yönetmelik maddeleri ve imar hesapları içeren uzun raporlarla orman statüsündeki yerlerin imara açılacağını iddia ederek vatandaşları kandırabildiğini söyledi. Altınkilit, "Bunun yanı sıra 'kentsel dönüşüm alanlarında bire üç emsal aldıklarını' iddia edenlerin de sayısının son dönemde arttığını görüyoruz. Bu gibi suistimalleri bizzat şahitleriyle tespit ederek ilgili kurum ve kuruluşlara şikayette bulunduk. Ancak birçoğunda biz tespit etmeden arsa veya konut sakinlerinin vekalet veya para verdiğini görüyoruz." dedi. Hazine arazilerini veya imar planı yapılamayacak alanları imara açtırdıklarını iddia ederek vekaletname alan ve para talep edenlere itibar edilmemesi gerektiğini vurgulayan Altınkilit, "Hak sahiplerimiz, bu ve benzeri sahte rapor hazırlayarak kendilerinden para talep edenlere karşı dikkatli olmalı, imarla ilgili süreçlerinde bilirkişi ve uzmanlarla, şehir plancıları ve dönüşüm ofisleri ile çalışmalı." şeklinde konuştu.

Haber

"Yüksek karlı gizli fon" dolandırıcılığına ilişkin yeni dava

Kamuoyunda "yüksek karlı gizli fon" adıyla bilinen dolandırıcılık olayına ilişkin, Atilla Baltaş'ın şikayeti üzerine Seçil Erzan hakkında yeni dava açıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1'i tutuklu 8 sanığın yargılandığı davayla birleştirilmesi talebiyle yeni bir Tanın Yılmaz hazırladı. Seçil Erzan'ın "şüpheli", Atilla Baltaş'ın "müşteki" olarak yer aldığı iddianamede, Erzan'ın, Baltaş'ı banka bünyesinde yatırım yapacağını söyleyerek fona para yatırmaya ikna ettiği ve Baltaş'tan 3 milyon dolar aldığı kaydedildi. Seçil Erzan, iddianamede yer verilen savcılık ifadesine göre, Atilla Baltaş'ın kendisine verdiği paradan çok fazlasını faizle geri aldığını söyledi. Baltaş'tan aldığı paraların fon adı altında olmadığını savunan Erzan, "Tam olarak Atilla Baltaş'tan faiziyle para satın aldım. Çünkü fon adı altında ikna ettiğim insanlara para ödemek zorundaydım. Fakat Baltaş bana verdiği parayı yüzde 50 faiziyle geri almıştır, beni mağdur etmiştir. Ayrıca son günlerde zorla bankada bana baskı kurarak evrak yazmamı istedi. Benden bankada borçlu olduğuma ilişkin senetler aldı. Baltaş'a verdiğim belgelerin hiçbiri gerçeği yansıtmamaktadır." dedi. Erzan, topladığı paralarla Baltaş'ın kendisini yurt dışına kaçırmak istediğini iddia etti. Erzan ile Baltaş'ın mesajlarına da yer verilen iddianamede, Baltaş'ın Erzan'a, "Bunca insana ben bunları sana nasıl inanarak yaptım", "Benim saf ve temiz sevgimi kullandın, yazıklar olsun", "Sevdiğim için tüm insanlardan aldım sana verdim", "Beni aptal yerine sokuyorsun, yurt dışı falan diyorsun, düne kadar buradaydı senin bankadaydım işlemler bugün başka yerde diyorsun." şeklinde mesajlar gönderdiği belirtildi. - 5 ayrı dava görülüyor İddianamede Seçil Erzan'ın "özel belgede sahtecilik" ve "nitelikli dolandırıcılık" suçlarından 4 yıldan 13 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi. İddianameyi kabul eden mahkeme heyeti, bu davayı ana dava dosyasıyla birleştirmedi. Seçil Erzan'ın yeni açılan davada yargılanmasına 4 Ekim'de başlanacak. Aynı gün Erzan hakkında daha önce açılmış 3 ayrı davanın duruşması da yapılacak. Erzan'ın ayrı ayrı yargılandığı davaların birinde Ömer Kahraman, Mert Zeydanlı ve Volkan Bahçekapılı "müşteki", Nur Erkasap "müşteki-sanık" olarak yer alıyor. Bir diğer davada Süleyman Aslan ve Mojtaba Haghani "müşteki-sanık", bir başka davada ise Merve Yılmaz ve Tanın Yılmaz "müşteki" olarak gösteriliyor. Bu davalar dışında Seçil Erzan'ın 93 yıldan 305 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı 1'i tutuklu 8 sanıklı ana dava da aynı mahkemede görülüyor. Ana davada ise Emre Belözoğlu, Arda Turan, Fernando Muslera, Fatih Terim'in de aralarında bulunduğu 26 müşteki bulunuyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.