TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Dava

haberingundemi.com.tr - Dava haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dava haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İstanbul Baro Başkanı Kaboğlu ve üyeleri hakkında dava Haber

İstanbul Baro Başkanı Kaboğlu ve üyeleri hakkında dava

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, baronun resmi sosyal medya hesabından 21 Aralık 2024'te yapılan açıklamayla terör örgütü PKK üyeliği bulunan firari sanıklar Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in övüldüğüne yönelik "terör örgütü propagandası yapmak" ve "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak" suçlarından başlatılan soruşturma sürüyor. Bu kapsamda, ifadesi alınan Kaboğlu ve yönetim kurulu üyeleri hakkında kovuşturma yapılması için Adalet Bakanlığından izin talep edildi. Ayrıca, 1136 Sayılı Avukatlık Kanunu'nun "Amaçları dışında faaliyet gösteren barolar ile Türkiye Barolar Birliği sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Adalet Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine, o yerdeki asliye hukuk mahkemesince basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içerisinde sonuçlandırılır." şeklindeki maddesi uyarınca, Kaboğlu ile yönetim kurulu üyeleri Rukiye Leyla Süren, Hürrem Sönmez, Ahmet Ergin, Metin İriz, Mehmedali Barış Beşli, Yelda Koçak Urfa, Fırat Epözdemir, Ezgi Şahin Yalvarıcı, Ekrem Bilen Selimoğlu ile Bengisu Kadı Çavdar'ın görevlerine son verilmesi, yeni baro başkanı ile yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi talepli davanameyle birlikte İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine dava açıldı. Soruşturma İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile yönetim kurulu üyeleri hakkında, sosyal medyadan yayınlanan bir açıklamada "terör örgütü PKK üyeliği bulunan firari sanıklar övüldüğü" iddiasıyla resen soruşturma başlatılmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada, İstanbul Barosunun resmi sosyal medya hesabından 21 Aralık 2024'te duyurulan açıklamayla terör örgütü PKK üyeliği bulunan firari sanıklar Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'in övüldüğü belirtilmişti. Açıklamada, "Ayrıca sözde gazetecilik faaliyetleri ve gazeteci kimlikleri nedeniyle öldürüldükleri, devletimizin sözde savaş suçu işlediği şeklinde yanıltıcı bilginin yayılması şeklindeki tespitler nedeniyle İstanbul Baro Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında Cumhuriyet Başsavcılığımızca 'terör örgütü propagandası yapmak' ve 'halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak' suçlarından resen soruşturma başlatılmıştır." ifadelerine yer verilmişti. İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ve yönetim kurulu üyelerinin 7 Ocak'ta savcılıkça ifadesi alınmıştı.

Hrant Dink'in katili Ogün Samast'ın FETÖ davasında karar Haber

Hrant Dink'in katili Ogün Samast'ın FETÖ davasında karar

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'i katleden Ogün Samast hakkında, "Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek" suçundan 10 yıla kadar hapis istemiyle İstanbul 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinde açılan ve İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen aralarında Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek ile Ersin Yolcu'nun da olduğu 11 sanıklı dosyayla birleşen davasına bugün devam edildi. Tutuksuz sanık Ogün Samast, duruşmaya Trabzon'dan Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Başka suçtan tutuklu sanıklar Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek, Erhan Tuncel, Tuncay Uzundal, Yasin Hayal ile Zeynel Abidin Yavuz da bulundukları cezaevlerinden duruşmaya SEGBİS ile katıldı. "İSTANBUL'A GÖNDERİLEN RAPORDA DİNK'E KARŞI EYLEM BİLGİSİ VARDI" Esasa ilişkin mütalaaya karşı savunması alınan tutuklu sanık Ali Fuat Yılmazer savunmasında, "Savcı, Ogün Samast'ın çarpıtılmış ifadesiyle bizi suçlu gösterdi. Savcı Gökalp Kökçü kasıtlı şekilde aleyhime delil oluşturdu. Trabzon Emniyet’ten İstanbul’a gönderilen Şubat 2006 tarihli istihbarat raporunda Dink’e yönelik ses getirici eylem yapılacağı bilgisi vardı. İstihbarat jargonunda ses getirici eylem öyle sıradan bir eylem değildir" dedi. "DİNK'İN HEDEFTE OLDUĞUNU İSTANBUL VALİLİĞİ BİLİYORDU" Ali Fuat Yılmazer, savunmasının devamında, "Hrant Dink’in hedefte olduğu başta İstanbul Valiliği olmak üzere herkes tarafından biliniyordu. Peki İstanbul ne yapmış? Hiç... İstihbarat evrakı benden gizlenmiştir. Eğer gizlenmeseydi Koruma Daire Başkanlığı’na yazı yazar, Dink’e koruma sağlardım. Ancak ben o dönem Sabri Uzun’la birlikte yurt dışındaydım. Savcı Gökalp Kökçü; Doğu Perinçek ve Aydınlık grubunun iddialarını iddianameye çevirdi" ifadelerini kullandı. "HÜKMÜ ALLAH'IN VERECEĞİNE İNANIYORUM" Son sözleri sorulan sanıklardan Ali Fuat Yılmaz'er, "Hükmü, vakti geldiğinde Allah'ın vereceğine inanıyorum" dedi. Ramazan Akyürek, "Allahtan korkuyorsanız ona göre karar verin" dedi. Erhan Tuncel, "Halen varlığı devam eden yapı tarafından içeride tutuluyorum. Dosyanın aslı yalandır. Allah hesabını soracak" diye konuştu. Zeynel Abidin Yavuz, "Takdir mahkemenin" derken, Tuncay Uzundal, suçlamayı kabul etmediğini, Yasin Hayal ise söyleyecek bir şenin olmadığını söyledi. Adem Sağlam ile Ersin Yolcu, beraatlerine karar verilmesini isterken, Ogün Samast, "Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatımı istiyorum" dedi. KARAR:SAMAST DAHİL 7 SANIK HAKKINDA DÜŞME KARARI Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Ogün Samast, Ahmet İskender, Erhan Tuncel, Ersin Yolcu, Tuncay Uzundal, Yasin Hayal ve Zeynel Abidin Yavuz'un üzerlerine atılı, "Silahlı suç örgütü adına suç işleme" suçlamasından açılan davanın zaman aşımına uğraması nedeniyle düşme kararı verildi.

Haber

"Sus payı" davasında Trump'a ceza

Merchan, Trump'ın duruşmaya sanal ortamda veya bizzat katılabileceğini belirtti. Yargıç Merchan, yayımladığı yazılı kararında "Sadece bu meseleye kesin bir çözüm getirilerek adaletin çıkarları gözetileceğini" kaydederek, Trump'ın 10 Ocak'ta yapılacak duruşmada cezasının belirleneceğini bildirdi. Merchan, kararda, hapis cezası yerine Trump’a bir daha tutuklanmaması durumunda davanın düşürülmesini öngören koşullu tahliye cezası vereceğini ima etti. Yargıç Merchan'ın bu kararı, 20 Ocak’ta devir teslim töreni ile Beyaz Saray’a çıkacak olan Trump’ın ağır suçlardan hüküm giyerek göreve başlayan ilk başkan olma yolunda olduğu şeklinde değerlendirildi. Trump'ın avukatları, 4 Aralık 2024'te Yargıç Merchan'a resmi başvuruda bulunarak müvekkilleri aleyhindeki davanın düşürülmesi gerektiğini belirtmişti. Ancak Merchan, seçilmiş başkanın davasının düşürülmesi başvurusunu reddederek Trump'ın sus payı mahkumiyetinin geçerli olduğuna hükmetmişti. Trump'ın "sus payı" davası Donald Trump, Manhattan Bölge Savcılığınca 18 Mart 2023'te yetişkin filmlerinde oyunculuk yapan Stormy Daniels'e 2016'daki seçimler sırasında yasa dışı "sus payı" ödenmesiyle ilgili soruşturma kapsamında büyük jüri tarafından yargılanması için suçlanmıştı. Hakkındaki suçlamaları reddeden Trump, 15 Nisan 2024'te New York'ta yargılanmaya başlanmış, 6 hafta süren duruşmalar sonucunda 31 Mayıs'ta mahkeme jürisi tarafından hakkındaki 34 suçlamanın tamamından suçlu bulunmuştu. ABD Yüksek Mahkemesi, 6 Ocak Kongre baskınındaki rolü ve 2020 başkanlık seçimlerine müdahale iddiaları için Trump'ın "bazı konularda dokunulmazlığı"nın bulunduğuna hükmetmişti. Mahkeme, 3'e karşı 6 oyla Trump'ın resmi eylemleri nedeniyle kovuşturmaya karşı dokunulmazlık hakkına sahip olduğuna ancak bu dokunulmazlığın, özel davranışları için geçerli olmadığına karar vermişti. Bunun üzerine New York Mahkemesi Yargıcı Juan Merchan, yaptığı yazılı açıklamada, 18 Eylül'de cezasının açıklanması beklenen Trump'ın "sus payı" davasının 5 Kasım ABD Başkanlık Seçimleri sonrasına, 26 Kasım'a ertelendiğini duyurmuştu. Trump hakkındaki, 2020 seçimlerine müdahale ve devlete ait gizli belgeleri saklama suçlamalarından açılan diğer iki federal dava da, 5 Kasım seçimlerinden zaferle çıkmasından sonra Özel Yetkili Savcı Jack Smith tarafından sonlandırılmıştı. Georgia'da açılan eyalet düzeyindeki diğer bir seçimlere müdahale davası da dondurulmuştu. Trump'ın suçlu bulunduğu sus payı davasından para cezası ile 4 yıla kadar hapis öngörülüyordu.

Nevzat Bahtiyar'ın tutukluluğuna avukatlarından itiraz Haber

Nevzat Bahtiyar'ın tutukluluğuna avukatlarından itiraz

Nevzat Bahtiyar'ın avukatları Adnan Ataş ve Ali Eryılmaz, Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmek üzere yargılamanın yapıldığı Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sundukları dilekçe ile müvekkillerinin tahliyesini talep etti. Avukat Ataş, dilekçesinde şunları kaydetti: "Delillerin toplanmış olması nedeniyle delillerin karartılma ihtimalinin bulunmaması, kaçma şüphesine dair dosya içerisinde somut delil olmaması, suçun katalog suçlar arasında yer almaması, infaz yasası dikkate alındığında tutuklama tedbirinin cezalandırma mahiyetinde olması, adli kontrol tedbirlerinin yeterli olması, kişi güvenliği konusunda emniyet tarafından gerekli tüm önlemlerin alınmış olduğu dikkate alındığında müvekkilin tutukluluk halinin devamına dair verilen kararın hatalı olduğunu beyan ederiz. İtirazlarımızın kabulüne, tutukluluk halinin devamına ilişkin kararın kaldırılmasına, CMK'nin 109. maddesinde düzenlenen adli kontrol hükümleri uygulanmak suretiyle müvekkilin tahliyesine karar verilmesini talep ederiz." Tutukluluğa itiraz eden avukat Eryılmaz'ın dilekçesinde de "müvekkilin mevcut infaz rejimine göre çekeceği ceza miktarının açık olduğu" aktarılarak, tahliye talep edildi. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 28 Aralık 2024'te görülen karar duruşmasında, tutuklu sanıklar anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran'a "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet, Nevzat Bahtiyar'a ise "Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verilmişti.

‘NARİN’ KARARI İLE İLGİLİ BAKANLAR NE SÖYLEDİ? Haber

‘NARİN’ KARARI İLE İLGİLİ BAKANLAR NE SÖYLEDİ?

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 8 yaşındaki Narin Güran'ın canice katledilmesine ilişkin davada Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinin kararını verdiğini anımsattı.  Bu acı olayda maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasının ve sorumluların hak ettiği cezalara çarptırılarak adaletin tecelli etmesinin, millet için büyük bir beklenti haline geldiğini ifade eden Tunç, "Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığı ilkeleri doğrultusunda gecikmeksizin verilen kararın milletimizin vicdanında yer bulması önemlidir. Gerek soruşturma aşamasında gerekse kovuşturma sürecinde adaletin tecellisi için duyarlı davranan herkese, yargı mensuplarımıza teşekkür ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.  Tunç, adaletin mülkün temeli olduğunu vurgulayarak, "Adaletin terazisi hiçbir zaman şaşmayacaktır. Bu tür acıların bir daha yaşanmaması için devlet ve milletçe hepimiz hep birlikte üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz. Narin evladımıza bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum." ifadelerini kullandı.  Öte yandan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, acısı yürekleri yakan Narin için sorumluların en ağır şekilde cezalandırılmaları adına Bakanlık olarak süreci yakından takip edecekleri sözünü verdiklerini ve bu sözü kararlılıkla yerine getirdiklerini belirtti.  Bakanlığın Hukuk Hizmetleri Genel Müdürü'nün de içinde bulunduğu avukatların tüm duruşmalara katılarak Narin'i kendi evlatları gibi sahiplendiğini ve adaletin tecelli etmesi için büyük bir özveriyle çalıştığını vurgulayan Göktaş, "Hiçbir karar Türkiye'nin evladı Narin kızımızı geri getiremez ancak sanıklara verilen ceza yüreklere su serpti. Bu süreçte özveriyle canla başla Narin'in hakkını savunan ve Narin için adaletin tecelli etmesini sağlayan avukatlarımıza teşekkür ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.

Yoon'un azli, Güney Kore Anayasa Mahkemesi'nde Haber

Yoon'un azli, Güney Kore Anayasa Mahkemesi'nde

Yonhap'ın haberine göre, ön duruşma kapsamında, Yoon'un ve Ulusal Meclisin temsilcileri, tanık ile kanıt listelerini sunmak ve gelecekteki duruşmaların tarihlerini belirlemek üzere bir araya geldi. Devlet başkanlığı vazifesinden 3 Aralık'taki kısa süren sıkıyönetim ilanı nedeniyle geçici uzaklaştırılan Yoon'un, görevden alınması ya da göreve iade edilmesine karar verilecek davanın ilk ön duruşması başladı. Sıkıyönetim ilanı nedeniyle "ayaklanmaya teşebbüs" suçundan yargılanan Yoon, suçlama onaylanırsa görevden alınacak ve 60 gün içinde erken devlet başkanlığı seçimine gidilecek, suçlamanın reddedilmesi halinde ise görevine iade edilecek. Anayasa Mahkemesinin, Yoon'un azline ilişkin kararını, davanın değerlendirilmeye başlandığı 14 Aralık'tan itibaren 6 ay içinde vermesi gerekiyor. Güney Kore'de sıkıyönetim ilanı Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol, 3 Aralık gecesi televizyonda yaptığı konuşmada, "muhalefetin devlet karşıtı aktivitelere karışması" gerekçesiyle sıkıyönetim ilan etmiş ancak parlamentonun, yaptığı oylamada kararı kaldırması ve ardından bunun Bakanlar Kurulunda onaylanmasıyla geri adım atmıştı. Yoon, muhalefeti "hükümetin işlevini yerine getirmesini engellemekle" suçlayarak sıkıyönetimin "Kuzey Kore yanlısı güçleri ortadan kaldırmayı ve anayasal özgürlük düzenini korumayı amaçladığını" savunmuştu. Sıkıyönetim ilanının ardından Savunma Bakanlığı, ordudaki komutanlara toplantı talimatı verip teyakkuzda olunması çağrısı yapmıştı. Öte yandan, "sıkıyönetim birlikleri" olarak görevlendirilen askerlerin Ulusal Meclis'e girdiği bildirilmişti. Ulusal Meclis'te yapılan acil oturumda sıkıyönetim kararının kaldırılmasına ilişkin verilen önerge, 190 milletvekilinin oyuyla kabul edilmişti. Ulusal Meclis Başkanlığı Ofisi, sıkıyönetimin, yapılan oylamanın ardından "hükümsüz" hale geldiğini açıklamıştı. Bunun üzerine Bakanlar Kurulunu toplayan Yoon, kabinenin onayının ardından sıkıyönetimi sona erdirdiğini duyurmuştu. Ana muhalefetteki Demokrat Parti ve 5 küçük muhalefet partisinin, sıkıyönetim ilanının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Yoon'un azli için Meclise sunduğu önerge, 7 Aralık'taki oylamada nitelikli çoğunluğa ulaşılamadığı için reddedilmişti. Muhalefet partilerinin aynı gerekçeyle sunduğu ikinci önerge, 14 Aralık'taki oylamada bu kez nitelikli çoğunluk sağlanarak kabul edilmişti. Meclis tarafından azli istenen Yoon, Anayasa Mahkemesinin hakkında vereceği karara dek görevden geçici uzaklaştırılmış, yerine Başbakan Han Duck-soo vekaleten getirilmişti.

Sıla bebeğin ölümüne ilişkin davanın görülmesine başlandı Haber

Sıla bebeğin ölümüne ilişkin davanın görülmesine başlandı

Sıla bebeğin ölümüne ilişkin davanın görülmesine başlandı Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesinde kapalı görülen duruşmaya, annenin birlikte yaşadığı S.Ö. ile çocuklardan birinin babası K.A. getirildi. Diğer sanıkların duruşmaya bulundukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılacağı öğrenildi. Duruşma, anne B.Y. (29), çocuklardan birinin babası olan komşu K.A. (32) ve annenin birlikte yaşadığı S.Ö. (57) hakkında Tekirdağ 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, suça sürüklenen çocuklar G.K. (14) ve K.A. (13) hakkında ise Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davaların birleştirilmesiyle başladı. Çocukların Her Türlü Şiddet, İhmal ve İstismardan Korunarak Akıl, Ruh ve Beden Sağlıklarının Gelişimi İçin Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonunun bazı üyeleri de gözlemci olarak duruşmaya katılmak için salona girdi. Çok sayıda siyasi, baro üyesi ve sivil toplum örgütü temsilcisi de adliye önüne geldi. "En ağır cezalara çarptırılmasını talep ediyoruz" CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, duruşma öncesi gazetecilere, Sıla bebek için, adalet aramak için Tekirdağ'a geldiklerini söyledi. Türkiye'nin Sıla bebek ve Narin cinayetini konuştuğunu belirten Gökçen, "Bu iki cinayet üzerine TBMM'de bir araştırma komisyonu kurulmuştu. Bu araştırma komisyonunun çalışmaları doğrultusunda hepimiz, bütün milletvekilleri olarak da bu davaları yakından takip etmekle yükümlü hissediyoruz kendimizi. Ne yazık ki öyle bir döneme geldik ki, öyle bir dönemi yaşıyoruz ki artık çocukları koruyamıyoruz." diye konuştu. Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) Hukuk Kurulu Başkanı Helin Görgül de Sıla bebeğin yaşam hakkını, ağır ihmaller ve kasıtlarla elinden alanların cezalandırılması ve bu vahim olayda adaletin bir an önce tecelli etmesi için burada olduklarını söyledi. Sıla bebeğin adım adım ölüme sürüklendiği dehşet verici olay karşısında sessiz kalmanın mümkün olmadığını ifade eden Görgül, "Davaya müdahil olma talebinde bulunacak ve süreci sonuna kadar takip edeceğiz. Sanıkların, hak ettikleri en ağır cezalara çarptırılmasını talep ediyor ve yargılamanın hızlı ve adil bir şekilde gerçekleştirilmesini bekliyoruz. Yaşam hakkını savunmak, adalet ve vicdan adına hepimizin sorumluluğudur. Bu mücadelede toplumun her kesimini dayanışmaya davet ediyoruz." dedi. İstenen cezalar Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığınca anne B.Y, çocuklardan birinin babası olan komşu K.A. ve annenin birlikte yaşadığı S.Ö. hakkında hazırlanan iddianame Tekirdağ 3. Ağır Ceza Mahkemesince, suça sürüklenen çocuklar G.K. ve K.A. hakkındaki iddianame ise Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti. İddianamede anne B.Y. için "ihmali davranışla kasten insan öldürme", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme", "aile hukukundan doğan yükümlülüğün ihlali" suçlarından toplam 67 yıl hapis cezası talep edilmişti. Suça sürüklenen çocuklardan K.A'nın babası K.A. hakkında "çocuğun cinsel istismarı", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından toplam 28 yıl 6 ay, anne B.Y'nin birlikte yaşadığı S.Ö. hakkında da "suçu bildirmeme, gizleme" suçundan 1 yıl 6 ay hapis istenmişti. Suça sürüklenen çocuklardan G.K. için "çocuğun nitelikli cinsel istismarı", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan toplam 66 yıl, K.A. hakkında ise "nitelikli cinsel istismar", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından 48 yıl ile "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talep edilmişti. Olayla ilgili bebeğin annesinin de aralarında olduğu 5 kişi tutuklanmıştı Malkara ilçesinde yaşayan anne B.Y, 8 Eylül'de kızı Sıla'nın uyanmadığını belirterek Malkara Devlet Hastanesi'ne götürmüş, yapılan muayenede bebek, beyin kanaması teşhisi ve cinsel istismar şüphesiyle Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'ne sevk edilmiş, polise bilgi verilmişti. Bebek, beyin ameliyatının ardından entübe halde yoğun bakıma alınmıştı. Soruşturma kapsamında anne B.Y, birlikte yaşadığı S.Ö, komşuları K.A. ile 13 yaşındaki oğlu K.A. ve 14 yaşındaki G.K. gözaltına alınmış, şüpheliler çıkarıldıkları hakimlikçe tutuklanmıştı. Sıla bebeğin 5 yaşındaki kardeşi A.Y. de devlet korumasına alınmıştı. Tekirdağ Baro Başkanı Gürcün, darp nedeniyle hastaneye getirilen ve yoğun bakımda tedavisi süren 2 yaşındaki kız bebeğe cinsel istismarda bulunulduğunun adli tıp raporuyla belirlendiğini ifade etmişti. Sıla bebek, bir ay tedavi altında tutulduğu Tekirdağ Dr. İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesi'nde 7 Ekim'de hayatını kaybetmişti.

Narin Güran cinayeti davasında ikinci duruşma yarın yapılacak Haber

Narin Güran cinayeti davasında ikinci duruşma yarın yapılacak

Merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılan Narin Güran'ın öldürülmesine ilişkin tutuklu anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar, "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanıyor. Davada ikinci duruşma yarın yapılacak. Cumhuriyet savcısının mütalaasını sunduğu davada, 4 sanığın yargılanmasına Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilecek. Olay Diyarbakır'ın merkez Bağlar ilçesinin Tavşantepe Mahallesi'nde 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi'nde cansız bedenine ulaşılmıştı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 23 şüpheliden aralarında anne Yüksel, ağabey Enes ve amca Salim Güran ile komşuları Nevzat Bahtiyar'ın da bulunduğu 12 kişi tutuklanmıştı. Yüksel, Enes ve Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yürütülen soruşturma tamamlanmış, 4 sanık hakkında "iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle hazırlanan iddianame, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesince 23 Ekim'de kabul edilmişti. Sanıkların yargılanmasına 7 Kasım'da başlanmış, 3 gün süren ilk duruşma, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verilerek 26 Aralık'a ertelenmişti. İlk duruşmanın ardından Cumhuriyet savcısı hazırladığı 14 sayfalık mütalaayı celse arasında mahkemeye sunmuştu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.