TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz

haberingundemi.com.tr - Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Hükümetten en düşük emekli maaşı için açıklama Haber

Hükümetten en düşük emekli maaşı için açıklama

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, İstanbul'da ekonomi basını ile bir araya gelerek, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Emekli maaşlarına ve asgari ücrete ilişkin açıklamalarda bulunan Yılmaz, en düşük emekli maaşında düzenleme yapacaklarını söyledi.  Yılmaz, en düşük emekli maaşına ilişkin çalışma yapacaklarını belirterek, "Burada diğer ücretler artarken asgariyi olduğu gibi tutmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Bir çalışma yapacağız" dedi. Yılmaz çalışmaların ocak ayı içinde gerçekleşmesini beklediğini söyledi. 'EN DÜŞÜK EMEKLİ MAAŞI KONUSUNDA ÇALIŞMA YAPACAĞIZ' Emekli maaşlarında yapılacak artışa ilişkin görüşleri sorulan Yılmaz, asgari ücret oranıyla emekliye artış oranının mukayese edilmesinin doğru olmayacağını söyledi. Yılmaz, şu değerlendirmede bulundu: "Birisi bir yıllık süreçle ilgili bir artış, diğeri 6 aylık. Emekli ve memur artışı 6 aylık yapılıyor. Temmuzda tekrar bu artışlar yenilenecek. Burada da kural belli. Biliyorsunuz burada gerçekleşen enflasyon ve toplu sözleşme var, yani burada kural bazlı bir şey var. Burada asıl kural bazlı olmayan konu en düşük emekli aylığı. En düşük emekli aylığı bugün geldiğimiz noktada 12 bin 500 liraya çıkmış durumda. Kök ücretleri daha düşük olan, oldukça önemli sayıda emeklimiz bundan istifade ediyor. Kök ücretinden daha yüksek bir emekli ücreti almış oluyor. Yani primiyle bağlantılı kök ücretinden daha yüksek bir emekli maaşı almış oluyor. Bunu kanunla ancak değiştirebiliyorsunuz. Bu normal sistemden gelen bir şey olmadığı için, kanunla gelen bir yapı olduğundan ancak kanunla düzenlenerek yine sağlanabilir." Cevdet Yılmaz, bu konuda bir çalışma yapacaklarının altını çizerek, " Yani burada diğer ücretler artarken asgariyi olduğu gibi tutmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Bir çalışma yapacağız ve bir kanuni düzenleme muhtemelen gündeme gelecek. Nihai çalışma tamamlandıktan sonra grubumuzla kanun çalışmasını gündeme taşıyacağız. Ocak ayı içinde bu gerçekleşecektir diye düşünüyorum" dedi. ASGARİ ÜCRET AÇIKLAMALARI Yılmaz, toplam 32 milyon 970 bin kişilik istihdamın yüzde 42'sinin asgari ücretliden oluştuğunu bunun da 6,7 milyon kişiye tekabül ettiğini vurguladı. Kayıt dışılık konusunun ikiye ayrıldığına işaret eden Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: "Birincisi, 'tamamen kayıt dışı çalışma', ikincisi 'eksik kayıtlılık'. Dünyada da bizde de böyle. Asgari ücret meselesinde bu sorunun da olduğunu biliyorum. Yani asgari ücretli 6,7 milyon gözüküyor ama muhtemelen gerçek anlamda bundan daha düşük. Asgari ücretli gösterip, başka şekillerde ücret veren işletmeler olduğunu da biliyoruz. Buna da eksik kayıtlılık diyoruz. Biz kayıt dışılıkla da eksik kayıtlılıkla da mücadele ediyoruz ama bu faktörleri dikkate almadan yapılacak bir yorumun çok da gerçekçi olmayacağını bilmemiz lazım. Asgari ücretle ilgili söyleyeceğim ikinci husus şu, altını hep çiziyoruz, bu bir taban ücret. Bunun üstü bir limit söz konusu değil. İdeal ücret veya olması gereken ücret şeklinde bir hadise değil. Bundan aşağı olmaz dediğimiz bir ücret. Dolayısıyla, birçok metropolde, belli sektörlerde, belli büyüklerdeki firmalarda zaten fiili ücretlerin daha yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz." Bu konuda asıl problemin asgari ücrette daha az gelişmiş bölgeler, küçük ölçekli işletmeler ve emek yoğun sektörler olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bunlar asıl bunun baskısını daha fazla hissediyor ama biz her zaman söylüyoruz, burada verimlilik çok önemli. Verimlilik arttıkça ülkenin toplam faktör verimliliği, işletmelerin de işletme bazında verimliliği arttıkça aslında daha yüksek ücretin de zemini oluşmuş oluyor. Dolayısıyla önemli olan bu verimliliği artırmak, daha sağlam bir zeminde, kalıcı bir zeminde bu gelişmeleri sağlamak. Biz bütün imkanlarımızla bu yönde gayret ettik" ifadelerini kullandı. 'SON İKİ YILDA YAPILAN ARTIŞLAR OLDUKÇA ÖNEMLİ' Cevdet Yılmaz, enflasyona ilişkin sürece ve asgari ücret artış oranlarına değinerek, "Son 2 yılda yapılan artışlar oldukça önemli. Bu yıl da yaptığımız artışın gerçekleşecek enflasyonun üstünde kalacağını bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu. Yılmaz, "Bu net maaşlara bir de işverene maliyeti açısından bakarsanız, tabi çok daha yüksek rakamlarda" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın asgari ücrete ilişkin, "Şayet enflasyon oranında çok ciddi bir sapma olursa tabii ki biz de buna kayıtsız kalmaz, gerekli değerlendirmeleri yaparız" dediğini hatırlatan Yılmaz, şunları kaydetti: "Cumhurbaşkanımız zaten bunu söyledi. Biz ciddi bir sapma olmayacağına inanıyoruz, politikalarımızı o çerçevede sürdürüyoruz. Önemli olan şudur, bugün yüksek bir maaş verirsiniz, yarın enflasyon bundan daha yüksek çıkarsa verdiğiniz maaşın hiçbir anlamı kalmaz. Önemli olan enflasyonu dizginleyip, düşürüp, somut, reel satın alma gücünde artış sağlamak. Bizim amacımız satın alma gücünde kalıcı artış sağlamak. Dolayısıyla bunu sağlamak için her türlü gayreti sarf edeceğiz."

CUMHURBAŞKANLIĞI YILI BÜTÇESİ KABUL EDİLDİ Haber

CUMHURBAŞKANLIĞI YILI BÜTÇESİ KABUL EDİLDİ

Genel Kurulda, bütçe üzerindeki konuşmaların ardından soru-cevap bölümüne geçildi.  "Ahmet Türk ile barış yemeğine katıldığınıza pişman mısınız?" sorusunun yöneltildiği Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Bugün olsa yine giderim, barış yemeğine katılırım, o ailelerin barışması için elimden gelen gayreti sarf ederim. O bir insani görevdir. Bunu siyasi tartışmalara konu etmeyi de doğru bulmuyorum. Bir annenin yüreğine su serpebildiysek ne mutlu bize" diye konuştu.  Tasarruf tedbirleri  Soru önergelerinin cevaplanmadığına ilişkin eleştiri üzerine Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığıyla, bağlı ve ilişkili kuruluşlarla ilgili soru geldiğinde kendisinin soru önergelerini cevapladığını söyledi.  Bir bakanlıkla ilgili müstakil soru önergesi geldiğinde, bakanlığın bunu cevaplamasını istediğini ifade eden Yılmaz, "Aynı soru hem bana hem bakanlığa gelebilir. Bir karmaşa oluşturmamak, tek elden açıklayıcı bilginin ulaşması şeklinde usulümüzü hayata geçiriyoruz" dedi.  Diyanet İşleri Başkanlığıyla ilgili tasarruf tedbirlerine ilişkin sorular yöneltildiğini anımsatan Yılmaz, şunları kaydetti: Tasarruf tedbirlerini bu yıl olabildiğince kapsamlı hazırlamaya gayret ettik. Hiçbir kuruluşumuz istisna olmadı. Bir tane kurumumuz istisna. O da Türkiye Büyük Millet Meclisi. Bunu niye istisna tuttuk? Çünkü farklı bir yapısı var. Yürütmenin bir parçası olarak görmedik. 'Halkın seçtiği temsilciler kendi kararlarını kendileri verirler' diye o saygıyla genelgeye dahil etmedik. Meclis Başkanımız kendisi bir açıklama yaptı. Bu sürece Meclisin kendi iradesiyle dahil olduğunu, tasarruf tedbirlerini kendi uhdelerinde alacaklarını ifade ettiler.  Cevdet Yılmaz, Suriye'deki Kürtlere yönelik yaklaşımlarının sorulduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu: Suriyeli Kürtlerle PKK'yı birbirinden net bir şekilde ayrı görüyoruz. Terör örgütlerinin baskısıyla, dayatmasıyla karşı karşıya olan kim olursa olsun buna karşıyız. Suriye'deki Kürtler o coğrafyanın, ülkenin asli vatandaşlarıdır, unsurlarıdır. Yeni oluşacak Suriye'de, Kürtlerin, terör örgütlerinin baskısından kurtulmuş olarak, hak ettikleri şekilde o yapılar içinde temsil edilmelerini, temel hak ve özgürlüklerini en güzel şekilde yaşamalarını, refahlarını artırmalarını istiyoruz. Onlar da bizim kardeşlerimiz, ülkemizdeki Kürt vatandaşlarımızın, yakınları, akrabaları. Dolayısıyla onlara farklı bir bakış açımız söz konusu olamaz ama Türkiye içinde de Türkiye dışında da kim olursa olsun terör örgütleriyle mücadelemizi en yoğun şekilde sürdüreceğiz.   Cevdet Yılmaz, milli eğitime ayrılan bütçeye ilişkin soru geldiğini ifade ederek, bütçeden en büyük payı bu sene de Milli Eğitim Bakanlığının aldığını dile getirdi.  Eğitime gelecek dönemde de destek olacaklarını vurgulayan Yılmaz, "Yaptığımız bu yatırımlar sayesindedir ki Uluslararası Matematik ve Fen Eğilimleri Araştırması (TIMSS) 2023 sonuçlarına göre 4. sınıf fen bilimleri alanında OECD ülkeleri arasında ikinci, bu alandaki ortalama puanla tüm Avrupa ülkeleri arasında da birinci sıraya yerleşmiş durumdayız. TIMSS 2023 ortalama 8. sınıf fen bilimleri puanımız da 2019'a göre 15 puan artmıştır" diye konuştu.  Yılmaz, "Cumhurbaşkanlığı tasarruf tedbirlerine uyuyor mu?" sorusu üzerine, Cumhurbaşkanlığı da dahil bütün kurumların tasarruf tedbirleri kapsamında olduğunu söyledi.  Tasarruf konusunda diğer kurumlardan ne bekliyorlarsa Cumhurbaşkanlığından da aynı yaklaşımı beklediklerini anlatan Yılmaz, şöyle devam etti: Cumhurbaşkanlığımız, bu ülkenin yönetim yapısının kalbidir. Birçok ulusal, uluslararası hizmetin yürütüldüğü, yönetim hizmetlerinin yapıldığı bir alandır. Elbette ihtiyaç duyulan alanlarda harcamalar da yapılmaktadır.  Genel Kurulda bütçe üzerinde şahsı adına söz alan MHP Kayseri Milletvekili Baki Ersoy, Kayseri'nin uzun yıllardır beklediği hızlı tren projesinin başladığına işaret ederek, bu projenin en geç 3 yıl içerisinde bitirilmesini istedi.  Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Fatih Erbakan ise Türkiye'nin 2025 yılı bütçesinin vatandaşların bütçesi olmadığını söyledi. Erbakan, "Bu bütçede paylaşımda adalet yoktur. Borç, faiz, vergide adaletsizlik vardır. Bu bütçe borç, faiz, zam ve vergi bütçesidir" değerlendirmesinde bulundu.  Konuşmaların tamamlanmasının ardından Cumhurbaşkanlığı ile bağlı kurumların 2025 yılı bütçeleri Genel Kurulda kabul edildi.

Suriyeli kardeşlerimizin güvenli ve gönüllü dönüşü sağlanacaktır Haber

Suriyeli kardeşlerimizin güvenli ve gönüllü dönüşü sağlanacaktır

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Suriye'de Baas rejiminin devrilmesine ilişkin "Suriye'de güvenli ve ekonomik olarak elverişli ortamın tesisi ile yıllardır vatanlarından uzak yaşayan Suriyeli kardeşlerimizin onurlu, güvenli ve gönüllü dönüşü de sağlanmış olacaktır." ifadelerini kullandı. Yılmaz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Suriye'nin, Suriyelilerin olduğunu, yaşadıkları büyük acılar ve verdikleri tarihi mücadele sonunda Suriye halkının yeni bir dönem başlattığını belirtti. Suriye halkının iradesini yansıtan yeni bir rejim için geçiş sürecinin sağlıklı işlemesinin son derece önemli olduğuna işaret eden Yılmaz, dar ve çatışmacı değil, kapsayıcı ve inşa edici bir yaklaşımın esas alınması gerektiğini vurguladı. Yılmaz, bölge dışı güçlerin, zaten yeterince acı yaşamış Suriye'nin istikrarına zarar verici eylemlerden kaçınması, uluslararası toplum ve kurumların yeniden inşa sürecine destek vermesi gerekliliğine dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti: "Tüm unsurlarıyla Suriye halkının birliği, istikrarı ve huzuru için siyasi ve ekonomik olarak yeniden yapılanma sürecinin başarılı olmasını diliyorum. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve egemenliği korunarak, tüm dinlerden, mezheplerden ve etnik kimliklerden Suriye vatandaşlarının barış içinde bir arada yaşaması için gerekli şartlar hızla oluşturulmalıdır. Suriye'de güvenli ve ekonomik olarak elverişli ortamın tesisiyle yıllardır vatanlarından uzak yaşayan Suriyeli kardeşlerimizin onurlu, güvenli ve gönüllü dönüşü de sağlanmış olacaktır. Yeni dönemde terör örgütlerinin ülkemize yönelik oluşturdukları tehditlerinin ortadan kaldırılması en önemli önceliklerimizdendir. İnanıyorum ki Suriyeli Kürt kardeşlerimiz terör örgütünün vesayetinden ve baskılarından kurtularak, Suriye'nin bütünlüğü içinde huzurlu bir ortama kavuşacaklardır." "Suriye halkıyla dayanışma içinde olacağız" Türkiye Cumhuriyeti'nin gelişmeleri yakından izleyip, bölgenin barış, istikrar ve refahı için çalışmaya devam edeceğinin altını çizen Yılmaz, "En zor zamanlarında olduğu gibi, bugün ve yarın da kardeş Suriye halkının tamamıyla dayanışma içinde olacağız." ifadelerini kullandı. Yılmaz, açıklamasında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Huzurun hakim olduğu, barışın hakim olduğu, Arap, Türkmen, Kürt, Alevi, Sünni, Nusayri, Hristiyan ayırt etmeksizin hiç kimsenin dışlanmadığı, kimsenin hak ve özgürlüklerinin çiğnenmediği, zulme uğramadığı, farklı kimliklerin yan yana sulh içinde yaşadığı bir Suriye görmek istiyoruz. İnşallah çok yakın gelecekte böyle bir Suriye'yi göreceğimizi ümit ve temenni ediyoruz." sözlerini anımsattı.

En düşük emekli aylığıyla ilgili bir değerlendirme yapılacaktır Haber

En düşük emekli aylığıyla ilgili bir değerlendirme yapılacaktır

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, NTV canlı yayınında soruları yanıtladı, gündemi değerlendirdi. "Konum gönderenden bedel alınacak, harita vergisi gibi yansıyan haberler oldu. Bu konuda durum nedir?" sorusunu Yılmaz, "Bu, tamamıyla gerçek dışı. Böyle bir şey söz konusu değil. Bir düzenleme var biliyorsunuz. Coğrafi bilgi matrisinden veri alarak bunları gelir amaçlı, ticari amaçlı kullananlarla ilgili bir düzenleme. Esnafla veya işte konum bilgisi paylaşan vatandaşla hiçbir bağlantısı olmayan bir düzenleme. Eminim detayları ilgili kurum açıklayacaktır. Tamamen gerçek dışı, tamamen temeli olmayan bir iddia olduğunu ifade etmek isterim." şeklinde yanıtladı. "Suriye'de, bölgede yaşanan gelişmeleri nasıl değerlendirirsiniz? Yeniden şekillenen haritayla siyasi çözüm fırsatı ötelendi mi yoksa bu kriz Esad rejimini yeni dinamiklerle masaya yönlendirir mi?" sorusuna karşılık Yılmaz, Suriye'de yaklaşık 13 yıldır süren bir istikrarsızlığın olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti: "Bizim buradaki duruşumuz açık ve net. Biz, Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana bir ülkeyiz. Suriye'nin istikrarını, huzurunu isteyen bir ülkeyiz. Şu anda gördüğümüz hadise, Suriye'deki rejimle muhalifler arasında yaşanan bir çatışma durumu ve Türkiye olarak bizim buradaki hassasiyetlerimiz şunlar, birincisi biz Suriye'de uzun zamandır istikrar ve huzur istiyoruz. Bunun için Birleşmiş Milletler süreçleri, Astana süreçleri gibi birçok platformda Türkiye, çok yapıcı bir şekilde burada bir konum almış durumda. Yine aylardır biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı'mız Suriye rejimine çağrılar yapıyor, 'Gelin konuşalım, siyasi bir çözüm üretelim, bu istikrarsızlık bitsin.' diye ama maalesef bu karşılık görmedi. Bunu da hepimiz biliyoruz. Bugün geldiğimiz noktada da yine Türkiye'nin hassasiyetleri değişmiş değil. Biz Suriye'de tüm unsurları kapsayan, kapsayıcı bir siyasi çözümden yanayız. Bütün mezheplerden, etnik gruplardan, siyasi görüşlerden insanların bir ortak şemsiye altında bir araya geldiği ve huzuru, güveni, birlikte yaşama koşullarını sağladığı bir Suriye istiyoruz." Yılmaz, bölgedeki istikrarsızlıktan faydalanan terör yapılarına karşı Türkiye'nin hiçbir şekilde müsamaha göstermesinin mümkün olmadığını belirterek, terörle mücadeleyi öncelikli mesele olarak gördüklerini ifade etti. Bu 13 yıllık süreçte Türkiye'ye yönelik göç konusunda yaşananlara işaret eden Yılmaz, "Bizim tabii arzumuz bir siyasi çözümün oluşması, Suriye'ye huzurun, güvenin gelmesi, Türkiye'ye yönelik tehditlerin ortadan kalkması, bir taraftan da uzun süredir Türkiye'de bulunan Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü, güvenli, onurlu bir şekilde ülkelerine, topraklarına geri dönmeleri." ifadelerini kullandı. Yılmaz, Tel Rıfat'ın terör unsurlarından temizlenme sürecinin önemli olduğunu ve bunu memnuniyetle karşıladıklarını dile getirerek, Tel Rıfat'ın bölgedeki insanların güven ve huzur içinde yaşaması, Türkiye’ye yönelik saldırıların, risklerin düşmesi bakımından çok önemli ve stratejik bir bölge olduğunu vurguladı. "Bu, böyle rastgele bir hadise değil gerçekten gelişmelerle bağlantılı" "MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin, kısaca özetlersek Öcalan çıkışı diye başlayan süreç çok önemli bir gündem oluşturdu. Hem o açıklamalar hem de o açıklamalardan bugüne geldiğimiz süreci, yaşananları nasıl değerlendirirsiniz ve bu süreç nereye evrilecek bundan sonraki dönemde?" sorusu üzerine Yılmaz, şu yanıtı verdi: "Sayın Bahçeli, çok önemli bir siyaset ve devlet adamı, gerçekten ve bölgemizde yaşanan gelişmeleri, tarihi gelişmeleri analiz ederek, bakarak ülkemizin, milletimizin geleceği açısından bir tutum geliştiriyor. Bunu iyi anlamamız lazım gerçekten. Bu, böyle rastgele bir hadise değil gerçekten gelişmelerle bağlantılı. Bir taraftan bölgemiz üzerinde emperyalist birtakım oyunların, tehditlerin geliştiğini görüyoruz. Aslında 100 yıl öncesine gittiğimizde de nitelik olarak benzer tabloların bugün de yaşandığını görüyoruz. Yine İsrail'in bölgede oluşturduğu tehditleri, bölgemizin genelinde yaşanan çatışmaları, jeopolitik gerilimleri hep birlikte görüyoruz. Sayın Bahçeli, bu ortam içinde şöyle bir tutum sergiliyor bence, hep söyler bunu doğrusu, 'Önce ülkem, milletim, sonra partim ve ben.' der. Bu tutumun bir yansıması olarak görüyorum. Burada detaylara takılmadan büyük resmi görmek gerektiğine inanıyorum ben. Büyük resim de terörsüz Türkiye'dir, Türkiye Yüzyılı'nda terörsüz bir Türkiye. Milletimizin bekasının güçlendirilmesi, ülkemize yönelik tehditlerin ortadan kaldırılması. Burada şunun da altını çizmemiz lazım. Bu, kesinlikle terörle mücadele anlamında farklı yorumlanmamalıdır. Kararlı, güçlü bir şekilde terörle mücadele elbette devam edecektir ama bir taraftan da terörsüz bir Türkiye oluşturma hedefiyle mutlaka çaba sarf edilecektir." "Sivil siyaset ve terör aynı anda bir araya gelebilecek kavramlar değil" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bazı belediyelere yapılan görevlendirmelere ilişkin, temel ilkelerle bakılmasının gerektiğini söyledi. "Demokrasi ve terör, sivil siyaset ve terör aynı anda bir araya gelebilecek kavramlar değil." diyen Yılmaz, şunları ifade etti: "Bu, Türkiye'ye özgü bir mesele de değil. Hiçbir demokraside sivil siyasetle terörün, demokratik kurumlarla terör yapılanmalarının iç içe geçmesi söz konusu olamaz. Burada kayyumlarla ilgili yapılan geçici bir tedbirdir. Nihai karar yargıdan çıktığı zaman elbette kişisel bazda yargılarda bulunmak mümkündür. Nihai karar çıkıncaya kadar burada geçici bir tedbir uygulanmaktadır. İşin özü şudur: Terörün olmadığı bir ortamda böyle bir sorun zaten kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Terörün gölgesi demokrasiden çekildiği zaman, terörün sivil siyaset üzerindeki gölgesi kalktığı zaman böyle bir tartışmanın zaten zemini kalmayacaktır. Böyle bir ihtiyaç kalmayacaktır. Dolayısıyla esas olan terörün sivil siyaset üzerindeki gölgesinin kalkması, demokrasinin, sivil siyasetin kendi kuralları içinde işlemesidir. Türkiye, bunu başarmak durumundadır." "Değişim süreci, ihtiyaç olan her alanı kapsayacaktır" "Bir kabine revizyonu bekleniyor mu?" sorusu üzerine Yılmaz, "Değişim süreci, ihtiyaç olan her alanı kapsayacaktır diye düşünüyorum. Halkımızdaki beklenti, talep neyse AK Parti her zaman buna duyarlılık gösteren bir parti olmuştur. Cumhurbaşkanı'mızın bütün siyasi hayatı en temel aldığı hadise, milletin beklentileridir. Dolayısıyla bu neyi gerektiriyorsa yapılacaktır." yanıtını verdi. "TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu görüşmeleri bitti. Zaman zaman gerginlikler de yaşandı. Sizin açınızdan nasıl geçti?" sorusu üzerine Yılmaz, komisyon görüşmelerine çok önem verdiğini, buradaki tartışmaları çok değerli bulduğunu söyledi. Usulü uygun ve üslubu doğru olduğu sürece her türlü fikrin tartışılmasının gerektiğine işaret eden Yılmaz, "Birçok milletvekili çok değerli katkılarda bulunuyor ama maalesef Gazi Meclisimize yakışmayan hadiseler de gördük. Özellikle İçişleri Bakanı'mıza yönelik hadiseyi tasvip etmek kesinlikle mümkün değil. Antidemokratik bir tavır. Kaba kuvvetle engelleme çalışması, Meclise hiçbir şekilde uygun olmayan bir yaklaşım." dedi. "Türkiye, eksilerde değil büyüme sürecini devam ettiriyor" "Kasım ayı enflasyon verisi açıklandı. Bu çerçevede yıl sonu tahmininiz nasıl? İşler, enflasyonla mücadelede arzu edilen seviyede mi gidiyor?" sorusu üzerine Yılmaz, rakamlara bakıldığında Türkiye'nin doğru bir yolda, istikamette ilerlediğinin görüldüğünü söyledi. Gelecek dönemde de dezenflasyon sürecinin devam edeceğini belirten Yılmaz, "Türkiye, belli bir vade içinde yeniden tek haneli rakamlara ulaşacaktır. Bu tek haneli rakamlara ulaşıncaya kadar kararlı, koordineli bir şekilde ve çok boyutlu politikalarla mücadelemizi sürdüreceğiz. Sadece para politikası değil maliye politikasıyla, kamuda ve özel sektörde verimliliği, rekabet gücünü artırıcı politikalarla, dönüşümlerle bu programımızı hayata geçirmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı. Yılmaz, "Özellikle üçüncü çeyrek büyüme verisinin açıklanmasının ardından 'Türkiye, bir teknik resesyona girdi.' yorumları yapanlar var. Bu görüşe katılmayanlar da var. Bu konuda siz ne söylersiniz?" sorusuna karşılık, "Üçüncü çeyrek verilerinde yüzde 2,1 büyüme sağlandı. 17 çeyrektir kesintisiz büyümemiz devam ediyor. Ana tablomuz budur bizim. Türkiye, eksilerde değil aksine büyüme sürecini devam ettiriyor. İkinci çeyrekte biraz beklentilerin altında oldu ama dördüncü çeyrekle ilgili gördüğümüz öncü göstergelere baktığımızda bir miktar daha toparlanma görüyoruz." cevabını verdi. Ekonominin büyüme sürecinin dördüncü çeyrekte de devam etmesini beklediklerini anlatan Yılmaz, dünyadaki gelişmelere rağmen Türkiye'nin bu yılın 9 ayında yüzde 3,2 büyüdüğünü, dinamizmini koruduğunu kaydetti. Geriye dönük yıllıklandırılmış 12 aylık büyümenin ise yüzde 3,6 olduğunu belirten Yılmaz, "Bizim yıl sonu tahminimiz OVP'de yüzde 3,5. Bir miktar aşağı yönlü riskler oluşturdu bu üçüncü çeyrek verisi ama dördüncü çeyrekle bunun belli bir oranda telafi edileceğine inanıyoruz." dedi. "Asgari aylık alan emeklimizle ilgili de mutlaka bir çalışma yapılacaktır diye düşünüyorum" "Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına başlayacak. Çok değişik görüşler var. Nasıl bir zam politikası olacak?" sorusu üzerine Yılmaz, "10 Aralık'ta ilk toplantı yapılacak, en geç aralık sonuna kadar da bu konu netleştirilmiş olacak. Asgari ücret, minimum ücrettir. 'Bundan daha aşağısı olmaz.' denen bir ücrettir. Bundan daha fazla ücret verenlerin elini kimse tutmuyor. Keşke özel sektörde, başka alanlarda imkanı olan herkes daha fazla verse." ifadelerini kullandı. Asgari ücrete 2023'te yüzde 100'den fazla, 2024'te ise yüzde 50'ye yakın artış yapıldığını, tarihi bir kararla asgari ücretin vergi dışı tutulduğunu anımsatan Yılmaz, "Sadece asgari ücreti vergi dışı tuttuğumuz için bu yıl yaptığımız vergi harcaması 677 milyar Türk lirası. Gelecek yıl 850 milyar liradan bahsediyoruz. Kişi başına bunun ne anlam ifade ettiğine baktığımızda vazgeçilen gelir vergisi 35 bin 505 lira, damga vergisi 1822 lira. Bu, sadece asgari ücretli değil asgari ücrete kadar tüm gelirlerden kamunun vazgeçtiği vergiler." dedi. Yılmaz, asgari ücretle ilgili çalışanların ve özel sektörün talepleri doğrultusunda bir rakamın şekilleneceğini söyledi. "Yılbaşı memur ve emekli için de zam dönemi. En düşük maaşı alan 3,8 milyon emekli için ilave bir düzenleme olacak mı?" sorusu üzerine Yılmaz, AK Parti'nin asgari emekli ücreti düzenlemesini getirdiğini, şu anda bunun 12 bin 500 lira seviyesinde olduğunu hatırlattı. En temel kurallarının vatandaşları enflasyona ezdirmemek olduğunu dile getiren Yılmaz, "O kurallar mutlaka çalışacaktır. Bu 12 bin 500 lira asgari tutarla ilgili mutlaka bir değerlendirme yapılacaktır. Genel artışlarla birlikte asgari aylık alan emeklimizle ilgili de mutlaka bir çalışma yapılacaktır diye düşünüyorum ama burada bir kanuni düzenleme gerekiyor." şeklinde konuştu. "Dezenflasyon sürecini destekleyici bir yaklaşım" "Yeniden değerleme oranı yüzde 43,93 olarak Resmi Gazete'de yayımlandı. Özellikle motorlu taşıtlar vergisi konusunda Sayın Cumhurbaşkanı'ndan indirim konusunda bir beklenti var. Bu yönde bir adım atılır mı?" sorusuna karşılık Yılmaz, "Cumhurbaşkanlığının bir indirim yetkisi var. İki denge içinde buna bakılacaktır. Bir taraftan kamunun gelir ihtiyacı var, diğer taraftan da dezenflasyon politikasına maliye politikasıyla destek ve sosyal talepleri karşılama boyutu var. Bunların arasında bir değerlendirme yapılacaktır. Belli kararlar alınacaktır. Dezenflasyon sürecini destekleyici bir yaklaşım sergileneceğini düşünüyorum." yanıtını verdi. "ABD'de ikinci Donald Trump dönemi başlayacak. Bu döneme ilişkin beklentiler nasıl şekilleniyor?" sorusu üzerine Yılmaz, "Çeşitli analizler yapılıyor kabineye alınanların söylemleri, geçmiş birtakım değerlendirmeleri üzerinden. Biz de güzel bir söz var: 'Taç giyen baş akıllanır.' diye. Sorumluluk üstlendikten sonra bu yönetimin somut icraatlarını, politikalarını görmek lazım." dedi. Yılmaz, ABD ile ilişkilerde Türkiye'nin olumlu bir dönem, pozitif bir gündem istediğini dile getirdi.

2025 yılı bütçesinin büyüklüğü belli oldu Haber

2025 yılı bütçesinin büyüklüğü belli oldu

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 22 Ekimde TBMM Plan ve Bütçe Komisyonuna sunum ile başlayacak olan bütçe görüşmeleri öncesi yapılan "bütçe bağlama" töreninde konuştu. Yılmaz, 2025 yılı bütçesine ilişkin detayları açıkladı. Yılmaz açıklamasında şunları kaydetti: *2025 yılı merkezi yönetim bütçesinde bütçe giderlerinin 14,73 trilyon lira, gelirlerin ise 12,8 trilyon lira olacağını öngörmekteyiz *Bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya oranının ise yüzde 3,1 olarak gerçekleşeceğini tahmin etmekteyiz *Yüksek Öğretimi de dahil ettiğimizde eğitim bütçemizi 2025'te 2,18 trilyon liraya yükseltiyoruz; böylece merkezi yönetim bütçesinden yüzde 14,8 oranı ile en büyük payı yine eğitime ayırıyoruz *2002 yılında 8 milyar lira olarak devraldığımız Milli Eğitim Bakanlığı bütçesini 2025 yılında 1,45 trilyon liraya yükselttik *Savunma ve güvenlik için 2025'te 1,61 trilyon TL ödenek tahsis ediyoruz *Bütçeden 2025'te sağlık alanına toplam 2,44 trilyon TL, sosyal yardım ve destekler için ise 651 milyar TL kaynak ayırdık *2025 yılında bütçemizden tarıma 706 milyar lira kaynak ayırdık *Yatırımlara ayırdığımız kaynağı 1,57 trilyon liraya yükseltiyoruz, bu tutar 2025 yılı bütçemizin yüzde 10,7'sine denk gelmekte *Reel kesim destekleri için bütçemizden 561 milyar lira ödenek öngörüyoruz *Doğalgaz ve elektrik sübvansiyon destekleri ve asgari ücretin vergi dışı tutulmasını da dikkate aldığımızda sosyal harcamalara ayrılan kaynaklar 1,93 trilyon liraya ulaşmaktadır *Büyükşehir ve diğer belediyelerimiz ile il özel idarelerimize ayırdığımız toplam kaynağı 1,344 milyar liraya çıkarıyoruz, 2002 yılında bu kaynağın bütçe içerisindeki payı yüzde 4 iken bu oranı 2025 yılında yüzde 9,1'e yükseltiyoruz.

Cevdet Yılmaz, İzmir İş Dünyası Buluşması'nda konuştu: Haber

Cevdet Yılmaz, İzmir İş Dünyası Buluşması'nda konuştu:

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gelecek yılın ortalarında enflasyondan artık bugünkü kadar bahsetmeyeceğiz, bu çok açık ve net. Bu politikamızın sonucunda gelecek yıl bu zamanlar artık 20 ila 30 arası bir enflasyon olacak ülkemizde." dedi. Yılmaz, İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve İzmir Ticaret Borsası işbirliğiyle İzmir Ticaret Odasında düzenlenen toplantıda, iş insanlarıyla bir araya geldi. Dünya ekonomisinin pandemi sonrasında büyüme ve ticaret konusunda halen önceki performansından uzak olduğunu anlatan Yılmaz, Türkiye'nin çevresindeki gelişmelerin daha zorlu bir ortam oluşturduğunu ancak zorlu dönemlerin ülkelerin pozitif ayrışması için de bir fırsat olarak görülmesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin bu dönemlerden istifade etmesi ve farklı bir performans ortaya koyması için çalışma yaptıklarını dile getiren Yılmaz, güncellenen Orta Vadeli Program (OVP) hakkında bilgiler verdi. OVP'deki temel çerçevenin dış talebin verdiği katkının yükseldiği dengeli bir büyüme kompozisyonu olduğunu kaydeden Yılmaz, "Bunu da yakalamış durumdayız, bu anlamda hedefimize ulaşmış durumdayız. Özellikle 2024'ün ikinci çeyreğinde dış talebin büyümeye katkısı, iç talebi aştı. Dolayısıyla bu programımız çerçevesinde bir gelişme olduğunu gösteriyor. Yıl sonu itibarıyla da beklentimiz yüzde 3,5'lük bir büyümeyle bu yılı kapatmak. 0,5 civarında bir aşağı yönlü revizyon yaptık bu açıdan. İşte yaşadığımız şartları dikkate alırsanız bunun büyük bir revizyon olmadığını ifade etmek isterim." dedi. - "Dengeli, enflasyonist olmayan, dış talep ağırlıklı bir büyüme" Türkiye'nin ana pazarlarında gelecek yıl daha yüksek büyüme beklentileri bulunduğunu, emtia fiyatlarının ılımlı seyrettiğini dile getiren Yılmaz, FED ve Avrupa Merkez Bankası başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde faizleri düşürme sürecinin de başladığına dikkati çekti. Bu sürecin gelişmekte olan ülkelere fon akışını hızlandıracağını, ihraç pazarlarına olumlu etkilerde bulunacağını söyleyen Yılmaz, "Dolayısıyla bütün bu şartlara da baktığımızda gelecek yıl yüzde 4 gibi bir büyüme hedefi koyduk. 'Enflasyonla mücadele ederken bu kadar büyüme olur mu?' diye sorular soruluyor. Onu izah etmek için söylüyorum, bütün bu şartları dikkate alarak bu hesaplamaları yaptık. Dengeli, enflasyonist olmayan, dış talep ağırlıklı bir büyüme kompozisyonuyla bunu başaracağımıza inanıyorum." ifadelerini kullandı. Yılmaz, büyümeyle enflasyon arasında kısa vadede zorluklar yaşanabileceğini ancak düşen enflasyonun orta vadede büyümeyi destekleyeceğine işaret ederek, şöyle konuştu: "Enflasyonda hazirandan bugüne 23,5 puanlık bir düşüş var. Ağustosta yüzde 52'yi gördü enflasyonumuz, eylül geldiğinde göreceksiniz 50'nin altına inecek enflasyon. Yani 40'lı rakamları göreceğiz. Yıl sonunda Orta Vadeli Program hedefimiz yüzde 41,5. Bir defa gelecek yılın ortalarında enflasyondan artık bugünkü kadar bahsetmeyeceğiz, bu çok açık ve net. Bu politikamızın sonucunda gelecek yıl bu zamanlar artık 20 ila 30 arası bir enflasyon olacak ülkemizde. Dolayısıyla bugünkü kadar enflasyon bir gündem oluşturmayacak ama enflasyonla mücadelemiz devam edecek elbette. 2025 sonu itibarıyla 20'nin altında bir enflasyonla kapatmayı planlıyoruz. 2026'da ise tek haneli rakamlara ülkemizi tekrar kavuşturmak istiyoruz. Bütün gayretimiz, planımız, politikamız bu çerçevede şekillendirilmiş durumda ve onu da geçmişte nasıl başardıysak yine başaracağımıza inanıyoruz." - Kredi derecelendirme kuruluşlarının not artırma kararları Yılmaz, OVP hedeflerinde istihdam ve cari açıkta beklediklerinin ötesinde gerçekleşmelerin yakalandığını, cari açığın temmuz rakamları itibarıyla Ticaret Bakanlığı verilerine göre yüzde 2'nin altına indiğini belirterek, yıl sonunda 1,7'ye inmeyi öngördüklerini anlattı. İhracat ve turizm gelirlerinde de artışların devam ettiğini, Merkez Bankası rezervlerinde ciddi iyileşmeler görüldüğünü anımsatan Yılmaz, bütçe açığının da depremin getirdiği ağır yüke rağmen yıl sonunda yüzde 5'in altına çekilmesinin hedeflendiğini bildirdi. Cari açık ve bütçe açığını kontrol ederek rezervleri güçlendirdiğinizde risk primlerinin de gerilediğini dile getiren Yılmaz, "Geçen yıl 703 baz puandan çıkmıştı ülke risk primi. Bugün geldiğimiz noktada 19 Eylül itibarıyla rakam 260. Yani 703'den 260'a düşen bir risk pirimi. Bu niye önemli? Özel sektör veya kamu sektörü dış dünyadan daha düşük maliyetlerle borçlanma imkanına kavuşmuş oluyor." dedi. Yılmaz, kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'ye ciddi anlamda not artırımları yaptığını, üçünün de not arttırdığı dünyadaki tek ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. Programlarının sadece para programı olmadığını maliye politikası ve yapısal reformlarla tamamlanan bütüncül bir çerçeve olduğunu vurgulayan Yılmaz, Türkiye'nin yeni bir sanayi politikasına ihtiyaç duyduğunu, tarımı da stratejik öneme sahip bir sektör olarak gördüklerini dile getirdi. Tarımsal verimliliği ve gıda üretimini artırmak durumunda olduklarını ifade eden Yılmaz, bu konuda planlı bir tarım, havza bazlı önceliklere dayalı, su miktarını kıstas olarak kabul eden bir destekleme sistemi üzerinde çalıştıklarını bildirdi. Yılmaz, çalışma hayatının da önemli reform alanlarından olacağını, istihdam konusunda yeni nesil çalışma biçimlerini ülkeye kazandırmak durumunda olduklarını da sözlerine ekledi. - Diğer konuşmacılar Programda İzmir Valisi Süleyman Elban, Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ve İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli de birer konuşma yaptı. Toplantıya, TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, AK Parti Gençlik Kolları Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, AK Parti İzmir milletvekilleri Mahmut Atilla Kaya, Şebnem Bursalı ve Yaşar Kırkpınar, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı, MHP İl Başkanı Veysel Şahin, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve iş insanları katıldı. Toplantı, açılış bölümünün ardından basına kapatıldı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.