TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Cumhurbaşkanı Ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan

haberingundemi.com.tr - Cumhurbaşkanı Ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhurbaşkanı Ve Ak Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Esed dönemini yüceltenlere en güzel cevap Şam'daki yeraltı hapishaneleridir Haber

Esed dönemini yüceltenlere en güzel cevap Şam'daki yeraltı hapishaneleridir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu yol, Türkiye'nin bir yıldız gibi parladığı, asli kodlarına döndüğü, dosta güven, düşmana korku verdiği Türkiye Yüzyılı yoludur. Yeni bir dönemin arifesindeyiz. Elbette her şey güllük gülistanlık değil, hala çözmemiz gereken sıkıntılar, aşmamız gereken engeller var. Bir yandan mevcut sıkıntılarla uğraşırken, diğer yandan ülkemizin önündeki fırsatları değerlendireceğimiz bir irade ortaya koymak mecburiyetindeyiz." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, Cumhuriyet'in ikinci asrıyla birlikte önüne açılan yeni kapıları, yeni fırsatları en iyi şekilde değerlendirmektedir." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ne diyorlar? Türkiye'nin Suriye'de ne işi var? Bunu diyecek kadar kendi tarihini bilmeyenleri kültür ve medeniyet değerlerimizden yoksun olanları görüyoruz. Kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getirirken içerden ve dışardan gelen nice baskıyı, ithamı, tahriki, provokasyonu göğüslemek mecburiyetinde kaldık. Suriyeli kardeşlerimize kol kanat gererek kardeşlik hukukumuzun gereğini yerine getirdik. Bunu da şikayet ederek değil muhacirlere ensar olma şuuruyla yaptık. Suriye'deki devrime şaşı bakanlara, Esed dönemini yüceltenlere en güzel cevap Şam'daki yeraltı hapishaneleridir. Suriyeli, Afgan ve yabancılara düşmanlık üzerinden siyaset yapanların varlık sebepleri ortadan kalktığına göre, millete ne diyeceklerini merak ediyoruz." şeklinde konuştu.

DENETİME TABİ OLMAYAN BİR MEKANİZMA DÜŞÜNÜLEMEZ Haber

DENETİME TABİ OLMAYAN BİR MEKANİZMA DÜŞÜNÜLEMEZ

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK), sona erdi. Parti Sözcüsü Ömer Çelik, toplantı sonrasında konuştu.  Cumhur İttifakı olarak çalışmalarımızı yürütüyoruz  Ömer Çelik'in konuşmasından satır başları şöyle: Bugün Mali İşler Başkanı'mız sunum yaptı. Bu faaliyetlerimizin bütçesinin nasıl ele alınacağı bakımından sunumu dinledik.  Kardeşlik içinde güzel devir teslim oluyor. İlçe kongrelerimizin dinamizminden, göreve gelen ve devreden arkadaşlarımızın bunun bir bayrak yarışı olduğunu vurgulamalarından memnuniyet duyuyoruz. Teşkilatlarımız bizim göz bebeğimiz.  Cumhurbaşkanımızın iç cephe çağrıları ile ilçelerden başlayarak bu mesajın verilmesi hedeflenmekte.  Ramazan sonundaki günlerde il kongrelerimizle ilgili takvimin ne olacağı arz edilecek. Kadın ve gençlik kollarımızın kongreleri de başladı. Bütün arkadaşlarımız bu kongrelere yoğun şekilde katılacak. İç cepheyi güçlendirme siyasetini devam ettireceğiz.  Muhalefet tarafından yoğun şekilde "Cumhur İttifakı içinde çatlak" şeklinde açıklamalar yapıldı. Bu açıklamaların bizim gündemimizde yeri yok. Muhalefet içindeki grupların çatışmalarını yoğun biçimde görüyor ve takip ediyoruz. Cumhur ittifakını oluşturan ilkeler ile kararlı şekilde yürüyerek Türkiye Yüzyılı çalışmalarını yürütüyoruz. Cumhur İttifakı genel düzeyde yürüyen ittifak değil ilçelerde beldelerde köylerde vatandaşta buluşturan bir ittifakız.KKTC'nin kuruluşunun 41. yılı. 41 kere maşallah diyelim. Bu mücadeleler içinde KKTC egemen bir devlet olarak, milletimizin göz bebeği. Bir sürü badireler atlatarak yoluna devam ediyor. Tüm bu tuzaklara rağmen KKTC, bölgede var oluşunu sürdürüyor. Her zaman yanında olduk ve bundan sonra da olacağız.  Bütün toplantılarımızda ilk gündemimiz Gazze'dir. Batı Şeria'daki hassasiyetimiz yüksektir. İlhaktan bahsetmeleri daha büyük soykırımlara imza atmak istediklerinin beyanıdır. Lübnan'a dönük saldırılar devam ediyor. Suriye ve İran'a tehdit devam ediyor. Uluslararası hukukun tamamına saldıran bir şebeke ile karşı karşıya olduğumuz, çılgın gözü dönmüş bir katliam şebekesi ile karşı karşıyayız. Bütün dinleri bütün insanları tehdit eden şebeke ile karşı karşıyayız. Gazze tüm insanlığın tamamıdır. Gazze savunmadan tüm bunları savunmak söz konusu olamaz. Somut adımlar atılması gerekir. Silah verilmemesi gerekir çağrımızın yerine getirilmesi bu katliamları engelleyecek.  BRICS toplantısı sonrası muhalefetin spekülasyonları oldu. Muhalefetin Türkiye yön değiştiriyor yaklaşımı var. Kes kopyala yöntemi ile davranıyorlar. Türkiye eksen kayması yaşıyor demişlerdi. Etrafımızda bulunan ülkelere yönelik politikalara uymadığınızda, hemen Türkiye'nin ekseni kayıyor diye dış odaklı kampanya olmuştu.  Arap baharı söz konusu olduğunda o zaman Türkiye "Arap baharı diye dalga geliyor, tarihsel derinliği görmek lazım. Yumuşak geçişlerle yönetmek gerek" dediğimizde de eksen kayması yaşanıyor demişlerdi. Bu müstakil politikaları uygulayınca eksen kaymasını Türkiye'nin önüne getiriyorlardı. Uydurulmuş kavramlardan biriydi. Türkiye kendi tarihine bakarak dünyanın bütün platformlarında olmayı arzu eden politika gerçekleştiriyor. Cumhurbaşkanı'mız küresel sistemin ana kolonları üzerinde Türkiye'nin söyleyecek sözlerinin olduğunu gösteriyor.  Son yıllarda iklim konusu büyük bir gündem teşkil ediyor. Asıl tedbiri alması gerekenler onlarken fakir ülkeleri tedbir almaya sokma yaklaşımı sergiliyor. Bugün iklim konusunda herkesin sorumluluğu vardır ama dünyayı asıl kirleten gelişmekte olan ülkelerin politikalarıdır. Onların bütçe ve sorumluluk açısından öncü olmaları gerek.  Sayın Emine Erdoğan'ın öncülük ettiği sıfır atık hareketi bir BM mekanizması haline gelmiştir.  KKTC'nin Türk devletleri teşkilatında yer alması dünyaya verilmiş bir mesajdır. Bundan rahatsız oldular. Bu sorunu ortaya çıkaran, sınır sorunu olan, Güney Kıbrıs'ı Avrupa Birliği'ne alanlar sorunun kaynağıdır. Avrupa Birliği'nin meselesi bu değildir. KKTC'nin her alanda desteklenmesi için bütün girişimler sürdürülecek.  CHP genel başkanı özel, yerel seçimler sonrası yaptığı hatayı ısrarla sürdürüyor. Merkezi yerel iktidar söylemi vardı. Genel seçim Türkiye'yi yönetecek iktidarı, yerel seçim de belediyeleri belirtiyor. Hepimizin sicil amiri vatandaşımız. Türkiye'de denetime tabii olmayan kamu idaresinin parçası düşünülemez. Bu denetimler konusunda eleştiriler getirildi. Maalesef 'namussuzca siyasi talimat' deniyor. Bu yakışın almayan bir söz. Bunu çok sık kullanılmaması gerektiğini, kullanana dönen bir takım sonuçlar doğuracağını söylemiştik. Namus kelimesi kullanarak bütün belediyelere kefil olduğunu demişti. Bu kelime çok mühim kelimedir. Bir siyasi alfabe yetersizliği ile alelade şekilde kullanmamak lazım. Siyasi namus kavramı yüksek nitelikli kavramdır. Bu sözleri kendilerine iade ediyoruz aynen. Hukuki konutu da partimiz değerlendirecektir. Bu bayağı bir kavgada bile kullanılmayacak bir dil.  Şu an 3-4 parça halinde CHP yönetiliyor. CHP görüşünü anlamak için minimum 4 yere bakmanız gerekiyor. Maalesef CHP kendi partilerini yönetme konusundaki zaafı kapatmak için AK Parti'ye karşı hakaret ediyor. Hakimleri savcıları müfettişleri tehdit ediyorlar. Bunun kendilerine de faydası yok. Kamu düzeni parçası olan herkes Anayasa'nın verdiği yetki ile yapıyor bunu. Siyaset üretimindeki cari açık siyasi üslupsuzlukla kapatılamaz.  Biz bu hakaretler cevap verebilecek kabiliyete de sahibiz. Vatandaşımız için her türlü mücadeleye gireriz. Siyasette bir sürü imkan vardır. Genel yerel iktidarı şeklinde iki iktidar yok. Türkiye'de bir tane iktidar var bir tane anayasal düzen var. Bir savrulma içine giriyorlar. Denetim herkes için geçerlidir. Bu siyasi tartışmayı yapacaksak temiz bir dille yaparız.  Denetleme yapılsın ve vatandaşın önüne konulsun. İsraf ve yolsuzluk söz konusu ise bunları tartışalım. SGK borçları katlanarak artıyor. Bunun ödememek gibi durum siyaset değil. Bunun ödenmemesi de SGK'dan faydalanan vatandaşların hakkı. Bu vatandaşa karşı bir cürüm. Bunlar son derece basit temel ilkeler. Siyasi mücadeleyi yaparız ama böyle bilinç problemi olan çirkin dil olursa bu kavgalara girmesini çok iyi bilen siyasi kadroyuz. Hepsi vatandaşın hakkıdır.  ABD seçimlerinde net bir tablo ortaya çıktı. Trump'ın zaferi söz konusu oldu. Seçimden önce yapılan tahminler boşa çıktı. Sayın cumhurbaşkanımızın talimatı var; kabine üyelerimiz Trump yönetiminin iş başı yapması ile bir yol haritası çıkaracaklar.  Bölgedeki hareketliliği takip ediyoruz. Yıllar evvel kara harekatına karar verilip bundan 1 ay 2 ay sonra harekete geçiliyordu. Şimdi bu durumda değiliz. Talimat verildiği anda harekete geçecek şekilde tetiktedir askeri güçlerimiz. Talimat verildiği anda TSK bu harekata başlayacak konumdadır. En önemli hassasiyetimiz sınırlarımızdan 30 km derinliğin korunmasıdır. Bu derinlikte bir terör faaliyeti görürsek bunu tehdit sayarız ve harekat gerçekleşir. Terör devletçikleri kurulmaya çalışılıyordu. CHP adına konuşanlar mavi vatanı eleştirirken kara harekatlarını da eleştiriyorlardı. Bu harekatlar olmasa terör devletçileri olacaktı. Silahlı kuvvetlerimiz bu yapılanmaları darmadağın etti.  

İSRAİL TEHLİKESİ İÇİN HER  TÜRLÜ TEDBİRİ ALIYORUZ Haber

İSRAİL TEHLİKESİ İÇİN HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALIYORUZ

İSRAİL TEHLİKESİ İÇİN HER  TÜRLÜ TEDBİRİ ALIYORUZ Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'nde Filistin'in Geleceği Konferansı'nda açıklamalarda bulundu.  BM ACZE DÜŞTÜ  İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: AK Parti Dış İlişkiler ve İnsan Hakları Başkanlıklarımızın müştereken düzenlediği bu anlamlı toplantı vesilesiyle siz kardeşlerimle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Dünyanın farklı köşelerinden Ankara'mızı teşrif eden misafirlerimize hoş geldiniz diyor. Filistin'in Geleceği Konferansının Filistin Davası için Filistin halkının adil, müreffeh ve barış dolu yarınları için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.  Öncelikle her birinize davetimize icabet ederek Filistin halkıyla ve Gazzeli mazlumlarla sergilediğiniz güçlü dayanışma dolayısıyla şükranlarımı sunuyorum. Bugün kalbi Kudüs için atan, Filistin davasına omuz veren, sahip çıkan, Kudüs ilk kıblemizdir, kırmızı çizgimizdir diyen, Gazzeli ve Filistinli kardeşlerimiz için duruşunu, tavrını, yüreğini cesaretle ortaya koyan, dünyanın dört bir yanındaki vicdan sahibi tüm kardeşlerimi bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Bu vesileyle geçtiğimiz yıl 7 Ekim'den bu yana İsrail'in acımasızca katlettiği Filistinli, Lübnanlı kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Filistin'in seçilmiş son başbakanı, aziz kardeşim, çok değerli dostum İsmail Haniye ile birlikte Siyonist hükumetin kalleşçe şehit ettiği tüm siyasi aktörleri bugün bir kez daha rahmetle yad ediyorum.  BM Güvenlik Konseyi ile uluslararası örgütlerin, İsrail'in şımarıklıkları karşısında nasıl büyük bir acize düştüklerini yine hep beraber yüzümüz kızararak takip ettik. İnsan hakları örgütlerinin, küresel ölçekte yayın yapan meşhur medya organlarının, söz konusu Filistin olunca, söz konusu Gazzeli, Batı Şerialı, Lübnanlı mazlumlar olunca, mesele Gazze'de vahşice öldürülen masum çocukların hakları olunca, keskin nişancı kurşunuyla katledilen henüz 1-2 yaşındaki bebekler olunca, nasıl derin bir sessizliğe büründüklerine, nasıl üç maymunu oynadıklarına yine sizlerle birlikte şahitlik ettik. Batı'nın yıllardır savuna geldiği özgürlük, demokrasi, hukuk, ifade ve basın hürriyeti gibi değerlerin tamamı bir çırpıda rafa kaldırıldı. Daha bunun gibi, insanı insanlığından utandıran nice sahne gözlerimizin önünde yaşandı. Canlı yayında gazeteciler kurşunlandı. Hastaneler, camiler, okullar, kiliseler vuruldu. 360 kilometrekarelik daracık bir alana sıkıştırdıkları 2 milyon insana her türlü zulmü reva gördüler.  Giderek şımaran, giderek azgınlaşan İsrail durdurulmadığı takdirde bu yayılmacılığın nereye uzanacağını tahmin edebiliyoruz. Ülkemize yaklaşan tehlikeyi göremeyen idrak yoksunu kimi şahsiyetler varsa da biz riski görüyor, her türlü tedbiri alıyoruz.  Gazze'ye kıştan önce daha fazla insani yardım ulaştırılması noktasında uluslararası toplumun ve İslam dünyasının daha fazla gayret sarf etmesi gerekiyor. Kendi personelinin hakkını korumayan bir Birleşmiş Milletler, başkalarının hakkını nasıl savunacak? Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, bölgemizin kan deryasına dönmesini, Gazze'de sivillerin diri diri yakılmasını daha ne kadar seyredecek?  

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.