TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Cumhurbaşkanı

haberingundemi.com.tr - Cumhurbaşkanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Cumhurbaşkanı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TERÖR DESTEKLİ SİYASETE YER YOK Haber

TERÖR DESTEKLİ SİYASETE YER YOK

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çankaya Köşkü'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına 86. vefat yılında Milli Mücadele'nin Başkomutanı, Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü bir kez daha rahmetle yad ederek başladı.  ‘Hizmete devam edeceğiz’  Erdoğan, Türkiye'nin, gelişen ekonomisi, artan itibarı, güçlenen askeri ve savunma yetenekleri, tarihinin ve kadim değerlerinin rehberliğinde takip ettiği ilkeli dış politikasıyla bölgesinin güven kaynağı olarak bir yıldız gibi parladığını dile getirerek, "Türkiye Yüzyılı ülkümüzün sadece milletimizin fertleri arasında değil gönül coğrafyamızda da beklentilerin çıtasını yükselttiğini görüyoruz. Ülkemize ve milletimize yönelik umutları Allah'ın izni ve yardımıyla boşa çıkarmayacağız" değerlendirmesinde bulundu.  Erdoğan, milletin takdiriyle 3 Kasım 2002'de başladıkları Türkiye'ye hizmet yolculuğunda 3 Kasım 2024 itibarıyla 22 seneyi geride bıraktıklarını anımsatarak, hükümeti devraldıkları günden bu yana her seneyi bir önceki yıldan daha ileri bir seviyede tamamladıklarını söyledi. Erdoğan, iktidardaki her yeni yaşa daha büyük umutlarla, daha büyük hedeflerle girdiklerini belirterek, şöyle devam etti: Son 22 yılda saymakla bitiremeyeceğimiz sayısız projeyi, tesisi, hizmeti, yatırımı ve icraatı Türkiye'ye kazandırmanın bahtiyarlığını yaşadık. Vesayetle malul bir demokrasi yerine milli iradenin üstünde hiçbir gücün, hiçbir odağın olmadığı gerçek demokrasiyi ülkemizde egemen kıldık. Yönetime istikrar getirmek suretiyle Türkiye'ye güç ve enerji kaybettiren, oligarşik yapıların vesayet heveslerini kamçılayan, özellikle ömrü 1-2 seneyi bulmayan yamalı koalisyonlar dönemine biz son verdik.  Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçerek yönetimde istikrarın kurumsallaşmasını, kalıcı ve sürekli hale gelmesini sağladıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: Şunu bugün bir kez daha büyük bir gururla söylemek istiyorum. Türkiye, hükümetlerimiz döneminde tartışmasız bütün alanlarda rekordan rekora koşmuş, tarihe altın harflerle yazılacak başarılara imza atmıştır. 2002-2024 arasındaki 22 yıl, Cumhuriyet tarihimizin en parlak, en görkemli hizmet, eser, yatırım ve refah noktasında en velut yılları olarak hafızalara kazınmıştır.  Siz bakmayın birilerinin eski Türkiye güzellemesi yaptığına, onların derdi milletin eski Türkiye'de yaşadığı mahrumiyetler ve zulümler değil kendi şahsi ve zümrevi çıkarlarıdır. Ülkemizin son 22 yılının önemli bir kazanımı da milletin ortak değerlerini bu süfli gayeleri için kullananların yüzlerindeki maskeleri indirmemizdir. Tam 22 yıldır milletin emanetine layıkıyla sahip çıkmanın, milletin teveccühüne ve güvenine mazhar olmanın, Türkiye'ye hizmet sancağını şanla şerefle iftiharla taşımanın yani insanımıza olan şükran borcumuzu en güzel şekilde ödemenin derdindeyiz. Bunun hasbi mücadelesini veriyoruz.  Erdoğan, bugünlere kolay gelinmediğini vurgulayarak, "Vesayetin tuzaklarından darbe girişimlerine, teröre kadar nice ihanetlere maruz kaldık. Nice sinsi saldırıyı püskürttük. Tek başına 15 Temmuz gecesinde istiklalimize ve istikbalimize kasteden bir alçak saldırıyı, bir alçak planı, içerideki ve dışarıdaki planlayıcıların başlarına geçirmiş olmamız bile tarihi bir başarıdır. İktidar ve ittifak olarak milletin emanetine sıkı sıkıya sahip çıkmaya devam edeceğiz. Rabb'im ömür, milletimiz de onay verdikçe Türkiye'ye ve Türk milletine hizmete devam edeceğiz" diye konuştu.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Kasım 2002'den bugüne kadar AK Parti hükümetlerinde görev almış, büyük ve güçlü Türkiye davasına omuz vermiş, ülkenin kalkınması için "taş üstüne taş koymuş" her bir isme de teşekkür etti.  Beraber mücadele ettikleri isimlerden vefat edenler için rahmet dileyen Erdoğan, "Aynı şekilde 15 Temmuz gecesi meydanlarda kurduğumuz ittifakımızdaki ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı'na ve mensuplarına da teşekkürlerimi iletiyorum. Şüphesiz en büyük şükranımız aziz milletimizedir. Hizmetkarı olmaktan daima şeref duyduğumuz necip milletimize bize olan güvenlerinden, bize olan teveccühlerinden dolayı özellikle şükranlarımı sunuyor, Allah razı olsun, Mevla dayanışmamızı ve muhabbetimizi daim eylesin diyorum." ifadelerini kullandı.  Erdoğan, son kabine toplantısından bugüne dek yurt içinde ve yurt dışında katıldığı programlara değindi.  Cumhuriyet'in ilanının 101. yıl dönümünün 81 ilde, KKTC'de ve yurt dışı temsilciliklerde coşkuyla kutlandığını belirten Erdoğan, TUSAŞ'ın Kahramankazan'daki tesislerini ziyaret ederek TUSAŞ çalışanlarına terör saldırısından dolayı geçmiş olsun dileklerini ilettiklerini ifade etti.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, demokrasi ile şiddetin, sivil siyaset ile terörün aynı kapta bir arada bulunamayacağının altını çizerek, şöyle devam etti: Dünyanın hiçbir medeni ülkesinde, sırtını terör örgütüne dayayarak siyaset yapılmasına müsaade edilmez. Avrupa dahil, dünyanın her yerinde böyle bir tavır; siyasi partiler için kapatma, bu siyaseti yapanlar için cezai takip sebebidir. Çünkü demokrasinin ilk ve öncelikli şartı şiddeti reddetmek, terörle araya kalın duvarlar örmektir. Ülkemizde sivil siyasetin meşru kapıları ardına kadar açıkken hileli yöntemlerle bölücü örgüte kuklalık yapanlara müsemma gösterilmesi asla beklenemez.  Şu tutarsızlık bizim gibi milletimizin de gözünden kaçmıyor, yargının ve idarenin bazı belediyelerle ilgili aldığı hukuki ve idari tedbirler konusunda iki haftadır ortalığı ayağa kaldıranlar, maalesef Kandil'den yerel yönetimlere uzanan kirli ve kanlı elleri ısrarla görmezden gelmektedir. Seçilmiş başkanlar değil, örgütün atadığı ne idiği belirsiz tipler tarafından yönetilen belediyelerin, şehirleri yerine terör örgütüne hizmet edeceği izahtan varestedir. Milletin boğazından kısarak ödediği vergilerden belediyelere tahsis edilen helal kaynağın bölücü haramzadelere aktarılmasına asla izin veremeyiz. Terör örgütünün belediye gücüyle haraç mekanizmaları kurmasına göz yumamayız. Bölücü örgüt komiserlerinin belediye binalarının mahzenlerinde başkan tokatladığı, belediye araç gereçlerinin hizmet için değil çukur kazmak için kullanıldığı bir manzarayı bu ülkeye ve şehirlerimize kesinlikle yaşatmayacağız.  Erdoğan, böyle bir tabloya kendileri gibi akıl ve vicdan sahibi hiç kimsenin de rıza göstermeyeceğine, kayıtsız kalamayacağına ve bunu tasvip edemeyeceğine inandığını da belirtti.  Görevden alınan tüm belediyelerde olanın bu olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: Esenyurt Belediye Başkanı'nın kağıt üzerinde bir başka partinin mensubu gözükmesi bu hakikati değiştirmiyor. Asıl üzüntü verici olan ise devletin bu çerçevede hayata geçirdiği meşru tasarrufları karşısında, adeta aslan kesilenlerin polisimize, jandarmamıza atılan taşlar, bombalar karşısında süt dökmüş kediye dönmeleridir. Kürsüden savcıları, kaymakamları, valileri pervasızca tehdit edenlerin, bölücü örgütün şehirdeki uzantılarının estirdikleri terör karşısında tek bir cümle dahi kurmadıklarını, daha doğrusu kuramadıklarını ibretle takip ediyoruz. Bunu adı korkaklıktır, iki yüzlülüktür. Teröre teslim olmak, kendi çıkarları için koskoca bir milletin geleceğini tehlikeye atmaktır.  Erdoğan, meselenin daha vahim tarafının ise "ülkenin ikinci büyük partisinin dümeni kırılmış gemi misali sürekli sağa-sola savrulması" olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: Bakıyorsunuz, bir gün bu partinin Sayın Genel Başkanı Ankara'da vatan, millet, bayrak, Cumhuriyet edebiyatı yapıyor, aynı kişi ertesi gün bakıyorsunuz ülkenin bir başka köşesinde Türkiye'yi açıkça tehdit edenlerle, alçak terör eylemlerini övenlerle ve şehir eşkıyalarıyla aynı otobüsün üzerinde korsan miting düzenliyor. Esasında tüm bu yaşananlar bize şunu gösteriyor, ülkenin en eski partisinin, birilerinin kişisel kariyeri uğruna kurduğu ittifakın müttefiklerini özellikle Türkiyelileştirmek yerine, ana muhalefetin kendisini enfekte etmekte, zehirlemekte, kurucu değerlerinden saptırmaktadır.  Görüyoruz ki artık ana muhalefet yok tabii, muhalefet var, bu parti giderek ittifak ortaklarının rengini alıyor. Nitekim bu benzerlik siyaset diline ve üslubuna da yansımıştır. Yani ataların deyimiyle 'Üzüm üzüme bakarak kararıyor'. Bu dejenerasyona söz konusu partinin kendi bünyesinden de haklı itirazların yükseldiğini duyuyoruz, okuyoruz.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, hangi siyasi partiye mensup olursa olsun, milletten sandıkta aldığı yetkiyi millet için kullananlarla hiç kimsenin bir sorunu olamayacağını söyleyerek şöyle devam etti: Teröre, teröristlere ve Kandil'in komiserlerine iradesini teslim etmeyenlere devlet olarak gereken desteği sağlamaktan imtina etmeyiz. Nitekim bu doğrultuda irade gösteren belediye başkanlarına seçildiği yere bakmaksızın devletimiz, tüm imkanlarıyla sahip çıkmakta, destek vermektedir. Ama milletin emanetinin, ülkenin ve milletin imkanlarının terör baronlarına peşkeş çekilmesine de yine partisine bakmaksızın kusura bakmasınlar eyvallah edemeyiz.  Bugüne kadar tüm adımları hukuk, demokrasi, yargı ve mahkeme kararları çerçevesinde attıklarını ifade eden Erdoğan, bundan sonra da "hukukun üstünlüğü ve milli iradenin hakimiyeti" ilkesine göre hareket edeceklerini vurguladı.  Türk dünyasının birlik ve bütünlüğüne büyük önem verdiklerine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: Nitekim, Türk Devletleri Teşkilatının kurulmasıyla bu yönde tarihi bir adım attık. Teşkilat'ın, 11. Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'ni, Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te Sayın Caparov'un ev sahipliğinde başarıyla icra ettik. Zirve vesilesiyle 8 yeni anlaşma imzalandı. Kırgızistan'la, Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 6. Toplantısı'nı da zirvenin bir gün öncesinde gerçekleştirdik. Bu toplantıda, Kırgızistan'la ilişkilerimizi kapsamlı stratejik ortaklık seviyesine yükselterek 19 belgeye imza attık. Manas Üniversitemizde tamamlanan projelerin toplu açılışıyla 150 yataklı Türk-Kırgız Dostluk Hastanesinin resmi açılışını da bu ziyaret vesilesiyle yaptık.  Erdoğan, Kırgızistan'dan sonra, Macaristan'ın başkenti Budapeşte'ye geçerek Avrupa Siyasi Topluluğunun 5. Zirvesi'ne katıldıklarını belirterek, şunları söyledi: Budapeşte'de aralarında Fransa, Hollanda, Danimarka'nın da olduğu çok sayıda devlet ve hükümet başkanıyla ikili görüşmelerimiz oldu. Görüşmelerimizin tamamında Gazze ve Lübnan'da devam eden katliama dikkat çektik. Avrupalı dostlarımızın, güncel siyasi gelişmelerin de baskısıyla Türkiye ile ilişkileri ilerletme noktasında çok istekli olduklarını gördüm. Biz de kazan kazan ve karşılıklı saygı temelinde Avrupa Birliği ve ülkeleriyle işbirliğimizi güçlendirmeye hazır olduğumuzu ifade ettik. Önümüzdeki dönemde bunun yansımalarını göreceğimize inanıyorum.  Erdoğan, bu sabah Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun yeni binasını hizmete açtıklarını hatırlatarak, şunları kaydetti: Kabine Toplantımız öncesinde de Gazi Paşa'nın 1921-1932 yılları arasında Ankara'da ikamet ettiği Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk resmi konutu da olan Atatürk Müze Köşkü'nün restorasyon sonrası açılışını gerçekleştirdik. Burada bir üzüntümü de ifade etmek isterim, ülkemizde bir kesim, Cumhuriyet'in özüne ve asli kimliğine dönmesinden ciddi manada rahatsızlık duymaktadır. Bizim gardırop Atatürkçüleri ve son dönemde de sosyal medya Atatürkçüleri olarak tarif ettiğimiz bu malum çevreler, imtiyazlarını kaybetmemek uğruna ellerine geçirdikleri her fırsatı istismar ediyorlar. Rahatsızlıklarının sebebini açıkça söylemek yerine saçma sapan ikilikler ihdas ederek Türkiye'nin sembolleri arasında zıtlık çıkarmaya, daha doğru bir ifadeyle, fitne çıkarmaya gayret ediyorlar. Bunun en son örneği, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile Çankaya Köşkü'dür. 15 Temmuz gecesi FETÖ'cü alçaklar tarafından hedef alınan, etrafında 29 insanımızın şehit olduğu gazi bir mekanla, Gazi'nin emaneti olan Çankaya Köşkü'nü karşı karşıya getirmek, nifak tüccarlığından başka bir şey değildir. Külliye, milletin evidir. Köşk ise Gazi Mustafa Kemal'in ve bizden önce görev yapan cumhurbaşkanlarının hatırasının olduğu Cumhuriyet'in anıt yapılarından birisidir. Biz, birini diğeriyle tokuşturmak, birini diğerinin karşısına konumlandırmak yerine her ikisine de hak ettiği değeri veriyoruz, vereceğiz. İşte bugün tüm bu senaryoları yırtıp attığımız bir toplantıyı, Kabine'mizin 28. Toplantısı'nı burada gerçekleştirdik. Çankaya Köşkü'nü de milletin evi ve kıvanç kaynağı olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ni de en verimli şekilde kullanmaya devam edeceğiz.  

Somali Savunma Bakanı: Cumhurbaşkanı Erdoğan bize umut taşıdı Haber

Somali Savunma Bakanı: Cumhurbaşkanı Erdoğan bize umut taşıdı

Somali Savunma Bakanı Abdülkadir Muhammed Nur, Oruç Reis gemisinin karşılama törenine ilişkin paylaşımda bulundu. Nur, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Oruç Reis'in gelişini kutladı, Türk halkı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 2011 yılında umutların tükendiği bir anda umut taşıyan bir uçakla Mogadişu'ya indiğini hatırlatan Somalili Bakan Muhammed Nur, o tarihten bugüne geçen 13 yılda iki ülke arasındaki dostluğun daha da derinleştiğini ifade etti. Somalili Bakan, Türkiye'den gelen Oruç Reis gemisinin "umut yüklü" olduğunu söyledi. "İnşallah, Oruç Reis ve ona eşlik eden donanmanın burada yürüteceği çalışmalarla Somali, eski ihtişamına kavuşacak gücü kendisinde daha fazla bularak Afrika'nın parlayan yıldızı haline gelecektir. 'Her arayan bulamaz ama bulanlar arayanlardır!' İşte bizler de bu inançla, Somali'yi kalkındıracak, geleceğe daha büyük bir umutla baktıracak her adımı aramaya, dostlarımızla ortak vizyonumuzu ileriye taşımak için durmadan çalışmaya devam edeceğiz. Bir Türk şaire atıfla bir kez daha hatırlatmak isterim ki, bizim kuvvetimiz bu büyük dünyada yalnız olmamamızdır. Çok şükür ki aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebileceğimiz dostlarımız var. Başta Somali'yi ileriye taşımak için gece gündüz çalışan Cumhurbaşkanımız Hassan Sheikh Mohamud'a, Somali'ye olan inancıyla her zaman yanımızda duran ve bugünkü Somali'nin inşasında tarihi ve asırlar boyu unutulmayacak bir role sahip olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a ve bugünlere ulaşmamızda bizlere desteklerini esirgemeyen Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Savunma Bakanı Yaşar Güler ve Somali Petrol ve Maden Kaynakları Bakanı Abdirizak Omar Mohamed'e en içten teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca, vefasıyla her daim yanımızda olan aziz Türk milletine ve sabırla müreffeh geleceği inşa eden Somali halkına en derin şükranlarımı sunmak isterim. Somali'ye ve Türk-Somali kardeşliğine olan inancımız daima yaşayacak, her daim yolumuzu aydınlatacaktır." Osmanlı'nın Aden'deki varlığını anlatan tablo hediye edildi Somali Savunma Bakanı Nur, arşılama töreni kapsamında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar'a Osmanlı donanmasının Aden Körfezi'nde deniz yollarını korurken sergilediği gücü tasvir eden 16. yüzyıldan kalma tablo hediye etti. Somali Savunma Bakanı Nur'un, Türkiye'nin Oruç Reis sismik araştırma gemisi Türk donanması eşliğinde Somali sularında görevine başladığında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar'a sunduğu bu tablo, derin ve anlamlı bir mesaj iletiyor. Ünlü 16. yüzyıl Osmanlı sanatçısı Matrakçı Nasuh'un eseri olan tablonun Osmanlı sanatını kutlamaktan öteye geçerek, imparatorluğun Hint Okyanusu'ndaki kudretli varlığını ve bölgesel toplulukların haklarını sömürgeci güçlere karşı destekleme kararlılığını gösteriyor. Aden Körfezi'ndeki hayati deniz yollarını koruyan Osmanlı donanması imgesinin, bölgenin insanlarının dış sömürüden korunmasında imparatorluğun üstlendiği rolü yansıttığı ve Somalililer için bu mirasın Türkiye ile olan kalıcı bir bağın gurur verici bir hatırlatıcısı olarak yaşadığı belirtiliyor. Bunun yanı sıra, Oruç Reis'in Türk donanması eşliğinde sefere çıkmasıyla bu ittifakın ortak değerler ve bölgesel güvenlik ile refah için karşılıklı taahhüt temelinde yeniden güç bulduğu söyleniyor. Bu anın Somali devlet yönetiminin aktif ve etkin olduğunu, ortaklıklar ve hedeflerinde stratejik öngörü ile yönlendirildiğini gösterdiği ve Bakan Nur'un tabloyu sunmasının yıllar önce başlatılan bir mesajı tamamlayarak Türkiye ve Somali arasındaki tarihi ittifakı ve bölgenin barış ve istikrarını tehdit eden güçlere karşı egemenliği savunma konusundaki süregelen bağlılığını yeniden teyit ettiği ifade ediliyor.

Terörün olmadığı bir Türkiye inşa edeceğiz Haber

Terörün olmadığı bir Türkiye inşa edeceğiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Önemli olan Hatay halkının birliği, beraberliği ve dayanışmasıdır. Cumhur İttifakı olarak sizlerin teveccühüne layık olmaya çalışacağız. Beşeri ve kültürel zenginliğimizin sembol şehri Hatay, bundan sonra belediyecilik hizmetlerinde de artık parmakla gösterilecek." dedi. Erdoğan, Gülderen Mahallesi TOKİ Konutları'nda düzenlenen "Yeniden Daha Güçlü Anadolu" 130 Bin Konut Anahtar Teslimi, Kura Çekimi ve Toplu Açılış Töreni'ne katıldı. Alandaki katılım ve coşkuya dikkati çeken Erdoğan, "Maşallah bu coşkunuz, bu kararlılığınız son seçimlerde nereye gittiğinizi gösterdi ve son seçimlerden büyük bir zaferle çıkarak bugünlere geldik." ifadelerini kullandı. Erdoğan, havalimanından miting alanına vatandaşların yoğun ilgisi nedeniyle 1,5 saatlik gecikmeyle geldiğini belirterek, vatandaşlardan haklarını helal etmelerini istedi. Kardeşlik, barış ve tarih şehri Hatay'da çok önemli bir tören vesilesiyle beraber olduklarını vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bizleri buluşturan Rabb'ime sonsuz hamdolsun. 'Hatay'ı alın.' dedik ve aldınız. Hatay 1 Nisan'da gerçek belediyecilikle tanıştı. Öncelikle Hatay'a olan şükran borcumuzu ödemek istiyorum. Bundan 7 ay önce çok çekişmeli geçen bir yerel yönetimler seçimi yaşadık. 31 Mart seçimleri sürecinde en fazla örselenen, hırpalanan, tartışma konusu yapılan şehirlerimizin başında Hatay geliyordu. Geriye dönüp baktığımızda üzüntü verici hadiselere şahit olduk. Hataylı kardeşlerimiz depremin yaralarını sarmaya çalışırken maalesef başkaları da kendi aralarında koltuk kapmaca oynuyordu. Hatay, belediyecilik hizmetlerinde bakımsızlığa terk edilmişti. Hatay gündelik siyasetin ayak oyunlarının kurbanı olmuştu. Cumhur İttifakı olarak Hataylı kardeşlerimizin çığlıklarına kulak verdik. Tek gündemi Hatay'a hizmet olacak bir kadroyla sizlerin huzuruna çıktık." "Hatay halkına gönülden teşekkür ediyorum" Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart gecesi gözlerinin, kulaklarının hep Hatay'da ve Hataylılarından gelecek müjdeli haberde olduğunu dile getirdi. Erdoğan, bir vatandaşın açtığı, "Sayende Reis, Anka kuşu gibi yeniden küllerimizden doğuyoruz." ve "Hatay'a bakan bir çift göz lazım" yazılı pankartları okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: "Sizlere öyle bir belediye başkanı gönderdik ki milletvekilleri ile beraber inşallah çift gözlü olacak, dört gözlü olacak ve Cumhurbaşkanı'yla birlikte burası yeniden ayağa kalkacak. 31 Mart'ta Hatay'dan tüm Türkiye'ye örnek olacak bir sonuç bekliyorduk, Hatay halkı da bizim bu beklentilerimizi boşa çıkarmadı. Büyükşehir Belediyesi ile toplam 8 ilçemizin emaneti, emin ve ehil ellere sayenizde teslim edildi. Cumhur İttifakı'nın gerçek belediyecilik vizyonuna güvenen Hatay halkına gönülden teşekkür ediyorum. AK Parti'li kardeşlerimle birlikte MHP'li kardeşlerime, bunun yanında muhalefetten umudunu keserek adaylarımıza destek olan tüm vatandaşlarıma teşekkürlerimi iletiyorum. Rabb'im hepinizden, tüm Hataylı kardeşlerimden razı olsun." "Her günü fırsat bilecek ve sizlere aşkla hizmet edeceğiz" Cumhurbaşkanı Erdoğan, 31 Mart akşamı sandıkların kapanması ile seçim yarışının bittiğini, Hatay'a hizmet yarışının başladığını ifade etti. Önemli olanın Hatay'ın bir an önce ayağa kalkması olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti: "Önemli olan Hatay halkının birliği, beraberliği ve dayanışmasıdır. Cumhur İttifakı olarak sizlerin teveccühüne layık olmaya çalışacağız. Beşeri ve kültürel zenginliğimizin sembol şehri Hatay, bundan sonra belediyecilik hizmetlerinde de artık parmakla gösterilecek. 31 Mart'ta 10 yıllık fetret devrinden kurtardığımız Hatay'ı hep birlikte çok daha güzel yerlere taşıyacağız. Hatırlayın. 'Oy yoksa hizmet de yok.' diyenlerden değil, bize oy versin veya vermesin Hataylı kardeşlerimizin tamamına hizmet götürenlerden olacağız. Hataylı kardeşlerim şunu çok iyi bilsin. Biz de ayrımcılık, ötekileştirme olmaz. Biz de insanları kökenine, meşrebine, görüşüne göre tasnif etmek olmaz. Bizde aslolan milletimizin takdiridir, muhabbetidir, hayır duasını almaktır. Siz bize inandınız, bize itimat ettiniz, bize güvendiğinizi gösterdiniz. İnşallah biz de her günü fırsat bilecek ve sizlere aşkla hizmet edeceğiz."

Türkiye yatırımcılar için Haber

Türkiye yatırımcılar için "güvenli liman" olmaya devam ediyor

Globalturk Capital tarafından Küresel Özel Sermaye Birliği (GPCA) işbirliğiyle düzenlenen "6. Yıllık Özel Sermaye Fonları Buluşması" kapsamında AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Dağlıoğlu, dünyanın pek çok yerinden küresel yatırımcıyı bir araya getiren etkinlikte Türkiye'deki makroekonomik gelişmelerin değerlendirildiğini belirtti. Dağlıoğlu, "Bu konu, uluslararası yatırımcılar tarafından yakından takip edilen bir mesele. Yaklaşık 1,5 yıldır uygulanan ekonomik programın sonuçlarını gözlemliyoruz. Fiyat istikrarı öncelikli bir hedef. Ancak, dünyadaki olumsuz gelişmelere ve enflasyona rağmen Türkiye büyümeye devam ediyor." dedi. Türkiye'de son bir yılda 1,1 milyon istihdam yaratıldığını vurgulayan Dağlıoğlu, işsizlik oranının da yüzde 8,5 seviyesine gerilediğini söyledi. "Cari açık azalıyor, bu da uluslararası yatırımcılar için olumlu" Dağlıoğlu, zayıf küresel talebe ve birçok olumsuz jeopolitik gelişmeye rağmen Türkiye'nin ihracat gücünü koruduğuna işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu: "Net ihracat ve ithalat verilerine bakıldığında cari açığın azaldığı bir dönemden geçiyoruz, bu da uluslararası yatırımcılar için olumlu bir gösterge olarak değerlendiriliyor. Özellikle son iki çeyrek büyüme rakamlarına baktığımızda, net ihracatın pozitif olduğu ve ithalattaki azalma ile ortalama büyümenin neredeyse yarısının net ihracattan kaynaklandığı bir tablo görüyoruz. Bu da yatırımcılar tarafından sağlıklı bir büyüme olarak değerlendiriliyor." Büyük ölçekli yatırımlara dikkati çekti Türkiye'nin uluslararası doğrudan yatırım çekme konusunda başarılı bir yıl geçirdiğini belirten Dağlıoğlu, "Bu, geçen yıla paralel bir gelişme aslında. Yine dünyadaki daralan yatırım ortamından dolayı Türkiye'nin aslında uzun vadeli ortalamasının biraz altında olduğunu görüyoruz. Uluslararası doğrudan yatırımlarda son 12 aylık veri 10,5 milyar dolar civarında. Geçtiğimiz yıl bu rakam 10,6 milyar dolardı ve bu yıl da paralel bir performans sergiliyoruz." diye konuştu. Dağlıoğlu, yakın zamanda imzaları atılan büyük ölçekli yatırımlara da dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı: "BYD Türkiye'de elektrikli otomobil üretimini duyurdu, Nordex ise enerji alanında 1 milyar avroluk bir yatırım planını açıkladı. Bosch, Bursa'daki tesislerinde yeşil hidrojen sistemleri üzerine 500 milyon dolar civarında bir yatırım yapmayı planlıyor. Ayrıca Abu Dhabi Development Authority (ADQ), Odeabank'ı devralıyor. Kazakistan merkezli yatırımcılar ise Hepsiburada hisselerini satın aldı. Bu gibi yatırımlar Türkiye'nin teknoloji ve üretim merkezi olma yolundaki potansiyelini ortaya koyuyor." Türkiye'de artan AR-GE projeleri yatırımcılara cazip geliyor Savunma ve havacılık sektöründe artan yatırımlara işaret eden Dağlıoğlu, SAHA EXPO gibi etkinliklerin Türkiye'nin bu alandaki başarısını dünyadaki yatırımcılara tanıttığını söyledi. Dağlıoğlu, yatırımcılar için teknoloji girişimciliğinin dikkat çeken bir alan olmaya devam ettiğini belirterek, "Teknoloji ve teknoloji girişimciliği ile alakalı yatırımlar her zaman yatırımcıların dikkatini çekiyor." ifadesini kullandı. Türkiye'deki ihracata yönelik imalat sanayi yatırımlarına da değinen Dağlıoğlu, "Burada yani sektöründen bağımsız olarak otomotivden bahsediyoruz, otomotiv yani sanayiden enerji ekipmanlarından bahsediyoruz, gıdadan bahsediyoruz. Birçok alanda yatırım fırsatı olduğunu görüyoruz ama ana odaklardan biri Türkiye'nin bölgesel bir üretim merkezi olarak konumlanması." değerlendirmesinde bulundu. Dağlıoğlu, Türkiye'de yatırımcıların odağındaki bir diğer alanın da teknoloji ve imalat olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: "Türkiye'de AR-GE merkezi, inovasyon merkezi projelerinin, yüksek nitelikli istihdam sağlayan bölgesel yönetim ve eğitim merkezleri ve satın alma ofisleri gibi bölgesel fonksiyonları içeren projelerin arttığını gözlemliyoruz. Yatırımcıların bu alana ilgisi var. Dünyadaki gelişmelere baktığımız zaman küresel değer zincirinin, küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillenmesiyle beraber insanlar geniş bir coğrafyaya erişebilecekleri bir güvenli liman arıyorlar ve Türkiye aslında bu anlamda onlara güvenli bir liman imkanı sunmuş oluyor." "Türkiye yatırımcılar için geniş fırsatlar sunuyor" Globalturk Capital Kurucu Ortağı Barış Öney de son birkaç yıldır ABD ve Avrupa'da olduğu gibi Türkiye'de de özel sermaye fonlarında daralma yaşandığını ancak geçen yıla kıyasla bu yıl özel sermaye fonlarının daha fazla yatırım aldığını belirtti. Yatırımlardan çıkışların da başarılı olduğunu vurgulayan Öney, bu çıkışların yeni fon girişlerine zemin hazırladığını söyledi. Öney, Türkiye'nin, küresel eğilimlere paralel olarak yeşil dönüşüm ve enerji dönüşümüne yatırım yaptığını belirterek, teknoloji, yapay zeka, robotik süreçler, fintech ve e-ticaret gibi alanların da ilgi gördüğünü ifade etti. Özellikle ihracat odaklı sanayi, katma değer yaratan sanayi şirketleri ve sağlık turizmi gibi sektörlerde yatırım artışı olduğunu vurgulayan Öney, "Türkiye'de sanayi daha güçlü. Biz Almanya ile Çin arasındaki hala en büyük sanayi üssüyüz. Aynı zamanda en büyük telekom, belki en büyük servis, en büyük sağlık servisleri veren ülkeyiz." dedi. "Türkiye yatırımcılar için çok sayıda fırsatı barındırıyor" Öney, Türkiye'nin tüm olumsuzluklara rağmen yatırımcılar için çok sayıda fırsatı barındıran dinamik bir pazar olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı: "Tahminimce şu anda Türkiye'de yatırımcılar için 20'den fazla etkinlik yapılıyor. Kimisi başka yatırımcılar, kimisi bölgesel işbirliği organizasyonları ile dolu. Hepsi işle, yatırımla ilgili. Müthiş bir dinamizm var burada. Türkiye'deki bu dinamizm bitmez. Türkiye'de 1,2 milyon TOBB'a kayıtlı şirketimiz var. Bunların 15 bini, 10 milyon avro ve üzerinde ciro yapan şirketler. Dolayısıyla burada büyük yatırım fırsatları var. Türkiye'ye yatırım yapan bir yatırımcı, bu tür dayanıklı şirket yöneticileri tarafından yönetilen şirketlere para yatırmayı isteyecektir."

Netanyahu ve çetesinin rüyaları kâbusa dönecek Haber

Netanyahu ve çetesinin rüyaları kâbusa dönecek

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk-Sırbistan ziyaretleri dönüşünde gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtladı.  İsrail'in Gazze’ye saldırılarına paralel, Türkiye'de de toplumsal fay hatlarına yönelik saldırılar gerçekleşiyor. Yürütülen kirli kampanyalarla sokak eylemleri tetiklenmek isteniyor. Bu konuda istihbarat birimlerimizin tespitleri var mı? Karşı tedbirlere ilişkin bir çalışma söz konusu mu?  İsrail'in bu saldırganlığı kulak ardı edilemez. Şu anda biz istihbarat teşkilatımızla A’dan Z’ye İsrail’in Türkiye’ye yönelik attığı veya atabileceği her türlü adımı tabii ki kontrol altında tutuyoruz. İsrail, sadece saldırdığı Filistin ve Lübnan'ın istikrarını hedef almıyor. Oradaki yangının çevreye etkilerinin olması için de uğraşıyor. Bunları bizim göz ardı etmemiz mümkün değil. Biz bütün bunların farkındayız. Elimiz kolumuz da bağlı durmuyoruz. Elbette toplumu tehdit eden her türlü riske karşı hükümetimizin tespit ve bertaraf etme çalışmaları var. Provokasyon peşinde koşanlar, kaos iştahı ile hareket edenler bugüne kadar hep karşısında bizi buldu. Bundan sonra da bulacak. Yalanı yok etmenin yolu doğruları bıkmadan, usanmadan söylemektir.  İsrail, Şam'ı işgal ettiği anda Suriye'nin kuzeyine dediğiniz gibi gelmiş olacak. İsrail'in, birtakım hesapları olabilir ama en büyük hesap sahibi Allah'tır. Rabbimizin hesabı da muhakkak bu hesapların üzerinde bu da tecelli edecektir. Yani ayet-i kerimede Rabbimiz ne buyuruyor? En büyük hesap edici O’dur. Onlar hesapları yaparlar ama Allah'ın hesabını hiçbir zaman tutturamazlar. Netanyahu ve çetesinin gördükleri rüyalar kâbusa dönüşecek. Filistin özgür olacak, Lübnan özgür kalacak. Kanlı ellerini uzattıkları her toprak parçasında, vatanlarını savunan yiğitlerin haklı ve soylu direnişi ile karşılaşacaklar. Zafer muhakkak sabredenlerin olacak. Suriye çok acılar çekti. Onlara yenilerinin eklenmesine insanlık karşı çıkmalıdır.  Erdoğan son zamanlarda artan şiddet olatlarıyla ilgili olarak da şunları söyledi: Maalesef bazı siyasetçiler de birtakım politik çıkarlar uğruna bu algı operasyonlarına dahil olabiliyor. Hangi yola başvururlarsa vursunlar karşılarında başta istihbaratımız olmak üzere her an hükümetimizi, bizleri bulacaktır. Bunlara karşı eli kolu bağlı duran bir hükümet yok. Bunu benim milletim gayet iyi bilmelidir. Vatandaşlarımız sosyal medya başta olmak üzere birçok mecradaki organize yalanlara karşı son derece dikkatli olmalıdır. Her duyduklarına inanmamalı, resmî açıklamalara odaklanılmalıdır. Hep söylediğim gibi, iç cepheyi sağlam tutmak önemli. Bizim iç cephemize saldıran ve her maskeyi takabilen yapılara karşı birliğimizi müdafaa etmemiz son derece mühim. Milletimiz bunlara karşı sapasağlam durduğu müddetçe biz bunların tümüyle evelallah mücadele ederiz. Sokakları karıştırmaya teşebbüs edenleri buradan bir kez daha uyarıyorum, böyle bir hata yapmasınlar, bedelini ağır öderler. AA

23 yıldır milletin sesine kulak verdik Haber

23 yıldır milletin sesine kulak verdik

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti 8'inci Olağan İl ve İlçe Kongrelerine gönderdiği video mesajda katılımcıları selamlayarak, kongrelere katılamasa da kalbinin salondakilerle birlikte çarptığını, heyecanlarına ortak olduğunu söyledi.  ‘Dava arkadaşlarıma güveniyorum’  Kuruluşundan itibaren AK Parti'nin çatısı altında görev yapmış herkese şükranlarını sunan Erdoğan, partiye hizmet etmiş ve destek olmuş kişilerden vefat edenlere rahmet diledi.  Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partiyi kurdukları 14 Ağustos 2001'deki gibi aynı heyecanla yollarına devam ettiklerini belirterek, "Doğruluktan, dürüstlükten, samimiyetten ayrılmadan, milletin emanetine halel getirmeden tüm Türkiye için, 85 milyonun her bir ferdi için çalışmayı sürdürüyoruz. AK Partili kadrolar olarak hep birlikte nice zorlukların üstesinden geldik, nice engelle karşılaştık, nice badireler atlattık, nice saldırıları püskürttük. Şartlar ne olursa olsun millete verdiğimiz sözlere daima sadık kaldık. Türkiye'ye, tarihinin en büyük kalkınma, demokrasi ve yatırım hamlelerini kazandırmanın, 81 vilayetimizin her karışında eserlerimizle mührümüzü vurmanın haklı gururunu yaşıyoruz" diye konuştu.  Siyasetlerinin eser ve hizmet siyaseti olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Biz aynı zamanda milletle ve kendi arasında daima muhabbetin diliyle, gönül diliyle konuşan bir kadroyuz. AK Parti'yi bugünlere getiren sır, milletin sesine kulak vermemizdir, hiçbir komplekse kapılmadan milletin vicdan terazisinde muhasebesini yapması, nerede eksiği varsa üzerine kararlılıkla gitmesidir. 23 yıldır milletin umudu olmayı, milletin sorunlarına çözüm adresi olmayı işte böyle başardık. 8. Olağan Kongre sürecimizde de inşallah aynısını yapacağız. Kongrelerimizi, parti olarak kendimizi yenilemenin yanı sıra milletimizle kucaklaşmanın, 85 milyonun tüm mensuplarıyla gönül köprülerimizi güçlendirmenin vasıtası olarak da görüyoruz" dedi.  Erdoğan, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: Her zaman olduğu gibi yine kardeşlik ve dayanışma ikliminde kongremizi gerçekleştirecek, çok daha güçlenmiş, güç ve enerji toplamış bir şekilde yolumuza devam edeceğiz. Ak saçlılarımızın ve emektarlarımızın tecrübesini, gençlerimizin heyecanı ve dinamizmini, hanım kardeşlerimizin de nezaket ve samimiyetini birleştirerek inşallah bu hassas süreci yöneteceğiz. Siz dava arkadaşlarıma güveniyorum. Rabbime, şahsıma sizler gibi vefakar, sizler gibi gayretli yol arkadaşları bahşettiği için sonsuz hamdediyorum.  Kongrenin, Türkiye, AK Parti ve demokrasi adına hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, "Durmak yok, yola devam. Durmak yok, hizmete devam diyor, sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun, Allah'a emanet olun" sözleriyle konuşmasını tamamladı. AA

Sırbistan'la ilişkilerimizde  adeta altın çağı yaşıyoruz Haber

Sırbistan'la ilişkilerimizde adeta altın çağı yaşıyoruz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ile bir araya geldi.  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sırbistan Sarayı’ndaki resmi karşılama töreni ve heyetlerin takdiminin ardından Sırp mevkidaşı Aleksandar Vucic ile bir araya geldi. İki lider, basın mensuplarına görüntü vermesinin ardından baş başa görüşmeye geçti. Görüşme basına kapalı gerçekleştirildi. Gerçekleşen görüşme kapsamında Türkiye ile Sırbistan arasında ikili anlaşmalara imza atıldı. Liderler görüşmenin ardından basın toplantısı düzenledi.  İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları: İki senenin ardından tekrar Belgrad'da sizlerle bir arada olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'mizin 4'üncü toplantısı vesilesiyle ikili ilişkilerimizi kapsamlı şekilde ele aldık. Gerek birlikte gerek heyetlerarası bu istişarelerimiz geleceğe yönelik önemli gelişmelerin olabileceğinin bize sinyallerini verdi. Münasebetlerinin ahdi zeminini güçlendirecek metinlere sizlerin huzurunda 11 anlaşmaya imzalı attık.  Sırbistan'la ilişkilerimizde adeta altın çağı yaşıyoruz. Ticaret hacmimiz iki yıl üst üste 2 milyar doları aştı. 5 milyar dolarlık ortak hedefimize ulaşmak maksadıyla müşterek adımlar atmaya kararlılıkla devam ediyoruz. Bu sene sonunda Sırbistan'dan ülkemize gelen turist sayısının 2022 yılındaki rekoru aşacağını tahmin ediyoruz.  Sırbistan'daki yatırımlarımız son 12 yılda 1 milyon dolardan 405 milyon dolara çıktı. Şirketlerimiz bu kapsamda Sırbistan'da yaklaşık 9 bin 600 kişiye istihdam sağlıyor.  Sayın Cumhurbaşkanıyla ikili ilişkilerin yanı sıra mevcut bölgesel ve küresel gelişmeler hakkında da fikir teatisinde bulunduk. Balkanlar'ın huzur ve istikrarının öneminin altını bir kez daha çizdik. Bu minvalde Sırbistan'la Kosova arasındaki son gerilimlere sağduyuyla yaklaşılmasının önemi aşikardır. Bosna Hersek'te istikrarın korunmasında ülkelerimizin kararlılığını da teyit ettik. Bosna Hersek'in siyasi kırılganlığının bir an önce geride bırakılması noktasında Sırbistan'ın yapıcı yaklaşımının önemini de bu vesileyle vurguladım.   Gazze başta olmak üzere işgal altındaki Filistin toprakları ve Lübnan'da yaşanan dram da hiç şüphesiz gündemimizde yer aldı. İsrail yönetiminin insanlık onurunu ayaklar altına alan saldırılarına artık "dur" denilmesi gerekiyor. Meselenin temelinde yatan sorun Filistin topraklarının İsrail tarafından işgalinin sürmesidir. Bu itibarla 1967 sınırları esas alınarak başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin vücut bulması şarttır. 7 Ekim'den bu yana 9 ülke Filistin devletini tanımıştır. Hala bunu yapmayan ülkelere Filistin devletini tanıma çağrımızı burada bir kez daha hatırlatıyorum. Uluslararası toplumun İsrail'e doğru mesajların verilmesi ve yaşanan katliamın sona erdirilmesi noktasında asli bir sorumluluğu bulunuyor.  Bu düşüncelerle Cumhurbaşkanı Sayın Vuçiç başta olmak üzere tüm dostlarımıza samimi misafirperverlikleri için tekrar teşekkür ediyorum. Özellikle ikili görüşmemizde siyasi, askeri, ekonomik, ticari, turizm, bunun yanında savunma sanayine yönelik işbirliği çalışmalarımızı karşılıklı menfaat esasına dayalı olarak sürdürme kararını verdik. İstişarelerimizin ve aldığımız kararların hayırlara vesile olmasını diliyorum.   

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.