TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çi̇n

haberingundemi.com.tr - Çi̇n haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çi̇n haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Çin ekonomisi ilk çeyrekte yüzde 5,4 büyüdü Haber

Çin ekonomisi ilk çeyrekte yüzde 5,4 büyüdü

Ulusal İstatistik Bürosu (UİB) verilerine göre, gayrisafi yurt içi hasıla (GSYH), Ocak-Mart 2025 döneminde, geçen yılın ilk çeyreğine göre yüzde 5,4 arttı. İlk çeyrekteki büyüme oranı, hükümetin bu yıl "yüzde 5 civarında" olmasını öngördüğü büyüme hedefinin üzerinde gerçekleşti. GSYH ilk çeyrekte, 2024'ün son çeyreğine göre yüzde 1,2 artış kaydetti. Çin ekonomisi, 2024'te yüzde 5 büyüyerek hükümetin "yüzde 5 civarında" olmasını öngördüğü yıllık büyüme hedefini yakalamıştı. Hükümet bu yıl için de aynı oranda büyüme hedefi belirlemişti. ABD'nin "karşılıklı tarife" artışları ve Çin'in karşılık vermesiyle tırmanan ticaret geriliminin yarattığı ekonomik belirsizlik ve dünya ekonomisinde durgunluk beklentilerinin yılın geri kalanında büyümeyi olumsuz etkileyebileceği öngörülüyor. İç talepte artış Mart ayı verileri, tüketimin ve üretimin yılın ilk iki ayına kıyasla daha hızlı arttığını gösterirken, gayrimenkul sektöründeki süregelen düşüş yatırımlardaki artışı olumsuz etkilemeyi sürdürdü. Tüketimin ölçüsü kabul edilen perakende satışlar, ilk iki aydaki yüzde 4'lük artışın ardından martta yüzde 5,9 yükseldi. Hükümet, tarife artışlarıyla engellenen dış talebi dengelemek amacıyla bu yıl iç talebi canlandırmaya yönelik politikalara öncelik vereceğini bildirmişti. Çin'deki 2024'te perakende satışlar yüzde 3,5 artış gösterirken iç talepteki zayıflığın etkisi yıl boyunca hissedilmişti. Sanayi üretiminin ivmesi yükseldi Yıllık cirosu 20 milyon yuanın (yaklaşık 2,72 milyon dolar) üzerindeki sanayi işletmelerinin üretim çıktılarının hesaplandığı sanayi üretimi martta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,7 arttı. Sanayi üretimindeki artış, ilk 2 aydaki yüzde 5,9'luk artışın üzerine çıkarken üretim ivmesinin yükselişine işaret etti. Ancak üretimdeki artışta, ABD Başkanı Donald Trump'ın gümrük tarifelerini artıracağına yönelik beklentilerin etkisiyle artan ön sevkiyatları yetiştirmek üzere ihracata yönelik yapılan üretimin etkisi oldu. Çin'de sanayi üretimi 2024 genelinde 5,8 artış kaydetmişti. Gayrimenkul yatırımlarındaki düşüş sürüyor Öte yandan altyapı, taşınmazlar, makine ve donanım harcamalarını içeren sabit sermaye yatırımları, ilk 3 ayda yıllık yüzde 4,2 artarken, ilk 2 aydaki yüzde 4,1'lik artışın üzerine çıktı. Gayrimenkul sektöründe son 3 yıldır süregelen düşüşün genel yatırımlar üzerindeki baskısı yeni yılda da devam etti. 2024 genelinde yüzde 10,6 düşüş kaydeden gayrimenkul yatırımları bu yılın ilk 3 ayında da yüzde 9,9 geriledi. Çin'de sabit sermaye yatırımları 2024 genelinde yüzde 3,2 artmıştı. İşsizlik ve kişi başı gelir Ülkede şubat sonunda yüzde 5,4 olan kentlerdeki genel işsizlik oranı mart itibarıyla yüzde 5,2'ye geriledi. Kişi başına nominal gelir, ilk çeyrekte yıllık yüzde 5,5 artışla 12 bin 179 yuana (1660 dolar) çıktı. Kentlerde kişi başına gelir 15 bin 887 yuan (2 bin 162 dolar), kırsal bölgelerde ise 7 bin 3 yuan (953 dolar) oldu. Çin'de yerel yönetimlerin borç problemleri, gayrimenkul sektöründeki düşüş, zayıf iç talep ve fiyat artışlarındaki deflasyon eğilimi gibi kronikleşen problemlere ek olarak bu yıl ABD'nin tarife politikasıyla artan dış belirsizliklerin de ekonomik büyümeyi olumsuz etkilemesi bekleniyor.

Mikroplastikler bitkilerin fotosentezini engelliyor Haber

Mikroplastikler bitkilerin fotosentezini engelliyor

2022 yılında dünya genelinde yaklaşık 700 milyon insan açlıkla mücadele etti. Bilim insanları, mikroplastik kirliliğinin önümüzdeki 20 yıl içinde bu sayıyı 400 milyon kişi daha artırabileceği konusunda uyarıyor. Araştırmacılar, bu senaryoyu "küresel gıda güvenliği açısından alarm verici" olarak nitelendiriyor. Araştırmaya katkıda bulunan bilim insanlarından biri olan Çin'deki Nanjing Üniversitesi'nden Prof. Huan Zhong, “İnsanlık, artan nüfusu beslemek için gıda üretimini artırmaya çalışıyor. Ancak plastik kirliliği bu çabaları tehdit ediyor” diyerek, plastik atıkların azaltılması için acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Mikroplastikler nasıl zarar veriyor? Mikroplastikler, doğaya atılan plastik atıkların parçalanmasıyla oluşuyor ve topraktan denizlere kadar her yere yayılıyor. Bu kirlilik, bitkilerin fotosentez yapmasını engelleyerek büyümelerini olumsuz etkiliyor. Araştırmalara göre mikroplastikler şu şekillerde zarar veriyor: Toprak kalitesini bozarak bitkilerin besin almasını zorlaştırıyor. Yaprakların yüzeyini kaplayarak güneş ışığını engelliyor. Bitki hücrelerinde toksik maddelerin birikmesine yol açıyor. Deniz ekosistemlerinde alglerin fotosentez kapasitesini düşürüyor. Araştırmada, mikroplastiklerin kara bitkilerinde fotosentezi yüzde 12, deniz yosunlarında ise yüzde 7 oranında azalttığı belirlendi. Bu düşüş, küresel karbon döngüsünü de etkileyerek, okyanusların atmosferden CO2 çekme kapasitesini azaltabilir. En fazla etkilenen bölgeler Mikroplastik kirliliğinin küresel tarıma etkisi bölgesel olarak farklılık gösteriyor. Araştırmaya göre: Asya, en büyük kayıpları yaşayan bölge oldu. Pirinç, buğday ve mısır üretiminde yıllık 54 ila 177 milyon ton arasında bir düşüş yaşanabileceği tahmin ediliyor. Avrupa'da özellikle buğday üretimi zarar görürken, ABD'de mısır üretimi büyük darbe alıyor. Güney Amerika ve Afrika'da bu tahılların üretimi daha düşük seviyede olsa da, mikroplastik kirliliği konusunda daha az veri bulunuyor. Okyanuslarda mikroplastik kirliliği nedeniyle yıllık 1 ila 24 milyon ton arasında balık ve deniz ürününün kaybedilebileceği belirtiliyor. Bu, on milyonlarca insan için temel protein kaynağının azalması anlamına geliyor. Plastik kirliliğine karşı küresel mücadele Araştırmacılar, mikroplastiklerin gıda üretimi üzerindeki etkilerini değerlendirmek için 157 çalışmadan elde edilen 3 binden fazla veriyi inceledi. Ayrıca, mikroplastik kirliliği ile gıda üretimi arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamak için makine öğrenimi tabanlı bir model de kullanıldı. Sonuçlar, iki farklı yöntemin benzer tahminlerde bulunduğunu gösterdi. Ancak bazı bilim insanları, modelde kullanılan verilerin daha fazla doğrulama gerektirdiğini ve mikroplastiklerin tarıma etkisinin daha ayrıntılı araştırılması gerektiğini belirtiyor. İngiltere Ulusal Oşinografi Merkezi’nden Prof. Richard Lampitt, “Bu analiz önemli ancak verilerin doğruluğu konusunda temkinli olunmalı. Mikroplastik kirliliğinin gıda arzı üzerindeki etkisi hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyaç var” dedi. Aralık ayında Birleşmiş Milletler çatısı altında plastik kirliliğini önlemeye yönelik bir küresel anlaşma sağlanamadı. Ancak görüşmelerin Ağustos ayında yeniden başlayacağı açıklandı. Araştırmacılar, mikroplastik kirliliğinin küresel gıda güvenliği üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, yeni düzenlemelerin bu soruna da odaklanması gerektiğini belirtiyor. Üniversite of Plymouth’dan Prof. Richard Thompson, “Yeni çalışma, mikroplastiklerin gıda üretimi üzerindeki etkisini anlamamız açısından önemli bir adım. Mevcut tahminler zamanla revize edilebilir, ancak plastik kirliliğiyle mücadele etmek için daha fazla beklememeliyiz” dedi.

Petrol piyasası 2024'te yatırımcıları hayal kırıklığına uğrattı Haber

Petrol piyasası 2024'te yatırımcıları hayal kırıklığına uğrattı

Orta Doğu'daki çatışmaların daha geniş bir bölgeye yayılarak petrol arzını sekteye uğratacağına yönelik endişeler 2024'te petrol piyasalarını etkileyen en önemli unsur olarak kayda geçti. Söz konusu jeopolitik risklerin etkisiyle, 4 Nisan'da zirveye ulaşan Brent petrolün varil fiyatı, günü 90,66 dolardan tamamlayarak Ekim 2023'ten bu yana en yüksek seviyesine tırmandı. Ancak, 2024'ün başında fiyatlar yükselse da piyasalar duruma hızla uyum sağladı. Özellikle küresel petrol rezervlerinin çoğunun yer aldığı Orta Doğu'da ateşkes sağlanmasına yönelik çabalar, piyasa oyuncularının arz endişelerini hafifleterek petrol fiyatlarının düşmesine katkı sağladı. Bu doğrultuda, yıl boyunca en düşük seviyesini 10 Eylül'de kaydeden Brent petrolün varil fiyatı yüzde 3'ün üzerinde değer kaybederek günü 69,52 dolardan kapattı ve Aralık 2021'den bu yana ilk kez varil başına 70 doların altına düştü. Brent petrolün varili 2024'e 77,50 dolar ile başlarken, yılı 74,69 dolardan tamamladı. Böylece Brent petrol, geçen yıl yüzde 3,6 değer kaybetti. Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varili ise yılı yüzde 0,3 artışla 71,55 dolardan kapattı. WTI petrolün varili 71,77 dolarla yıla başlamıştı. Çin'in düşük talebi fiyatları aşağı çekti Çin'den gelen zayıf talep öngörüleri, 2024'te petrol fiyatlarının en önemli belirleyicisi oldu. Küresel petrol talebinin itici gücü konumundaki ülkede yıl boyunca sanayi üretiminin yavaşladığı, işsizliğin arttığı ve konut fiyatlarının düştüğüne işaret eden veriler, küresel arz fazlası endişelerini besleyerek fiyatları baskıladı. Söz konusu daralmanın ardından, bölgedeki ekonomiyi canlandırmaya yönelik açıklanan tedbirler, 2024'ün üçüncü ve dördüncü çeyreklerinde Çin ekonomisinin büyüyeceğine yönelik beklentileri artırsa da bu adımlar yeterli olmadı. Ayrıca, Çin'de faaliyet gösteren rafinerilerin geçen temmuz ayında benzin ve dizel üretimini 2023'ün aynı dönemine kıyasla azaltması da fiyatlar üzerinde etkili oldu. Üretimdeki bu azalmanın, dünya çapında söz konusu ürünlere olan talebin artması beklenen bir dönemde gerçekleşmesi de fiyatların aşağı yönlü hareketini destekledi. ABD seçimleri etkili oldu Bunun yanı sıra, 20 Ocak'ta Beyaz Saray'daki görevini devralacak ABD'nin seçilmiş başkanı Donald Trump'ın izleyeceği ekonomik politikaların petrol piyasası üzerindeki potansiyel etkileri de fiyatlar üzerinde belirleyici bir rol oynadı. Trump'ın fosil yakıt üretimini artırma isteğini dile getirmesi, dünyanın en çok petrol tüketen ülkesinde yenilenebilir enerji yatırımlarının azalacağı ve petrol kullanımının artacağına ilişkin beklentileri beraberinde getirdi. Bu durum, piyasa oyuncularının talep konusundaki endişelerini hafifleterek fiyatlar üzerinde yukarı yönlü etki yaratmış olsa da uzmanların bu değişimin zaman alacağını belirtmesi keskin fiyat artışlarının önüne geçti. Buna ek olarak, başkanlık görevini devralacağı dönemde Meksika ve Kanada'dan gelen tüm ürünlere yüzde 25, Çin'den gelen ürünlere ise ilave yüzde 10 gümrük vergisi getirme sözü veren Trump'ın, bu durumun ABD'de fiyatlar üzerinde artışa yol açabileceğine yönelik açıklamaları, ülkede petrol talebinin azalacağına dair endişeleri pekiştirdi ve fiyatları aşağı yönlü baskıladı. OPEC+ grubu üretim revizeleri Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubunun, küresel arz ve talep dengesini korumak amacıyla üretim seviyelerini revize etme kararı alması da bu süreçte önemli bir rol oynadı. OPEC+ grubunun planlanan üretim artışlarını erteleme ve üretim kesintilerini 2026 sonuna kadar uzatma kararı, petrol fiyatlarını yıl boyunca desteklerken, Birleşik Arap Emirlikleri'nin (BAE) Nisan 2025-Eylül 2026 dönemi için günlük üretimini kademeli olarak 300 bin varil artırma kararı, piyasa oyuncularının arz endişelerini hafifleterek fiyat artışlarını dengeledi. OPEC'ten yapılan açıklamaya göre, 38. OPEC ve OPEC Dışı Bakanlar Toplantısı'nda, üye ülkelerin toplam üretim miktarının 2025 ve 2026'da günlük 39 milyon 725 bin varil olması kararlaştırılmıştı. Yapılan düzenlemelere göre, grubun günlük 2 milyon varillik üretim kesintisini 31 Aralık 2026'ya kadar sürdüreceği belirtilmişti.

Trump'ın son tehditleri, endişeleri artırdı Haber

Trump'ın son tehditleri, endişeleri artırdı

Donald Trump, kendine ait sosyal medya platformu Truth Social'dan yaptığı açıklamada, sınır güvenliğini sağlamak ve ülkeye fentanil başta olmak üzere uyuşturucu sevkiyatını engellemek amacıyla Meksika, Kanada ve Çin'e uygulayacağı tarifelere ilişkin paylaşımda bulundu. Binlerce insanın Meksika ve Kanada üzerinden geçerek daha önce hiç görülmemiş seviyelerde ülkeye "suç ve uyuşturucu" getirdiğini öne süren Trump, Meksika'dan gelen ve binlerce kişiden oluşan bir "kervanın", "şu anda açık olan" ABD sınırından geçme arayışının durdurulamaz göründüğünü belirtti. Trump, "20 Ocak'ta ilk kararnamelerimden biri olarak, Meksika ve Kanada'dan ABD'ye gelen tüm ürünlere ve saçma açık sınırlarına yüzde 25'lik tarife uygulamak için gerekli tüm belgeleri imzalayacağım. Bu tarife, fentanil başta olmak üzere uyuşturucular ve tüm yasa dışı yabancıların ülkemizi istilasını durdurana kadar yürürlükte kalacaktır." ifadelerini kullandı. Meksika ve Kanada'nın uzun süredir devam eden sorunu kolayca çözmek için mutlak hak ve güce sahip olduğunu dile getiren Trump, "Onlardan bu gücü kullanmalarını talep ediyoruz ve bunu yapana kadar çok büyük bir bedel ödemelerinin zamanı gelmiştir." değerlendirmesinde bulundu. Çin menşeli ürünlere de ilave yüzde 10'luk tarife Trump, Çin ile de özellikle fentanil olmak üzere ABD'ye gönderilen büyük miktardaki uyuşturucu hakkında birçok görüşme yaptığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Çin temsilcileri bana, bunu yaparken yakalanan uyuşturucu satıcılarına en yüksek cezayı, yani ölüm cezasını uygulayacaklarını söylediler ama ne yazık ki bunu hiç yapmadılar ve uyuşturucular, çoğunlukla Meksika üzerinden, daha önce hiç görülmemiş seviyelerde ülkemize akıyor. Bunu durdurana kadar Çin'e, ABD'ye gelen tüm ürünlerinde, ek tarifelerin üzerine fazladan yüzde 10 ek gümrük vergisi uygulayacağız." Çin: Ticaret savaşının kazananı olmaz Bu arada, Çin'in Washington Büyükelçiliği Sözcüsü Liu Pengyu, konuya ilişkin değerlendirmesinde, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasında bir ticaret savaşı yaşanabileceği uyarısında bulundu. Liu, "Hiç kimse, bir ticaret ya da gümrük vergisi savaşını kazanamaz. Çin, ABD ile arasındaki ekonomik ve ticari işbirliğinin, doğası gereği her iki taraf için de faydalı olduğuna inanmaktadır." ifadelerini kullandı. Liu ayrıca Trump'ın, Çin'in bilerek uyuşturucunun ABD'ye girmesine izin verdiği yönündeki suçlamalarını reddetti. Uyuşturucu ve göç Ocak ayında yeniden ABD Başkanı olarak yemin edecek Trump, seçimi kazanırsa dış ticaret açığını azaltmak ve yerli üretimi desteklemek için gümrük vergilerini önemli ölçüde artıracağını açıklamıştı. Trump, Çin'den ve aynı zamanda Avrupa Birliği'nden yapılan ithalata yüksek gümrük vergileri uygulamayı planlıyordu. Trump'ın, Çin, Meksika ve Kanada'ya yönelik yeni gümrük vergisi tehdidi, seçim zaferinden bu yana gümrük vergisi planlarına ilişkin yaptığı en ayrıntılı açıklama oldu. ABD'de gümrük vergisi oranı şu anda ortalama yüzde 3 olarak uygulanırken, ABD, Kanada ve Meksika'nın komşu ülkeleri arasında Trump'ın sonlandırmak istediği bir serbest ticaret bölgesi de bulunuyor. Trump'ın söz konusu açıklamalarının, Hazine Bakanlığına kademeli bir tarife politikasını savunan Scott Bessent'i aday göstermesinden sadece birkaç gün sonra gelmesi de dikkati çekti. Çin, Meksika ve Kanada'ya daha hızlı hareket etmeleri için ne ölçüde baskı uygulayacağı belli olmayan Donald Trump, seçim kampanyası sırasında, "ülkenin en acil ve karmaşık iki sorunu" uyuşturucu ve göçü çözme sözü vermişti. Trump, birden fazla ticaret ortağını hedef aldı Öte yandan, Trump'ın ekonomik olmayan kaygıları gidermek için araç olarak yeni tarifelerine güvenmesi, ticaret politikasının ayırt edici bir özelliği olarak dikkati çekerken, son hamlesi bu stratejiyi daha da ileriye taşıyor. Ekonomistler, Donald Trump'ın görevdeki ilk günü için planladığı bu hamlesinin birden fazla ticaret ortağını hedef alarak mevcut gerilimleri derinleştirme ve potansiyel olarak misilleme önlemlerini ateşleme riski taşıdığını belirtti. Bazı ekonomistler ise küresel ticarette korumacılığa yol açan Trump'ın bu yaklaşımını sık sık eleştirerek, tarifelerin nihayetinde yerli tüketicilere ve şirketlere yük getirdiğini ve daha geniş politika hedeflerine ulaşmada sınırlı bir kaldıraç sunduğunu savunuyor. Trump'ın ticarette cezalandırıcı gümrük tarifesi politikasının ABD'de fiyatların yükselmesine yol açacağını savunan ekonomistler de bulunuyor. Yurt dışından gelen birçok malın ABD'de bir gecede üretilemeyeceğini savunan ekonomistler, şirketlerin üretim için hala yurt dışından ithalata bağımlı olduğunu ve bu durumda ithalat vergilerinin bu malların maliyetini de artıracağını belirtiyor. Şirketlerin bu maliyetleri zaten enflasyondan olumsuz etkilenen tüketicilere yansıtması beklenirken, tarifelerden etkilenen ülkelerin karşı tarifelerle cevap vermesi de bekleniyor. Otomotiv ve gıda Uzmanlara göre, teorik olarak, Kanada, Meksika ve Çin hükümetlerinin, göreve başlamasından önce Trump'a bu sorunların nasıl çözüleceğine dair tekliflerde bulunmaları için hala zaman var. Trump, geçmişte çelik ve alüminyuma gümrük vergisi uyguladığı Avrupa Birliği gibi ortakları da dahil olmak üzere, ticaret için cezalandırıcı gümrük vergilerini sık sık müzakere aracı olarak kullanmıştı. Uzmanlar, ABD ile komşularının otomotiv ve gıda sektörlerinde birbirleriyle yakından bağlantılı olduğunu hatırlatarak, Trump'ın planladığı gümrük tarifelerinin bu sektörlere büyük etkisi olacağını kaydetti. Ayrıca Kanada ABD'nin en büyük ham petrol tedarikçisi olduğundan, durumdan enerji sektörünün de etkilenmesi bekleniyor. Almanya'ya yüksek baskı Meksika'dan ithal edilen mallara uygulanan geniş kapsamlı gümrük vergilerinin Avrupalı ve Çinli şirketleri de etkilemesi bekleniyor. Avrupa ve Çin merkezli şirketler, yakın coğrafyadan tedarik (nearshoring) trendine ayak uydurarak ABD'ye yakın olmak için Meksika'da fabrikalar kurarken, bu şekilde mallarını "Made in Mexico" etiketi altında ABD'ye gümrüksüz taşıyabiliyor. Donald Trump, ilk başkanlık döneminde "Önce Amerika" politikasını uygulamıştı. Trump, gümrük vergisi politikasının ABD şirketlerinin yeniden ülkede daha fazla üretim yapmasına yol açacağını savunuyor. Bunun da "Önce Amerika" politikası dahilinde istihdam oluşturması bekleniyor. Trump'ın son açıklaması, ilk başkanlığından kalma anlaşmaların artık geçerli olmadığına işaret ediyor. 2020'de Kuzey Amerika Ticaret Anlaşması'nı (NAFTA) reforme eden Trump, bunu Yeni Serbest Ticaret Anlaşması'na (USMCA) dönüştürmüştü. Ayrıca Trump'ın, Çin, Meksika ve Kanada'ya yönelik yeni gümrük vergisi tehdidi, ticaret politikasında hızlı hareket etmek istediğine de işaret ederken, bu da başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri üzerinde baskı oluşturuyor. Trump, seçim kampanyasında, AB'den yapılan tüm ithalata yüzde 10 ya da 20 gümrük vergisi uygulama sözü vermişti. ABD, Alman mallarının en büyük alıcısı konumunda bulunuyor ve ülke ihracatının yaklaşık yüzde 10'u ABD'ye gidiyor. Alman Otomobilciler Birliği (VDA) verilerine göre, geçen yıl Almanya'dan ABD'ye yaklaşık 400 bin otomobil ihraç edildi. 2024'ün ilk yarısında ABD, Alman otomobil ihracatının en önemli alıcısı oldu. Analistler, Trump'un AB ithalatına gümrük vergileri yoluyla daha fazla korumacı politika uygulamasının, ihracata dayalı Alman ekonomisi için iyiye işaret olmadığını kaydediyor. ABD, geçen yıl 63,3 milyar avroluk rekor rakamla Almanya'nın en çok dış ticaret fazlası verdiği ülke olmaya devam etmişti. QC Partners'ın portföy yönetimi başkanı Thomas Altmann, konuya ilişkin değerlendirmesinde, özellikle Meksika'ya yönelik gümrük vergilerinin Alman otomotiv endüstrisini de etkileyeceğini belirterek, "Çünkü burada üretim genellikle Meksika'da yapılıyor ve bitmiş araçlar daha sonra ABD'de satılıyor." ifadelerini kullandı.

Çin'in kargo mekiği uzay istasyonuna ulaştı Haber

Çin'in kargo mekiği uzay istasyonuna ulaştı

Çin İnsanlı Uzay Seferleri Ajansından (CMSA) yapılan açıklamada, mekiğin, uzay istasyonun çekirdek modülünün arka iskelesine demirlediği bildirildi. Açıklamada istasyonundaki taykonotların mekiğe girerek ikmal malzemelerini planlanan şekilde transfer edeceği belirtildi. Mekik, dün gece saatlerinde "Long March 7 Y9" roketiyle Haynan Adası'ndaki Vınçang Uzay Aracı Fırlatma Merkezi'nden fırlatılmıştı. İkmal seferi, 30 Ekim'de uzay istasyonuna gönderilen yeni taykonot ekibinin ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlıyor. Çin, uzay istasyonuna 2021'de "Tiencou-2" ve "Tiencou-3", 2022'de "Tiencou-4" ve "Tiencou-5", 2023'te "Tiencou-6" ve bu yıl ocakta "Tiencou-7" ikmal seferlerini düzenlemişti. Çin'in uzay istasyonu "Tiengong" Çin, ABD'nin uzay araştırmaları alanındaki işbirliğini yasaklaması ve Uluslararası Uzay İstasyonu programına katılımını engellemesi nedeniyle yörüngede kendi uzay istasyonunu kurmuştu. Bir çekirdek modül, iki laboratuvar modülünden oluşan ve bir uzay teleskobunun eklenmesi planlanan "Tiengong" (Gök Sarayı) istasyonu, Rusya'nın artık faal olmayan Mir Uzay İstasyonu model alınarak inşa edildi. İstasyonun ana parçası "Tienhı" (Göksel Uyum) adı verilen çekirdek modül 29 Nisan 2021'de, ilk laboratuvar modülü "Vıntien" (Gökleri Aramak) 24 Temmuz 2022'de, ikinci laboratuvar modülü "Mıngtien" (Gökleri Düşlemek) ise 31 Ekim 2022'de fırlatıldı. Çekirdek modüle laboratuvar modüllerinin eklenmesiyle "T" biçimli ana iskeletinin kurulumu tamamlanan istasyon, "uygulama ve geliştirme aşamasına" geçti. "Şüntien" (Gökleri Dolaşmak) adı verilen uzay teleskobunun da ayrı modül olarak istasyona eklenmesi planlanıyor. 3 kişilik taykonot ekibinin dönüşümlü görev yaptığı istasyona "Şıncou" (Kutsal Gemi) mekikleriyle personel, "Tiencou" (Gök Gemisi) mekikleriyle de ikmal malzemeleri taşınıyor.

Mars'ta eski bir okyanusa ait kanıtlar bulundu Haber

Mars'ta eski bir okyanusa ait kanıtlar bulundu

Mars’ta bir zamanlar okyanus bulunduğu teorisi, bilim insanları arasında yıllardır tartışılmakta. Çin'in Zhurong rover’ı, 2021 yılında Mars'ın kuzey yarım küresindeki Utopia bölgesine inmeyi başarmıştı. Bu bölgedeki önceki gözlemler, eski su izlerine dair kanıtlar sunmuştu. Zhurong, o tarihten itibaren Mars yüzeyini incelemeye devam ediyor ve son bulgular, Scientific Reports dergisinde yayımlandı. Hong Kong Politeknik Üniversitesi’nden Çalışmanın baş yazarı Bo Wu,  Zhurong’un iniş bölgesinde eski bir okyanusa dair çeşitli izler tespit ettiklerini belirtti. Bu izler arasında "delikli koniler, çokgen çukurlar ve oymalı akıntılar" yer alıyor. Önceki araştırmalar, bu delikli konilerin çamur volkanlarından kaynaklanmış olabileceğini ve su veya buz bulunan alanlarda oluşmuş olabileceklerini öne sürmüştü. Ayrıca rover’dan alınan veriler, uydu görüntüleri ve Dünya’daki analizler, bu bölgenin yakınlarında bir kıyı hattının varlığını da işaret etti. Araştırmacılar, okyanusun yaklaşık 3.7 milyar yıl önce meydana gelen bir sel sonucu oluştuğunu tahmin ediyorlar. Erozyon ve Mars’ın aktif doğası üzerine tartışmalar Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nden bilim insanı Benjamin Cardenas, bu yeni çalışmayı “şüpheli” bulduğunu ifade etti. Cardenas, araştırmacıların Mars’taki rüzgarın, sedimentleri taşıma ve kayaçları aşındırma etkisini yeterince hesaba katmadığını düşündüğünü belirtti. "Mars’ı, Ay gibi pek aktif olmayan bir gezegen olarak düşünüyoruz, ancak Mars aktif bir gezegen!" dedi. Geçmişte yapılan modelleme araştırmalarının, “Mars’taki yavaş erozyon hızlarının bile bu kadar uzun bir süre zarfında kıyı izlerini yok edeceğini” ortaya koyduğunu belirtti. Bo Wu, rüzgarın bazı kayaçları aşındırmış olabileceğini kabul etti, ancak meteor çarpmalarının zaman zaman yer altındaki kayaç ve sedimanları yüzeye çıkarabileceğini söyledi. Mars’ta okyanus gerçekten var mı? Bu teorinin kesinliği hala tartışmalı olsa da, Cardenas, Mars’ta bir okyanus olma olasılığına daha sıcak baktığını belirtti. Okyanus kanıtlarının bulunması, gezegenin yaşam barındırmaya uygunluğunu daha da artırıyor olabilir. Cardenas, “Çoğu bilim insanı, Dünya’daki yaşamın okyanusların altında ya da su ile hava arasındaki arayüzde, küçük gelgit havuzlarında başladığını düşünüyor” dedi. Okyanus kanıtlarının bulunması, Mars’ın daha yaşam dostu bir gezegen olduğunu gösteriyor olabilir. Bu bulgular, bilim insanlarının Mars’taki geçmiş yaşam izlerini ve gezegenin genel yaşanabilirliğini daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir.

Çin'de evlilik krizi: Tarihin en düşük seviyesinde Haber

Çin'de evlilik krizi: Tarihin en düşük seviyesinde

2024’ün ilk üç çeyreğinde Çin’de 4,74 milyon çift evlenirken, geçen yılın aynı döneminde bu sayı 5,69 milyondu; böylece evlilik oranında yüzde 16,6’lık bir düşüş kaydedildi. 2013'te 13 milyon nikahla zirve yapan evlilik sayıları, 2022’de ise 6,83 milyona inmişti. 2024’te ise bu rakamın daha da azalması bekleniyor. Çin'de azalan evliliklerle birlikte doğum oranlarının düşmesi de ciddi bir endişe kaynağı. 2022’de 1 milyar 411 milyon olan Çin anakarası nüfusu, 2023'te 1 milyar 409 milyona gerilemişti. 2022’de doğum oranları, Çin Halk Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1949'dan bu yana en düşük seviyeyi gördü. Tek çocuk politikasından çoklu çocuk teşviklerine Çin, nüfus azalmasını önlemek için 2015'te tek çocuk politikasını sonlandırarak çiftlere vergi indirimleri gibi teşvikler sundu. Ancak, artan yaşam maliyetleri nedeniyle birçok çift çocuk sahibi olmayı ertelemeyi veya vazgeçmeyi tercih ediyor. Çin Nüfus ve Kalkınma Araştırma Merkezi, doğum oranlarındaki düşüş nedenlerini araştırmak için 150 ilçedeki 1500 topluluktan 30 bin kişiyle görüşmeyi planlıyor. Azalan iş gücü nedeniyle, Çin hükümeti emeklilik yaşını yükseltme konusunda yeni düzenlemeler de değerlendiriyor. Asya'daki diğer ülkeler de aynı sorunla karşı karşıya Japonya ve Güney Kore gibi diğer Asya ülkeleri de benzer nüfus sorunlarıyla karşı karşıya Alınan önlemler ise bu ülkelerde de henüz istenen sonuçları vermiş değil

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.