TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çevre

haberingundemi.com.tr - Çevre haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çevre haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İstanbul, 1 hafta çöl tozunun etkisinde kalacak Haber

İstanbul, 1 hafta çöl tozunun etkisinde kalacak

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, bahar aylarının gelmesiyle Sahra Çölü, Kuzey Afrika ve zaman zaman Arap Yarımadası'nda atmosfere karışan tozların hava akımlarıyla başka yerlere taşındığını söyledi. Bu durumun normal bir doğa olayı olduğunu belirten Toros, özellikle ısınan çöl bölgelerinden havalanan tozların, rüzgar akımlarıyla Avrupa ve Türkiye'ye kadar ulaşabildiğini ifade etti. Toros, yüksek basınç sistemleri ve rüzgar akımlarıyla taşınan bu tozların, hava kalitesinde değişikliklere yol açarken, atmosferin renginde de belirgin bir değişime neden olabileceğini dile getirdi. "Çöl tozlarını araçların üzerinde ve yüzeylerde görebiliriz" İstanbul'un bugünden itibaren Kuzey Afrika'dan gelen çöl tozunun etkisi altına gireceğini vurgulayan Toros, "Sayısal hava tahmin modellerine göre, İstanbul'da bir hafta boyunca çöl tozunun etkisi devam edecek. Çöl tozlarını araçların üzerinde ve yüzeylerde görebiliriz. Çöl tozu olayları, bölgesel yağış gibi sadece küçük alanlarla sınırlı kalmaz. Şu anda çöl tozları Güney Avrupa ve Doğu Avrupa'yı kaplamış durumda. Aynı şekilde, Türkiye'nin büyük bir kısmında da etkili olacak." dedi. Prof. Dr. Toros, çöl tozunun atmosferde farklı seviyelerde bulunabileceğini aktararak, "Bazen yer seviyesinde daha az hissedilirken bazen de özellikle güneşin doğumu ve batışı sırasında havanın sarımtırak, turuncu ve kırmızı tonlarında görülmesine neden olabilir. Gökyüzünün daha puslu ve kızılımsı görünmesi çöl tozunun etkili olduğunu gösterir. Bazı günlerde bu etki daha belirgin hale gelebilir." diye konuştu. "Açık havada yapılacak aktivitelerin azaltılmasında fayda var" Çöl tozlarının insan sağlığı üzerindeki etkilerine de dikkati çeken Toros, bu tozların içeriğinde ince kum, kil ve mineral parçacıkları bulunduğunu kaydetti. Toros, parçacıkların atmosfere karışarak hava kalitesini düşürdüğünü, bu nedenle özellikle solunum yolu hastalıkları olan bireylerin dikkatli olması gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti: "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının hava kalitesi izleme istasyonlarının verilerine göre, PM10 ve PM 2.5 seviyelerinde artış gözlemleniyor. Çöl tozları, özellikle astım ve bronşit gibi solunum yolu hastalıkları olan bireylerde olumsuz etkilere neden olabilir. Yaşlılar ve kronik rahatsızlığı bulunan kişilerin, dışarıda uzun süre vakit geçirmemeleri ve gerekli önlemleri almaları gerekiyor. Yoğun çöl tozu dönemlerinde açık havada yapılacak aktivitelerin azaltılmasında fayda var. Özellikle spor yapanlar ve dış mekanda çalışanlar, bu süreçte hava kalitesine dikkat etmeli. Çöl tozunun yoğun olduğu günlerde dış ortamda uzun süre kalınması, göz ve cilt tahrişine, solunum sıkıntılarına yol açabilir." Doğal gübre görevi görüyor Prof. Dr. Toros, çöl tozlarının olumsuz etkilerinin yanı sıra doğaya faydalı bazı yönleri de olduğunu belirterek, bu tozların özellikle bahar aylarında tarımsal ekosistemler için önemli bir besin kaynağı olduğunu söyledi. Sahra Çölü'nden gelen tozların fosfor ve demir gibi mineraller açısından oldukça zengin olduğunu anlatan Toros, bahar aylarında bitkilerin en çok ihtiyaç duyduğu dönemde bu tozların bir nevi doğal gübre görevi gördüğünü, toprak üzerine çöken bu mineral yüklü tozların bitkilerin besin ihtiyacını karşılamalarına yardımcı olduğunu kaydetti.

Hem güneş hem rüzgar enerjisi kapasitemizi 4 katına yükselteceğiz Haber

Hem güneş hem rüzgar enerjisi kapasitemizi 4 katına yükselteceğiz

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum,  Bilkent Otel ve Konferans Merkezi'nde düzenlenen "Sanayide Yeşil Dönüşüm ve Sürdürülebilirlik Lansmanı ile Protokol İmza Töreni"ne katıldı. Burada konuşan Kurum, iklim krizinin gün geçtikçe derinleştiğini, Türkiye olarak iklim kriziyle gelen olası doğal yıkımları ve ekonomik fırsatları titizlikle takip ettiklerini belirtti. İklim krizinin etkilerinin en canlı örneğinin şu anda Amerika'da yaşandığına dikkati çeken Kurum, "Yaşanan orman yangını, 'dev bir kentsel yangına' dönüşmüş durumda. Bu kadar büyümesinin sebebinin ise 161 kilometre hızla esen rüzgarlar olduğu gözüküyor." diye konuştu. Kurum, Türkiye'nin, Akdeniz Havzası'nda yer aldığını ve bölgenin kırılganlığı nedeniyle iklim krizinden çok etkilediğini vurguladı. Türkiye olarak tarihi bir dönemden geçildiğini dile getiren Kurum, "Bir yandan bölgesel denklemlerde güçlü bir liderlik sergiliyor, öte yandan insanlığı ilgilendiren küresel sorunlara karşı inisiyatif alıyoruz. Kendi medeniyet değerlerimizden güç alan, çevreye duyarlı, doğaya saygılı bir ekonomi modelimiz var. Üretimden, istihdamdan, ihracattan taviz vermeden atılımlarımıza devam ediyor, doğamızı, çevremizi korumayı asla ihmal etmiyoruz." ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan himayesinde yürütülen Sıfır Atık Hareketi ile dünyaya ilham verdiklerini belirten Kurum, her alanda döngüsel ekonomiyi yaygınlaştırdıklarını söyledi. Depozito Yönetim Sistemi için gerekli altyapı çalışmalarına başladıklarını, saha yönetimi için de Türkiye Çevre Ajansı, TOBB ve TESK ile protokol imzaladıklarını anımsatan Kurum, bu çalışmayı kişisel olarak da çok önemsediğini vurguladı. Bakan Kurum, şehirlerdeki "ısı adalarını" azaltmak için yoğun gayretle çalıştıklarını, yutak alanı olan millet bahçelerinin büyüklüğünü 77 milyon metrekareye, proje sayısını ise 521'e ulaştırdıklarını anlatarak, sözlerine şöyle devam etti: "Geçtiğimiz 10 yıllık süreçte yenilenebilir enerji kapasitemizi tam 2 katına çıkardık. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde de hem güneş hem rüzgar enerjisi kapasitemizi Enerji Bakanlığımızla, ilgili kuruluşlarla 4 katına yükselteceğiz. Öte yandan, şehir merkezlerinde sıkışıp kalan köhneleşmiş sanayi alanlarını İklim Dostu Sanayi Siteleri olarak yeniden tasarlıyor, yeni yerlerine taşıyoruz. İnşallah, buradaki dostlarımızla birlikte, tüm sanayi bölgelerimizi sıfır atığı merkeze alan bir anlayışla dönüştüreceğiz. Türkiye'nin uzun dönemli yeşil kalkınma hedefine uygun hale getireceğiz." "İhracatımızın yüzde 50'ye yakını Avrupa Birliği ülkelerine" Bakan Kurum, sanayinin milli gelir içindeki payının gün geçtikçe daha da yükseldiğini, bu büyümeyi artırarak sürdürmenin Türkiye'nin geleceği için çok önemli olduğunu bildirdi. Geçen yıl emisyon miktarlarına bakıldığında, emisyon oranının yüzde 72'sinin enerji, yaklaşık yüzde 13'ünün endüstri sektöründen kaynaklandığını belirten Kurum, "Avrupa Yeşil Mutabakatı, sadece bir iklim politikası olarak gelmiyor, devasa bir ekonomik dönüşüm sürecini de beraberinde getiriyor. İhracatımızın yüzde 50'ye yakınının Avrupa Birliği ülkelerine yapıldığını görüyoruz. Bu noktada toplam ihracatımızda Avrupa ilk sırada yer alıyor. Bundan böyle Avrupa'ya ihraç ettiğimiz ürünlerin karbon ayak izi yani çevreyle uyumluluk seviyesi çok daha önemli olacak." değerlendirmesinde bulundu. Kurum, attıkları her adımın stratejik olduğunu vurgulayarak, bu kapsamda "Endüstriyel Emisyonların Yönetimi Yönetmeliği"nin yayımlandığını anımsattı. Bu yönetmelikle sanayide yeşil dönüşümde yeni bir sayfa açtıklarını dile getiren Kurum, enerji ve kaynak verimliliğini gözeten, sıfır kirlilik prensibiyle çalışan tesislere Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi düzenlediklerini söyledi. Bakan Kurum, 6 bin tesisi ilgilendirecek bu düzenlemeyle tesisleri sınıflandıracaklarını ve A sınıfı belge alan sanayiciyi uluslararası pazarda daha prestijli hale getireceklerini ifade etti. Bugün imzalanan protokolün, sanayicinin çevresel performansını göstereceğini, HEY ve NEFES verilerinden gelen çevresel risk değerlendirmesini hesaplamalara göre yapma imkanı vereceğini aktaran Kurum, şöyle konuştu: "Çalışmalar bir zincirin halkaları gibi ilerleyecek. Önce hesaplamaların yardımıyla, tesislerimizin yeşil dönüşümünü hızlandıracağız. Bu sayede, sektörümüzün acilen ihtiyaç duyduğu finansman desteğine çok daha süratli bir şekilde ulaşmasına imkan vermiş olacağız. Ardından, yeni iş kollarını, yeni meslekleri, yeni uzmanlıkları oluşturacağız, Türkiye'nin parlak zekaları olan gençlerimize kendilerini gösterebilecekleri yepyeni alanlar açmış olacağız. Nihayetinde sanayicimizle, yenilikçi genç beyinlerimizle Türk sanayisini, rekabet gücümüzü ve istihdamımızı olabilecek en üst seviyeye çıkaracağız." "Belediyelerimize, hiçbir ayrım yapmadan yardım ediyoruz" Kurum, Marmara'da yaşanan müsilaj süreciyle ilgili belediyelere sorumluluklarını hatırlattıklarını ancak çoğunun hala mevcut tesisleri dahi yenilemediğini, halen Marmara'yı kirlettiğini üzülerek gördüklerini söyledi. Belediyelere bu konuda tekrar çağrı yapan Kurum, şunları kaydetti: "Lütfen artık hep birlikte imzaladığımız Marmara Denizi Koruma ve Eylem Planı'na sadık olun, millete verdiğiniz sözleri tutun. İnanın belediyelerimize hiçbir ayrım yapmadan yardım ediyoruz. Bugün Bakanlığımızda belediyelerin, ister partimizin isterse muhalefet partilerinin, bekleyen tek bir konuları bile kalmadı. Artık görev belediyelerde. Şunu asla ve asla unutmasınlar, siyasette ve belediyecilikte millete hizmet etmeden teveccüh bekleme, eser vermeden destek bekleme devri artık sona ermiştir. Hiçbir iş yapmadan, doğamıza, çocuklarımızın yarınlarına olumlu katkı vermeden insanımızdan destek bekleme dönemi artık tamamen kapanmıştır. Herkes ne söz verdiyse yapmalıdır." Konuşmaların ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Kredi Kayıt Bürosu AŞ arasında çevresel performansa esas veri paylaşımına ilişkin protokol imzalandı.

Çevreyi kirleten tesislere 11 ayda yaklaşık 2 milyar liralık ceza Haber

Çevreyi kirleten tesislere 11 ayda yaklaşık 2 milyar liralık ceza

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı çevre kirliliğini önlemeye yönelik faaliyetlerini sürdürüyor. Ekipler, Çevre Kanunu'na aykırı hareket ederek çevre kirliliğine yol açan işletmelere, deniz kirliliğine neden olan deniz araçlarına ve egzoz emisyonları nedeniyle hava kirliliği oluşturan motorlu kara taşıtı sahiplerine cezai işlem uyguluyor. Denetimler sonucu çevre ve insan sağlığı açısından tehlike oluşturduğu tespit edilen işletmelerin faaliyeti durdurulurken, deniz araçları ise seyrüseferden men ediliyor. Bu kapsamda bu yıl kasım sonu itibarıyla bakanlık merkez teşkilatı ve 81 il müdürlüğü ekiplerince 57 bin 278'i tesis, 11 bin 232'si deniz aracı olmak üzere 68 bin 510 denetim gerçekleştirildi. Denetimlerde çevreyi kirlettiği tespit edilen tesis ve işletmelere 1 milyar 957 milyon 308 bin 470 lira ceza verildi, 370 işletme ise faaliyetten men edildi. 17 ayrı kategoride denetim yürütülüyor Bakanlık, çevreyi kirletenlere yönelik denetimlerini hava, atık, su, gürültü, egzoz gibi 17 ayrı kategoride yürütüyor. Tüm kategorilerde yapılan denetimlerde en fazla para cezası 807 milyon 562 bin 209 lirayla atık kirliliğine kesildi. Denetimlerde su kirliliğine 247 milyon 667 bin 166 lira, deniz aracı kirliliğine 223 milyon 897 bin 364 lira ceza uygulandı. Egzoz kaynaklı kirlilik sıkı takibe alındı Bakanlık, ayrıca egzoz kaynaklı kirlilikle mücadele kapsamında taşıtları sıkı takibe aldı. Egzoz Elektronik Denetleme Sistemi (EGEDES) ile yapılan 27 bin 232 araç denetiminde, egzoz sınır değerini aşan ya da emisyon ölçümü yaptırmayan 1092 motorlu taşıt sahibine 11 milyon 641 bin 660 lira ceza kesildi. Cezalardan elde edilen gelir çevrenin korunması ve iklim değişikliği ile mücadele kapsamında kullanılıyor.

Kamu konutlarının 2025 yılı aylık kira bedelleri belirlendi Haber

Kamu konutlarının 2025 yılı aylık kira bedelleri belirlendi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca hazırlanan Milli Emlak Genel Tebliği, bugünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Tebliğ ile Kamu Konutları Kanunu ile Kamu Konutları Yönetmeliği kapsamındaki kamu konutlarının 2025 yılı aylık kira bedellerinin tespitine ilişkin usul ve esaslar belirlendi. Yurt içinde bulunan kamu konutlarından aylık her bir metrekare için kerpiç, ahşap, bağdadi ve benzeri konutlarda metrekaresi 8,15 lira, kalorifersiz konutlarda metrekaresi 12,74 lira, kaloriferli konutlarda metrekaresi 16,71 lira kira bedeli alınacak. Bu kira bedellerine ek olarak, aylık her bir metrekare için kaloriferci, kapıcı ya da her ikisinin de kurum ve kuruluşlarca karşılandığı konutlardan alınacak ilave kira bedeli metrekaresi 1,96 lira olarak belirlendi. Elektrik ve su bedellerinin kurum ve kuruluşlarca yapılan gerçek giderler dikkate alınarak kullanıcılarından tahsil edilmesi esas olacak. Bununla birlikte, sayaçların ayrılmasının mümkün olmaması nedeniyle elektrik, su ya da her ikisinin hizmet binası veya fabrika tesislerinden karşılandığı konutlardan, bu tebliğdeki kira bedellerine ek olarak, aylık her bir metrekare için elektrik sayacının ayrılmasının mümkün olmaması halinde metrekaresi 3,71 lira, su sayacının ayrılmasının mümkün olmaması halinde metrekaresi 3,22 lira, elektrik ve su sayacının her ikisinin de ayrılmasının mümkün olmaması halinde metrekaresi 6,92 lira, konutlarda kullanılan suyun, şehir şebekesi dışında kuyu, artezyen, kaynak suyu ve benzeri su kaynaklarından karşılanıyor olması halinde metrekaresi 1,73 lira ilave kira bedeli alınacak. Yakıtı kurum ve kuruluşlar tarafından tedarik edilen konutlar Kamu Konutları Kanunu ile Kamu Konutları Yönetmeliği kapsamındaki kurum ve kuruluşların yurt içindeki kaloriferli konutlarından yakıtı kurum ve kuruluş tarafından tedarik edilenlerde oturanlardan ısı pay ölçer veya kalorimetre cihazı montajı yapılmamış konutlarda, her bir metrekare için 6,68 lira yakıt bedeli tahsil edilecek. Isı pay ölçer veya kalorimetre cihazı montajı yapılmış konutlarda, yakıt bedelinin üç katını geçmemek kaydıyla, bağımsız bölümün tüketimi oranında hesaplanan yakıt bedeli konutta oturanlardan tahsil edilecek. Ancak kurum ve kuruluşlar, yakıt maliyetlerini dikkate alarak gerekli gördükleri takdirde bu bedelin üzerinde yakıt bedeli tahsil edebilecek. Yakıtı kurum ve kuruluşlarca tedarik edilen konutlarda, ortak kullanım alanlarındaki aydınlatma, elektrik, su, gaz, otomat ve benzeri giderlerin zorunlu nedenlerle kurum ve kuruluşlarca karşılanıyor olması halinde, bu giderler karşılığında kira ve yakıt bedellerine ek olarak her bir metrekare başına 78 kuruş tahsil edilecek. Tebliğ, 15 Ocak 2025'te yürürlüğe girecek.

1 Ocak'tan itibaren eski tip kimlikle tapuda işlem yapılamayacak Haber

1 Ocak'tan itibaren eski tip kimlikle tapuda işlem yapılamayacak

Tapu müdürlüklerinde 1 Ocak 2025 itibarıyla eski tip nüfus cüzdanlarıyla işlem yapılamayacak. Türkiye genelinde, çipli kimlik kartlarına geçişin yapıldığı 2016'dan bu yana, bankacılık, sağlık hizmetleri, vergilendirme işlemleri gibi pek çok alanda çipli kimlikler kullanılıyor. Çipli kimlik kartları, e-İmza ve kimlik doğrulama işlemleri gibi dijital hizmetlerde güvenli rol oynuyor, işlemlerde kolaylık sağlıyor. Tapu sicilinin güvenliği için hak sahipliğinin ve kişi kimlik bilgilerinin tespitinde de Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartlarıyla (çipli kimlik kartı), Elektronik Kimlik Doğrulama Sistemi (EKDS) kullanılıyor. Bu kapsamda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, işlemlerin güvenli ve etkin bir şekilde yapılabilmesi amacıyla yeni yıl itibarıyla çipli kimlik kartları kullanımını zorunlu hale getirdi. Çipli kimlik kartları, gayrimenkul alım-satımı, mirasa dayalı tapu işlemleri, mirasçı belirleme gibi önemli tapu işlemlerinin yapılmasında kullanılacak. Uygulama, hem işlem hızını artıracak hem de sahteciliğin önüne geçilmesine yardımcı olacak. Yeni tip kimliğe geçmeyenler, 1 Ocak 2025'ten itibaren eski tip kimlikleriyle tapu müdürlüklerinde herhangi bir işlem gerçekleştiremeyecek. Tapu işlemlerinde mağduriyet yaşanmaması için kimliklerin 31 Aralık'a kadar değiştirilmesi gerekiyor. Kimlik değişimi için başvurular, İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlükleri veya e-Devlet üzerinden yapılabiliyor.

Marmara Denizi için Haber

Marmara Denizi için "Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulu" toplanıyor

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Marmara Denizi Eylem Planı kapsamında oluşturulan Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulunun çarşamba günü toplanacağını bildirdi. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, Marmara Denizi'nde 2021'de ortaya çıkan müsilaj sonrası Bakanlıkça 22 maddelik "Marmara Denizi Eylem Planı" ve "2021-2024 Marmara Denizi Bütünleşik Stratejik Planı" hazırlandı. Bu kapsamda, Marmara'daki kirliliğinin azaltılması ve izleme çalışmalarının yürütülmesi için oluşturulan Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulu, son dönemde Marmara Denizinde müsilaj oluşumuna ilişkin ihbarlar üzerine tekrar harekete geçti. Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulu, alanın akademisyenleriyle Bakanlığın ilgili birimleri, Marmara Denizi'nde benzer çevresel sorunların tekrar yaşanma ihtimalini göz önünde bulundurarak, güncel durum değerlendirmesi ve atılacak adımların planlanması amacıyla toplanacak. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Yardımcısı Fatma Varank başkanlığındaki istişare toplantısı, 25 Aralık Çarşamba günü Ankara'da yapılacak. Toplantıya, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanının yanı sıra Marmara Belediyeler Birliği, Marmara Araştırma Merkezi başkanlıklarının yetkilileri, Bursa Teknik Üniversitesi, Bursa Uludağ Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Gebze Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Piri Reis Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Kocaeli Üniversitelerinden bilim kurulu üyeleri ile konuya ilişkin çalışmaları olan akademisyenler katılacak. Marmara'da 4 yılda 38 bin 545 denetim yapıldı, 268 tesis kapatıldı İstanbul'da 27 Haziran'da toplanan Müsilaj Bilim Kurulunda, atık su arıtma tesislerinin ileri biyolojik atık su arıtma tesislerine dönüştürülmesi konusunda karara varıldı. Ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile 14 Ağustos'ta bir toplantı daha yapıldı. Müsilaj Bilim Kurulu toplantısı öncesi, Marmara Denizi Havzasında bulunan diğer illerin yerel yönetimleriyle de yarın Bakanlık binasında toplantı gerçekleştirilecek. Öte yandan 2021'den bugüne Marmara Denizinde yaşanan müsilaj nedeniyle Marmara Denizine kıyısı olan Kocaeli, İstanbul, Yalova, Tekirdağ, Bursa, Balıkesir, Çanakkale'de yapılan 38 bin 545 çevre denetiminde çevre mevzuatına aykırı hareket eden bin 998 tesis ve 749 deniz aracına toplamda 1 milyar 227 milyon 363 bin 368 lira ceza uygulandı, 268 tesis de faaliyetten men edildi. Marmara Havzasında bu yıl 11 bin 314 denetim yapıldı, 727 tesise 318 milyon 715 bin lira idari ceza uygulandı, 88 tesisin faaliyeti durduruldu.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.