TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Bilim Insanı

haberingundemi.com.tr - Bilim Insanı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bilim Insanı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türk bilim insanları şeker ölçüm cihazı üretti Haber

Türk bilim insanları şeker ölçüm cihazı üretti

Şeker hastalığının takibinde kritik öneme sahip olan kan şekeri ölçümünü anlık verilerle, doğru ve pratik olarak hasta ve doktoruna ulaştırmayı sağlayacak bir teknoloji geliştirmek üzere bir araya gelen İzmir'deki 5 üniversiteden bilim insanlarının 2023'te başladıkları projede prototip aşamasına gelindi. TÜBİTAK'ın da destek verdiği çalışmayla parmaktan alınan kandan şeker ölçümü yapabilen "glukometre probu" geliştiren bilim insanları, bu cihazın cep telefonu şarj girişine takılması yoluyla ölçüm verilerini uygulama üzerinden hastane ya da doktora anlık gönderme seçeneği sunuyor. Patent başvurusu yapılan cihaz, TEKNOFEST 2024 Akdeniz'de "İnsanlık Yararına Teknoloji Yarışması Sağlık ve İlk Yardım" kategorisinde ikincilik ve "en iyi sunum" ödüllerine layık görüldü. "Hastalara hızlı danışmanlık sağlanabilecek" Proje grubunda görev alan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Hemşirelik Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dilek Büyükkaya Besen, çoğu hastanın kan şekeri ölçüm cihazlarını yanlarında taşımadığını, anlık düşüş ya da yükselişlerin tespit edilemediğini belirtti. Şeker hastalarının yaşam kalitelerini arttırmak için bu teknolojiyi geliştirdiklerini anlatan Besen, "(Cihaz) Hastaların konforunu, yaşam kalitesini artırmak üzerine kurduğumuz hayaller sonucu ortaya çıktı. Şeker ölçüm cihazlarının taşınabilir olmasını ve şeker hastalarının cep telefonu ya da akıllı saatini kan şekeri ölçer hale getirmeyi hedefledik. Hedefimiz bu cihazın tüm diyabetli bireylerde ya da kan şekeri ölçümü gerektiren bireylerde kullanılır hale gelmesi, herkesin bu cihaza ulaşabilmesi ve konforlu bir şekilde kullanabilmesi" dedi.
 Besen, sağlıklı ve güvenilir sonuçlar veren cihazın prototip aşamasında olduğunu, laboratuvar testleri ve izin süreçlerinin ardından kullanıma sunulacağını aktardı. DEÜ Hemşirelik Fakültesi Araştırma Görevlisi Merve Dervişoğlu ise sağlık profesyonellerinin bu cihaz sayesinde takip ettikleri hastanın verilerini uygulama üzerinden anlık olarak görebildiğine dikkat çekerek, "Ölçüm sonuçlarında hipoglisemi ya da hiperglisemi durumu varsa bu akut komplikasyon tespit edilebilecek, hastalara hızlı danışmanlık sağlanabilecek" dedi. "Sağlık profesyonelleri de sonuçları izleyebiliyor" İzmir Demokrasi Üniversitesi Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi Merve Günbaş da şeker ölçümü yapan cihazın cep telefonuna takıldığında uygulamanın açıldığını, şeker ölçüm çubuğunun yerleştirilmesiyle değerlerin uygulama ekranına düştüğünü söyledi. Diğer şeker ölçüm cihazlarındaki gibi 3-5 saniye içerisinde sonuç alınabildiğini dile getiren Günbaş, "Şeker ölçümünden sonra açlık mı, tokluk mu ya da günün diğer saatlerindeki ölçüm mü diye uygulama bize bir uyarı veriyor. O anda hangi ölçüm saatindeysek onu seçiyoruz. Hastayı takip eden sağlık profesyonelleri de bu anlık ölçüm sonuçlarını izleyebiliyor" ifadelerini kullandı. "Entegre edilebilir glukometre probu" cihazını geliştiren ekipte Doç. Dr. Dilek Büyükkaya Besen, Araştırma Görevlisi Merve Dervişoğlu ve uzman hemşire Merve Günbaş'ın yanı sıra Bakırçay Üniversitesi Bilgisayar Donanımı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Orhan Er ile İzmir Ekonomi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Yalın Kılıç da görev aldı.

Türk bilim insanlarının kutup bölgesindeki araştırmaları sürüyor Haber

Türk bilim insanlarının kutup bölgesindeki araştırmaları sürüyor

YÖK'ten yapılan yazılı açıklamada, Dokuz Eylül Üniversitesi , İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin ODTÜ yanı sıra Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanlığı, TÜBİTAK ile Bulgaristan, İtalya ve Şili kutup araştırmacılarının yer aldığı sefer ekibinin, küresel iklim değişikliğinin sonuçlarına yönelik birçok araştırma gerçekleştirdiği belirtildi. Söz konusu seferle üniversitelerde yapılan bilimsel çalışmalara kaynak oluşturulduğu kaydedildi. "200'ün üzerinde bilimsel çıktı elde ettik" Sefer koordinatörü Prof. Dr. Burcu Özsoy, `Her yıl düzenlenen seferler ile her iki kutup bölgesinde de uzun zaman dilimlerine yayılan bilimsel veri setleri elde ediyoruz. Bugüne kadar düzenlenen 8 Antarktik, 4 Arktik bilim seferinden 200'ün üzerinde bilimsel çıktı elde ettik. Verilerin üniversitelerimiz ve araştırma kurumlarımızdaki analizleri ve değerlendirmeleri sonrasında birçok bilimsel yayın çıkmasını bekliyoruz` dedi. "İklim değişikliğinin etkilerini gözlemlemeyi hedefliyoruz" Arktik Bölge'deki denizel biyoçeşitliliği çevresel DNA kullanarak araştırmak için örnekler toplayan ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsünden Bilge Durgut, bu çalışmada, Arktik Okyanusu'nda farklı bölgelerden, çevresel deney elde edebilmek için su örnekleri topladıklarını ve bunları süzerek DNA izolasyonları yaptıklarını ifade etti. Durgut, `Çalışmamızın sonraki aşamasında tespit edilen canlı türlerinin çevresel parametrelerle nasıl değiştiğini tespit edeceğiz. Arktik Bölge için de bu, güneydeki türlerin daha kuzeye göç etmesine ve kuzeydeki türlerin de azalmasıyla sonuçlanıyor. Arktik Bölge'de bu canlıları ve yoğunluklarını tespit ederek iklim değişikliğinin etkilerini gözlemlemeyi hedefliyoruz` ifadelerini kullandı. İTÜ tarafından yürütülen proje kapsamında Svalbard Takım Adaları etrafından 50'yi aşkın noktadan örnek toplayan Nursu Aylin Kasa da `Katıldığımız sefer bir deniz seferi olduğu için birçok zorluğu olan bir seferdi ama bakıldığında Türk bilim camiası için, özellikle Türk kadınlarının bilimde ulaştığı noktaları bizlere gösterebilmek için çok anlamlıydı` değerlendirmesinde bulundu."Önemli bir farkındalık oluştu" KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesinde görev yapan ve sefere liderlik eden Prof. Dr. Ersan Başar, iki proje kapsamında çalışmalar yürüttüğünü belirtti. Bunlardan ilkinin Arktik Bölge'de sızan ve dökülen petrol kaynaklı hidrokarbon kirliliğinin tespiti yönünde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Başar, diğerinin ise bölgedeki deniz ortamında biyolojik üretkenliğin belirlenmesi üzerine olduğunu kaydetti. Bölgeden aldıkları örnekleri üniversite laboratuvarlarına getirerek analizlerini yaptıklarını aktaran Prof. Dr. Başar, `Plankton verimliliğinin belirlenmesi üzerine çalışıyoruz. Analizler bittikten sonra yazım işlemleri gerçekleştirilecek. Bu projeler kapsamında üniversitemizde kutup çalışmaları konusunda gerek öğrenciler gerekse akademisyenler açısından önemli bir farkındalık oluştu` dedi. "Kozmetik sektörlerindeki uygulanabilirliğini araştıracağız" Buzullardan izole edilen mikroorganizmaların pigment üretim potansiyellerinin incelenmesini ve bunların kullanım olanaklarını araştıran İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi projeleri adına sefere katılan Gülden Açıl ise bu amaçla alınan numuneleri üniversite laboratuvarında muhafaza ettiklerini söyledi. İlk olarak mikroorganizmaları deniz buzlarından izole ederek tür belirleme yapacaklarını belirten Açıl, "Ardından bunların en uygun büyüme koşullarının sağlanması ve son aşamada gıda, tekstil ve kozmetik sektörlerindeki uygulanabilirliğini araştıracağız. Alınan deniz buzu örnekleri, bu alanda çalışma yapmak isteyen yüksek lisans ve doktora öğrencileri için de önemli bir kaynak oluşturuyor" dedi.

Gök taşlarının yörüngesi, nükleer patlamayla değiştirilebilir Haber

Gök taşlarının yörüngesi, nükleer patlamayla değiştirilebilir

İngiliz The Guardian gazetesinin haberine göre, ABD'li fizikçiler, bilim kurgu filmlerinde işlenen senaryoya benzer bir deneyde, çok büyük bir radyasyon darbesinin gök taşının bir tarafını buharlaştıracağını ve rotasından çıkarabileceğini göstermeyi başardı. ABD hükümetine ait bir tesiste, nükleer envanterin emniyetini ve güvenliğini sağlamakla görevli Dr. Nathan Moore liderliğindeki Sandia Ulusal Laboratuvarları fizikçileri, "nükleer destekli gezegen savunmasının" ilk kapsamlı denemesinde, bir nükleer patlamanın Dünya'yı olası asteroit felaketinden kurtarabileceğini gösterdi. - Gök taşı yakınlarında nükleer patlamanın etkilerini araştıran bir deney yapıldı Moore ve ekibi, nükleer patlamanın oluşturduğu ısının, asteroitin yüzeyindeki sıcaklığı on binlerce dereceye çıkararak asteroiti rotasının dışına itebilecek kapasitede, gittikçe genişleyen bir gaz topu üreteceği varsayımıyla bir deney planladı. Deneyde, 20 mikrosaniye süreyle çok küçük ölçekteki yapay bir asteroitin parçaları, nükleer patlamalarda salınanlara benzer yoğun X-ışını darbelerine maruz bırakıldı. Darbeler malzemeyi yerinde tutan destekleri yok ettikten sonra hedef yüzeyini hızla buharlaştırarak gittikçe genişleyen bir gaz oluşturdu. Yapay asteroit parçalarının yaklaşık 320 kilometre saat hızla uçmaya başladığı görüldü. Deney sonucunda araştırmacılar, yeterli büyüklükteki bir patlamanın oluşturduğu radyasyonun asteroiti yörüngesinden çıkarabileceğini kanıtladı. Nature Physics dergisinde yayımlanan araştırmanın başyazarı, Dr. Nathan Moore, "Buharlaşan malzeme bir tarafa doğru püskürerek asteroiti ters yöne itiyor. Bu da asteroiti rokete dönüştürmek gibi bir şey." dedi. - Gök taşı yakınlarındaki patlama yüzeye açılacak delik içindekinden daha etkili Araştırmada, bu yöntemin "Armageddon" bilim kurgu filmine benzer şekilde asteroite delik açarak içerden parçalarına ayırmak veya doğrudan roketle vurmaktan daha etkili olduğu vurgulandı. Nükleer patlama yönteminin 4 kilometreye kadar büyüklükteki, Dünya'ya çarpmasına nispeten kısa süre kalmış asteroitler için etkili olabileceği belirtildi. Daha büyük asteroitler için de yeterli vakit olduğu takdirde bu yönteme başvurulmasının mümkün olduğu kaydedilen araştırmada, çarpmasına kısa süre kalmış gök taşları için bu yaklaşımın tek seçenek olabileceğine işaret edildi. Öte yandan bazı bilim insanları, yeterli zaman olduğu takdirde, tehdit oluşturan gök taşlarını saptırmada nükleer seçenekten çok bir veya birden fazla kinetik çarpma yolunun seçilmesini tercih ediyor. - NASA Eylül 2022'de kinetik vuruşla gerçek bir gök taşını saptırmıştı ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), Çifte Asteroit Yeniden Yönlendirme Testi (DART) adlı programda, 26 Eylül 2022'de, Dünya'ya yaklaşık 11 milyon kilometre uzaklıktaki "Dimorphos" adlı asteroite DART uzay aracını çarptırarak yönünü değiştirmeyi başarmıştı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.