TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Araştırma

haberingundemi.com.tr - Araştırma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Araştırma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Uranüs'te yaşamı destekleyebilecek okyanuslar olabilir Haber

Uranüs'te yaşamı destekleyebilecek okyanuslar olabilir

BBC'nin haberine göre, araştırmacılar, Nasa'nın Voyager 2 uzay aracı tarafından 1986'da toplanan verileri yeniden inceledi. Yeni değerlendirmede, Voyager'ın veri topladığı sırada güçlü güneş fırtınası olması nedeniyle manyetik alanın geçici olarak bozulmuş olabileceği, bunun da Uranüs sisteminin gerçekte nasıl bir yer olduğu konusunda yanıltıcı tespitler yapılmasına yol açtığı üzerinde duruldu. Bir gezegenin manyetik alanı, gezegenden ve uydularından çıkan ve okyanuslarla jeolojik faaliyetlere işaret eden gazları ve diğer maddeleri hapsederken Voyager 2 verilerinde manyetik alan görülmemiş ve bu da Uranüs'te yaşam olmadığı görüşlerine yol açmıştı. Bu kapsamda yeni analizde, Uranüs sisteminde okyanusların kanıtını sağlayan gazlar tespit edilirken bilim insanları bunun gezegende yaşam ihtimaline işaret ettiğini ileri sürdü. University College London'dan Dr. William Dunn, yaptığı değerlendirmede, "Bu sonuçlar Uranüs sisteminin daha önce düşünülenden çok daha heyecan verici olabileceğini gösteriyor. Orada yaşam için gerekli koşullara sahip olabilecek uydular olabilir, yüzeyin altında balıklarla dolu okyanuslar olabilir" ifadelerini kullandı. Voyager 2'nin Uranüs ve uydularının yanından en son geçmesinin üzerinden yaklaşık 40 yıl geçerken Nasa, 10 yıl içinde daha yakından bakmak üzere Uranüs'e yeni bir keşif misyonu başlatmayı planlıyor. Uranüs, ortalama eksi 224 santigrat derece sıcaklıkla Güneş sistemindeki en soğuk gezegen olarak biliniyor.

Kan grubunuz, erken felç riskinizi etkiliyor Haber

Kan grubunuz, erken felç riskinizi etkiliyor

Kan grupları, kırmızı kan hücrelerinin yüzeyinde bulunan kimyasal çeşitliliği tanımlar. A ve B olarak bilinen bu gruplar, AB olarak birlikte, A ya da B olarak tek başına ya da hiç bulunmayarak O grubu şeklinde sınıflandırılmaktadır. 2022 yılında yapılan bir çalışmada, genom araştırmacıları A1 alt grubuna ait gen ile erken yaşta felç geçirme riski arasında net bir ilişki keşfetti. Bu çalışma, yaklaşık 17 bin felç vakası ve 600 bine yakın felç geçirmemiş kişiyi kapsayan 48 genetik çalışmanın verilerini analiz etti. Çalışmadaki katılımcıların yaş aralığı ise 18 ile 59 arasındaydı. O grubu gen varyasyonuna sahip kişilerde risk yüzde 12 daha düşük Çalışmanın sonuçlarına göre, A grubuna ait genetik varyasyonu taşıyan kişilerin 60 yaşından önce felç geçirme riski, diğer kan gruplarına sahip kişilere kıyasla yüzde 16 daha yüksek. Öte yandan, O grubu gen varyasyonuna sahip kişilerde ise bu risk yüzde 12 daha düşük. Araştırmanın baş yazarı ve vasküler nörolog Steven Kittner, "A kan grubunun neden daha yüksek bir risk sunduğunu henüz bilmiyoruz" diyerek, bu durumun kan pıhtılaşma faktörleri, kan damarlarını kaplayan hücreler ve dolaşımdaki proteinlerle ilgili olabileceğini belirtti. Her yıl ABD'de yaklaşık 800 bin kişi felç geçiriyor ve bu vakaların çoğu 65 yaş üstünde görülüyor. Felç riski, 55 yaşından sonra her on yılda bir iki katına çıkıyor. Çalışmanın bulguları, özellikle genç yaşta görülen felçlerin, ileri yaşta meydana gelen felçlerden farklı mekanizmalarla ortaya çıkabileceğini de ortaya koyuyor. Genç bireylerdeki felç vakalarının, arterlerde yağ birikiminden ziyade pıhtı oluşumu ile ilgili olduğu düşünülüyor. Bu çalışma, A kan grubuna sahip kişilerin, özellikle genç yaşlarda, felç riskini göz ardı etmemesi gerektiğini bir kez daha gösteriyor. KAYNAKSciencealert, Neurology

Dünyada 55 milyondan fazla kişi Alzheimer hastalığıyla mücadele ediyor Haber

Dünyada 55 milyondan fazla kişi Alzheimer hastalığıyla mücadele ediyor

 Dünya genelinde yaşlı nüfus oranı artarken 55 milyondan fazla kişi ise buna bağlı gelişen Alzheimer hastalığıyla mücadele ediyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, her yıl yaklaşık 10 milyon kişide Alzheimer görülmesi nedeniyle 2050’de hasta sayısının 139 milyonu bulması öngörülüyor. Dünyada her 3,2 saniyede bir kişi Alzheimer'a yakalanırken bu hastalık hakkında farkındalık oluşturmak ve bununla mücadele edenlere destek olmak amacıyla her yıl 21 Eylül "Dünya Alzheimer Günü" etkinlikleri düzenleniyor. AA muhabiri, "7. önde gelen ölüm nedeni" olarak gösterilen bunama (demans) hastalığının en yaygın türü olan Alzheimer hakkındaki verileri derledi. Beyin hücrelerinin zamanla ölümüne bağlı olarak hafıza kaybı, bunama ve genel anlamda bilişsel fonksiyonların azalması şeklinde gelişen tıbbi bir durum olan Alzheimer nedeniyle her yıl dünya genelinde binlerce kişi hayatını kaybediyor. İlk kez 1906’da Alman psikiyatrist ve patolojist Alois Alzheimer tarafından tanımlanan ve 65 yaş üstü kişilerde beyin dokularında ağır hasara neden olduğu tespit edilen Alzheimer, "21. yüzyılın kabusu" olarak görülüyor. Hastalık, günlük aktivitelerde azalma ve bilişsel yeteneklerde bozulma ile nitelenen nöropsikiyatrik semptomların ve davranış değişikliklerinin eşlik ettiği nörodejeneratif bir hastalık olarak tanımlanıyor ve bilinen kesin bir tedavi yöntemi bulunmuyor. Uzmanlar, Alzheimer hastalığının görülme sıklığının 65 yaşından sonra her 5 yılda bir 2 kat arttığına işaret ediyor. - Alzheimer'a yakalananların yüzde 60’tan fazlası düşük ve orta gelirli ülkelerde Alzheimer hastası sayısına her yıl 10 milyon yeni vaka eklenirken Alzheimer'a yakalananların yüzde 60’tan fazlası ise düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşıyor. Alzheimer hastalığının şu anda 1,3 trilyon ABD dolarının üzerinde olan yıllık küresel maliyetinin, 2030’a kadar 2,8 trilyon ABD dolarına yükselebileceği tahmin ediliyor. Buna göre, 2030’da Alzheimer hastalığının yıllık küresel maliyetinin dünyanın en büyük 8. ekonomisi olan İtalya’nın şu anki yıllık gayrisafi yurt içi hasılasını (GSYİH) geride bırakacağı öngörülüyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'de ise yaklaşık 700 bin Alzheimer hastası bulunuyor. - Alzheimer hastalığı, demansın bir türü Alzheimer hastalığı, beyin hücrelerinin zamanla ölümüne bağlı olarak hafıza kaybı, bunama ve genel anlamda bilişsel fonksiyonların azalması olarak biliniyor. "Demans türü" olarak nitelendirilen Alzheimer, daha çok ilerleyen yaşlarda yaygın görülüyor. Alzheimer's Disease International (AZI) tarafından hazırlanan 2021 raporunda, dünya genelinde demans hastalarının yüzde 75'inin teşhis edilmediği tahmin ediliyor. Farkındalık eksikliği teşhis açısından önemli engel olarak gösterilirken, bazı düşük ve orta gelirli ülkelerde teşhis edilmeme oranı yüzde 90'a kadar çıkabiliyor. Uzmanlar, hipertansiyon, diyabet, obezite, sigara ve alkol tüketimi ile depresyonun Alzheimer riskini artırdığı uyarısında bulunuyor. - Tedavi ve bakım Demansı iyileştirmek veya ilerleyen seyrini değiştirmek için halihazırda mevcut bir tedavi yöntemi bulunmuyor. Bunun yanı sıra klinik deneylerin çeşitli aşamalarında çok sayıda yeni tedavi araştırılıyor. Araştırmalar, insanların düzenli egzersiz yaparak, sigara ve alkol kullanımından kaçınarak, kilolarını kontrol ederek, sağlıklı beslenerek, tansiyon, kolesterol ve kan şekeri seviyelerini koruyarak bunama riskini azaltabileceklerini ortaya koyuyor.

Süper bakteriler geliyor…  39 MİLYON KİŞİ ÖLEBİLİR Haber

Süper bakteriler geliyor… 39 MİLYON KİŞİ ÖLEBİLİR

Antimikrobiyal direnç (AMR), bakterilerin zamanla evrilerek mevcut antibiyotiklere karşı direnç kazandığı bir durum.  Yaşlıları hedef alıyor. Bu direnç, enfeksiyonların tedavi edilmesini zorlaştırıyor ve milyonlarca insanın hayatını tehdit ediyor.  Lancet dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, 2021 yılında bu dirence bağlı 1,14 milyon kişi hayatını kaybetti. Ancak bu rakamın 2050'de 1,91 milyona çıkması öngörülüyor.  Araştırma, küçük çocuklar arasında enfeksiyon kaynaklı ölümlerin azalmasında aşılamanın ve hijyen şartlarının iyileşmesinin önemli bir rol oynadığını vurguluyor.  Ancak yaşlı nüfus için aynı durum geçerli değil. 2021'de 70 yaş üstü bireyler arasında AMR'ye bağlı ölüm oranları yüzde 80 artmış durumda ve bu oranın 2050'ye kadar yüzde 146 artarak 1,3 milyona ulaşması bekleniyor.  Washington Üniversitesi'nden Dr. Mohsen Naghavi, antimikrobiyal ilaçların modern tıbbın temel taşlarından biri olduğunu belirterek, bu ilaçlara olan direncin giderek artmasının büyük bir endişe kaynağı olduğunu söyledi.  "Bu bulgular, AMR'nin küresel bir sağlık tehdidi olduğunu ve büyüdüğünü gösteriyor" diyen Dr. Naghavi, dünya liderlerinin bu konuda daha fazla önlem alması gerektiğini vurguladı.  Araştırmacılar, enfeksiyonların daha iyi önlenmesi, sağlık hizmetlerine erişimin artırılması ve yeni antibiyotiklerin geliştirilmesiyle milyonlarca ölümün engellenebileceğini belirtti.  Bu kapsamda, Birleşmiş Milletler'in Eylül ayında düzenleyeceği genel kurulda antimikrobiyal dirence karşı küresel bir eylem planı üzerinde görüşmeler yapılacak.  Kampanyacılar, bu görüşmelerden AMR'ye bağlı ölümleri 2030'a kadar azaltmayı hedefleyen bir karar çıkmasını bekliyor.  Araştırma, gelecekte en fazla ölümün Güney Asya ülkeleri olan Hindistan, Pakistan ve Bangladeş ile Sahra Altı Afrika'da yaşanacağını öngörüyor.  Bu bölgeler, AMR'nin en hızlı yayıldığı yerler arasında yer alıyor. Uzmanlar, bu bölgelerde enfeksiyon yönetiminin iyileştirilmesi ve antibiyotiklere erişimin artırılmasının büyük fayda sağlayacağını belirtiyor.  Araştırma ekibinden Dr. Tomislav Mestroviç, yaşlanan nüfusun enfeksiyonlara karşı daha savunmasız olduğunu ve hastane enfeksiyonlarına bağlı AMR vakalarının hızla arttığını ifade etti.  Mestroviç, "Yaşlı bireylerde, bağışıklık sistemi zayıfladığı için aşıların etkisi de azalıyor ve bu kişiler antibiyotiklere daha sık yanıt veremiyor" dedi.  Antibiyotiklere karşı direnç kazanan bakterilerin yayılması, modern tıbbın en büyük meydan okumalarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Uzmanlar, bu küresel sağlık krizine karşı daha güçlü bir uluslararası iş birliğinin şart olduğunu belirtiyor.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.