SON DAKİKA
Hava Durumu

#Ak Parti

haberingundemi.com.tr - Ak Parti haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ak Parti haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin MYK toplantısına ilişkin açıklamada bulundu: Haber

AK Parti Sözcüsü Çelik, partisinin MYK toplantısına ilişkin açıklamada bulundu:

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Türkiye'yi, lafzıyla, ruhuyla halen darbe süreçlerini taşıyan bu anayasadan kurtarmak gerektiği açıktır. Sivil anayasanın yapılması bugün siyaset yapan, yönetici, akademisyen olan, herhangi bir görevde olan herkesin gelecek nesillere borcudur." dedi. Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Ömer Çelik, Almanya'da çıkan yangında hayatını kaybeden Türk vatandaşlarına Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diledi. MYK toplantısında, Teşkilat Başkanlığı, Tanıtım ve Medya Başkanlığı ile AR-GE Başkanlığının sunum yaptığını aktaran Çelik, birimlerin kongre sürecinde yapacakları çalışmalara ilişkin kurula bilgi verdiğini söyledi. - 12 Eylül darbesi AK Parti Sözcüsü Çelik, 12 Eylül faşist darbesinin 44. yıl dönümünü geride bıraktıklarını, bugün de söz konusu darbenin Türkiye'ye verdiği zararları konuşmaya devam ettiklerini dile getirdi. Üzerinden zaman geçtikçe, bu darbenin aslında Türkiye'nin milli egemenliğini çalmaya ve milli iradeyi gasp etmeye dönük dış kaynaklı bir proje olduğunun net bir şekilde görüldüğü değerlendirmesinde bulunan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bütün darbeler, 'huzuru sağlamak için anayasal düzeni korumak için' bahanesiyle ortaya çıkarlar ama her zaman sorulan soru şudur; darbelerden bir gün önce var olan huzursuzluk darbeden bir gün sonra aynı güçler iş başındayken nasıl giderilememiştir? Dolayısıyla bu darbelerin aslında herhangi bir şekilde huzuru sağlamak ya da anayasal düzeni korumakla ilgili değil, belli bir siyasi projeyi hayata geçirmek, bir siyasi maksada ulaşmak üzere planlandığı ve icra edildiği çok açıktır. Burada darbeyi yapanların dış çevreler tarafından 'bizim çocuklar' ya da 'bizim oyuncaklar' diye anılması her zaman için bunun sembolü olmuştur." - "Net bir şekilde, sivil bir anayasaya Türkiye'nin ihtiyacı vardır" Ömer Çelik, 12 Eylül darbesinin en büyük zararlarından birinin yapılan anayasayla Türkiye'de sivil siyasetin ve demokrasinin gasp edilmesi olduğunu ifade etti. Darbe anayasasından Türkiye'nin kurtulması gerektiğini vurgulayan Çelik, şunları söyledi: "Net bir şekilde, sivil bir anayasaya Türkiye'nin ihtiyacı vardır. 19 kez defa değiştirildi... Tabiri caizse yamalı bir bohçaya döndü. Gelinen nokta gösteriyor ki kendi içinde bütünlüğü olan entegre ve sivil bir gözle yapılmış, milli iradeyi, anayasal düzeni, özgürlükleri korumak, temel hak ve hürriyetleri geliştirmek, Türkiye'yi önümüzdeki yüzyıla, Türkiye Yüzyılı'na hazırlayacak sadelikte ve dinamizmde bir sivil anayasa ihtiyaçtan öte bir zorunluluktur. En önemlisi de bunun gelecek nesillere bir borcumuz olmasıdır." Çelik, demokrasi konusundaki samimiyetlerden birinin anayasa sürecine destek vermekle ilgili olduğunu dile getirdi. Bütün kesimlerin bu anayasanın değişmesi gerektiğini net bir şekilde ifade ettiğini belirten Çelik, "Çeşitli zamanlarda bu süreçlerin içinde bulunduk ama sistemi kilitleyen birtakım tutumların, aslında çeşitli yerlerde taktik manevralar gibi öne sürülerek stratejik düzeyde anayasa değişimini engellemek üzere işlevselleştirildiğini gördük. Türkiye'yi, lafzıyla ruhuyla halen darbe süreçlerini taşıyan bu anayasadan kurtarmak gerektiği açıktır. Sivil anayasanın yapılması, bugün siyaset yapan, yönetici, akademisyen olan, herhangi bir görevde olan herkesin gelecek nesillere borcudur." diye konuştu. - "Siyasi temsil, toplumsal taleplerden koparsa, demokratik siyaset kolonlarını kaybeder" Çelik, Teşkilat Başkanlığı tarafından düzenlenen Türkiye Buluşmaları'nın devam ettiğini söyledi. Parti yetkili kurullarının, milletvekillerinin sahaya indiğini ve vatandaşla bir araya geldiğini aktaran Çelik, şunları kaydetti: "Teşkilatlarımızın çalışmaları, Türkiye'de inşa edilen siyasetin ana taşıyıcısıdır. Teşkilatlarımızın yaptığı çalışmalar, hem Türkiye'nin müreffeh geleceğine hem demokrasisine hem de Cumhuriyet'imizin Türkiye Yüzyılı'na taşınmasına dönük en önemli katkıyı sağlamaktadır. Siyaset yukarıdan aşağıya, devletten millete yapılan bir şey değildir. Milletten devlete yapılan bir süreçtir. Bu sebeple de esas olan gerçek sivil siyaset, toplumsal taleplerin siyasete yansıtılmasıyla, siyasi temsile dönüştürülmesiyle olur. Siyasi temsil, toplumsal taleplerden koparsa, demokratik siyaset kolonlarını kaybeder. Demokratik siyasetin kolonlarını kestiğinizde de siyaset demokratik olmaktan, millet için yapılan bir faaliyet olmaktan çıkar, profesyonel bir faaliyet haline gelir ve gerçek işlevini kaybeder. Bürokratik düzeyde, devlet yönetimi düzeyinde alınmış kararların vatandaşa yansıtılması değil, vatandaşın, milli iradenin taleplerinin, siyasete, devlete yansıtılması demokratik siyasetin ana mekanizmasıdır." Ömer Çelik, siyasetin yegane sicil amirinin vatandaş olduğunu, siyasi faaliyetleri yürütürken esas olarak vatandaşa baktıklarını, Türkiye Buluşmaları'nın da bu anlamda son derece verimli olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "AK Parti bu ülkenin geleceğidir" Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "AK Parti bu ülkenin geleceğidir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan: "8. Büyük Kongre maratonumuzu yeni bir şahlanışın, dirilişin, Türkiye'nin gelecek asrına mührümüzü vuracağımız atılımın vesilesine dönüştürmek arzusundayız" Cumhurbaşkanı Erdoğan:"Muhalefetin, özellikle bölücü örgütün siyasi uzantılarının tahrik ve kutuplaştırıcı diline, milletin sinir uçlarıyla oynayan provokatif diline prim vermeyin" Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti olarak, Cumhur İttifakı olarak tam bir kenetlenme içinde, tam bir dayanışma içinde aydınlık yarınlara beraber yürüyeceğiz." dedi. Erdoğan, AK Parti Konferans Salonu'nda düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, AK Parti davasına gönül veren tüm vatandaşlara, teşkilatların her bir mensubuna selam ve hürmetlerini gönderdi. 81 vilayette, 922 ilçenin her birinde, beldelerden en ücra köylere kadar vatan topraklarının her karışında AK Parti sancağını gururla dalgalandıran tüm dava arkadaşlarıyla iftihar ettiklerini dile getiren Erdoğan, "Rabb'im hepsinden razı olsun, muhabbetimizi daim eylesin diyorum. Yapacağımız istişarelerin ülkemiz, milletimiz ve şehirlerimiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum." diye konuştu. - AK Parti'nin 23. yaşı Cumhurbaşkanı Erdoğan, partinin 23. yaşını 14 Ağustos'ta muhteşem coşkuyla kutladıklarını hatırlattı. "Kökü mazide gözü atide" bir dava hareketi olan AK Parti'nin bayrağını, şanla, şerefle taşımış ve taşıyan her bir yol arkadaşına şükranlarını sunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ahirete irtihal etmiş tüm kardeşlerimizi rahmetle, minnetle yad ediyorum. Millete hizmet mücadelesinin emektarlarını hiçbir zaman unutmayacak, partimize ve ülkemize katkılarını daima şükranla hatırlayacağız. Bundan 23 sene önce hangi heyecanla yola revan olduysak, bugün de aynı sevdayla aziz milletimize hizmet ediyoruz. Hiçbir ayrım yapmadan 85 milyonun hizmetkarıyız. Kimseyi ötekileştirmeden, her bir vatandaşımızı samimiyetle kucaklıyoruz. Tam 23 yıldır 'ayrımız, gayrımız yok, biz beraberiz, kardeşiz' diyoruz. 23 yıl boyunca nelerle karşılaştığımızı, nelerle uğraştığımızı sizler çok çok iyi biliyorsunuz." - "23 yıl içindeki tüm saldırılara göğsümüzü siper ettik" Erdoğan, bugüne kadar nice operasyonların ve vesayet teşebbüslerinin hedefi olduklarını anımsattı. Terör eylemlerinden darbeye, sokak olaylarından medya kampanyalarına kadar nice badirelerle karşılaştıklarına dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: "Partimizin içine nifak tohumları ekilmek istendi. Bizi çalıştırmamak, bizi yavaşlatmak için önümüze nice engeller konuldu. İçeriden, dışarıdan, ulusal ve uluslararası basından, kendini ülkenin sahibi gören elitlerden, yıllardır milletin kaynakları üzerinden büyüyen belli sermaye çevrelerinden, istihbarat örgütlerinden nice saldırılar geldi. Milletimizi birbirine düşürmek, sokaklarımızı karıştırmak, böylece vesayete uygun ortam hazırlamak için her yolu denediler, her oyuna başvurdular. Allah'a hamdolsun, 23 yıl içindeki tüm bu saldırılara göğsümüzü siper ettik, içeriden veya dışarıdan gelen tüm bu saldırıları püskürttük, aziz milletimizin yardımıyla kurulan tuzakları sahiplerinin başlarına geçirdik." Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir avuç seçkinin, kendini halktan üstün gören bir avuç kibir abidesinin, millete efendilik taslamasına izin vermediklerini vurguladı. - "Ülkemizi 23 sene öncesiyle kıyas dahi edilemeyecek seviyelere taşıdık" Sıkıntılarla karşılaştıklarını ama en zor günlerde dahi yeise, ümitsizliğe, karamsarlığa kapılmadıklarını anlatan Erdoğan, şunları söyledi: "'İman varsa imkan da vardır' dedik. Her zaman, 'Allah bize yeter, millet bize yeter' dedik. Sırtımızı önce Hakk'a, sonra halka dayadık ve hak bildiğimiz yolda bugüne kadar alnımız ak, başımız dik bir şekilde yürüdük. Üstadın o veciz ifadesiyle 'Akrebin kıskacında yoğrularak' bugünlere geldik. Şunu burada büyük bir gururla ifade etmek isterim. 23 yılda Türkiye'ye tarihinin en büyük kalkınma ve demokrasi atılımlarını yaşatan AK Parti'dir, AK kadrolardır. Ekonomide, ihracatta, sağlıkta, ulaşımda, savunma sanayiinde ve diğer alanlarda ülkemizi 23 sene öncesiyle kıyas dahi edilemeyecek seviyelere biz taşıdık. 81 ilimizin tamamında eserlerimiz var. Her ilçemizde milletimizin 'Allah yapandan razı olsun' dediği nice yatırımlarımız var. Her köyde, her mahallede, 783 bin kilometrekarelik vatan toprağının her karışında insanımızın hayatına dokunan sayısız hizmetlerimiz var." Şairin, "Bu sevda mayası birliğimizin, bu sevda kaynağı dirliğimizin, ay yıldız altında milletimizin Türkiye'si, yurdu, sılası vardır. Hak bildiği yoldan dönmez bu sevda, bayraktır göklerden inmez bu sevda, kıyamete kadar dinmez bu sevda, gönülden gönüle dolası vardır." dizelerini okuyan Erdoğan, şu ifadeleri kullandı: "Evet, 23 yıllık bu sevda sizin, bizim, hepimizin sevdasıdır. Bu sevda, 85 milyonu kucaklayan engin bir sevdadır. Bu sevda, büyük ve güçlü Türkiye sevdasıdır. Bu sevda, Türkiye Yüzyılı'nı inşa etme sevdasıdır. Rabb'ime, bizleri bu sevdaya meftun eylediği için sonsuz hamd ediyorum. Daha nice seneler boyunca kutlu bir emanet gibi bu sevdayı yüreğimizde taşımaya devam edeceğiz. AK Parti olarak, Cumhur İttifakı olarak tam bir kenetlenme içinde, tam bir dayanışma içinde aydınlık yarınlara beraber yürüyeceğiz. Sizlerin şahsında tüm arkadaşlarıma, teşkilatımın her bir mensubuna, bu sevdaya gönül verdikleri için en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum." - "Milletimizin her şikayetinin, serzenişinin, başımızın üstünde yeri vardır" Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ülke ve bu milletle kader ortaklığı yapmış Türkiye sevdalısı bir kadro olduklarını belirtti. 23 yıldır olduğu gibi bugün de ülkeye hizmet etmenin, eser üretmenin, milletin yükünü hafifletmenin derdinde olduklarına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti: "Vatandaşımızın çektiği hiçbir sıkıntıya gözlerimizi kapatmıyoruz. İşçimizin, emeklimizin, çiftçimizin hayat pahalılığı sebebiyle karşılaştığı zorlukların tamamının farkındayız. Milletin derdi, bizim derdimizdir. Milletimizin sıkıntısı, bizim sıkıntımızdır. Milletimizin her şikayetinin, her serzenişinin, başımızın üstünde yeri vardır. Biz dertliyiz ya, biz dertliyiz. Bizim bu millete aşkımız var. Bu aşkımız bizi hep dertli yapıyor ve dertli olarak da bu yollarda yürüyoruz."

Van'da "Sesler ve Yüzler" filminin gösterimi yapıldı Haber

Van'da "Sesler ve Yüzler" filminin gösterimi yapıldı

Dağa kaçırılan çocukları için eski HDP il binası önünde oturma eylemi yapan Diyarbakır annelerini konu alan filmin gösterimi, Van Valiliği ev sahipliğinde Uygulama Oteli konferans salonunda gerçekleştirildi. Gösterimin ardından filmin yapımcısı ve AK Parti MKYK üyesi Orhan Miroğlu, katılımcılarla söyleşi yaptı. Toplumun yaşadığı çeşitli evreleri ve acıları anlatmanın en iyi yollarından birinin de sinema olduğunu ifade eden Miroğlu, "Hikayeler üzerinden milletlerin, devletlerin hatta insanların bir muhasebe yapması çok gerekli. Önemli bir kısmı coğrafyamızda yaşanan, çok geniş bir yaşamı etkileyen bu acıları anlatmaya, dile getirmeye çalıştım." dedi. Toplumun mağdur aileleri konuşması gerektiğini belirten Miroğlu, şöyle devam etti: "Toplum, şehit ailelerimize gösterdiği ilgiyi, anlamaya, yardıma yönelik takındığı tutumu buradan da esirgememeli. Hayatımdaki en büyük amaçlarımdan birisi de bu. Toplumun çeşitli kesimlerinden yara almış, yüreği yanmış ve acı içinde olan insanların bir araya gelip bu meseleye akılla, vicdanla bakabilmeleri. Bu belgesel belki fark etmemizi sağlayabilir. Bu toplumsal buluşmayı sağlamanın, Türkiye açısından, Türkiye'nin demokrasisi, geleceği, kardeşliğimiz, birliğimiz, güvenliğimiz için ne kadar önemli olduğunu fark edebiliriz." Van Valisi Ozan Balcı ise filmin toplumun duyarlılığı konusunda önemli bir proje olduğunu söyledi. Balcı, "Evlatları bir şekilde dağa kaçırılmış annelerin acılarını anlatma açısından çok kıymetli bir proje olmuş. İnsanların dertleri, acıları dile getirilmiş. Toplumsal duyarlılık konusunda da büyük önem taşıyan bir proje. Emeği geçen herkesi canı gönülden tebrik ediyorum." dedi. Yönetmen Yasemin Çekiç de gösterime katılanlara teşekkür etti. Gösterime evlat nöbetinde yer alan anne ve babaların yanı sıra Tuşba Kaymakamı Musa Göktaş, İl Emniyet Müdürü Murat Mutlu, AK Parti Van İl Kadın Kolları Başkanı Havva Duran, kurum amirleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve davetliler katıldı.

ÇELİK: NEFRETİ HİMAYE CHP'YE YAKIŞMADI Haber

ÇELİK: NEFRETİ HİMAYE CHP'YE YAKIŞMADI

ÇELİK: NEFRETİ HİMAYE CHP'YE YAKIŞMADI AK Parti MKYK toplantısı sonrasında basın toplantısı düzenleyen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, şu ifadeleri kullandı:  Kongre süreci ile ilgili MKYK'mıza teşkilat başkanımız Erkan Bey tarafından kapsamlı bir sunum yapıldı. Bu takvimin Mart sonuna kadar yetiştirilmesi bekleniyor. Mart sonunda büyük kongre ile ilgili takvim netleşecek. 21 Eylül itibariyle delege seçimleri takvimi söz konusu olacak. 12 Ekim'de belde kongreleri olacak. İlçe kongreleri de 12'de olacak. 93 kadar sürmesi söz konusu. 28 Aralık'ta il kongreleri başlayacak. Mart sonuna kadar yetişmesi ve büyük kongre gerçekleşecek. Takvimde ileri doğru sarkmalar olabilir. Bu süreçte mekanik bir kongre süreci olarak değerlendirmiyoruz yeni ritme göre teşkilatlarımızın vatandaşlarımızla buluşması var. Orta vadeli program 5 Eylül'de açıklanacak. Ekonomi yönetimine dönük olarak bakan arkadaşlarımızın istifasının yalan olduğunu söylemek isterim. Spekülasyon amaçlı bunlar. Pozitif sonuçlardan rahatsız olanların kara propaganda faaliyetleri. Esas olan milletin taleplerini yerine getirmek. biz yolumuza devam ediyoruz.  Yeni dönemdeki siyasi faaliyetler ele alınacak. Eylül ayı içinde genel başkan yardımcılarımız, MKYK üyelerimiz vatandaşlarımızla buluşacak.  Diyarbakır anneleri 6. yılına girdi. Vicdan çağrısı yapan annelere bir kez daha sevgilerimizi iletiyoruz. Bu ülkede herkesin birinci sınıf vatandaş olduğu bilinci ile bu çocukların gelecek kurması arzumuzdur. Bu hakları savunduğunu söyleyenlerin yaptığı terör örgütlerin aparatı haline getirmeye çalışmaktır. Diyarbakır annelerinin eylemi, çocuklarını terörden kurtarmak isteyen annelerin eylemi olarak dünyanın en yüksek çağrılarından biri olmuştur.  Batılı insan hakları örgütlerinden destek verilmemiş olması dikkatle değerlendirilmeli. Çifte standart herkesin dikkatini çekmekte. Bugün demokrasiden yanayım diyenlerin somut bir sınavdır bu. Bu eyleme destek vermiyorsanız söylemleriniz de insan hakları ile hassasiyetleriniz de havada kalmaya mahkûm.  Zaferler ayında partilerinin kuruluş yıl dönümünü de kutladıklarını belirten Çelik, şöyle konuştu: Kabinemizin Ahlat'ta gerçekleşmesi tarihi bir mesaj olmuştur.  Biz milletimizin hafızasında yaralı bilinç yaratmaya çalışan tavrın karşısındayız. Uzun bir devlet geleneğine sahibiz. Göz bebeğimiz olan Türkiye Cumhuriyetimiz ile geleceğe yürüyoruz. İç bünyeyi sağlam tutmak önemli. Siyaseten birbirimizin rakibiyiz ama hasmı değiliz. Netanyahu hükümetinin saldırganlığında iç bünyenin sağlam tutulması önemli. Adlarımız farklı olabilir, aidiyetlerimiz farklı olabilir ama hepimizin soyadı Türkiye Cumhuriyeti'dir. Herhangi bir virüs üretmeye çalışanlara karşı bu hassasiyetimizi en üst seviyede tutacağız. Atatürkçülük yapmaya çalışıyorum deyip milletin değerlerine saldıranlar Atatürk'e karşı saldırıyorlar aslında. İlk cumhurbaşkanımız ve devletimizin kurucusu Atatürk'ten Erdoğan'a kadar büyük mücadeleler verilmiştir. Atatürk'e ve Erdoğan'a karşı tavırlar mahkum edilmesi gereken tavırlardır. Nefret söylemi unsurudur ve iç cepheyi dağıtmaya dönük hareketlerdir. Yöneticiler arasında rekabet olabilir ama onlara oy veren vatandaşlara hakaret etme hakkı yoktur. Hangi siyasi parti tabanındaki vatandaşımız olursa olsun tüm saldırılara karşıyız. Bize oy versin vermesin vatandaşın iradesi saygıdeğerdir.  Atatürk'e ve cumhurbaşkanımıza dönük bu çirkin dilin yanı sıra bunun topluma da yansıması oluyor. Başörtülülerine dönük uygulamalar nefret söylemlerinin neticesi olarak meydana geliyor. Parti tabanına ve cumhurbaşkanına hakaret eden kişinin protokolde ağırlanıp alkışlanması, hakaretin alkışlanmasıdır... Bir siyasi partiye yakışmayan şey budur. Kendi tabanlarına saldıranların da dolaylı olarak himayesini gerçekleştirmiştir. Bu hakaretleri eden kişinin CHP başkanı tarafından himaye edilmesi son derece yanlış durum olmuştur. Geçmişte CHP genel başkan yardımcılığı yapmış ve şimdi milletvekili olan birinin cumhurbaşkanımıza karşı çirkin dili karşısında verilmesi gereken tepki CHP'de disiplin mekanizmasının işletilmesidir. Siyasi eleştiri ile hakareti birbirine karıştırmamak gerekir. 

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.