TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Uygulamalarımız appstore googleplay
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Adalet Bakanı Yılmaz Tunç

haberingundemi.com.tr - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Balıkesir'deki patlamada 10 kişi gözaltına alındı Haber

Balıkesir'deki patlamada 10 kişi gözaltına alındı

Bakan Tunç, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Balıkesir'de sabah saatlerinde okul servisiyle tırın çarpışması sonucu yaralanan öğrencileri tedavi gördükleri Atatürk Şehir Hastanesi'nde ziyaret etti. Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Tunç, Karesi ilçesindeki mühimmat fabrikasında meydana gelen patlamada yaralananların da tedavisinin sürdüğünü anlattı. Yaralılara acil şifa, vefat edenlere Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı dileyen Tunç, "Patlamanın ardından devletimizin tüm kurumları, özellikle tahkikatlar bakımından harekete geçti. Hem idari hem adli yönden soruşturmalar başladı. Kazanın nedeniyle ilgili şu anda araştırma yapılıyor. Adli soruşturma kapsamında bir başsavcımız sürekli soruşturmanın başında. Bir başsavcı vekilimiz ve 4 savcımızla beraber soruşturmayı yürütüyorlar." diye konuştu. Bakan Tunç, kolluk güçleriyle delillerin toplanmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini, ifadelerin alındığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bilirkişi heyeti tayin edildi. Kimya, makine, iş güvenliği, jeofizik mühendisi, elektrik ve bomba imha uzmanlarından oluşan 7 kişilik bilirkişi, şu anda incelemelerini sürdürüyorlar ve bu incelemeler neticesinde bir rapor hazırlayacaklardır. Tabii ki adli soruşturma kapsamında, bu patlamanın nedeni ve buna neden olan kişi ya da kişiler varsa adli tahkikatın sonucunda bu elbette ki belli olacak. Bu kapsamda da şu anda 10 gözaltı söz konusu. Kazada, patlamada sorumluluğu tespit edilen 10 kişiyle ilgili gözaltı süreci, şu anda devam ediyor. Orada özellikle o kazanın meydana gelmesinde rolü olabilecek kişiler, düşünülen kişilerle ilgili olarak." Bilirkişi raporu ortaya çıktıktan sonra asıl kusurlu kişilerin belli olacağını vurgulayan Tunç, "Şu anda tedbiren, ifadeler doğrultusunda ve ilk tespitlere göre, sorumlu olduğu düşünülen, kazaya neden olduğu ve ihmali olduğu düşünülen kişilerle ilgili olarak, 10 kişinin gözaltına alındığını söyleyebiliriz. Soruşturma, tüm detaylarıyla, titizlikle devam ediyor. Elbette ki bu kazada sorumluluğu olanlar, adli tahkikat neticesinde belli olacak ve buna göre de yargı süreci devam edecektir." ifadesini kullandı. "Şu anda ifadeler alınmaya devam ediyor" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Balıkesir'in merkez Karesi ilçesinde dün 11 çalışanın hayatını kaybettiği, 7 kişinin yaralandığı mühimmat fabrikasındaki patlamaya ilişkin, "Kazanın bütün detayları incelenecek. İş yerinin önceki durumu, bundan sonraki çalışmaları, önceki kazanın sebebi neydi? Soruşturması nasıl neticelendi? Tüm bunlar elbette ki detaylı bir şekilde adliyemizin, cumhuriyet savcılarımızın inceleyeceği konular." dedi. Ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Tunç, bir gazetecinin dün patlama yaşanan mühimmat fabrikasında daha önce de bir patlama yaşandığına yönelik sorusunu cevapladı. Tunç, "Kazanın bütün detayları incelenecek. İş yerinin önceki durumu, bundan sonraki çalışmaları, önceki kazanın sebebi neydi? Soruşturması nasıl neticelendi? Tüm bunlar elbette ki detaylı bir şekilde adliyemizin, cumhuriyet savcılarımızın inceleyeceği konular." ifadesini kullandı. Hastane ziyaretinin öncesinde patlamada hayatını kaybedenlerin cenazesine katıldıklarına değinen Tunç, şöyle konuştu: "Hiç kimsenin şundan şüphesi olmasın, burada canlarımız gitti. Bakan arkadaşlarımız ve milletvekillerimizle beraber ikindide de yine cenaze namazlarında beraber olacağız. Vatandaşlarımıza başsağlığı dileklerimizi ileteceğiz. Gencecik insanlar gerçekten yüreğimiz dağlanıyor. Çok üzülüyoruz. Bundan sonra bu tür kazaların olmaması ve bu konuda caydırıcı önlemlerin alınması ve tedbirlerin alınmasıyla ilgili yapılması gereken neler varsa bunları yapmak gerekiyor." Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, dün Balıkesir'de mühimmat fabrikasında yaşanan patlama ve bugün okul servisinin karıştığı kazayla ilgili kararlılığının ve talimatlarının olduğunu aktardı. Bir başka gazetecinin, gözaltına alınanların kim olduğunu sorması üzerine Tunç, şunları kaydetti: "Şu anda ifadeler alınmaya devam ediyor. Cumhuriyet savcılarımızın özellikle bu iş yerinin oradaki sorumlularıyla alakalı olarak, orada çalışanlarla, iş güvenliği önlemlerini almakla, bölüm sorumlularıyla, fabrikanın yönetimiyle ilgili tüm bunları değerlendirecek olan savcılarımız. Dolayısıyla şu anda gözaltı işlemleri ve ifade işlemleri devam ediyor. Hep beraber bu süreci takip edeceğiz." Okul servisiyle tırın çarpıştığı kazaya ilişkin adli soruşturma Bakan Tunç, Balıkesir'de sabah saatlerinde okul servisiyle tırın çarpıştığı kazada yaralanan 28 kişinin hastanedeki tedavilerinin devam ettiğini anlattı. Kazada yaralanan öğrencilerden 5'inin yoğun bakımda olduğunu belirten Tunç, şunları söyledi: "Servisteki 21 öğrencimizin de durumları iyi. Biraz önce sayın bakanlarımızla beraber ziyaret ettik. Geçmiş olsun dileklerimizi ilettik. Tedavileri, Balıkesir Şehir Hastanesi'nde devam ediyor. Doktorlardan da bilgiler aldık. Yaralı 2 de yetişkin var. Servis şoförü ve serviste rehber olarak görevli olan otobüsün sahibi. Onların da tedavisi devam ediyor. Bununla ilgili olarak da adli soruşturma başlamış durumda. Adli soruşturma neticesinde kusuru olanlarla ilgili olarak da cumhuriyet savcılarımız gereğini elbette ki yapacaklardır." Tunç, öğrencilere ve ailelerine geçmiş olsun dileğinde bulundu.

Yılmaz Tunç'tan açıklama: Suriyeliler geri dönecek mi? Haber

Yılmaz Tunç'tan açıklama: Suriyeliler geri dönecek mi?

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Suriye'deki gelişmelere ilişkin sosyal medya hesabından açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, şunları aktardı: "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü liderliğinde Türkiye, yıllardır iç savaşın sürdüğü Suriye’nin mazlum halkına kucak açmış, masum insanların hayatta kalabilmesi için mücadele etmiş, bölgenin istikrara kavuşması için uluslararası alanda her türlü diplomatik çabayı göstermiştir. Mayası kardeşlikle yoğrulan, göğsünde bin yıllık birlik, beraberlik ve kardeşliğin nişanesini taşıyan aziz ve asil milletimiz mazlumların sığınağı olmuş, tarih önünde ve insanlık vicdanında bir yıldız gibi parlamıştır.  Mazlumların ve mağdurların umudu olan Türkiye, katliama uğrayan, bir dilim ekmeğe muhtaç olan, ölüm kalım savaşı veren masum insanlara kucak açmış, cansız bedeni sahile vuran Aylan bebek gibi nice bebekler, çocuklar ölmesin diye mücadele etmiş, her platformda insan haklarını savunmuştur. "SURİYELİ KARDEŞLERİMİZ GÜVEN İÇERİSİNDE YAŞAMALI" Bundan sonra Suriye’de savaş ve gözyaşının yerini barış ve kardeşlik almalı, komşu coğrafyamızda artık hürriyet ve istikrar hakim olmalıdır. Suriyeli kardeşlerimiz, kendi topraklarında özgürce ve güven içerisinde yaşamalıdır. Ülkede istikrarın yeniden tesisi için bölgedeki iç karışıklıkların ve çatışmaların bir an önce sona ermesi en temel arzumuzdur.  Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması için uluslararası topluma da büyük bir görev düşmektedir.  Suriye’de oluşacak yeni yönetim, kimseyi ötekileştirmeden ülkenin milli birliği, toprak bütünlüğü, istikrarı ve halkının refahı için çalışmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti, bugüne kadar komşularının toprak bütünlüğüne ve ulusal güvenliğine azami ihtiramı göstermiş olup bundan sonra da aynı politikayı büyük bir hassasiyetle takip edecektir. Diğer yandan ülkemizin güvenliği, milletimizin huzuru için terör örgütleriyle kararlı mücadelemiz kesintisiz şekilde devam edecektir. Suriye’nin ve tüm mazlum coğrafyaların geleceği ve güvenliği için, sulh için, kardeşlik için mücadelemizi sürdürecek; bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da daima haktan, hakkaniyetten, adaletten yana olacağız."

Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz Haber

Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumunun (TİHEK) hazırladığı "Filistin'de İnsan Hakları İhlalleri ve Gazze Soykırımı Raporu"nun, TBMM Tören Salonu'ndaki tanıtım programında konuştu. Raporun, İsrail'in Filistin'deki saldırganlığını, yaşanan hak ihlallerini uluslararası hukuk ve insancıl hukuk normları çerçevesinde objektif bir şekilde ortaya koyduğunu ifade eden Tunç, raporun, sadece askeri saldırılarla değil aynı zamanda ekonomik araçlarla da Filistin topraklarında soykırımın gerçekleştirildiğini detaylı şekilde gözler önüne serdiğini vurguladı. Başta Filistin olmak üzere çok sayıda mazlum coğrafyada insan haklarının ayaklar altına alındığına işaret eden Tunç, yaşananlar karşısında insan hakları sözleşmelerinin sadece kağıt üzerinde kaldığını kaydetti. Yılmaz Tunç, "Uluslararası kuruluşların ve mekanizmaların, insanlığın sorunlarını çözmekteki yetersizliğine ve etkisizliğine hepimiz üzülerek şahit oluyoruz. Bugün tüm insanlık, özellikle de Batı dünyası, insan haklarının evrensel olma vasfını teoriden pratiğe geçirememiş, Filistin'deki insanlık sınavını geçememiş, sınıfta kalmıştır." değerlendirmesinde bulundu. Filistin'de zulmün ve gözyaşının hakim olduğuna dikkati çeken Tunç, 14 aydır tüm dünyanın gözleri önünde Gazze'de soykırım yapıldığını dile getirdi. Tunç, saldırılarda çok sayıda kadının ve çocuğun hayatını kaybettiğini anımsatarak, çocuk haklarını, kadın haklarını savunduklarını söyleyenlerin, Filistinli çocuklar, Filistinli kadınlar söz konusu olduğunda çifte standartla davrandığını belirtti. - "İsrail'in vahşi saldırıları en temel insan hakları sözleşmelerine aykırıdır" İsrail'in, bugüne kadar BM tarafından verilen yaklaşık 100 kararın hiçbirine uymadığının altını çizen Tunç, "yerleşimci" adı altında İsrail'in işgal politikasının 100 yıldır sürdüğünü anımsattı. Adalet Bakanı Tunç, konuşmasına şöyle devam etti: "İsrail'in sivilleri hedef alan vahşi saldırıları en temel insan hakları sözleşmelerine, uluslararası insancıl hukuk normlarına ve Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ne açıkça aykırıdır. Bu hukuksuz tabloya rağmen, insan hakları ve demokrasi savunuculuğunda sözüm ona öncülüğü kimseye bırakmayan devletler İsrail'in pervasızca insan haklarını ihlal etmesine ses çıkarmamış, bilakis açık şekilde destek vermeyi tercih etmişlerdir. Söz konusu mazlumların hakları olunca uluslararası insancıl hukuk, güç sahipleri tarafından işletilmemekte, rafa kaldırılmaktadır. Tüm bu haksızlıkları engelleme noktasında bugüne kadar etkili bir adım maalesef atılamamıştır. Buna güvenerek daha da vahşileşen bebek katilleri, işledikleri suçların hesabını bir gün mutlaka uluslararası hukuk önünde verecekler ve mahkum olacaklardır. Biz buna yürekten inanıyoruz." Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM), İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkındaki tutuklama emirlerini, "Filistin'de akan kanın durması ve soykırımın son bulması için gecikmiş ancak olumlu" bir karar olarak nitelendiren Tunç, Roma Statüsü'ne taraf 124 devletin, Netanyahu ve Gallant'ı ülkelerine ayak bastığında tutuklayıp UCM'ye teslim etmelerinin, Filistin davası için samimiyet testi olacağını vurguladı. Tunç, Güney Afrika'nın Uluslararası Adalet Divanı'nda (UAD) İsrail aleyhine açtığı soykırım davasında verilen ihtiyati tedbir kararlarının bugüne kadar uygulanmadığını aktardı. UAD'deki davaya Türkiye'nin müdahillik için başvuru yaptığını hatırlatan Tunç, "Attığımız bu somut adımın yanı sıra İsrail ile ticaretin kesilmesi ve Filistinli mazlumlara insani yardımda bulunmamız Gazze'deki katliamın karşısında, Filistinli kardeşlerimizin yanında durduğumuzu tüm dünyaya açıkça göstermektedir." dedi. - "İsrailli katiller, savunmasız sivillere kurşun sıkmaktadır" İsrail barbarlığının sadece Filistinli, Gazzeli sivillere yönelik katliamlarla, hak ihlalleriyle sınırlı kalmadığını dünyanın gördüğünü söyleyen Tunç, şunları ifade etti: "Kana doymayan İsrailli katiller, kadınların, çocukların, bebeklerin, hamile kadınların yanı sıra basın mensuplarını, sağlık çalışanlarını, Birleşmiş Milletler görevlilerini ve hatta aktivistleri dahi alçakça hedef almakta, savunmasız sivillere kurşun sıkmaktadır. Ayşenur Ezgi Eygi kızımız, Nablus'ta barışçıl bir protesto eylemi sırasında kasıtlı şekilde başından hedef alınarak şehit edilmiştir. Biz bu olay yaşandığı andan bugüne, Ayşenur kızımızın kanının yerde kalmaması adına elimizden gelen gayreti gösteriyor ve hukuki mücadelemizi sürdürüyoruz." Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında toplanan delillerin Adli Tıp Kurumunca incelendiğini anlatan Tunç, Eygi'nin uzaktan ateş edilerek, sol kulağın arka tarafında bir mermi çekirdeğinin beyine hasar vermesi sebebiyle hayatını kaybettiğinin belirlendiğini bildirdi. Yılmaz Tunç, toplanan delillerin Eygi'ye, planlı şekilde ve doğrudan hedef alınıp ateş açıldığını gösterdiğini belirtti. Filistin ve Türkiye'deki soruşturmalarda adli tıp raporu açıklanmadan ABD Başkanı Joe Biden'ın, olaya ilişkin "Kaza kurşunu' diyerek katliamcıların yanında durmasının, suç ortaklığının açık göstergesi olduğunu vurgulayan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Topladığımız tüm delilleri, Adli Tıp Kurumumuzca hazırlanan raporları ve bilgileri uluslararası kuruluşlara sunacağız. Bu kapsamda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızca başlatılan soruşturma devam ediyor. Ayrıca BM Cenevre Ofisi nezdinde Daimi Temsilciliğimiz aracılığıyla Adalet Bakanlığı olarak konuyu, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği ve Filistin Soruşturma Komisyonunun dikkatine sunduk. Bu kapsamda BM insan hakları mekanizmaları tarafından kurulan Filistin Soruşturma Komisyonu da bu hafta ülkemize geldi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı yetkilileriyle görüşmeler yapacak olan Komisyon, cinayetle ilgili ayrıntılı bilgiler alacak ve elde ettikleri bilgileri Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyine sunulmak üzere raporlayacaklar." "Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz" Türkiye olarak Filistinlilerin ve Ayşenur Ezgi Eygi'nin haklarını savunmaya devam edeceklerinin altını çizen Tunç, mücadelede asla geri adım atmayacaklarını dile getirdi. Tunç, mevcut insan hakları mekanizmalarının ve sözleşmelerin Filistin'de akan kanın durması, İsrail'in saldırılarının engellenmesi konusunda beklenen caydırıcılığı sağlayamadığına dikkati çekti. Uluslararası toplumun, BM Güvenlik Konseyi gibi gerekli güç ve etkiye sahip kurumların, İsrail'in saldırganlığına son verecek etkili adımları bir an önce atması gerektiğine işaret eden Tunç, şunları kaydetti: "Sayın Cumhurbaşkanımızın her fırsatta ifade ettiği 'Dünya 5'ten büyüktür' ve 'Daha adil bir dünya mümkündür' anlayışına uygun şekilde hareket edilmesi, insanlığa karşı suçların önlenmesi, mazlum coğrafyalarda akan kanın durması ve zulümlerin sona ermesi bakımından bir zorunluluktur. Bu adımlar atılmadığı takdirde, insan hakları evrensel bildirgesi, çifte standarda dayalı koca bir yalan olmaktan kurtulamayacaktır. Biz bugün olduğu gibi bundan sonra da Türkiye olarak üzerimize düşen insani sorumlulukları yerine getirmeye, Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya, onların haklı davasını uluslararası her platformda savunmaya devam edeceğiz. İşte bugün tanıtımını gerçekleştirdiğimiz raporun, Anadolu Ajansı ve TRT tarafından çekilen fotoğraflar ve görüntüler gibi Uluslararası Ceza Mahkemesi ve Uluslararası Adalet Divanı nezdindeki yargılamalarda önemli bir delil olacağına inanıyoruz." "Soykırıma dair şahitlikler kayıt altına alınmıştır" TİHEK Başkanı Muharrem Kılıç ise uluslararası hukukta en ağır insan hakları ihlalinin, soykırım, savaş ve insanlığa karşı suçlar olduğunu hatırlattı. İsrail'in, tüm insan hakları normları, değer ve kurumları yok sayarak dünyanın gözü önünde suç işlediğini vurgulayan Kılıç, insancıl hukukun normlarının da ihlal edildiğini aktardı. Kılıç, 1948'den itibaren İsrail'in, Filistin topraklarında demografik mühendislik yaptığına işaret etti. İsrail'in "aparthed" rejiminin, işgal ve ilhak yoluyla Filistin'i sömürgeleştirmesine, toplu cezalandırmasına tanıklık edildiğini aktaran Kılıç, UCM'nin, Netanyahu ve Gallant hakkındaki tutuklama emirlerinin umut ışığı olduğunu söyledi. UAD'deki davaya Türkiye'nin müdahillik başvurusu yaptığını anımsatan Kılıç, Türkiye'nin, barış temelinde yapılacak yeni insan hakları siyasetine olan ihtiyacı dile getirdiğini anlattı. Muharrem Kılıç, hazırladıkları raporda, Türkiye'de tedavi gören Filistinlilerle yapılan görüşmelerin de yer aldığını aktararak, şunları paylaştı: "Raporumuzda, tanıkların soykırıma dair şahitlikleri, Soykırımın Önlemesi Sözleşmesi ve Cenevre Sözleşmeleri çerçevesinde hazırlanan sorularla kayıt altına alınmıştır. Bu kayıtlar, Uluslararası Ceza Mahkemesinin yargılama sürecinde delil teşkil edeceği düşünüldüğünden Uluslararası Ceza Mahkemesi sistemine girilmiştir. Tanıklık ettiğimiz bu ağır insanlık trajedisi, insan haklarının değerler krizine, yapısal kırılganlıklarına ve sistemsel çöküşüne dair vahim tabloyu gözler önüne sermiştir."

2 yılın altında ceza alanlar da cezaevine girebilecek Haber

2 yılın altında ceza alanlar da cezaevine girebilecek

Adalet Bakanı Tunç: 2 yılın altında ceza alanlar da cezaevine girebilecek Ceza infaz sisteminde yapılacak değişikliklere ilişkin açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Tunç, iki yılın altında ceza alanların cezaevine girmemesinin kamuoyunda rahatsızlık yarattığını söyleyerek bu duruma ilişkin düzenlemeler yapılacağını kaydetti. Kişinin denetimli serbestlikten yararlanması için belirli bir süre cezaevinde kalabileceğini bildiren Tunç, "iyi hal" ve "koşullu salıverme" uygulamasıyla ilgili de çalışmalar yürütüldüğünü kaydetti. Narin Güran soruşturmasına değinen Tunç, "Soruşturma son aşamada. Kimin hangi dakikada nerede olduğu belirlenmiş durumda" ifadelerini kullandı. Bakan Tunç, Anayasa'nın ilk 4 maddesiyle ilgili tartışmalar hakkında ise "İlk 4 maddeyle ilgili kesinlikle bir tartışma söz konusu olamaz. Yeni anayasa çalışmalarını, bu şekildeki tartışmalara boğmamak lazım" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ceza infaz sisteminde yapılacak değişikliklere ilişkin açıklamalarda bulundu. Cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler yapılacağını kaydeden Tunç,  2 yılın altında ceza alanların da cezaevine girebileceğini söyledi. Tunç, "İki yılın altındaki suçlar bakımından, bu suçların yatarının olmaması kamuoyunda büyük bir rahatsızlığa neden oluyor. 2 yıl altında ceza alan 1 yıl koşullu 1 yıl da denetimli serbestlik olunca hiç yatmamış oluyor. Burada belli bir süre cezaevinde kalması gerektiği önerdiğimiz bir husustu" ifadelerini kullandı. Tunç, 'koşullu salıverilme' ve 'iyi hal indirimi' konularında da değişiklik yapılacağını bildirdi. Devamla Diyarbakır'da öldürülen 8 yaşındaki Narin Güran'a yönelik soruşturmadaki son durumu aktaran Tunç, iddianame sürecinin başladığını bildirerek, "Soruşturma son aşamada. Kimin hangi dakikada nerede olduğu belirlenmiş durumda" dedi. Bakan Tunç, Anayasa'nın ilk 4 maddesi hakkındaki tartışmalar hakkında da "İlk 4 maddeyle ilgili kesinlikle bir tartışma söz konusu olamaz. Yeni anayasa çalışmalarını, bu şekildeki tartışmalara boğmamak lazım" ifadelerini kullandı. Tunç'un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: "Meclisimizin gündeminde olan 9. Yargı Paketi var. TBMM Adalet Komisyonu'ndan geçti, Genel Kurul aşamasında. Burada görüşülecek. Pakette yargıyı hızlandırmaya yönelik, gecikmeyi önleyecek, istinaf sürecinde, suçla ve suçluyla mücadele konusunda hususlar var. 10. Yargı Paketi'yle ilgili de hazırlıklarımız olmuştu. Meclis grubumuzda milletvekillerimiz bunu değerlendiriyor. Bu da önümüzdeki günlerde TBMM'ye sunulacaktır. Son günlerde kamuoyunun gündeminde olan Yargı Reformu Strateji Belgesi'yle ilgili hazırlığımız var. Toplumu suçtan korumak, suç işlenmesinin önlenmesi anlamında gerekli düzenlemelerin hususlarıyla ilgili neşteri vuracağımızı ifade etmişti. MYK'da da gerekli bilgilendirme için davet edildim. Orada ifade ettik. 1.5 yıldan bu yana uzun bir çalışma yaptık. Yargı mensuplarımızın, uygulayıcıların görüşlerini aldık. Vatandaşlarımızdan gelen görüşler var. 45 bin görüş geldi. Bunları değerlendirdik. Cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemelerimiz olacak. Ana hatlarıyla şunu söyleyebiliriz. "2 YILIN ALTINDA CEZA ALANLAR CEZAEVİNE GİRECEK" İki yılın altındaki suçlar bakımından, bu suçların yatarının olmaması kamuoyunda büyük bir rahatsızlığa neden oluyor. 2 yıl ceza alan bir kişiye 1 yıl koşullu salıverme uygulanıyor. Basit suçlar dediğimiz ilk işlendiğinde infial oluşturan ama 2 yılın altında cezaya tekabül ettiğinde yatarın olmaması tutuklamada soruna yol açıyor. 2 yıl altında ceza alan 1 yıl koşullu 1 yıl da denetimli serbestlik olunca hiç yatmamış oluyor. Burada belli bir süre cezaevinde kalması gerektiği önerdiğimiz bir husustu. Bu önemli. 1 yıllık denetimli serbestlikten yararlanabilmek için kişinin ne kadar cezaevinde kalabileceğine ilişkin alternatifleri sunduk. Milletvekillerimizin takdirinde. NARİN GÜRAN SORUŞTURMASI Narin Güran soruşturması titiz şekilde devam ediyor. Tutuklular var, adli kontrollü olan şüpheliler var. Şüpheliler konusunda tekrar ifadelerin alınması söz konusu oldu. Tespit edilen kamera görüntüleri oldu. TÜBİTAK incelemeleri yapıldı. HTS kayıtları tespit edildi. Daraltılmış baz çakışması dediğimiz bilirkişi incelemesi ile önemli verilere de ulaşıldı. Narin evladımızın katilleri yargı önünde hesap verecek. Teknik çalışmaların son aşamasına gelindi. Son değerlendirmeler yapılıyor. Kimin, hangi dakikada, nerede olduğu, hangi evde kimlerin beraber olduğu tek tek belirlendi. Dosya gizli, soruşturma gizli. Oda oda herkesin nerede olduğu belirlendi.  "İYİ HAL İNDİRİMİNİ TARTIŞIYORUZ" Koşullu salıverme süreleriyle ilgili, iyi hal uygulamalarıyla ilgili eleştiriler var. İyi hal uygulamasıyla ilgili bir değişiklik yapmıştık. Salt indirim için duruşmadaki kılık kıyafeti ile indirim alması eleştirilere neden oluyordu. Burada salt indirim için duruşmadaki hal tavırların indirime esas olamayacağına dair düzenleme yaptık ama bu da sorunu ortadan kaldırmadı. İyi halle ilgili konuyu da değerlendiriyoruz. "ANAYASA'NIN İLK 4 MADDESİYLE İLGİLİ TARTIŞMA YOK" Meclis başkanımız bir açıklama yaptı. Anayasa ilk 4 maddesi ile ilgili bir tartışmamız olamaz. Sayın başkan da bunu ifade etti. Kastının bu olmadığını söyledi. İlk 4 madde tartışılmadan usulde anlaşılarak yeni anayasa çabası var. bu çabayı baltalamak isteyenler meclis başkanımızın bahsetmediği şeyleri başka yerlere çekiyor. İlk 4 madde ile ilgili tartışma söz konusu olamaz.

Ayşenur Ezgi Eygi'nin otopsisine ilişkin açıklama Haber

Ayşenur Ezgi Eygi'nin otopsisine ilişkin açıklama

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, işgal altındaki Batı Şeria'da katıldığı barışçıl gösteride İsrail askerlerinin ateş açması sonucu hayatını kaybeden Ayşenur Ezgi Eygi'nin otopsisine ilişkin, "Elimizdeki deliller şunu gösteriyor, Ayşenur'un hedef alınarak, planlı bir şekilde ateş açılarak şehit edildiğini düşünüyoruz. Deliller o yönde." ifadelerini kullandı. Bakan Tunç, Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa ile Adalet Bakanlığı'ndaki makamında yaptığı görüşmenin ardından, AA muhabirine açıklamalarda bulundu. Görüşmede, Ayşenur Ezgi Eygi'nin öldürülmesine ilişkin Filistin'de başlatılan soruşturma dosyasıyla ilgili kapsamlı bir dosyanın Adalet Bakanlığına teslim edildiğini bildiren Tunç, Eygi'nin Filistin'deki soykırım suçunu, katliamı protesto etmek için barışçıl bir gösteride bulunduğu sırada İsrail askerlerince şehit edildiğini anımsattı. Eygi'nin öldürülmesinin ardından Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından iç hukuktan kaynaklanan yetkinin kullanılarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldığını hatırlatan Tunç, "Bu soruşturma kapsamında da gerekli adli yardım talebini Filistin Devleti'ne Dışişleri Bakanlığımız aracılığıyla ulaştırdık. Filistin'de başlatılan bir soruşturma vardı. Bu soruşturmayla ilgili olarak toplanan delillerle, oradaki yapılan otopsi işlemleriyle ilgili tüm belge, bilgi, görüntülerin tamamı dosya kapsamında bugün sayın Büyükelçi tarafından takdim edildi." bilgisini paylaştı. Bakan Tunç, Eygi'nin ölümünün ardından Filistin'de otopsi işlemi yapıldığını, ardından İzmir Adli Tıp Grup Başkanlığınca da otopsi işlemi gerçekleştirildiğini aktararak, "Ayşenur Ezgi kardeşimizin uzaktan ateş edilerek, sol kulağının arka tarafında bir mermi çekirdeğinin beyne hasar vermesi sebebiyle şehit olduğu, öldürüldüğüne yönelik adli tıp kurumumuz rapor verdi. Mermi çekirdeği henüz Filistin adli makamlarının elinde, onunla ilgili talebimiz var, mermi çekirdeğinin burada yeniden incelenmesi ve bu konuda ek rapor gerekirse bununla ilgili çalışmalarımızı da sürdüreceğiz." diye konuştu. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca da Filistin adli makamlarından gelen dosyayla soruşturmanın sürdürüleceğini kaydeden Tunç, "Bu konudaki gerekli yakalama kararı ne gerekiyorsa bu konudaki çalışmaları, kararları verecekler." dedi. Tunç, Türkiye'nin uluslararası hukuktan doğan haklarının savunulması adına çalışmaların başlatıldığını söyleyerek, "Özellikle toplanan delilleri ve oluşturulan raporları, dosyaları, adli makamlarımızdaki tüm belge, bilgileri Uluslararası Adalet Divanı'nda görülmekte olan soykırım davasına da takdim edeceğiz. O davaya katılma talebinde bulunmuştuk. Davanın başından bu yana zaten beyanlarımızı hem sözlü hem yazılı Uluslararası Adalet Divanı'na intikal ettirmiştik. Şimdi Ayşenur Ezgi kardeşimizin dosyasını da o davaya intikal ettireceğiz." ifadelerini kullandı. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde devam eden soruşturmaya da Eygi ile ilgili tüm bilgi, belgeleri, raporları delil olarak sunacaklarını belirten Tunç, "Yine Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin gündemine de Ayşenur'un katledilişi, şehit edilişiyle ilgili oradaki işlenen suçlarla alakalı raporumuzu İnsan Hakları Konseyinin gündemine de taşıyacağız." bilgisini paylaştı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.