Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin Şam Büyükelçiliğinin bugünden itibaren faaliyete geçeceğini söyledi.
Haber Giriş Tarihi: 14.12.2024 11:40
Haber Güncellenme Tarihi: 14.12.2024 11:42
Kaynak:
Haber Merkezi
Haberyazilimi.com
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı bir canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin Moritanya Büyükelçisi Burhan Köroğlu'nun Şam Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı olarak görevlendirildiğini hatırlatan Fidan, Köroğlu ve ekibinin Şam'a gittiğini, büyükelçiliğin faaliyete geçeceğini aktardı.
’O akşam Esed gitti’
Suriye'nin Şam kentinde diplomatik misyonların yoğunlaştığı Ravda Meyda yakınlarında bulunan Türk Büyükelçiliği, rejimin barışçıl göstericilere karşı şiddete başvurduğu süreçte hizmet vermeye bir süre devam etmiş ancak 26 Mart 2012'de günlük faaliyetlerini durdurmuştu.
Büyükelçilik çalışanları ve aileleri de bu kararla Türkiye'ye dönmüştü. Suriye'nin İstanbul Başkonsolosluğu ise faaliyetlerine devam etmişti.
Suriye'de muhalefetin üstün cesareti ve kararlılığıyla devrik Beşşar Esed rejimine karşı ilerleyen bir harekat yapıldığını belirten Fidan, "Türkiye riskleri görüyordu. Başlatmak istediğimiz süreçlere rejim arkasını döndü. Biz onlara samimi çağrı yapmıştık, şartımız yoktu. Biz buradan minimum can kaybı olması için buranın iki önemli kinetik güç kullanabilecek aktör Rusya ve İran ile odaklı görüşmeler sürdürerek, bunun kansız bir şekilde olmasının yolunu açtık" değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Fidan "Bu harekat başladığında yapılması gereken en kritik konu, Rusların ve İranlılarla konuşup askeri olarak denkleme girmemeleriydi. Yani Ruslar ve İranlılarla görüşmelerimiz işte yani o bir hafta bunun özeti onlar artık anladılar. İran Dışişleri Bakanı geldi. Sonra Doha'da hem Ruslarla hem İranlılarla bir araya geldik ve bazı konuları konuştuk. Burada her şeyi burada konuşmak istemiyorum. Ama bir noktadan sonra onlar da artık telefon ettiler, o akşam da Esed gitti" açıklamasını yaptı.
Fidan, Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) önceden hakimiyet altında tuttuğu alanlarda 5 milyon Suriyeliyi yönettiğini dile getirerek, "Sadece İdlib'de 4 milyon Suriyeli kardeşimiz vardı. 4 milyon Suriyeliye geçtiğimiz 5-6 yıl içerisinde belediyecilik hizmetleri, eğitim hizmetleri, temel hizmetler, ulaşım gibi birçok konuda hizmet verme konusunda tecrübeleri oldu" diye konuştu.
"Suriye'nin artık hakim milli bir hükümeti var. Bunlar gelecekler. YPG tanımazlar bunlar, başka güç de tanımazlar. Kendi toprağını, kendi egemenliğini geri alır." ifadelerini kullanan Fidan, Türkiye'den, Irak'tan, İran'dan ve Avrupa'dan b
ölgeye giden PKK'lı teröristlerin, petrol çıkartıp kaçakçılarla Kuzey Irak üzerinden dünyaya satmasını ve bundan gelir elde ederek örgüt yönetmesini kimsenin kabul etmeyeceğini kaydetti.
Fidan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunda Suriye yönetimine ve halkına güvendiğini vurgulayarak, "Herkes kendi yuvasına dönmek ister muhakkak. Oradaki şartlar iyileştikçe, burada bir devamlılık olduğu duygusu oluştukça ben geri dönüşlerin tabii ki artacağına inanıyorum" dedi.
Fidan, İsrail'in, Suriye'deki yeni yönetimin elindeki imkan ve kabiliyetleri yok etmek için bir strateji geliştirdiğini paylaşarak, "Bence bu strateji çok tehlikeli. Bu strateji büyük bir provokasyona yol açabilir. Bunu göz ardı ediyorlar. Her şey bu kadar güllük gülistanlık gitmeyebilir. Onun için kendilerine haber yolladık. Artık provokasyondan vazgeçin, Suriye yönetiminin kontrolü altında bulunan yerleri bombalamaktan vazgeçin" diye konuştu.
Suriye'de iç savaşın 2011'de başladığını hatırlatan Fidan, Suriye halkının yanlış yönetimden kaynaklanan eksikliği ve baskıyı protesto ettiğini, ardından da iç savaşın başladığını söyledi.
Fidan, iç savaşın Türkiye'nin yanı başında olduğu için, terörizme ve diğer karşıtlıklara karşı bir refleks geliştirmesi gerektiğini belirterek, "Devletimiz krizin başından beri bütün organlarıyla bu krizi çok yakından takip etti" dedi.
"Suriye'yi düşünmediğim hiçbir mesai günüm, başka normal günüm de olmadı." diyen Fidan, bu konunun her zaman Türkiye'nin gündeminde olduğunun altını çizdi.
Fidan, Suriye konusunun çok katmanlı olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu konunun her zaman arkasında durduğunu belirterek, şunları kaydetti: Biz de profesyonel bütün metotları geliştirerek bu krizi hem uluslararası ortaklarımızla, hem yerel ortaklarımızla yürütmeye çalıştık. Biz bir sorunla karşılaştığımız zaman, bizim niyetimiz ve politikamız belliydi. Biz sorundan önce de Suriye halkının iyiliğini istiyorduk.
Fidan, zaman zaman karamsar noktaya gelindiği anlar olduğunu kaydederek, Halep'in düşmesi ve bir takım kuşatmaların yaşanması gibi dönemlerde çok kritik stratejik kararlar alınması gerektiğinin altını çizdi.
Bu süreçte terörle mücadelede atılan adımlara değinen Fidan, yapılan operasyonları anlattı ve aynı zamanda Türkiye'nin Rusya, ABD ve İran gibi aktörlerle de bir ilişki tarzı geliştirdiğine dikkati çekti.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ŞAM BÜYÜKELÇİLİĞİMİZ BUGÜN FAALİYETE GEÇİYOR
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin Şam Büyükelçiliğinin bugünden itibaren faaliyete geçeceğini söyledi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı bir canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin Moritanya Büyükelçisi Burhan Köroğlu'nun Şam Büyükelçiliği Geçici Maslahatgüzarı olarak görevlendirildiğini hatırlatan Fidan, Köroğlu ve ekibinin Şam'a gittiğini, büyükelçiliğin faaliyete geçeceğini aktardı.
’O akşam Esed gitti’
Suriye'nin Şam kentinde diplomatik misyonların yoğunlaştığı Ravda Meyda yakınlarında bulunan Türk Büyükelçiliği, rejimin barışçıl göstericilere karşı şiddete başvurduğu süreçte hizmet vermeye bir süre devam etmiş ancak 26 Mart 2012'de günlük faaliyetlerini durdurmuştu.
Büyükelçilik çalışanları ve aileleri de bu kararla Türkiye'ye dönmüştü. Suriye'nin İstanbul Başkonsolosluğu ise faaliyetlerine devam etmişti.
Suriye'de muhalefetin üstün cesareti ve kararlılığıyla devrik Beşşar Esed rejimine karşı ilerleyen bir harekat yapıldığını belirten Fidan, "Türkiye riskleri görüyordu. Başlatmak istediğimiz süreçlere rejim arkasını döndü. Biz onlara samimi çağrı yapmıştık, şartımız yoktu. Biz buradan minimum can kaybı olması için buranın iki önemli kinetik güç kullanabilecek aktör Rusya ve İran ile odaklı görüşmeler sürdürerek, bunun kansız bir şekilde olmasının yolunu açtık" değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Fidan "Bu harekat başladığında yapılması gereken en kritik konu, Rusların ve İranlılarla konuşup askeri olarak denkleme girmemeleriydi. Yani Ruslar ve İranlılarla görüşmelerimiz işte yani o bir hafta bunun özeti onlar artık anladılar. İran Dışişleri Bakanı geldi. Sonra Doha'da hem Ruslarla hem İranlılarla bir araya geldik ve bazı konuları konuştuk. Burada her şeyi burada konuşmak istemiyorum. Ama bir noktadan sonra onlar da artık telefon ettiler, o akşam da Esed gitti" açıklamasını yaptı.
Fidan, Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) önceden hakimiyet altında tuttuğu alanlarda 5 milyon Suriyeliyi yönettiğini dile getirerek, "Sadece İdlib'de 4 milyon Suriyeli kardeşimiz vardı. 4 milyon Suriyeliye geçtiğimiz 5-6 yıl içerisinde belediyecilik hizmetleri, eğitim hizmetleri, temel hizmetler, ulaşım gibi birçok konuda hizmet verme konusunda tecrübeleri oldu" diye konuştu.
"Suriye'nin artık hakim milli bir hükümeti var. Bunlar gelecekler. YPG tanımazlar bunlar, başka güç de tanımazlar. Kendi toprağını, kendi egemenliğini geri alır." ifadelerini kullanan Fidan, Türkiye'den, Irak'tan, İran'dan ve Avrupa'dan b
ölgeye giden PKK'lı teröristlerin, petrol çıkartıp kaçakçılarla Kuzey Irak üzerinden dünyaya satmasını ve bundan gelir elde ederek örgüt yönetmesini kimsenin kabul etmeyeceğini kaydetti.
Fidan, Suriyelilerin geri dönüşü konusunda Suriye yönetimine ve halkına güvendiğini vurgulayarak, "Herkes kendi yuvasına dönmek ister muhakkak. Oradaki şartlar iyileştikçe, burada bir devamlılık olduğu duygusu oluştukça ben geri dönüşlerin tabii ki artacağına inanıyorum" dedi.
Fidan, İsrail'in, Suriye'deki yeni yönetimin elindeki imkan ve kabiliyetleri yok etmek için bir strateji geliştirdiğini paylaşarak, "Bence bu strateji çok tehlikeli. Bu strateji büyük bir provokasyona yol açabilir. Bunu göz ardı ediyorlar. Her şey bu kadar güllük gülistanlık gitmeyebilir. Onun için kendilerine haber yolladık. Artık provokasyondan vazgeçin, Suriye yönetiminin kontrolü altında bulunan yerleri bombalamaktan vazgeçin" diye konuştu.
Suriye'de iç savaşın 2011'de başladığını hatırlatan Fidan, Suriye halkının yanlış yönetimden kaynaklanan eksikliği ve baskıyı protesto ettiğini, ardından da iç savaşın başladığını söyledi.
Fidan, iç savaşın Türkiye'nin yanı başında olduğu için, terörizme ve diğer karşıtlıklara karşı bir refleks geliştirmesi gerektiğini belirterek, "Devletimiz krizin başından beri bütün organlarıyla bu krizi çok yakından takip etti" dedi.
"Suriye'yi düşünmediğim hiçbir mesai günüm, başka normal günüm de olmadı." diyen Fidan, bu konunun her zaman Türkiye'nin gündeminde olduğunun altını çizdi.
Fidan, Suriye konusunun çok katmanlı olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bu konunun her zaman arkasında durduğunu belirterek, şunları kaydetti: Biz de profesyonel bütün metotları geliştirerek bu krizi hem uluslararası ortaklarımızla, hem yerel ortaklarımızla yürütmeye çalıştık. Biz bir sorunla karşılaştığımız zaman, bizim niyetimiz ve politikamız belliydi. Biz sorundan önce de Suriye halkının iyiliğini istiyorduk.
Fidan, zaman zaman karamsar noktaya gelindiği anlar olduğunu kaydederek, Halep'in düşmesi ve bir takım kuşatmaların yaşanması gibi dönemlerde çok kritik stratejik kararlar alınması gerektiğinin altını çizdi.
Bu süreçte terörle mücadelede atılan adımlara değinen Fidan, yapılan operasyonları anlattı ve aynı zamanda Türkiye'nin Rusya, ABD ve İran gibi aktörlerle de bir ilişki tarzı geliştirdiğine dikkati çekti.
En Çok Okunan Haberler