SON DAKİKA
Hava Durumu

#Gezegen

haberingundemi.com.tr - Gezegen haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gezegen haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

'Yeni bir Dünya bulundu' umudu Haber

'Yeni bir Dünya bulundu' umudu

Invers.com'un haberine göre, bilim insanları yaptıkları araştırmada, cüce gezegen Ceres'teki bir okyanusta, yaşam için gerekli olan bazı organik maddelerin meydana gelmiş olabileceğini tespit etti. Asteroit kuşağındaki en büyük gök cismi olan cüce gezegen Ceres'te, tuz ve hidrokarbonlar içeren buzlu bir yüzeyin altında tuzlu su okyanusları bulunuyor. Ceres'te bulunan büyük gök taşı kraterlerinden biri olan "Ernutet" çevresinde yüzlerce kilometrekarelik alifatikler olarak adlandırılan organik kimyasalların yayıldığı alanlar keşfedildi. Araştırmada, kraterdeki alifatik bileşenlerin, uzaydaki radyasyon bombardımanının etkisiyle çok çabuk yok olması nedeniyle nispeten kısa süre önce yüzeye çıkmış olabileceği ortaya çıktı. Laboratuvarda Ceres'tekine benzer organik kimyasallar üzerinde deney yapıldı Araştırmayı İtalya Ulusal Astrofizik Enstitüsü'nde gezegen bilimci olan Prof. Dr. Maria Cristina De Sanctis başkanlığında bir ekip yürüttü. Ekip, ABD Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) 2012'deki "Dawn Görevi"nde elde edilen bilgiler uyarınca laboratuvarda Ceres'teki kimyasallara benzer içerikte bir karışım üretti. "Ernutet Krateri" çevresinde bulunan alifatik organikleri içeren karışım, organik molekülleri parçalayan "uzay aşındırmasını" taklit etmek için güçlü ultraviyole radyasyon ve hızlı hareket eden iyonlarla (elektrik yüklü atomlar) bombalandı. Böylece söz konusu organik maddelerin çözünüm süresinden Ceres'in yüzeyinde ne kadar süredir bulunduğu tespit edilmeye çalışıldı. Organik bileşenler muhtemelen son 10 milyon yıl içinde oluştu Deney sonucunda, alifatik bileşiklerin bir miktar koruma sağlayan kil benzeri maddelerle karışmış olsa bile radyasyona dayanıklı olmadığı ortaya çıktı. Araştırma, Ernutet Krateri çevresindeki bu tür hidrokarbonların bölgeye yaklaşık 10 milyon yıl içinde gelmiş olabileceğini gösterdi. Yapılan simülasyonların çoğu, organik moleküllerin kuyruklu yıldızlar veya daha küçük asteroitler tarafından taşınmadığını, muhtemelen Ceres'in derinliklerinde oluştuğunu öne sürdüğü için Ceres jeolojisinin, organikleri oldukça yakın bir geçmişte oluşturduğu çıkarımı yapıldı. Ernutet Krateri olası "yaşam barındıran" veya "yaşanabilecek" bir alan olabilir De Sanctis ve ekibi araştırmada, "Ernutet Krateri'nde bulunan organik bileşikler, Ceres'in derin okyanusunun en az birkaç yüz milyon yıl süren ömrü boyunca evrimleşmiş olabilir" ifadesini kullandı. Kraterin yüzeyinde bulunan organik bileşiklerin, Ernutet Krateri'ndeki çatlaklardan sızarak veya küçük meteor çarpmaları ve toprak kaymaları gibi etkenlerle yüzeye çıkmış olabileceği vurgulandı. Ekip, Ceres'in ve özellikle de Ernutet Krateri'nin etrafındaki alanın, olası "yaşam barındıran" veya "yaşamı destekleyebilecek ortam" araştırmaları için adaylardan biri olduğuna işaret etti.

Eyvah! Okyanuslardaki  yaşamın sonu mu geliyor? Haber

Eyvah! Okyanuslardaki yaşamın sonu mu geliyor?

Potsdam İklim Etkileri Araştırma Enstitüsü (PIK) tarafından hazırlanan rapor, gezegenimizin yaşamı sürdürebilme kapasitesini belirleyen dokuz kritik faktörü ele alıyor.  Eşik noktaları aşılmak üzere  Bu dokuz alandan altısı, son yıllarda insan faaliyetleri nedeniyle güvenli sınırlarını çoktan aştı.  PIK’in ilk Gezegensel Sağlık Kontrolü raporuna göre, okyanus asidifikasyonu da bu faktörlere eklenmek üzere.  İklim değişikliği, doğal türlerin ve habitatların kaybı, tatlı su kaynaklarının azalması ve plastiklerle kimyasal gübreler gibi kirleticilerin artışı, aşılmış güvenli sınırlar arasında yer alıyor.  Okyanus asidifikasyonu seviyesi de, fosil yakıtların yakılmasıyla atmosfere salınan karbondioksit (CO2) emisyonlarının hızla artması nedeniyle sürdürülebilir sınırını aşmak üzere.  PIK raporunun baş yazarlarından Boris Sakschewski, "CO2 emisyonları arttıkça, bu gazın daha fazlası deniz suyunda çözünerek okyanusları daha asidik hale getiriyor" dedi. Sakschewski, mevcut emisyon seviyelerinde bile okyanus sisteminin tepkisinin zaman aldığını, bu nedenle asidifikasyon sınırının aşılmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı. Asidik su, mercanları, kabuklu deniz hayvanlarını ve deniz yaşam zincirinin önemli bir parçası olan fitoplanktonları olumsuz etkiliyor. Bu durum, milyarlarca insan için gıda kaynaklarını tehdit ederken, okyanusların daha fazla CO2 emmesini ve küresel ısınmayı sınırlandırma kapasitesini de zayıflatıyor.  Gezegenin dokuz kritik sınırından tek geçilmeyen ise, ozon tabakasının durumu.  1987’de bazı zararlı kimyasalların yasaklanmasıyla ozon tabakası iyileşme göstermeye başladı. Ancak atmosferdeki ince partiküller gibi diğer tehlikeli faktörlerin sınırına yaklaşıldı. Bu partiküller, kalp ve akciğer hastalıklarına neden olabiliyor.  Araştırmacılar, birçok ülkenin hava kalitesini iyileştirme çabaları sayesinde partikül seviyelerinde bir miktar gerileme olduğunu belirtti. Ancak sanayileşme sürecindeki ülkelerde bu oranların hızla artabileceği uyarısında bulundular.  PIK’in belirlediği dokuz gezegensel sınır, insanları doğal sistemlerin geri dönülemez noktalara geçmesini engellemek için uyarıyor. Sakschewski, bu sınırların birbirine bağlı olduğunu ve bir limitin aşılmasının, dünyanın tüm yaşam sistemini tehlikeye atabileceğini belirtti.  Raporda ayrıca, bir sorunun çözülmesinin, diğer alanlarda da olumlu etkiler yaratabileceği ifade ediliyor. Örneğin, dünya sıcaklığının sanayi öncesi seviyelerin 1.5 santigrat derece üzerine çıkmasını engellemek, pek çok konuda iyileşmelere yol açabilir.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.