Çeşitli temaslarda bulunmak üzere Diyarbakır'a gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bir otelde kadın sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve kadın muhtarlar ile basına kapalı gerçekleştirilen toplantının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, bölgede 6 ili kapsayacak ziyaretler gerçekleştireceklerini söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin dün partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasına değinen Özel, Bahçeli'nin açıklamalarıyla önemli bir eşikte olunduğunu vurguladı. Özel, "Şimdi herkes neyin ne olduğunu anlamaya çalışıyor ama biz meseleye şuradan bakıyoruz; Eğer Sayın Bahçeli'nin söylediği söz bir kişinin özgürlüğü, bir kişiye af, ona verilecek bir kürsü, oradan söylenecek bir söz, lav edilecek bir örgüt ve her şey tamamsa maalesef hiçbir şey tamam değil" dedi.
Annelerin gözünün yaşının durması, çatışmaların ve şehit gelmesinin önlenmesi, Türkiye'nin gelişimine engel olan bu sürecin tamamlanması, bitmesi, ortadan kalkması, terörün durması, terör örgütünün ortadan kalkması, Türkiye'de 86 milyonun birden barış içinde kucaklaşabilmesi için atılacak her adımı Cumhuriyet Halk Partisinin önemsediğini ve engel olmayacağını belirten Özel, bu konuda kimin sözü varsa da bunun kıymetli olduğunu, söylenmesi gerektiğini ifade etti.
Özel, şunları kaydetti: Ama şunu söylemesin 'Türkiye'de Kürt sorunu yoktur. Bir sorun vardır o da birisi konuşunca bitecektir.' O zaman işte şu noktaya geliyorsunuz. Bu masayı, diğer bölgedeki kadınların sorunlarını, Diyarbakır'daki Kürtlerin sorunlarını, Türkiye'deki 26 milyon Kürt'ün sorununu yok sayıyorsunuz. O zaman aslında iyi bir şey yapayım derken hepimizi çok daha kötü bir şeye razı etmeye çalışıyorsunuz, bunu kabul etmek mümkün değil. Kürt sorunu vardır tam da şuradadır Kürt sorunu. Kürt'ün sorununun olup olmadığına Kürtler karar verir, devlet karar veremez.
Büyük devlet karar vermiş, küçük devlet de dün ilan etmiş gibi görünüyor. Onların demesiyle Kürt sorunu bitmez. Aksine onlar böyle dedikçe derinleşir. O yüzden Kürtlerin sorunu Kürtler 'Sorunum kalmadı' diyene kadar vardır ve çözülmesi gerekir. Birisine 'Senin sorunun yok.' demek otoriterliktir. Demokrasilerde o birisi 'Sorunum yok' diyene kadar sorun vardır. Biz de bununla ilgili elimizden gelen her türlü katkıyı ifade etmeye devam edeceğiz. Ülkede bütün vatandaşların istediğini konuşabildiği, istediği dilde konuşabildiği, kamuda temsil edildiği, siyaset yapma haklarının olduğu, ayrıştırılmadığı, hukuki öngörülebilirliği olduğu bir ülke olana kadar Cumhuriyet Halk Partisi, sosyal bir parti olma sorumluluğuyla çalışmaya ve mücadeleye devam edecektir.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü: Terörün varlığı tüm Türkiye'nin sorunudur ama Kürtlerin sorunları da sadece Kürtlerin değil tüm Türkiye'nin sorunudur. Bu iki sorun eş zamanlı olarak çözülmedikten sonra bu iki sorun birbirini doğurmaya devam edecektir. Bunun olmaması için Diyarbakır'daki iyi niyeti, umudu görüyoruz ama Diyarbakır'daki endişeyi sabah yaptığımız toplantıda da kaydettik çünkü bir kez daha bir süreç yürütülmesi, bir kez daha bir umut ve bir kez daha başarısızlık, geçen sefer ne acılar yaşattıysa çok daha fazlasını yaşatabilir.
Bu sebepten dolayı son derece dikkatli olmak durumundayız ve Kürtlerin yaşadığı sorunların sadece bir kişinin Meclis'te konuşmasıyla değil, 86 milyonun temsilcilerinin parlamentoda oturmasıyla, konuşmasıyla, demokratik siyasetin önünün açılmasıyla ve kurulacak masaya 86 milyonun oturmasıyla çözülebilecektir. Bugün Cumhur İttifakı'nın Kürtlerin sorunlarını görmediği, gündemine almadığı, alelacele bir şeyler yapmaya çalıştığı süreç, son derece riskler, tehlikeler barındırmaktadır.
Bir yandan 'sorunu çözeceğiz' derken hangi sorunun çözülmeye çalışıldığı konusunda derin şüpheler vardır. Kürt sorununu yok sayıp bir sorunu çözenlerin Erdoğan'ın sorununu çözmek üzere bir süreç yürüttüklerine ilişkin endişeler hızla bertaraf edilmelidir. CHP olarak da daha önce farklı vesilelerle kamuoyu önünde açık biçimde Meclis Başkanı ağzıyla Sayın Erdoğan'ın çağrısıyla sivil anayasa söylemiyle davet edildiğimiz Anayasa masasına oturmadık, mevcut Anayasa'ya harfiyen uyulmadıkça ve İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılma gibi bir somut örneği de bir kez daha hatırlatayım, bütün antidemokratik tavırlardan vazgeçilmedikçe, Anayasa Mahkemesi, AİHM kararları kabul edilmedikçe, yani Anayasa'nın en ufak virgülüne kadar tam sadakat gösterilmedikçe biz anayasa çiğneyenlerle bir anayasa yapmayız.
'CHP, Kürt sorununa duyarlı', o sorunu çözecekmiş gibi yapıp 'CHP'yi böyle masaya sokabilir miyiz?' diyorsa, niyet bu ise biz o oyuna gelmeyiz ama sizin niyetiniz demokrasiyse, bu işin bütün aşamalarında samimiyetle oluruz, bir tek samimiyetsizliğe itiraz ederiz.
"Kapalı kapılar ardında 'Biz yaptık oldu.' diyen anlayışı değil, Kürtlerin yaşadığı sorunları gören, çözme iradesi gösteren, önerileri ortaya koyan ve zemininde 86 milyonun temsilcilerinin olduğu Mecliste kuran bir anlayışı" savunduklarını dile getiren Özel, bu ülkede yaşayan herkesin, Türklerin de Kürtlerin de geleceğinin yalnızca sivil, demokratik siyasetten geçtiğine inandıklarını vurguladı. Doğru yolun bu olduğuna inandıklarını belirten Özel, bu noktada üzerlerine düşen ne varsa yapacaklarını dile getirerek, "Buna katkı koymak, risk almak, haklı haksız tüm eleştirilere muhatap olmak da dahildir. Devlet Bey beklenmedik bir şey söyleyince, beklenmedik bir şeyi de ben söyleyeyim size, 'Kürtlere devlet vadediyorum.' dedim, cümlenin buraya kadarki kısmından bile medet uman bir kötücül akıl var. Kürtlere Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin eşit, ayrımsız, kendilerini tamamen mensubu ve sahibi hissettikleri 86 milyonla birlikte eşit vatandaşlığı iliklerine, kemiklerine kadar hissettikleri Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bizlerle birlikte sahibi olmalarını teklif ediyorum." ifadelerini kullandı.
Bu noktaya gelindiğinde zaten bütün sorunların çözüleceğine inandığını dile getiren Özel, bu noktada Selahattin Demirtaş ile de mutabık olduklarını belirtti. Özel, bugün kadın sivil toplum kuruluşları ile de mutabık olduklarını kaydederek, "Yarın görüştüğümüz tüm Kürtlerle de bu bölgenin insanlarıyla da mutabık olacağız çünkü bu şehrin de bu şehrin siyasetçilerinin de bu şehrin sivil toplum kuruluşlarının da bu ülkeyi, bu ülkenin insanlarını, hayatı, yaşamı sevdiklerini biliyoruz. Hayata, yaşama, insana ve barışa dair her türlü düşmanlığın ve kötülüğün karşısında onlarla el ele omuz omuza olacağız" diye konuştu.
Daha sonra Özel, Diyarbakır Valiliğini ziyaret ederek, Vali Murat Zorluoğlu ile görüştü. Programlara, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya ve CHP'li bazı milletvekilleri de eşlik etti.