11. Asliye Ceza Mahkemesinin, Özer'in avukatlarının yaptığı tahliye talebini reddederek tutukluluğun devamına ilişkin verdiği kararın detayına ulaşıldı. Ne olmuştu? Mahkemenin kararında, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçunun oluşabilmesi için örgütsel faaliyet kapsamında değerlendirilebilecek eylemlerin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içermesi gerektiği vurgulandı. Özer'in suçlandığı konulara yer verilen kararda, "Suçlamalara konu olan eylemlerin örgütsel faaliyet olarak değerlendirilmesinin bu aşamada tartışmalı olup örgütsel faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği düşünülse, gizli tanık beyanının tek başına hükme esas alınamayacağı göz önüne alınsa dahi gizli tanığın ifadesinde geçen eylemlerin örgütle belirli bir organik bağ veya temsil ilişkisi bulunmaksızın gerçekleşmesinin mümkün olamayacağı" değerlendirmesi yapıldı. Mahkemenin kararında şöyle devam edildi: Söz konusu eylemin sübutu halinde niteliği itibarıyla, kişi, zaman ve mekan unsurları yönünden ayrıntılı ve somut açıklamalar olması da göz önüne alındığında tek başına atılı suçun oluşmasına yeterli görülebileceği ve hal böyleyken bu aşamada kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delil olarak nitelendirilebileceği değerlendirilmiştir. Gizli tanığın ifadesinde geçen eylemlerin zamanına göre yeni elde edilmesi nedeniyle toplanması gereken başkaca delillerin bulunması, şüphelinin üzerine atılı suç için kanunda ön görülen ceza miktarının alt ve üst sınırı karşısında tutuklulukta geçirdiği sürenin bu aşamada orantılı olması hususları bir arada değerlendirildiğinde kararda değiştirilecek bir husus bulunmadığından şüpheli müdafilerinin itirazının reddine karar verildi. Özer'in avukatları tarafından mahkemeye sunulan 40 sayfalık dilekçede, 2014'te İmralı'da HDP heyetince, Özer'in sözde demokratik özerklik projesine katkı sunmak istediğinin terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a iletildiği iddialarına ilişkin, müvekkillerinin adının bilgisi ve iradesi dışında kullanılmış olabileceği belirtilmişti. Özer'in, M.K. isimli kişiyle görüşmesinin taziye niteliğinde olduğu, M.K'ye hitabındaki "siz" ifadesinin nezaketen kullanıldığı aktarılan dilekçede, Özer'in terör örgütü elebaşlarından Remzi Kartal'ı aynı aşiretten olmaları nedeniyle tanıdığı ancak ikili arasında görüşme iddiasının teyide muhtaç olduğu savunulmuştu. İtirazı değerlendiren nöbetçi asliye ceza mahkemesi, Özer'in avukatları tarafından sunulan tahliye talebinin reddine karar vermişti.